DoktorTakvimi uzmanlarından Çocuk ve Genç Psikiyatristi Uzm. Dr. Merve Cura, yaz döneminde çocukların ekranla kurduğu ilişkiye dair önemli uyarılarda bulunuyor ve ailelere rehberlik edecek öneriler sunuyor.
Günümüzde ekranların, çocukların can sıkıntısı ya da zorlayıcı duygularla baş edemediği anlarda hızlı haz sağlayan bir kaçış alanına dönüştüğünü belirten Çocuk ve Genç Psikiyatristi Uzm. Dr. Merve Cura, bu duruma karşı dijital detoksun önemine dikkat çekiyor.
Uzm. Dr. Cura, “Aslında can sıkıntısı, gerçek oyunun yani hayalin ve düşüncenin doğduğu yerdir. Dijital detoks ise çocuğa ‘boş kalabilme, bir şey yapmadan da durabilme, kendini sakinleştirip kendini eğlendirebilme kapasitesini’ geri kazandırma girişimidir. Tatilde ekranı kapatmak, çocuğun sadece ‘dikkatini’ değil, sinir sistemi üzerinden biyolojik ruhsal dengesini de onarmaya katkı sağlar” diyor.
Bu sürecin, çocuklara yetişkinlikte de kullanabilecekleri alternatif yöntemler kazandırmak için bir fırsat sunduğunu vurgulayan Cura, ekranı tamamen yasaklamak yerine doğa, oyun, ilişki ve ritüellerin konulması gerektiğini ifade ediyor.
”Ekrana aşırı maruziyet sinir sistemini olumsuz etkiler”
Ekrana uzun süre maruz kalan çocuklarda sinir sistemi üzerinde de etkiler görülebildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Merve Cura, bu durumda çocuğun otonom sinir sisteminin sempatik sinir ağırlıklı çalıştığını belirtiyor; Cura “Huzursuzluk, uyumakta zorluk, dürtüsellik, yüksek seslere karşı aşırı tepki verme ve sürekli tetikte olma hali bu süreçte sık görülen belirtiler arasındadır” belirtti.
Dr. Cura, dijital detoksun yalnızca psikolojik değil, fizyolojik bir düzenleme süreci olduğunun altını çiziyor. Bu sürecin çocukların içsel ritmini yeniden kurmasına, boş zamanlarda kendileriyle kalabilme ve oyalanabilme becerisi geliştirmesine, bedensel olarak da gevşeyebilmelerine katkı sağladığını belirten Cura, “Ancak burada önemli olan ekranı tamamen yasaklamak değil; onun yerine ilişki, doğa, ritüel ve oyun gibi besleyici alanlar koymaktır. Dijital detoks, çocukların hem sinir sistemini hem de ruhsal yapısını destekleyici bir fırsat sunmaktadır.” vurguluyor.
”Ekran bağımlılığının riskli davranışları ve anlamları vardır”
Ekran kullanımının çocuklar için yalnızca bir eğlence ya da teknoloji aracı olmadığını belirten Uzm. Dr. Merve Cura, “Zamanla ekran, çocuğun duygusal bir düzenleme aracı hâline gelebilir. Bu noktada artık ‘çok mu izliyor?’ sorusundan çok, ‘neden sadece burada huzur buluyor?’ sorusunu sormak gerekir” diyor. Cura, ekranla kurulan ilişkide bazı davranışların risk işareti olabileceğini vurguluyor ve bu davranışların altında yatan ruhsal nedenlere dikkat çekiyor; Dr. Cura,
“Uykuya dalamamak, yemek saatlerinin bozulması, hatta tuvalet ihtiyacının bile ertelenmesi, çocuğun beden ritmini dijital ritme teslim ettiğini gösterir, ekran kesildiğinde yaşanan öfke patlamalarının ya da panik tepkilerinin de ekranın artık bir oyun değil, kaygı yatıştırıcı bir işlev gördüğüne işaret etmektedir. Ayrıca sosyal geri çekilme, ekran karakterlerine aşırı bağlılık ve sanal başarılarla özdeşleşme gibi belirtilerin de çocuğun gerçek dünyadan uzaklaştığını göstermektedir.” anlattı.
Ayrıca bu sinyallerin yalnızca bir bağımlılığa değil, çocuğun içsel dengesini koruma çabasına işaret ettiğini belirten Cura, “Asıl sormamız gereken şu: Bu çocuk ekran dışında neyle sakinleşebilir, nasıl regüle olabilir? Hangi ihtiyacını ekranla karşılıyor: Yalnızlık mı, güvende olma arzusu mu, kontrol hissi mi, yoksa sadece bir kaçış mı?” ifadelerini kullandı.
”Ekranla ilişkide ,anlamaya dayalı yaklaşım tutarlıdır”
Ekranla ilişkide riskli davranışlar gözlemlendiğinde ilk adımın kısıtlamak değil, anlamaya çalışmak olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Merve Cura, “‘Niye bu kadar çok ekrana bakıyor?’ değil, ‘Hangi duygusuna çare oluyor?’ diye sormak gerekir” diyor. Cura’ya göre, çocuk ekranı kapatmak istemiyorsa, bu genellikle gerçek yaşamdaki sorunlarıyla yüzleşmeye hazır olmadığını gösterebilir. “Belki yalnızlığını, sosyal sorunlarını ya da öfke hissini sadece orada bastırabiliyordur” diye ekliyor.
Bu noktada ekranı sadece sınırlamanın yeterli olmadığını belirten Cura, “Ekranı aldığınızda yerine ne koyduğunuz çok önemlidir. Sessizlik, doğa, oyun, hikâye, ritüel gibi ilişkisel ve bedensel karşılaşmalar, çocuğun yeniden dış dünyaya bağlanmasına yardımcı olur” ifadelerini kullanıyor.
Uzm. Dr. Merve Cura, Eğer ekran, çocuğun duygusal dünyasında bir destek mekanizmasına dönüşmüşse, ani bir yasaktan ziyade, bu boşluğun nasıl sağlıklı yollarla doldurulabileceğini düşünmek gerektiğine dikkat çekiyor; Cura “Ekran, çocuğun ruhsal olarak çökmesini ve aile içindeki krizleri engelleyen bir ‘psikolojik koltuk değneği’ne dönüşmüşse, o ekranı hemen almak değil, çocuğun yeniden yürüyebileceği içsel zemini inşa etmek gerekir.” olduğunu söyledi.
”Doğa ve fiziksel aktivitenin önemi aşikar”
DoktorTakvimi uzmanlarından Çocuk ve Genç Psikiyatristi Uzm. Dr. Merve Cura,
”Doğa, yürüyüş ve fiziksel oyunların çocukların beden farkındalığını, duygularını ve dikkatini düzenlemede çok etkilidir. Özellikle ekran bağımlılığı riski taşıyan çocuklar için doğanın adeta şifa kaynağı. çocukların doğada oynarken hem bedenlerini hem ruhlarını yenilediğini, ebeveyniyle birlikte yapılan yürüyüşlerin ise bu dönüşüm sürecinde çok önemli olduğu belirtiliyor.

Ailelere, doğayı birlikte keşfetmeleri, yürüyüşlerde acele etmeden durup etrafı dinlemeleri, doğayı oyunlarla canlandırılmalıdır. Yürüyüş sonrası birlikte sessizce nefes almanın, taş toplamanın çocuğun hem duyusal hem zihinsel kapasitesini artıracaktır. Ayrıca çocuklara “Ağaçların arasında yürürken ne hissettin?” gibi anlamlı sorular sorarak iç dünyalarına dokunulmalıdır. Doğanın yavaş ama dönüştürücü bir güce sahip olduğu ve birlikte yürüyen ailelerin sadece mesafe kat etmekle kalmayıp birbirlerine daha da yaklaştığı aşikardır.” dedi.
