Samandağ ilçesi Mağaracık Mahallesi’nde TOKİ konutları için belirlenen alanda yüzlerce zeytin ve narenciye ağacının kesilmesinin ardından bölge halkı 2 haftadır nöbet tutuyor.
Yurttaşların nöbeti sürerken önceki gün şirket yetkilileri kepçelerle bir kez daha alana girerek tapulu arazileri talan etmek istedi. Jandarma ekipleri eşliğinde alana giren iş makineleriyle yurttaşlar karşı karşıya geldi. Yurttaşların direnmesiyle alana girme gerekçesini açıklayan ekipler “kanalizasyon boruları döşeyeceklerini” belirtti. Hak sahipleri, açtıkları dava sonuçlanmadan iş makinelerinin alana girmesini, “hukuki sürecin hiçe sayılması” olarak nitelendirdi ve yetkilileri göreve çağırdı.
İKİ HAFTADIR ARAZİLERE GELİYORLAR
Mahallede yaşayan ve hak sahibi yakını olan İlayda Çevik, 2 haftadır sık sık şirket yetkililerinin alana geldiğini söyledi. Çevik yaşananları özetle şöyle anlattı: “Yaklaşık 2 hafta önce arazilerimize yönelik bazı müdahaleler başladı. Bu ekipler genellikle kepçelerle gelip birkaç ağaç söküyor, toprağı kazıyor, kanalizasyon borusu döşemeye çalışıyor… Her gün böyle müdahalelerle karşılaşıyoruz. Biz de nöbetteyiz. Ancak bu süreç bir tür kedi-fare oyununa dönmüş durumda. Ekipler gizlice geliyor biz de müdahale ediyoruz. Jandarma da çoğu zaman sonradan geliyor. Biz kepçeleri araziden çıkardıkça onlar tekrar gelmeye devam ediyor. Son geldiklerinde de biz kepçeyi kovunca hemen ardından kolluk geldi. Tartışma yaşandı ama fiziksel bir müdahale olmadı. Sadece ekiplerin önünde durup geçmelerini engellemeye çalıştılar.”
ÜST MAHKEMEYE TAŞIYACAĞIZ
Mahkeme sürecinin devam ettiğini anımsatan Çevik sözlerini söyle sürdürdü: “Bize şirket mahkeme süreci tamamlanmadan tapulu arazilerimize girmeyeceklerini söylediler ancak tam tersini yapıyorlar. Boşluk buldukları anda fark ettirmeden arazilere girmeye çalışıyorlar. Biz topraklarımıza girmelerini kabul etmiyoruz. 21 Nisan’da duruşma, tarih belirtmeksizin ertelendi. Buna rağmen, sanki hiçbir engel yokmuş gibi müdahaleler sürüyor. Yetkililerle konuştuğumuzda, çoğu zaman ne olduğunu bilmediklerini söylüyorlar. Artık bize doğruyu söylemelerini istiyoruz. ‘Girmeyeceğiz’ deyip sonra gizlice arazilere girmelerinden vazgeçsinler. Mahkeme kararları beklenmeli. Ancak sonuç ne olursa olsun, biz bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Direnmeye, nöbet tutmaya ve gerektiğinde davayı bir üst mahkemeye taşımaya devam edeceğiz.”
