Perşembe, Nisan 25, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelŞirket Yönetimi İçin Kayyım Tayini’ nin Yasal Boyutu

Şirket Yönetimi İçin Kayyım Tayini’ nin Yasal Boyutu

Geçen haftalarda gündemi meşgul eden konulardan biri, Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’ nin, 26 Ekim 2015’te, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebiyle Koza İpek Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanması kararı idi.

Kararın Ceza Muhakemesi Kanunu’ nun konuya ilişkin 133. maddesindeki şartlarını taşıyıp taşımadığı, niçin kayyım tayinine ihtiyaç duyulduğu, yönetimin kayyıma devredilmesi işleminin başta mülkiyet hakkı ve basın özgürlüğü olmak üzere çok sayıda temel hak ve özgürlüğü ihlal edip etmediği tartışıladururken, anılan grubun avukatları yasal itiraz yollarına başvurdu.

Bu konunun kamuoyunun anlaması biraz güç olması sebebi ile, ben de bu hafta,  şirket yönetimi için hangi durumlarda kayyım atanabileceğinden ve bu uygulamanın hangi yasal çerçeveler içinde olması gerektiğinden bahsederek, siz değerli okurlarımı bilgilendirmek istedim.

***

Sözlük anlamına göre kayyum/kayyım, bir malın yönetilmesi veya bir işin yapılması için görevlendirilen kimsedir.

Kayyım, Türk Ceza Kanunu’ nun “tanımlar” başlıklı m.6/1- c’ ye göre “kamu görevlisi” sayılır.

Şirket yönetimi için kayyım tayini ise, bir koruma tedbir yönetimidir.

Bir koruma tedbiri olan Ceza Muhakemesi Kanunu m.133’de düzenlenen “Şirket Yönetimi İçin Kayyım Tayini” halinde, şirketlerin iç işlerine karışılmaz.  Kayyım yalnızca, suç zincirini kesmekle sorumludur. İşi budur.

Şirket sahibi şahsın, mülkiyet hakkına önemli bir kısıtlama getiren bu koruma tedbirinin, öncelikle yasada öngörülen “kanuni sınırlarına uygun”  bir şekilde uygulanması gerekir. Aksi halde verilen karar, hukuka aykırılık bir yana, kanun güvencesini ortadan kaldıran, tamamen keyfi bir işlem niteliğini taşır.

***

Peki şirket için kayyım tayini kararı nasıl verilir ve bu kararı verebilmek için hangi koşulların varlığı aranmalıdır?

Kayyım tayini kararı, soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısının talebi ile sulh ceza hakimliği ve kovuşturma aşamasında da tarafların talebi veya re’ sen mahkemece verilebilir.

Esasında CMK m.133’de düzenlenen şirket yönetimi için kayyım tayininde aranan şartlar oldukça sıkıdır.

Şartlardan birisi; CMK m.133/4’de sayılan suçlardan en az birisi ile ilgili başlatılan soruşturma veya iddianamenin kabulü ile başlayan, kovuşturma sürecinde, suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığıdır.

Burada önemli olan, soruşturma veya kovuşturmaya konu suçun bir şirketin faaliyeti kapsamında işlenmekte olduğuna dair kuvvetli şüphe sebeplerinin tespit edilip edilemediğidir.

“Suçun işlenmekte olması” demek, iddiaya konu suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmeye devam etmesi anlamını taşımaktadır.

Kayyım tayininde ikinci şart ise, faaliyetlerini sürdüren şirketlerin fiili veya kaydi elkoyma tedbiri suretiyle zarara uğramaması, faaliyetlerini sürdürebilmesi için, maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olma kıstasının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmalıdır. 

Yalnızca maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde şirket yönetimi için kayyım tayini mümkündür.

Atanan kayyımın, şirketin denetimini veya idaresini yapabilme bilgi ve ehliyetine sahip olması gerekir. Ayrıca, tarafsız olmalı, şirketin denetimi ve idaresi sırasında tarafsızlığını bozabilecek tasarruflarda bulunmasına yol açabilecek özellikleri taşımamalıdır.

Kayyım görevini; tarafsız bir şekilde sürdürmek, bu sırada şirketin yararlarını korumak ve hukuka riayet etmek, şirketin hak ve yararlarını gözetmek zorundadır. Aksi halde, kayyımın hukuki ve cezai sorumluluğu gündeme gelir.

***

CMK m.133; bir soruşturma veya kovuşturmaya konu suçla ilişkilendirilen bir şirketin faaliyetlerinin durdurulmasını, malvarlığına el koyulmasını ve kayıtlı olduğu ticaret siciline el koyma şerhinin düşülmesini, ticari faaliyetlerinin sekteye uğratılmasını amaçlamamıştır.

 

CMK m.133, bir suçun işlenmesine faaliyetleri çerçevesinde katılan şirketin kontrol altına alınmasını, suçsuzluk/masumiyet karinesine rağmen yargılama aşamasında iddiaya konu suçun işlenmesinin önlenmesini ve bu sırada maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını hedeflemiştir.

 

Şirket yönetimi için kayyım tayininin hangi suçlarda uygulanabileceğini düzenleyen ve katalog suçlara yer veren CMK m.133/4 hükmü ise şöyle:

 

CMK m.133/4’e göre;

“Bu madde hükümleri ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir.

  1. a) Türk Ceza Kanununda yer alan,
  2. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80),
  3. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
  4. Parada sahtecilik (madde 197),
  5. Fuhuş (madde 227),
  6. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228),
  7. Zimmet (madde 247),
  8. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282),
  9. Silahlı örgüt (madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama (madde 315),
  10. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337)

Suçları,

  1. b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları,
  2. c) Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu,
  3. d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar,
  4. e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar”.

 

Burada sayılan suçlar dışında şirket için kayyım tayini tedbirinin uygulanamayacağı tartışmasızdır.

 

 

Ecem DOĞRU

Avukat

 

 

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER