Salı, Nisan 16, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelBu düzen değişmelidir!

Bu düzen değişmelidir!


Bugünkü yazıma Türkiye’de yaşanan olağanüstü hali çok güzel özetleyen bir fıkra ile başlamak istiyorum. Umarım okuyunca sizler de beğenirsiniz.
İşte o fıkra: Tilkinin biri orman içinde son hızla kaçıyormuş. Kurt onun bu halini görünce sormuş: “Yahu, kan ter içinde nereye, bu telaşın redir senin?
Tilki cevap vermiş: “Hükümet bir karar almış da.”
Kurt bir daha sormuş: “Neymiş o karar?”
Tilki cevaplamış: “Bütün develer yakalandıkları yerde kesilecekmiş.”
Kurt artık dayanamamış ve “Behey ahmak, bundan sana ne? Sen deve olmadığın gibi, ona benzer bir tarafında yok.” demiş.
Tilki anında ve manalı bir cevap vermiş: “Öyle deme, iftiracının biri kalkar benim deve olduğumu ihbar eder de ele bir geçersem, deve olmadığımı ispatlayıncaya kadar kim bilir kürkümü hangi tüccar karısı giyer…”
Tilki, Türkiye’nin cezaevlerinde tutuklu milletvekillerinin, gazetecilerin, yazarların, akademisyenlerin halini ne güzel anlatıyor, değil mi? Başka söze ne hacet…
ADELET YÜRÜYÜŞÜ
Olağanüstü haldeki Türkiye’de, adaletin yok edildiği, korku, endişe ve çaresizlik duygusunun toplumu teslim aldığı bir süreçte milyonlar adalet için yürümüştür. Adalet Yürüyüşü, korku zincirini kırmış; cesaret ve umudu ateşlemiştir.
Adalet Yürüyüşü ile başlayan süreç adalet arayışının en geniş biçimde konuşulması, tartışılması, sonuçlar çıkarılarak hedefler saptanması için bir kurultay talebini ortaya koymuştur. CHP’nin Çanakkale’de 26-29 Ağustos 2017 günlerinde gerçekleştirilen Adalet Kurultayı, bize demokrasi, adalet ve huzur ekseninde bir siyasi hat çizmiştir.
Bu hat Türkiye’nin karanlıktan çıkış hattıdır. Bu hat demokrasi, adalet ve huzur isteyen herkesin ortak hattıdır.
ADALET KURULTAYI
Adalet Kurultayı diyor ki; Adalet mücadelesi meşrudur. Devlet, yurttaşlarını huzur, güven ve refah içerisinde yaşatmakla yükümlüdür. Bunun yolu adaletten geçer. Adaletten sapan iktidarlara karşı halkın hak, hukuk, adalet ve özgürlük mücadelesi meşru bir mücadeledir. Bugün Türkiye’de adalet hakkı sistematik olarak ihlal edilmektedir.
Mahkemelerde adalet yoktur! Mahkemeler bağımsız ve tarafsız değildir. Hâkimler hukuka değil iktidarın beklentilerine göre karar vermektedir. Siyasi planların parçası olarak milletvekilleri tutuklanmakta, bu yolla aslında milli irade hapsedilmektedir.
Devlette adalet yoktur! Devlette liyakat sistemi çökmüştür. Liyakat yerine sadakat, layık olan yerine sadık olan tercih edilmektedir. Devlet parti devletine dönüşmüş, kuvvetler ayrılığı yok edilmiş, fiilen tek adam rejimi tesis edilmiştir. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi milletin inancı ve kararlığı ile engellenmiştir. Ancak ardından iktidarın 20 Temmuz darbesi ile yeni bir darbe hukuku oluşmuş, can ve mal güvenliği kalmamıştır.
Seçimde adalet yoktur! Seçimlere hile karışmıştır. Mühürsüz seçimle millet iradesine tecavüz edilerek, gayrimeşru bir anayasa oluşturulmuştur. Seçim barajı ve siyasi parti düzeni milli iradenin tam olarak parlamentoya yansımasını engellemektedir.
Geçimde adalet yoktur! Gelir bölüşümü adaletsizdir. Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu bir düzen hâkimdir. İşsizlik ve geçim sıkıntısı halkın en büyük sorunudur.
Eğitimde adalet yoktur! Eğitimden bütün paydaşlar şikâyetçidir. Müfredat bilimsel değil ideolojik esaslara göre hazırlanmaktadır. Atatürk ve Cumhuriyet gibi ortak değerlerimiz unutturulmak istenmektedir. Herkes tek tip okula mahkûm ve mecbur edilmektedir.
Yaşamda adalet yoktur! Türkiye’de toplumsal yaşam eşitsizlik, kutuplaşma ve çatışma ekseninde devam etmektedir. Siyasi iktidar her geçen gün kamplaşma ve kutuplaşmayı derinleştirmekte, ötekileştirme ve çatışma üzerinden iktidar üretme siyaseti gütmektedir. Kadın, genç, çocuk ve dezavantajlı gruplar eşitsiz yaşam koşullarına terk edilmektedir. Toplumun huzuru kalmamıştır.
KOLLEKTİF GÜÇ
CHP’nin Adalet Kurultayı bir kolektif demokratik güç yaratmıştır. Adalet yürüyüşü ile korkunun yerini cesaret, çaresizliğin yerini umut almıştır.
Adalet Kurultayı ise buna bir kolektif demokratik güç mahiyeti kazandırmıştır. Katılımcılar tek adam rejimi karşısında çaresiz ve yalnız olmadıklarını hissetmişlerdir.
Bugün güçlünün hüküm sürdüğü, güçsüzün süründüğü bir düzen vardır. Bu düzen değişmelidir. Bu düzeni adalet ve huzur talebi ekseninde oluşacak kolektif demokratik güç değiştirecektir.
Sözün özü. Gün birlikte mücadele etme günüdür!

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER