Perşembe, Mart 28, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelHATAY ‘MEDENİYETLER ŞEHRİ’ AMA…

HATAY ‘MEDENİYETLER ŞEHRİ’ AMA…

Hatay ülke coğrafyamızda çok güçlü olan bir kenttir. 13 medeniyet Hatay’da doğduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli olan Kurtuluş Savaşı’nın ilk kıvılcımı da yine bu topraklarda atılmıştır. Bu toprakların kardeşlik duyguları ve hoşgörüsü, yaşamın her safhasında Hataylılara yol göstermiştir. Bu kadar çok medeniyetin hüküm sürdüğü Hatay, İslamiyet’in, Hıristiyanlığın ve Müsaviliğin de önemli merkezlerinden biridir. Antakya’da ezan sesleri, çan seslerine karışmaktadır. Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler, hoşgörü içinde hayatlarını sürdürüyorlar.

Hatay sadece tarihiyle ve mutfağıyla anılacak bir şehir değildir. Hatay,  çağdaş ve modern bir kent olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Kardeşlik ve birliğin kenti Hatay, birçok medeniyetlere ev sahipliği yapmış, tarihi zenginlikleri ve kültürel dokusuyla Akdeniz’in incisi haline gelmiştir. 8 bin 500 yıllık geçmişi olan bu kentte her zaman sevgi, barış ve kardeşlik içinde yaşanmıştır. Bu kent, medeniyetlerin buluşma noktası olmuştur. Hatay’da, Hıristiyanlığın hac merkezi olarak gördüğü St. Pierre Kilisesi ve Anadolu’nun ilk cami Habib-i Neccar Camisi yer almaktadır.

Hatay, dünyaya olimpiyat oyunları ve FİFA Dünya Kupası’nın ardından 3.’üncü büyük organizasyon olarak kabul edilen EXPO’yu, Antalya’dan sonra Türkiye’ye getirmeyi de başarmıştır. Bu başarının ardından turizmde hedefler büyümüştür. UNESCO tarafından ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’na layık görülerek damak çatlatan lezzetleriyle gastronomi unvanını kazanan Hatay, EXPO 2021’le de ‘Medeniyetler Bahçesi’ temasıyla adını tüm dünyaya başarıyla duyurmaya hazırlanıyor. Ayrıca HADO (Hatay Deniz Otobüsü) ile de Medeniyetler Şehri Hatay, yerli yabancı birçok turisti ağırlayacak ve Hatay Büyükşehir’in bayrağını Akdeniz sularında dalgalandıracaktır.

Aslında Hatay, tarihiyle, çok kültürlü yapısıyla, her dinden, dilden, mezhepten ve yürekten insanlarıyla çok özel bir kenttir. Antakya ya da Hatay, asırlar boyu çok dilli, çok dinli olması nedeniyle de ‘Medeniyetler Buluşması’nın örneğidir. Zaman zaman hırpalansa da, kem gözlere batsa da cazibesini korumaktadır. Hatay çan, ezan ve hazan kentidir. 1939 Temmuz’unda, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına yaklaşık yüz metrekarelik bir toprak eklenmiş ve nur topu gibi bir vilayetimiz daha olmuştur. 63’üncü il olarak kayda geçen bu merkezin adı Hatay’dır.

Hatay gelişime çok açıktır. Sanayi, tarım, tarih, turizm ve hoşgörü anlamında çok önemli değerlere sahiptir. Hatay’da ilk zeytinciliğin, buğday ekiminin yapıldığı Amik Ovası eşsiz bir hazinedir. Kentte yılın dört mevsiminde üretim yapmak mümkündür. Tarım kültürü, toprak yapısı, ikim ve diğer doğal koşulları, ürün deseninde çeşitliliğe, hasatta erkenciliğe ve ikinci ürün yetiştirilebilmesine imkân veren Hatay’da;  bitki deseni olarak buğday, sanayi bitkileri (pamuk, mısır), sebzeler, zeytinlikler, yağlı tohumlar, narenciye, meyve, tarla sebzeciliği, yem bitkileri ön plandadır.

Hatay’ın ayrıca eşsiz yaylaları ve çok zengin bir bitki örtüsü var. Asya ve Avrupa’daki en zengin bitki örtüsü Hatay’dadır. 850 adet tıbbi ve Aromatik bitki ve 3 bine yakın da çiçek çeşidi var. Bunların yaklaşık 300’ü endemik bitki olup sadece Amanos ve Habib-i Neccar dağlarında bulunuyor.

Hatay, destek verilmesi halinde Türkiye ekonomisine önemli katkılar sunmaya adaydır. Akdeniz havzasındaki 42 ülkeyle komşuluk yapması da ihracat ve ticaret potansiyelini gösteriyor. Hatay, 2.3 milyar dolara ulaşan ihracat hacmiyle Türkiye’nin 16’ncı ilidir. Ayrıca üç kutsal dinin kesiştiği bir yer olarak hem kültür hem inanç turizmi açısından oldukça avantajlıdır.

 

HİÇ KİMSE VAZGEÇİLMEZ DEĞİLDİR!

 

Hatay’ın son yıllarda bölgemizde yaşanan insani felaketlerden ne kadar etkilendiğini en iyi bilen biri olarak yazıyorum: Hatay, son yıllarda hemen yanı başındaki Suriye’de devam eden savaşla anılıyor. Savaşın tüm etkilerini iliklerine kadar hisseden bu kadim şehir, Suriye’deki kaosu ekonomik ve sosyal açıdan fazlasıyla yaşıyor.

Suriye’de 6 yıldır devam eden kanlı iç savaşın etkisi en çok Türkiye’ye olmuştur. Dünyanın sırt çevirdiği Suriyelilere, Türkiye kol kanat germiştir. Suriyeli sığınmacıların en fazla bulunduğu yerlerden biri de Hatay’dır. Şehrin nüfusu 1.5 milyon! Ama Hatay’da yaklaşık 500 bin mülteci ya da başka bir deyişle Suriyeli misafir yaşıyor. Bu nüfusun yaş ortalaması 19’u geçmiyor. Yani çocuklar ve gençler ağırlıktadır. Bu yüzden, misafirperver kent Hatay’da kültür ve dil farklılığından kaynaklı uyum sorunu yaşanıyor.  Ayrıca kentte ekonomik ve sosyal sıkıntılar da var!

Son beş yıldır hem ticaret hem iş dünyası, sanayici, yaş sebze-meyve üreticisi, hububat üreticisi mağdur durumdadır. Hatay ekonomisi hastalıklı; tek ilacı var: O da ‘teşvik’. Hataylılar, kentin 4. teşvik bölgesinden 5. teşvik bölgesine geçmesini bekliyor. Ayrıca TÜİK verilerine göre, Hatay’da işsizlik oranı yüzde 17.70 seviyesindedir.

Hatay Büyükşehir’i geliştirmenin ve güzelleştirmenin tek yolu vardır: Hizmet, hizmet, hizmet! Ancak bütün şehri yöneten mevcut Şehremini seçim öncesi vaatlerini gerçekleştiremeden; Hatay’ın tarihiyle ve mutfağıyla övünerek vakit geçiriyor.  Hizmet üretmeden,  vakti konuşarak geçirmenin ve ‘Medeniyetler Şehri’ Hatay’ın tarihi geçmişi ve mutfağıyla övünmenin sonu yoktur. Şehremini,  yönetime geldiği 30 Mart 2014 tarihinden bu yana yanlış yolda gidiyor! Devlet’ten destek alamıyor. Kentin ekonomi ve ticaretinin önündeki engelleri kaldıramıyor. Büyükşehir’de istihdam yaratamıyor. HADO projesi kapsamında 3.8 milyon Euro’ya satın alınan deniz otobüsünü çalıştıramıyor.  Hatay Günleri’nde ‘Künefe Şöleni’ düzenleyerek,   halka ücretsiz künefe ikram ederek kentin turizm gelirlerini artıramıyor. Hatay Zenginleşmiyor, aksine fakirleşiyor!

Oysaki Hatay’ın yaşadığı ekonomik ve sosyal krizin tek sorulusu şehreminidir. Şehrin yönetiminde yetki kimdeyse sorumluluk da ondadır. Güçlü Şehremini; güzel sözler söyleyen değil, söylediğini yapan ya da yapabileceğini söyleyendir. Üstelik daha çok hizmet üretmeden şehri borçlanarak yönetiyor. Gelen paraların çoğu yeraltına, betona yatırılıyor. Medeniyetler şehri modernleşmiyor, aksine büyük bir köye dönüşüyor!

Neyse ki önümüzde yerel seçimler var! Bütün şehri yöneten şehremini seçim vaatlerini gerçekleştiremiyorsa ve Hatay’a bakıp da yatırıma özenen kimseler yoksa mevcut şehremini gözden geçirilmelidir! Hataylılar kentin geleceğini düşünmelidir. Çünkü hiç kimse vazgeçilmez değildir ve hiç kimse kendini vazgeçilmez sanan biri kadar aptal değildir.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER