Hatay’Da depremin 40’ıncı gününde, ölenlerin anısına ‘hırisi‘ yemeği pişirildi. Hırisi’nin pişirilmesinin ardından, kazanların başında dualar edildi. Şef Ebru Baybara Demir, “İnsanların geleneklerini yapamayacağını, bu dini ritüeli gerçekleştiremeyecek olanların olabileceğini düşünüp, onlar için biz yapmak
Kahramanmaraş’taki depremlerin ardından 11 kentte, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ait KYK yurtları, depremzedelerin kullanımına açıldı. Hatay‘ın İskenderun ilçesinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Muhyiddin İbni Arabi Erkek Öğrenci Yurdu da depremzedelerin yemek ihtiyacının giderilmesi için aşevine dönüştürüldü. Şefler Ebru Baybara Demir ve Türev Uludağ tarafından koordine edilen alanda, bir taraftan lojistik ve koordinasyon merkezi hizmeti verilirken, diğer yandan depremzedelere yemek pişiriliyor.
Türev Uludağ ve Ebru Baybara Demir’in, 5 kişiyle çalışmaya başladığı mutfağa, Almanya ve İngiltere’den gelen gurbetçilerin de aralarında olduğu çok sayıda gönüllü katıldı.

Şefler Demir ve Uludağ ile ekibi, Hatay’da, depremin 40’ıncı gününde, geleneksel olarak pişirilen etle buğdayın bir araya getirildiği hırisi adı verilen yemeğin yapımı için harekete geçti. Bölgede yaşayanlardan alınan bilgiler ışığında, gece yarısı yurdun bahçesinde 5 farklı ateş yakıldı.
Dini ritüel gereği yakılan ateşe buhur otu atıldı. Yurdun bahçesinde 60 kişilik grup tarafından bir yandan etler doğranırken, diğer taraftan ise buğdaylar yıkandı. Ateşlerin üzerine yerleştirilen 5 büyük kazanda, et ve bulgur kaynatıldı. Kazanların içerisinde pişen yemek, sabah saatlerine kadar tahta küreklerle dövüldü. Sabah saatlerinde ise pişen yemeğin başında dualar edildi. Servise hazır hale getirilen hırisi, yemek dağıtım noktalarına gönderildi.

Çalışmalarını anlatan şef Ebru Baybara Demir, “Depremin ilk gününden beri arkadaşım Türev Uludağ ile birlikte sahadayız. Bir panik halinde, insanlar için ne yapabiliriz diye düşündük ve en iyi bildiğimiz işten başladık. En ihtiyaç duyulan şey yemek yapmaktı. Biz bölgeye gelip, önce Osmaniye’de, sonra Kahramanmaraş’ta, Adıyaman, Elbistan ve şimdi de İskenderun’da 6 ayrı mutfak kurduk. Yaklaşık 400 bin kap yemek, bu mutfaklardan depremzedelere dağıtıldı.

İskenderun’a geldiğimizde depremden sonraki 4’üncü gündü. İlk günlerde yemek telaşımız vardı. Daha sonra Kahramanmaraş’tan İskenderun’a gelirken, şehirlerin boşaldığını insanların olmadığını gördüm. Bu beni çok endişelendirdi. Çünkü şehirler de evler de her şey insanla yaşar. Bunun üzerine Türev ile birbirimize bir söz verdik. Kendimiz ikna olana kadar burada olacağız ve insanların burada kalması için elimizden geleni yapacağız. Yemek yaparak başladık. Aslında yemek bir araç. İnsanlara ulaşabilmemiz, onları dinleyebilmemiz, onların yaşamlarını anlayabilmemiz için bir araç. Gün geçtikçe yemek kap sayımız 6 binden 30 bine, şimdi ise 160 bine yükseldi. Ramazan ayıyla birlikte 200 bin kap yemek servisi yapmaya başlayacağız” dedi.

