Cumartesi, Mayıs 11, 2024
No menu items!
Ana SayfaHatayHatay'da Türk Nufüsü Azalıyor!

Hatay’da Türk Nufüsü Azalıyor!

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 10 Mart’ta yaptığı konuşmasında CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin’i hedef alarak kentte herhangi bir aksaklığın olmadığına vurgu yapmıştı. Ancak Şahin, depremin ilk günlerinde yaşanan kaosun yerini sonraki günlerde koordinasyonsuzluk ve iş bilmezliğe bıraktığını söyledi. Şahin, “Bugün gelinen süreçte bu koordinasyonsuzluk ve iş bilmezlik kronikleşmiş durumda” dedi. İlk günlerden başlayan koordinasyonsuzluk sebebiyle depremin 36’ncı gününde dahi temel ihtiyaçların tam anlamıyla giderilemediğine dikkat çeken Şahin şu ifadeleri kullandı:

Gelen telefonların on tanesinden dokuzu talep telefonu. Bu da gösteriyor ki eksikler hala devam ediyor. İnsanlar 36 gündür barınmaya, suya, temizliğe, duşa erişmiş değil. İnsanları göç etmeye mahkum ediliyor. Tam bir akıl tutulması yaşanıyor, tam bir insanlık suçu işleniyor.

HATAY’IN DEMOGRAFİK YAPISI MI DEĞİŞTİRİLİYOR? 
Depremin ardından gerekli temel ihtiyaçların karşılanamaması sebebiyle yaşanan iç göçler Hatay’ın demografik yapısının değişmesi tehlikesini gündeme getirdi. Şahin, temel ihtiyaçlar konusundaki eksikliklere ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunarak “Yardım tırlarımıza el koyup yardımların dağıtılmaması, arama kurtarma çalışmalarında gönülsüz davranılması, afetler konusundaki en uzman yapı olan askeriyenin kışlalardan çıkarılmaması gibi etkenler maalesef farklı soru işaretlerini doğuruyor. Bir hükümetin kendi vatandaşına düşmanca yaklaşması söz konusu olamaz, yine iyi niyetli olmak ve böyle düşünmek istemiyorum” dedi. Ancak bu eksikliklerin ciddi bir göçe sebep olduğunu vurgulayan Şahin, 1 milyon 700 bin nüfusu olan Hatay’dan yaklaşık 1 milyon kişinin Batı illerine göç ettiğine dikkat çekti. Demografik yapının değişmesi konusunda endişelerini dile getiren Şahin, şu değerlendirmeyi yaptı:

Gelinen süreçte insanlar göç etti bir şekilde. 1 milyon 700 bin nüfuslu Hatay’dan en az 1 milyon insanımız batı illerine gitti. OHAL kapsamında sığınmacıların şehir değiştirmesi yasak dendi. Şu an Hatay’da Suriyeli nüfusu kendi vatandaşlarımızdan fazla. Sormak lazım; Hatay’da misafir edilen Suriyeliler depremzede değil mi? Neden onlar Suriye’de bizim kontrolümüzde olan bölgelere yerleştirilmedi. En son yapılacak işi en başta yapıp eğitime ara verip öğrencileri yurtlardan kovdular. Misafirhaneler, yurtlar, belediye tesislerine göç edenleri yerleştirdiler. Kendi vatandaşımız evsiz kaldı başka şehirlere yönlendirildi de sığınmacıların gitmesine neden izin vermediler? Bu sadece Hatay’ın değil, göç alan batı illerimizin de demografik yapısını etkileyecek bir olay. Şehirler nüfusa göre lineer büyür. Siz 1milyonluk bir batı iline 1 milyon da depremden etkilenen 11 doğu ilinden insan yollarsanız batınında sistemi çöker. Şehirler bunu kaldırmaz, sosyolojik ve ekonomik sorunlar meydana gelir. Çok ciddi güvenlik sorunları yaşanabilir. Bunların hiçbiri düşünülmeden insanlarımız maalesef yurtlarından edildi.

Depremin yıkıcı etkilerinin en çok hissedildiği Hatay’da 14 Mayıs seçimlerinde depremzedelerin nasıl oy kullanacağı merak konusu. Hatay halkının çoğu göç etmişken olası bir karmaşanın önüne geçebilmek için parmak boyasının önemini vurgulayan Şahin seçim dönemi için şu bilgileri aktardı:

Seçme ve seçilme hakkı Anayasal bir haktır. Her vatandaşın en tabi hakkıdır. 13 milyonluk bir interlineda yaşandı deprem, milyonlarca insan evsiz kalarak göç etti. Şimdi bu insanlara ikametinizi aldırın oy kullanın deniyor. Bu insanların kendi bölgelerinde oy kullanması istenmiyor. Çünkü biliyorlar ki asıl o zaman kendileri bu enkazların altında kalacak. Biz CHP olarak her şehirde her ilçede depremzedeler için ayrı sandıklar kurulmasını ve kullandıkları oyların kendi şehirlerinin vekillerini seçecek şekilde sisteme girilmesini istiyoruz. Sadece bu da değil karmaşanın önüne geçmek adına kesinlikle parmak boyama sistemi ile oy kullanılmasını istiyoruz. Göl eden vatandaşlarımıza çağrımızı yenilemek isterim; lütfen ikamet kayıtlarını başka şehirlere taşımasınlar, kendi şehirlerine gelip oylarını kullansınlar. Bu çok önemli ve hassas bir konu. CHP olarak şehirlerine gelip oy kullanıp geri dönmek isteyenler için ulaşım konusunda çalışmalarımız olacak, arkadaşlarımız çalışmalarını yapıyor.

‘DEPREM BÖLGELERİNİ SADECE AFET VURMADI, AFAD DA BİR AFET OLDU VE ÜSTÜMÜZE DÜŞTÜ’ 
Depremin ardından yardımların azaldığı ve AFAD’ın hala bölge insanının temel ihtiyaçlarını gidermekte sorun yaşadığı sıkça medyada yer alıyor. Şahin, bu konuya ilişkin ilk günlerde yaşanan koordinasyonsuzluğu ve aksaklıkları ilk günlerdeki şoka ve depremin yarattığı yıkımın çok geniş olmasına bağlamasına rağmen gelinen nokta için şu değerlendirmeyi yaptı:

Deprem bölgelerini sadece afet vurmadı, AFAD da bir afet oldu ve üstümüze düştü. OHAL kapsamında tam yetkili olan kurum AFAD. İnanılmaz yetkiler verilmiş.  Ancak tüm kurumlarda olduğu gibi AKP’nin liyakatsiz kadrolaşmaları sonucu bu kurum da enkazlara müdahaleden arama kurtarma çalışmalarına, duyarlı halkımızın yolladığı yardımların dağıtımından güvenliğe kadar her konuda sınıfta kaldı. Bu koordinasyonsuzluğu ilk 2-3 gün yaşanan şoka ve depremin etki alanının çok geniş olmasına yorumluyordum. Ama sonra gördük ki çok büyük bir art niyet var.

AFAD HATAY GİRİŞİNDE YARDIM TIRLARINI ENGELLİYOR! 
Bölgeye gelen yardım tırlarının şehir girişinde AFAD tarafından engellendiği, insanların gönüllü olarak gönderdikleri yardımların direkt ihtiyaç sahiplerine ulaşamadığı iddiaları sıkça basına yansıyor. Şahin’e bu iddiaların gerçekliğini sorduğumuzda şu yanıtı aldık:

Doğru. Depremin 4.günü akşamı tüm valiliklere bilgi geçtiler. O günden itibaren şehir girişlerindeki gişelerde tüm yardım tırları durdurularak nereye gittikleri soruldu. Yardım eğer AFAD’a değil de belediyelere, gönüllülere ya da STK’lara gidiyorsa bu tırlara iki alternatif sunuldu: ‘ya tırı AFAD depolarına boşaltacaksınız ya da geldiğiniz yere geri döneceksiniz’ dendi. Hatay’a gelen tır Adıyaman’a, Malatya’ya giden tır Kahramanmaraş’a yönlendirildi. Keyfi bir uygulama bu. Evet her ildeki depremzede depremzededir. Şehirler arası ayrım yapılamaz, ancak siz hayırsever vatandaşların yolladığı yardıma bu şekilde el koyamazsınız. Hadi el koydunuz, o zaman dağıtın. Neden günlerce özellikle çadırlara el koyup depolarda beklettiniz? Neden sadece giyecek ve su dağıtıp çadır ve gıda dağıtmadınız? Bu yardımlar neden depolarda çürümeye terkedildi? Bizler neden işi gücü bırakıp şehir girişindeki gişelere gidip gelen tırlarımıza el konmasın diye uğraş verdik? Olması gereken, yardımların gelmesi ve tüm ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasıydı. Ama ön planda kendileri olsun istediler. ‘CHP’li belediyeler, gönüllüler, STK’lar yardım dağıtıyor’ denilsin istemediler. Aynı şekilde askeri de kışladan bu nedenle çıkarmadılar. Kendileri kahraman olmak istedi ancak bu ego maalesef kayıp sayımızı en az 2 katına çıkardı. Sonrasında da depremzedeler aç ve açıkta kaldı. Hala da durum böyle.

AKP, SAĞLIK KONUSUNDA YİNE SINIFTA KALDI
Hatay’da hijyen konusunun tam bir krize dönüştüğüne dikkat çeken Şahin, “Tuvalet yok, olan tuvaletler girilemez durumda, duş deseniz ha keza. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerimizin seyyar duşları, çamaşırhaneleri var ancak nüfusa yetmiyor” dedi. Depremin ardından hiç banyo yapamayan insanlar olduğunu belirten Şahin kentteki hijyen sorunlarına ilişkin şu ifadeler kullandı:

Strese bağlı egzama, sedef gibi hijyene bağlı uyuz, mantar gibi hastalıklar baş gösterdi. Özellikle kadınlarda genital mantar vakaları bölgedeki sağlıkçılar tarafından çok sık duyduğumuz hastalıklardan biri. İlaç sıkıntısı yaşanıyor. Konteynerlardan eczaneler kurulsun dedik, hala ses yok. Özellikle kronik hastalığı olan ve düzenli ilaç kullanmak isteyen hastalar için ciddi endişeler söz konusu. Çölyak gibi özel durumu olan bebek ve çocukların beslenmesi konusunda hiçbir adım atılmadı. Pandemide 3 tane maske dağıtamayan AKP maalesef sağlık konusunda bu afette de sınıfta kaldı.

HATAY’IN ÖNCELİKLİ İHTİYACI BARINMA VE HİJYEN
Hatay’da hala barınma sorununun çözülemediğini belirten Şahin, yardımların azaldığını belirterek kentin öncelikli ihtiyaçları hakkında şu açıklamayı yaptı:

En temel ihtiyaç barınma ve hijyen. Hala çadır sayısı yetersiz, konteyner deseniz yok denecek kadar az. Bir çadırın içinde en az 8-9 kişi kalıyor. Yerlerde yatıyorlar. Hava şartları olumsuz, ciddi yağış ve fırtınalar oluyor. Çadırlar uçuyor, su alıyor. Çadırı olmayan vatandaşlar yağış sırasında kafasını sokacak yer bulamıyor. Binalara sığınıyor. Artçı depremlere devam ediyor, bu binaların yıkılma riskleri var. Ama insanlar mecburen sığınıyor buralara. Hijyen konusunda da tuvalet, duş, çamaşırhane ve temiz giysi ihtiyacı her geçen gün artıyor. Erkekler bir şekilde halletse de kadınlara zulüm oluyor sokaklarda ihtiyaç gidermek. ‘Getirdik işte, bunlarla idare edin’ deyip gidiyor AFAD yetkilileri. Halk çok tepkili ve isyan ediyor. Telefonlarımız susmuyor. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ancak yardımlar çok azaldı. Vatandaşlarımız şehirlere göç eden ailelere yardım yapmaya devam ediyor ancak deprem illerine gelen tır sayısı çok azaldı. Depolar boşaldı. Artık devlet bu işi koordineli hale getirmeli ve tüm eksikleri tamamlamalı. Travması olan, açıkta kalmış vatandaşa görevini yapmalı.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER