Cuma, Mart 29, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelTürkiye Batı’dan koparılıyor mu?

Türkiye Batı’dan koparılıyor mu?

ABD ile vize krizi tırmanıyor. ABD’nin ve Türkiye’nin vize kararı çok üzüntü vericidir. Anayasamıza göre; Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir, kabile devleti değildir.
Aslında Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devleti de değildir, tek adam yönetimine ve kuvvetler birliğine dayalı bir Kanun devletidir. Son yıllarda Türkiye, yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı tarafından tek başına yönetilmektedir.
Son bir yıllık dönemde, iç ve dış birçok siyasi ve ekonomik gelişme Türkiye ekonomisi üzerinde önemli etkiler meydana getirmiştir. Türkiye, giderek Batı’dan koparılmakta ve Ortadoğu batağına sürüklenmektedir. Siyasette önde gelenlerin Kerkük, Musul, İdlib, Halep ve Şam hayali Türkiye’yi askeri seçeneklere zorlamaktadır.
Dolayısıyla da iktidarın yaptığı her yanlışın faturasını Türk milleti ödemektedir. Sefasını iktidar sürmekte, cefasını ise Türk vatandaşları çekmektedir.
Bunun sonucu olarak da Türkiye’nin medyasında, basında ve insan haklarında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Türkiye’nin beyin gücü, son yıllarda maalesef yabancı ülkelere kaçmaktadır. AKP yönetimindeki Türkiye, gün geçtikçe gücünden güç kaybetmekte ve giderek zayıflamaktadır!

BÜTÇE AÇIKLARI

Maliye Bakanının basın açıklamalarına göre; Türkiye’nin 2017 Ocak-Haziran dönemine ilişkin bütçe açığı 25.3 milyar Türk Lirası olarak gerçekleşmiştir.
Ocak- Haziran döneminde; bütçe giderleri 324.4 milyar, faiz hariç giderleri 27 milyar, bütçe gelirleri 299.2 milyar ve vergi gelirleri de 246.1 milyar liradır.
Bu sonuçlara göre, yılın ilk 6 ayında gerçekleşen bütçe açığı, yılın başında hedeflenen bütçe açığının yüzde 53.9’u oranındadır.
Türkiye’nin 2017 yılı bütçe açığı 47 milyar lira olarak hedeflenmişken, yılsonu itibariyle 62 milyar lira olarak kapanması beklenmektedir.
AKP iktidarında, yurtta savaş, dünyada savaş ilkelerine göre iç ve dış politikalar ile yönetilen Türkiye, giderek iflasa sürüklenmektedir. İmam Hatiplileri ve cemaat müritlerini yeni görev ve yetkilerle donatmakla meşgul olan AKP iktidarı ne yazıktır ki Türkiye’yi iyi yönetememektedir.
Türkiye yörüngesinden sapmakta ve tüm kaynaklarını milleti zenginleştirmeyen, aksine fakirleştiren kalemlere sarf etmektedir. Türkiye çağdaş medeniyetler seviyesindeki demokratik ülkelere düşman edilirken, terörist gruplarla dostluk ilişkileri kurmaya yönlendirilmektedir.
Bir gece ansızın Kuzey Irak Kürt Bölgesi’ne girmeye hazırlanan Türk ordusu, her nedense ve birdenbire Suriye’ye girivermiştir. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) neden Türkiye’den çıkış yapmakta ve Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye giriş yapmaktadır? Aslında ÖSO, Türkiye’nin eğitip donattığı Suriye Rejimi muhalifi sivil bir ordu mudur?
Esasında Türkiye’nin, sınır komşusu ülkelerin içişlerine bu derecede karışması doğru mudur? AKP Genel Başkanı ve BOP Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, BOP Eşbaşkanlığı grevinden istifa edip etmediğini bilen ya da duyan var mıdır?

TUZAK

İdlib ateş topu gibidir. Esad’ı devirmek için gelin gruplar İdlib’e yığılmıştır. İdlib’in merkezini El Nusracılar kontrol etmektedir. Türkiye hiç beklemediği şekilde cihatçı grupların tuzağına çekilebilir.
Sınırlarımızın cihatçı gruplar tarafından işgal edilmesi asla kabul edilemez. Cihatçıların güney sınırlarımızdan uzaklaştırılması çok önemlidir ama İdlib, güllük gülistanlık bir coğrafya değildir, Fırat Kalkanı’ndan farklıdır. Türkiye’nin, Türk askerlerinin güvenliği önemli bir husustur.
İdlib’de Türkiye’yi hem El Nusracılarla çatışmaya ya da diğer aktörlerle çatışmaya sürükleyecek bir durum vardır. İdlib Operasyonu, Fırat Kalkanı Operasyonu’ndan daha risklidir. Allah Türkiye’yi ve Türk askerini korsun!
Türkiye biran önce “Yurtta barış, Dünyada barış” ilkesine dönmelidir. Batı’dan asla kopmamalı ve Araplaşma sevdasından vazgeçmelidir! Devlette, yargıda ve eğitimde adaletsizliğe son vermelidir. Türkiye, Avrupa Birliği’ne üyelik hedefinden asla vazgeçmemeli, demokrasi yolundan hiç sapmadan ‘Hukuk Devleti’ idealini gerçekleştirmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz, olmamalıdır. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.
Sözün özü: İktidar, Cennet Türkiye’mi şeyhler, dervişler ve müritler memleketi haline dönüştürmemelidir. Televizyonlarda ve radyolarda şeyhler ve imamlar halkın nasıl yaşayacağına karar verememelidir. İktidarın yaptığı her yanlışın faturasını Türk milleti ödememelidir. İktidar, genel ve yerel yönetimlerde bu ülkenin sefasını sürerken, cefasını Türk vatandaşları çekmemelidir!

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER