Perşembe, Nisan 25, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelŞimdi birlik olma zamanı

Şimdi birlik olma zamanı

Bizler, kötü yönetimlerden, terörden çok büyük acılar yaşamış bir ülkenin dürüst insanlarıyız. İslam’ı kullanarak iktidara gelenler, İslam adına terör estirenler asla ve asla İslamiyet’i temsil edemezler. İslamiyet’in siyasetle ve terörle yan yana getirilmesi için özel çaba içinde olan kesimler var! Ülkeyi adaletle yönetemeyenlere, terörü gerçekleştirenlere ne İslam ne de Müslüman, hiçbir şey diyemeyiz!
Bir İslam coğrafyası var. Bu coğrafyadaki devletlerin İslamiyet anlayışı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin İslamiyet anlayışı çok farklıdır. Türkiye, yönünü Batı’ya çevirmiş çağdaş, demokratik ve laik sosyal bir hukuk devletidir. Benim ülkemin insanı, bilime inanan, aklını kullanan asil bir milletti; zulümle ve terörle işi olamaz!
Arap dünyasının İslam anlayışı ile bizimki çok farklıdır. Onların İslam anlayışında zorlama, terör var; kendi dindaşlarına ihanet ederler, sonra çıkar itiraf ederler.
Bizim İslamiyet anlayışımızda ise İslam’a ve Müslümanlara hizmet etmek vardır. Onlar kentleri teröre, biz kentleri insanlara teslim ediyoruz. Aramızda bu kadar ciddi bir fark var! Bizler ülkemize demokrasiyi yeniden getirmek için gece gündüz uyumuyoruz, mücadele ediyoruz, çaba harcıyoruz!
Dolayısıyla da 2019’da, önümüzde iki seçenek var, üçüncü seçenek yok! Birinci seçenek ‘tek adam’ rejimi, ikinci seçenek ise demokratik parlamenter sistemdir.
Bizler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleri olarak ‘parlamenter sistem’den yana olmak zorundayız! Demokrasiden, insan haklarından, kadın-erkek eşitliğinden, bağımsız yargı ve özgür medyadan vazgeçemeyiz.
Bugün yaşadığımız olay ‘tek adam’ filminin fragmanıdır. Türk milleti şu anda ‘tek adam’ rejiminin fragmanını yaşıyor.

CHP’NİN CUMHURBAŞKANI ADAYI YOKTU

Beştepe’deki kocaman sarayda oturan bir ‘tek adam’ var, her şeye emir veriyor. Önümüzdeki 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu gerçek bir öyküye dönüşmelidir. Herkes üzerine düşen sorumluluğun gereğini yapmalıdır.
Türkiye demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti idealinden asla taviz vermemelidir. Hedefimiz ileri demokrasidir!
Şimdi Beştepe’deki kocaman sarayında oturan, Türkiye’yi yurtta ve dünyada savaşa sürükleyen, milleti tehlikeli maceralara yönlendiren ‘tek adam’ yönetimine karşı birlik olma, direnme ve Atatürk’te birleşme zamanıdır.
Yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hayata geçirilmemelidir. Cumhuriyet’in kurucu partisi CHP, 2014’te gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimindeki hata ve yanlışlarını 20129’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir daha tekrarlamamalıdır.
Şöyle ki, 2014’teki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Cumhurbaşkanı adayını büyük bir toplumsal uzlaşmayla belirlemek istiyorum” demişti. Bu sözüne uygun olarak başta siyasi partiler olmak üzere çeşitli kitle ve meslek örgütlerini, sendikaları ziyaret etmişti.
Bu süreç devam ederken 16 Haziran 2014 günü Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli hiç beklenmedik bir şekilde basının karşısına çıkmışlar ve Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı göstereceklerini açıklamışlardı.
MYK, Parti Meclisi, Meclis Grubu il örgütlerinin bilgisi ve onayı yoktu. CHP Genel Sekreteri ve MYK üyeleri bile Ekmeleddin adını televizyon ekranlarından öğrendiklerini açıklamışlardı. Zaten Kılıçdaroğlu da bu gerçeği gizlememişti: “Hiç kimseye bilgi vermeden Bahçeli’yle kararlaştırdık” demişti.
Aslında Ekmeleddin İhsanoğlu CHP ve MHP örgütlerinin Cumhurbaşkanı adayı değildi; Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin ‘çatı’ adayıydı. Oysaki son iki yılda milyonlar “Atatürk’te birleştik” diye meydanları dolduruyordu. Ama Kılıçdaroğlu ve Bahçeli bu sese kulak vermemişti. Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığı tescilli Ekmeleddin İhsanoğlu’nda birleşmişlerdi.
Ekmeleddin İhsanoğlu isminin son anda ortaya çıkması bir başka merkezden tebliğ edildiğini de gösteriyordu. Kılıçdaroğlu haftalarca kapı kapı niye dolaşmıştı? Anlaşılıyor ki dostlar alışverişte görsünler diye dolaşmıştı. Fikir alışverişinde bulunuyormuş gibi rol yapmıştı. Bu tiyatroya ne gerek vardı?
Dönemin Yargıçlar Sendikası Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, “Türkiye, manda değil ki, genel vali mi atanıyor? diye sormuştu. CHP-MHP’nin ‘çatı’ adayını ‘demokrasiye yeni balyoz’ olarak nitelemişti. Kılıçdaroğlu parti içinden ve dışından gelen yoğun tepkiler karşısında İhsanoğlu’nun adaylığını parti yöneticileriyle paylaşmadığını itiraf etmişti.
Oysaki Ekmeleddin İHsanoğlu’nun 10 yıllık İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreterliği döneminde Ortadoğu kana bulanmıştı. Libya’da Kaddafi’nin Amerikancı bir darbeyle yıkılmasına ses çıkarmamıştı. Bu göreve Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) için seçilmişti. Batı’nın ve Amerikancı Suudi rejiminin has adamı olarak görevini yapmıştı. Suriye’de Esad yönetiminin karşısında yer almıştı. Suriye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyeliğinin askıya alınmasında AKP hükümeti, Katar ve Suudi Arabistan’la birlikte büyük çaba harcamıştı.
Kılıçdaroğlu Atatürk’te birleşenlere aday çıkarmayı yasaklarken Cumhuriyet Devrimi’ni yasa dışı ilan etmişti. Siyaset alanı bütünüyle Cumhuriyet yıkıcılarına teslim edilmişti. Padişahların, Osmanlıcıların, Cumhurbaşkanı adayı vardı; PKK’nın siyasi örgütü olan HDP’nin adayı vardı; ama Cumhuriyetçilerin, Atatürkçülerin Cumhurbaşkanı adayı yoktu!
Kılıçdaroğlu ‘muhafazakâr oyları kazanmak’ gerekçesiyle Cumhuriyet Devri’nin mevzilerini terk etmişti. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın elini kolunu sallaya sallaya Cumhurbaşkanı seçilmesine zemin yaratmış; Beştepe’deki sarayın yolunu açmıştı. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan % 51, 79 oyla, daha birinci turda, Cumhurbaşkanı seçilmişti. Ekmeleddin İhsanoğlu % 38, 44, Selahattin Demirtaş ise % 9,76 oranında oy almıştı. Seçime katılma oranı ise % 74, 13 olarak gerçekleşmişti.
CHP’nin önceki genel başkanı Deniz Baykal 2003 yılında muhtar bile seçilemeyecek Tayyiep Erdoğan’ı Başbakan yapmıştı. 11 yıl sonra ise Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı yapmıştı.
Devlet Bahçeli de Türkiye’yi 3 Kasım 2002’de erken seçime götürerek Tayyip Erdoğan’a iktidar yolunu açmıştı. 2014’te bu kez ‘çatı’ adayıyla Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesine yol vermişti.
2019’DA NE OLACAK?
Muhtemelen 2019’da yapılacak yerel ve genel seçimler ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin neler yapacağı şimdiden bellidir. Bahçeli, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Teayyip Erdoğan’ın güdümündedir.
Bahçeli’nin, Türkiye Cumhuriyeti’ni demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine dönüştürmek gibi bir ideali, hedefi ve amacı yoktur. Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılâplarını yaşatmak görev ve sorumluluğu CHP’dedir.
CHP, 2014’teki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yapılan hata ve yanlışlardan dersler de çıkarmak suretiyle 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde benzer hata ve yanılışları tekrarlamamalıdır. Kılıçdaroğlu, 2019’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçim öncesinde seçmeni Atatürk’te birleştirecek Atatürkçü bir Cumhurbaşkanı adayı belirlemelidir.
Kılıçdaroğlu, bu defa AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesini engellemek gibi bir sorumluluğu ve mecburiyeti vardır. 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanı seçiminde, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, Atatürk sevdalılarının adayı Atatürkçü bir Cumhurbaşkanı adayı ile yarıştırılmalıdır.
İşte o yüzden şimdi tam da birlik olma zamanıdır! Türk milletini Atatürk’te birleştirmek, Erdoğan karşıtı tüm Cumhuriyetçilerin görevidir.
Sözün özü: Türkiye tektir, başka Türkiye yoktur! Türk milleti, ‘tek adam’ peşinde koşmaktan vazgeçmeli ve demokratik, laik, sosyal hukuk devletine sandıkta sahip çıkmalıdır. Türkiye’nin bakası, 2019’de yapılacak seçim sonuçlarına bağlıdır.
Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Demokrasi! Yaşasın Özgürlük!

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER