Cuma, Mart 29, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe Yazılarıİslam’da Aslolan Yaşatmaktır!

İslam’da Aslolan Yaşatmaktır!

Türkiye, bir grup zengin İslam’ı kullanarak dinciliğe açtığı yolda, bugünlere gelinmiştir. Türkiye’de ciddi bir kitle artık siyasal İslam’a teslim olmuştur!

İslam’da Aslolan Yaşatmaktır!

Rabıta düzeniyle fonlanan tarikatlarda örgütlenenler, 12 Eylül 1980’nde gerçekleştirilen askeri darbenin ardından bürokrasi ve devlete yerleştirildiler. Hiç düşündünüz mü? Aynı görüşe sahip insanlar neden hem banka, hem siyasi parti, hem de imam hatip okullarını kurdular?

Öyle ki bu düzen FETÖ’yü yaratmıştır! Türkiye, 15 Temmuz 2016’da ülkemizi bile kaybetmemize neden olabilecek bir darbe girişimine sahne olmuştur.

Sebebi siyasal İslam’dır!  

İşte bu yüzden laikliğin önemi daha iyi kavranmalıdır. İslam’a vicdanıyla inananlar ona zamanında sahip çıksaydı, bugün iktidar için kullanılan bir araç haline dönüşmezdi.

Vakıfların ve dini yapılanmaların, tarikat-iktidar-ticaret üçgeninde örgütlenmeleri hiç durmadan sürüyor. Devleti ele geçirdikleri gibi, kendi aralarında devleti ele geçirmek için de mücadele veriyorlar. Mücadeleyi verirken de bir yandan eğitim alanındaki yapılanmalarıyla ‘yetişmiş eleman’ ihtiyacını karşılıyorlar.

Türkiye’nin geldiği nokta şudur: İçerisinde iktidarın da olduğu siyasal İslamcı bir grup zengin, sistemi istediği gibi kontrol ediyor. Bunu vakıflar aracılığıyla yaparken, çocuklarını da bu sistemi devam ettirmeleri için yetiştiriyorlar.

Türkiye nüfusunun yüzde 1’i bunlardan oluşurken yüzde 99’u asgari ücrete gelecek zammı umutla bekliyor. Hâlbuki siyasal İslam, sermayenin kendi çıkarları adına kullandığı İslam’dan başka bir şey değildir.

Maalesef insanlar dinin siyaset ve ticarette kullanılmasının acı sonuçlarını görmedikçe, samimi Müslümanlar bu din tacirlerine alet oldukça, onlar tarafından kandırıldıkça, bu düzen sürecek. FETÖ gitti; METÖ, ÇETÖ velhasıl nice güç, iktidar ve para için insanları kullanan bir başkası gelecek.

Düşünen, duyarlı ve vicdanlı insanlara düşen görev; bu yapıların ne istediğini, hangi araçla hareket ettiğini anlamak ve gereken tepkiyi göstermektir. Dinin ve kuralların siyaset ve ticaret için kullanılmasına itiraz etmektir.

Türk askeri Suriye’de, Libya’da savaşıyor! Peki, Türkiye’nin hedefi ne? Mehmetçik ne için ve kimler için şehit oluyor? Şehitler tepesi tıka basa doluyor!  Oysa yeryüzünün en saygın varlığı olan insanın hayatını devam ettirmesi, Kuran’ın ve İslam’ın temel meselesidir. İslam’da aslolan yaşatmaktır!

Çünkü bu savaş; haksız, hukuksuz, gereksiz ve anlamsızdır.   Böylelikle de bu savaş; halka, halkın çocuklarına, ülkeye ve ülkenin geleceğine yönelik çok daha büyük kayıp ve zararlar vermektedir.  Bu savaş, bugüne kadar yaşanan o tahammül edilmez acılar yetmezmiş gibi, daha da ağır ve derin acılar yaşatabilecek birçok tehlike, tuzak ve entrikalarla dolu kirli ve karanlık bir savaştır.

Savaş için yapılan tüm kara propagandalar tehlikelidir! Bugün mesele Suriye ise, bilin ki hedef Türkiye’dir! Zaten toplumun büyük çoğunluğu gelişmelerden memnun değil; huzursuz, güvensiz, geleceği göremiyor, böyle yaşamak istemiyor. Milyonlarca yurttaşın Suriye’de, Libya’da olup bitenlere rızası değil, itirazı var!

Türk vatandaşların çoğunluğu barış ve huzur içinde yaşayabileceği bir ülke istiyor; savaş istemiyor, şehit istemiyor, çocukların ölmesini, öldürülmesin, birbirlerine silah çekmesini istemiyor.

Türk milleti düşman cephelere bölünerek; kardeşliğini, ortaklığını yitirmek istemiyor. Bu millet darbe de,  vesayet de,  diktatör de, terör de istemiyor. Toplum işinde gücünde, huzur içinde, hür yaşamak istiyor!

Bu ülkeyi yönetenler, kaderimize hükmedenler halkı sindirmek, özgürlüklerini yok etmek için değil; yurttaşların barış, güven, huzur içinde yaşatmak için seçildiler. Aziz Türk Milleti’nin bu gidişe rızası değil, itirazı var!

Dış politikaları konusunda iktidarı eleştirmek hainlik değildir. Türkiye, dünya ülkeleri arasında özgürlüklerin en çok gerilediği 2. ülkedir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Vatan savunması, söz konusu olmadıkça savaş bir cinayettir”. Tüm Atatürkçüler, Cumhuriyetçiler, Devrimciler, Vatanseverler, özgürlükler için birleşmelidir. Birleşerek yok olmayı değil, çok olmayı seçin!

Çünkü Türkiye hamasetle değil, ferasetle yönetilmeyi hak ediyor!

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER