5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla Eğitim Sen İskenderun Şubesinin Düzenlediği Dayanışma Gecesi gerçekleştirildi.
Şube Başkanı Mustafa Ünsal gecenin açılışında Yaptığı Konuşma İle Ülkemizde Ve Ortadoğu’daki Sorunlara Dikkat Çekti.
Başkan Üsal konuşmasında şu hususları dile getirdi:

Eğitim sen İskenderun şubesi olarak geleneksel hale gelen 5 ekim dünya öğretmenler günü dayanışma yemeğimize hepiniz hoş geldiniz.
ÖNCELİKLE TÜM EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN 5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM!
Öncelikle Aylardır süren Gazze ablukasını kırarak, Filistin halklarına insani yardım ulaştırmak için yola çıkan Küresel Sumud Filosu, İsrail donanmasının saldırısına uğradı. İsrail hükümetini, katil Netenyahu’yu kınıyor, Filistin halklarıyla dayanışma içinde yan yana olduğumuzu belirliyoruz.
Öğretmenleri ve tüm eğitim emekçilerini doğrudan ilgilendiren uluslararası belgelerin en kapsayıcısı olan “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” 5 Ekim 1966’da Paris’te yapılan hükümetler arası özel konferansta ortak belge olarak oybirliği ile kabul edilmiştir. Bu nedenle 5 Ekim tarihi, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 1994 yılında “Dünya Öğretmenler Günü” olarak ilan edilmiştir.
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, Türkiye’den sadece Eğitim Sen’in üyesi olduğu Eğitim Enternasyonali’ne üye yüzden fazla ülkede eş zamanlı olarak kutlanmaktadır. Tüm dünya öğretmenleri için önemli olan bu tarihi karar, öğretmenlerin toplumsal statüsü ve haklarına yönelik önemli ve tarihi bir adım olmuştur. 5 Ekim 2025’İn teması Eğitim Enternasyonali tarafından “ “ÖĞRETMENLER İÇİN BİRLİKTE,YARINLAR İÇİN BİRLİKTE” olarak belirlenmiştir.
Öğretmeni mutsuz olan bir toplum, kendi geleceğini karanlığa mahkûm eder.
Ancak ülkemizde yoksulluk sınırı ile açlık sınırı arasında bir ücretle yaşam mücadelesi veren,neredeyse her yıl değişen bilimsellikten uzaklaşan müfredat ile içine hapsedilen öğretmenler geleceklerinden kaygılı.
Bir yandan kendisi gibi düşünmeyen,kendisinden olamayanları ötekileştiren,muhalif belediyelere yönelik kayyum ve görevden almalar,tutuklamalarla halkın iradesini yok sayan, üniversitelerde düşünen,sorgulayan,itiraz eden,üreten gençleri tehdit eden kısacası itiraz eden herkesin baskı altına alınmaya çalışıldığı bu süreçte;
ülkemizde ekonomik kriz hergün derinleşirken, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü üzerindeki baskılar yüzünden “nefes alamayan”, ücretli ve sözleşmeli öğretmen istihdamıyla güvencesizliğin tehdidi altında yaşayan, özel sektörde ağır sömürü koşullarında çalıştırılan öğretmenler ve eğitime destek emekçileri, sorunlarının çözülmesini beklerken karşılarında her sorunu görmezden gelerek,kılıkla kıyafetle,okul zili ile uğraşan,kalıcı kronikleşmiş sorunlara hiç değinmeyen bir bakanlık görüyorlar.
ÇEDES projesi,cemaat ve tarikatlarla yapılan protokoller ile laik eğitim ve laik yaşama yönelik tehditler her gün artıyor. Buradan birkez daha söyüyoruz laik eğitim,laik yaşam eşit yurttaşlık mücadelesinden asla vazgeçmeyiz.
Eğitim Sen olarak Ülke genelinde de İskenderun Şube olarak ta yerelde,alanda sokakta iş yerlerinde emek ve demokrasi mücadelesi vermeye devam edeceğiz.
Biz:
- Ekonomik krizlerin, afetlerin faturasının emekçilere yıkılmadığı, kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği bir ülke istiyoruz.
- 24 Kasım’da hamaset değil,öğrencilerimize her gün bir öğün sıcak yemek istiyoruz.
- Sendikal hak ve özgürlüklerin, hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı, haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen KHK’lıların işine geri döndüğü bir demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz.
- Dini vakıf ve cemaatlerle yapılan tüm protokollerin iptal edilmesini,laiklik karşıtı söylem ve davranışların son bulmasını istiyoruz.
- Dünyanın neresinde olursa olsun emperyalistlerin çıkarları adına sürdürülen savaşlara, çatışmalara hayır diyoruz.Yaşamın kutsallığına inanıyor,sevgi ve hoşgörü yolundan ilerliyor, barış ve kardeşliğin hakim olduğu bir dünya istiyor,barış talebindeki ısrarımızı sürdürüyoruz.
- Kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün son bulmasını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılmasını, İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptal edilip 190 sayılı ILO sözleşmesinin imzalanmasını istiyoruz.
- Maaşlarımızın-ücretlerimizin yoksulluk sınırı üzerine yükseltilmesini, herkese güvenceli istihdam sağlanmasını, tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmesini istiyoruz.
- Tüm tüketim maddelerine yapılan zamların geri alınmasını istiyoruz.
- Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine son verilmesini istiyoruz.
- Kamu Özel İş birliği Projelerinin, Döviz Garantili İhalelerin sonlandırılmasını,çevre ve doğa talanına son verilmesini istiyoruz.
Kısacası biz büyük halk ozanı Nazım Hikmetin dizelerinde dediği gibi “Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan” bir memleket istiyoruz.
Sanatçı Erdal Güney ve Grup Sıla’nın davetli olarak katıldığı etkinlikte ve özgün müzik türküleriyle, muhteşem bir müzik ziyafetine sahne oldu..!
