Cumartesi, Nisan 27, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe YazılarıCoronavirüs’ün Şakası Yok!

Coronavirüs’ün Şakası Yok!

Sevgili okurlarım! Doktorların, tıp uzmanlarının ve bilim insanlarının açıkladıklarına göre, Çin’in Wuhan Bölgesi’nde ortaya çıktığı bilinin Coronavirüs; hafif, orta ve ağır olmak üzere farklı hallerde seyredebiliyor. Soğuk algınlığına benzer çok ağır tablolarda seyrettiği de biliniyor.

Geçtiğimiz Aralık ayında Çin’den yola çıkan Coronavirüs, tüm dünyayı dolaşıyor. Ülkemizi de ziyaretteler. Bu salgın hastalık şu anda pek çok ülkenin ortak sorunlarından biridir. Türkiye’de de Coronavirüs vakaları günden güne artıyor. Sağlık Bakanı’nın açıklamasına göre, Türkiye’de Coronavirüs’ten 2. ölüm gerçekleşmiştir. Toplam vaka sayısı 191’e yükselmiştir.

Aslında Coronavirüs, hayvanlar arasında yaygın olan bir virüs grubudur. Ancak hayvanlardan insanlara da bulaşabiliyor. Daha çok soğuk algınlığına benzer bir tabloyla ortaya çıkan Coronavirüs’ün   2020’de çok ağır tablolarda seyrettiği biliniyor. Bir virüs, dünyaya korku salıyor, insanları boğarak öldürüyor.

Peki, ne yapmalıyız? Korkmalı mıyız? Yoksa tedbir mi almalıyız?

Korku, bilmediğimiz beklenmeyen ya da istenmeyen bir durumda karşılaştığımız zaman gösterdiğimiz irade dışı bir tepkidir. Korkuyu panik izler ve bu korkudan kaçma, korkulanı yapmamıza neden olabilir. Tedbir ise, bilinen tehlikeye karşı önlem alınmasıdır!

Coronavirüs tehlikesinin boyutlarını herkese anlatmak lazımdır. Çünkü çok kimse durumun ciddiyetinden habersiz;  AVM’lerde alışveriş yapıyor, tatile çıkıyor, çocuklar parklarda oynuyor, Pazaryerleri kalabalık. Aslında bu işin şakası yok!

Halk da yanlış bilgilendiriliyor! Bir yobaz diyor ki, “Bize bulaşmaz, çünkü beş vakit abdest alıyoruz”. Televizyonlarda sürekli ‘el yıka’ diyorlar ya,  insanlar da temiz olunursa virüs bulaşmaz sanıyorlar.

Oysa el yıkamak yetmez! Eli yıkayıp virüsü bir şeye sürerseniz, sonra da ağzınıza, burnunuza, gözünüze dokunursanız başkalarına bulaşır. O yüzden, bilgilendirme tam yapılmalıdır!  Yetkililerce, halka tehlikenin boyutu anlatılmalıdır.  Ancak iyi bilinen düşman tam anlaşılır.

Bu salgın aynen tekrarlamaz! Bu salgın sırasında bile virüsün genomunda değişiklik olabilir. O zaman Coronavirüs daha tehlikeli hale gelebilir. Yeni bir salgında,  yine tanımadığımız yeni bir düşmanla karşı karşıya kalabiliriz. Ayrıca, bu hastalığın henüz ilacı da yok. Sağlık sistemimiz de normal zamanlardakinden çok farklı değil. Devlet, kontrolde zafiyet gösterebilir. Her şeyi devletten beklemeyeceğiz!

Öyleyse ne yapacağız? Hepimiz doktor olacağız! Tokalaşıp sarılmalardan kaçınacağız. Olabildiğince kalabalık ortamlardan uzak duracağız. Ellerimizi en az 20 saniye boyunca sabun ve su ile yıkayacağız. Kirli ellerle ağız, burun ve gözlere dokunmayacağız. El hijyenine önem vereceğiz. Çünkü asıl korkulan olursa  sağlık sistemi çökebilir.  Sürekli olarak tehlikeyi, yayılma ve bulaşma şekillerini ve sevdiğimiz insanları korumayı öğreneceğiz.

Unutmayalım: En kötüsüne hazır olmak, tedbir almak paranoyaklık değildir. Gecikmelerin bir nedeni de ‘paranoyak’ korkusudur. Videolar seyretmek yetmez, ciddi makaleler de okumalıyız. Neler yapacağımızı öğrenmeliyiz. Öğrendiklerimizi paylaşmalıyız…

Asla ‘şu Coronavirüs’e iyi gelir’ gibi şeylere kulak asmayalım. Şarlatanlar hem sırtımızdan para kazanır hem de sattıkları şeylerle virüs verebilir. Dışarıdan eve getirdiğimiz paketleri ya dezenfekte edelim ya da kuru yerde bekletip bir gün sonra açalım. Evimizi ve işyerlerimizi başta olmak üzere ‘kapalı alanları’ sık sık havalandırmalıyız. Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için dengeli ve sağlıklı beslenmeye dikkat etmeliyiz. Gıdaları tüketmeden önce iyice yıkamalıyız.

Aman dikkat! Öksürme veya hapşırma sırasında ağız ve burnumuzu tek kullanımlık mendille kapatmalıyız. Mendilimiz yoksa dirseğimizin iç kısmını kullanmalıyız. Sağlık otoritelerinin uyarılarını dikkate almalıyız. Çünkü sağlığımız en değerli varlığımızdır!

Coronavirüs’ün şakası yok! Coronavirüs; akciğere inmeden önce, 4 gün boğazda takılıyor. Hasta kuru öksürmeye başlıyor, boğazı ağrıyor. Eğer kritik eşikte bol su içilir, tuz, sıcak su ve sirke ile gargara yapılırsa, vücut ciğerlerine inmeden virüs atılabilir.

Tüm dünyayı ve insanlığı tehdit eden bu salgın tehlikesi geçene kadar yaşantı şeklimizi değiştirmeye mecburuz. Daha az arkadaş teması,  daha az toplantı, sarılmama, el sıkışmama gibi tedbirler almalıyız.  Alınması gereken tedbirlerin neler olduğu ilgililerce duyuruluyor zaten. Ülkemizin tüm kamu kurum ve kuruluşları yeni tip Coronovirüs’e karşı örnek bir şekilde mücadele ediyor.   Vatandaşlarımızın bu husustaki farkındalığının artması daha etkin bir mücadele sağlayacaktır.

Unutmayalım: Coronovirüs, alacağımız tedbirlerden daha güçlü değildir. Çin’den ve Hindistan’dan iyi haberler de var! Doktorlar Coronavirüs tedavisinde başarılı oldular. Corona salgınında kritik eşik aşılmıştır. İnsanlık Coronavirüs ile savaşta başarı kazanıyor.

Ayrıca alışverişlerimize de dikkat etmemiz gerekiyor! İhtiyaçtan fazla alınan her şeyin hem fiyatı artıyor hem de bazılarının bulamamasına neden oluyor.  Öyleyse ne yapacağız? Asla paniklemeyeceğiz! Çünkü panik, virüsü öldürmez bizi öldürür!

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER