Çarşamba, Aralık 17, 2025
No menu items!
Ana SayfaKöşe YazılarıBir kadın deneyimi!

Bir kadın deneyimi!

Ülkemizde kadınlar ile ilgili her gün farklı bir sorun yaşanıyor. Eksilmeyen kadın cinayetleri, ev içi dışı uygulanan şiddet… Ölçüsüz emek sömürüsü, işsizlik, yaşamın her alanında karşılaştıkları mahalle baskısı vb. Diğer yandan siyasal İslamcı iktidarın iki yüzlü uygulamaları, dini referanslara dayalı “kadını örseleyen” dayatmaları kadınlarımızı yormakta ve ayrıştırmaktadır. Bunun en tipik örneği ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması sonrası yükselen eylemlerin aydın, kamusal duyarlılığı olan kadınlarımızın arasında sıkışıp kalması. Çığ gibi büyüyen eylemlere dini öğretiyi bağlı ya da öyle görünme durumunda kalan kadınlarımızın çekingen, ürkek, telaşlı ve ‘pusarak’ uzaktan izlemeleri.

Genel olarak kadın hak arayışında, kamusal duyarlılıkta bir sıkıntı yok. Fakat hak mücadelesi tüm kadınları içine alarak bir kartopuna dönüşemiyor. Güdük kalıyor. Bunun değişik nedenleri var. Birincil nedeni siyasal İslamcı iktidarın ayrıştırıcı, dayatmacı uygulamaları ile tarikat/cemaatlerin kadınlara dayattığı dini öğreti ve yaşam tarzı; kurtuluşlarının “ötede” olduğunu, buldukları ile yetinmelerini öğütlemesi… Diğer nedense kadınlarımızın içine hapsoldukları öğretinin düşünme, özgüven yoksunu, korkak, ürkek, algıda yetersiz, edilgen kılması. Daha da kötüsü kadınların zihin/ruh sağlığını dönüşümsüz bozmasıdır.

Dinci öğretiyi içselleştirmiş kadınlar, ayrımsız -eğitimli eğitimsiz, işli işsiz- zihin/ruh sağlığı sorunu yaşıyor. Neden bu kanıyı vardım? Yakın geçmişte, muskacı/üfürükçü olan babamın (Hüseyin Hatipoğlu-Üsen Efendi) notlarından düzenlediğim “Sihir/Büyü Nasıl Bozulur?” adlı bir kitap yayınladım. Tanıtımı için, kitabın içeriği ile ilgili bilgileri sosyal ağlarda paylaştım. Paylaşım sonrası, değişik uygulamalardan bana yüzlerle ifade edebileceğim dini öğretiyi benimsemiş -öğretim üyesi, doktor, avukat, ev kadını, işsiz vb.- kadın ulaştı. Kadınların ortak istenci kendilerini değişik nedenlerle büyü yapıldığını ve yapılan büyüyü bozmamı istemeleri. Israrla büyü yapmadığımı/bozmadığımı, kitabı edinerek istemlerinin karşılığını bulabileceklerini belirtmeme karşın, tekrar tekrar kendilerini yapılan büyüyü bozmamı istediler.

Uzun konuşmalardan edindiğim izlenim; kadınlar yaşamlarından bilimi ötelediklerinden sorunlarını çözüm üretemiyorlar. Bilgisizler. Çok yalnız, çaresiz… Zihinleri, duyguları karışık. Teknolojiyi en iyi şekilde kullansalar da analitik düşünmeden yoksunlar. Şeyh/hocalarının korkutma ağırlıklı öğretisinin dışına çıktıklarında yaşamlarını sürdüremeyeceklerini düşünüyorlar. Uzun konuşma sonunda sorunlarının çözümünün sihir/büyü ile ilintili olmadığını, çözüm arayışının dini öğreti yerine aydınlanma, uygarlık değerlerinde olduğunu anlattığımda çok şaşırıyorlar.

Kısacası dini öğretiyi yaşam biçimi olarak seçen kadınlarımızın öncelikli sorunu zihin/ruh sağlıklarını kaybetmiş olmasıdır. Önümüzdeki süreçte kadın hak arama mücadelesinin önemli bir parçasını, anılan kadınların “zihin/ruh sağlıklarını” koruma oluşturmalıdır. Bunu öncelemez, görmezden gelinirse toplum olarak çürüyeceğiz.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER