Perşembe, Nisan 25, 2024
No menu items!
Ana Sayfaİskenderun HaberDoğu Türkistan'a Çinlilerin 1,5 Asırdır Yaptığı Zulüm İnsan Haklarına Aykırı

Doğu Türkistan’a Çinlilerin 1,5 Asırdır Yaptığı Zulüm İnsan Haklarına Aykırı

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla mesaj yayımlayan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Hayrettin Şahin, bir buçuk asırdır Çin işgali altında soydaşlarımız olan Doğu Türkistan’a dikkat çekti.

Doğu Türkistan’a Çinlilerin 1,5 Asırdır Yaptığı Zulüm İnsan Haklarına Aykırı

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Hayrettin Şahin, “1757 yılından beri Çin işgali altındaki Doğu Türkistan, boğazımızda düğümdür” dedi.

Doğu Türkistan’ın bir buçuk asırdan beri zulme uğradığını, soykırım gördüğünü, evlerinden yurtlarından edildiğini ifade eden Şahin, soydaşlarımızın görmezden gelinmesi ne Türkiye ne de dünya nezdinde bir anlam ifade etmiyorsa, bugün dünyada insan haklarından söz etmenin mümkün olmadığını belirtti.

İnsan Hakları Zamana ve Ortama Göre Değişir

“İnsan hakkı denilen olgu, belli nitelikteki düzenin sağlanabilmesi için gereken ilkeler bütünüdür ve zamana ve ortama göre değişir, gelişir. İnsan hakkı kavramı, temel tanımıyla, insanın sadece insan olarak doğmuş olmasından dolayı sahip olduğu hakları ifade eder. Bu haklar, insanın yapısına ve değerlerine ilişkin bilgilerden türetilmiştir. İnsanın sahip olduğu değerleri geliştirmek, insanlığın davası olmalıdır. İnsan haklarını var edebilmek; eldeki imkânlarla, insanlığın geldiği noktayı ve insan olarak değerini korumakla olur.

Bir canlının en önemli hakkı, yaşama hakkıdır. Ona yaşama hakkı tanımadan başka hak ve özgürlüklerden faydalandırmaya çalışmak anlamsızdır. Bugün dünyanın birçok bölgesinde hak ve özgürlük kisvesi altında katliamlar yaşanmaktadır. Eğer evrensel bir değeri, bir zümrenin uhdesine bırakırsanız, artık o değer evrensel olmaktan çıkar ve kişisel bir durum halini alır. Ne yazık ki; tüm dünyada temel hak ve özgürlükler konusunda yaşanan sorunlar, evrensel değerlerin bir grubun eline teslim edilmesinden dolayı ortaya çıkmaktadır. Baskın güçler, kendi çıkarlarına uygun bulduğu toplumlar için demokrasi ve insan hakkını öngörmekte, bunun dışındaki toplumlara ise yaşama hakkı dahi tanımamaktadır.

1757 yılından beri Çin işgali altındaki Doğu Türkistan, boğazımızda düğümdür. Bir buçuk asırdan beri zulme uğrayan, soykırım gören, evlerinden yurtlarından edilen soydaşlarımızın görmezden gelinmesi ne Türkiye ne de dünya nezdinde bir anlam ifade etmiyorsa bugün dünyada insan haklarından söz etmek mümkün değildir.

Çin, Doğu Türkistan Nüfusuna Doğum Kontrol ile Müdahale Ediyor

Çin zulmünden kaçan soydaşlarımız, anayurtlarında yaşayan yakınlarından haber dahi alamazken, zulmün boyutlarının soykırıma dönüştüğü görülmektedir. Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın binlerce yıldır yaşadığı topraklar işgal altında olduğu gibi seyahat özgürlükleri kısıtlanmakta, doğum kontrolü yoluyla nüfuslarına müdahale edilmektedir.
Eğitim kampları adı altında tek tip kıyafetlerin giydirildiği, kulelerde askerler tarafından kontrol edilen toplama kamplarında işkencelere maruz bırakılan soydaşlarımızın yaşadığı zulüm yürekleri dağlamaktadır. Dini inançlarına kadar müdahaleye uğrayan, zorla içki içirilen kardeşlerimizin çektiği bu sıkıntıların, bilhassa İslam dünyasında karşılığının olmaması anlaşılır gibi değildir.

Biz, öncelikle yaşama hakkına inanırız. Yaşama hakkı topluma ve onun siyasal örgütlenmesi olan devlete ciddi ve ağır görevler yüklemektedir. Devlet bir yandan insanca yaşama hakkının sağlanması için gerekli hukuksal örgütlenmesini kurarken, diğer yandan da toplumda var olan ekonomik, sosyal tüm zayıflıkları gidererek, ilkeli ve objektif yaşam şartlarını oluşturmalı ve korumalıdır. Bunun için kanunlar çerçevesinde her türlü önlemi almak zorundadır. Yaşama hakkı öyle önemlidir ki, vatandaş için devletin varlığı anlamına gelir. Devlet yaşama hakkının korunması için bir taraftan hukuksal düzenlemeler yaparak bu hakkı güvence altına alırken diğer taraftan da ekonomik ve sosyal yönden önlemler alarak insanca bir yaşam sağlamak için gerekli koşulları hazırlar.

Çin hükümeti, zorla kendi topraklarına kattığı ve zorla vatandaş yaptığı soydaşlarımızdan yaşama hakkını dahi esirgerken hangi insan hakkından bahsedecek, hangi değerleri savunacağız? Bu nedenle özellikle Birleşmiş Milletler’in dünyanın kanayan yarası haline gelmiş olan bu soruna eğilmesini istiyoruz. Dünya İnsan Hakları Günü’nde Türk hükümetinin de Birleşmiş Milletler nezdinde derhal girişimlerde bulunmasını bekliyor ve Çin devletini bu zulümden dolayı şiddetle kınıyoruz.

Diğer güncel İskenderun haberleri için: İskenderun Haber
Diğer güncel Hatay haberleri için: Hatay Haber

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER