Perşembe, Mart 28, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelEĞİTİMDE ÇÖKÜŞ YAŞANIYOR!

EĞİTİMDE ÇÖKÜŞ YAŞANIYOR!

 

Eğitim, toplum yaşayışında yer edinmek için edinilen bilgi, beceri ve anlayışlara denir.

Eğitim, geniş anlamda bireylerin, toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmada etkili olan tüm sosyal süreçlerdir. Eğitim kısaca, ‘istenilen davranışı geliştirme süreci’ olarak da anlatılabilir.

İnsan eğitimle doğmaz! Ama eğitimle yaşar. Eğitimin ilk ve en iyi merkezi evdir. Eğitim, çocuğu önce dünyada, sonra da özel çevrelerde varlığını sürdüreceği şartlara hazırlamak demektir. Eğitimin temel amacı, çocukları kendi yeteneklerinin bilincine vardırmaktır.

Allah herkese çeşitli kabiliyetler vermiştir, bunları kullanılır hale getiren eğitimdir. Eğitim ana dizinde başlar, her söylenilen kelime çocuğun kişiliğine konan bir tuğladır. İnsan eğitilmesi gereken tek varlıktır.

Bir şeyi bilmek nasıl beceriyse, onu öğretebilmek de beceridir. Eğitimden geçmeyen hayal gücüne sahip olanların kanatları vardır ama ayakları yoktur. Eğitim refah anında bir süs, felaket sırasında bir sığınaktır. Eğitimin kökleri acı, meyveleri tatlıdır.

Ama Türkiye’de eğitimin kalitesi düşüyor! Eğitimde ciddi çöküş yaşanıyor. Meselâ: Dünya Ekonomik Formu’nun (WEF) yayımladığı ‘Eğitim Kalitesi 2018’ raporuna göre; Türkiye’deki eğitim sistemi sınıfta kalmıştır.

Dünya Ekonomik Formu’nun 137 ülkenin eğitim sistemini puanladığı listede Türkiye, yalnızca 38 ülkenin önüne geçebilmiştir. Eğitim sistemi kalitesinde 137 ülke arasında 99. sırada yer almıştır. 2017 yılına göre 2018 yılında iki basamak yükselen Türkiye, Mozambik, Nikaragua, Tanzanya, Etiyopya ve Kamboçya’nın bulunduğu yüzdelik dilimden kurtulamamıştır.   İsviçre’nin ilk, Yemen’in son sırada yer aldığı listede, Katar, Malezya, İran ve Pakistan gibi ülkeler Türkiye’nin önünde sıralanmıştır.

Nitekim geçen hafta açıklanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı yerleştirme sonuçları, geçen yılki sonuçlarla karşılaştırıldığında lisans programlarına yerleşen öğrenci sayısının azaldığı görülüyor. 2018’de lisans ve ön lisans programlarının toplam 839 bin 490 olan kontenjanının 710 bin 982’sinin dolduğu anlaşılıyor. Geçtiğimiz yıl yüzde 76,45 olan doluluk oranı 2018’de yüzde 84,69’a ulaşmış görünüyor.

Nitekim bu yıl 2.3 milyon adayın katıldığı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda 542.373 aday tercih yapmazken, fen ve Anadolu liseleri beklenilen başarıyı yakalayamamıştır. Endüstri meslek ve imam hatip liseleri ise adeta dökülmüştür. Üniversitelerde 128.500 kontenjan boş kalırken, en fazla kontenjan açığı devlet üniversitelerinde olmuştur.

Fen liseleri ve nitelikli Anadolu liseleri mezunlarının dahi açıkta kalması ciddiyetle sorgulanması ve tedbir alınması gereken hususlardan birisidir. Nerdeyse tüm lise türlerinde, 2017 yılına göre lisans programlarına giriş oranlarında önemli azalma meydana gelmiştir. Anadolu ve imam hatip liselerindeki düşüş dikkat çekiyor. Türkiye’de eğitimin kalitesi düşüyor.

Gençler,  lisans programlarından daha çok ön lisans programlarını tercih ediyor. Çünkü gençlerin büyük çoğunluğu ‘işsizlik’ telaşı yaşıyor. İşsiz kalma korkusu gençleri meslek yüksekokullarını tercihe zorluyor. Gençler biran önce meslek sahibi olup işgücüne katılmak istiyor.

 

EĞİTİM ÇÖKERSE,  ULUS ÇÖKER!

 

Oysaki bir milletin veya bir ulusun ayakta kalabilmesi için en önemli serveti, eğitimli insan gücüdür. Bu da eğitimden geçer. Eğitimle birlikte insanlar katma değeri yüksek ürünler üretirler ve bu da ekonomiye yarar. Ekonomisi düzgün olan ve eğitilmiş toplumlar AR-GE ile çalışırlar. Kurgulanmamış toplumlar dış güçler ve gelişmiş ülkelere muhtaç olmak zorunda kalırlar.

Bundan dolayı ülke olarak katma değeri yüksek ürünler üretmemiz, yetişmiş insanlarımıza sahip çıkmamız ve eğitimde kurgulanmamız gerekiyor. Bunlara önem verilmediği sürece, Türkiye Batı’ya değil, yönünü Doğu’ya çevirmeye mecbur kalır.

Güney Afrika’daki yaygın bir inanışa göre, bir ülkeyi yok etmek için atom bombası veya uzun menzilli füzelere ihtiyaç yoktur! Bunun için eğitim seviyesini düşürmek ve kopya çekilmesine müsaade etmek yeterlidir. Bunun sonucunda; Hastalar doktorların elinde can verir, binalar mühendislerin elinde çöker, para ekonomistlerin elinde yok olur, insanlık dinci akademisyenlerin elinde ölür ve adalet hâkimlerin elinde yok olur.

Eğitimin çöküşü, bir ulusun çöküşüdür! Çünkü ekmek ve sudan sonra eğitim, bir milletin en büyük ihtiyacıdır. Bir ülkenin geleceği, o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır.

Hatırlatmakta fayda var: Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir.  Eğitim, belleği doldurmak değil, kafayı geliştirmek demektir. En çok hürriyet nerede is, en çok eğitim oradadır!

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER