Pazar, Mayıs 19, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenel“Pansuman tedbirlerle eğitim sorunlarını çözemeyiz"

“Pansuman tedbirlerle eğitim sorunlarını çözemeyiz”

TBMM ‘de görüşülmekte olan Milli Eğitim yasası ile ilgi Partisi adına söz alan CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, “Pansuman tedbirlerle eğitim sorunlarını çözemeyiz. Eğitimde köklü reform şattır” dedi.
Serkan Topal’ın konu üzerinde yaptığı konuşmada şu görüşleri ifade etti:
“Bunu her zaman söylüyorum: Her gelen Millî Eğitim Bakanı, bir önceki Millî Eğitim Bakanının sistemini değiştirmeye çalışıyor. Çünkü doğru olmadığını kendisi de biliyor. Zaten on yedi yıl içerisinde kaç Millî Eğitim Bakanının değiştirildiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Köklü bir reform yapmamız gerekiyor. Köklü bir reform yapmadığımız sürece yani açıkçası yaralara sadece pansuman yaparak eğitimdeki sorunları çözemeyeceğimizi ben burada defalarca dile getirdim ama nafile.
Bakın, burada, hani geleceğimiz olan çocuklarımızın FETÖ okullarına nasıl teslim edildiğini anlatmayacağım. Yani Fatih Projesi’nden Ermenek’teki o olaya kadar birçok olayı ben burada anlatmayacağım ama öğretmen arkadaşlarımızın yani eğitimin de sorunlarını kısa süre de olsa, on dakika mümkün değil, zaten anlatamayız ama birkaç madde hâlinde anlatmaya çalışacağım. Sayın Akbaşoğlu’ndan da not alıp bundan sonraki süreçte çözüm üretmesini bekleyeceğiz.
ÖĞRETMENLERİMİZ MUTSUZ
Bir öğretmen mutsuz ise, huzursuz ise, aile birliğinden yoksun ise öğrencilere nasıl yararlı olabilir? Bu, mümkün mü? Mümkün değil. Milletvekilleri arasında ayrım yok ama öğretmenler arasında maalesef ayrım var. Nasıl mı? Sözleşmeli, ücretli ve kadrolu… öğretmenler odasında bile bunların tartışması yaşanıyor, kimileri rencide oluyor. Bunun önüne geçilmesi gerekmiyor mu? Kadrolu öğretmenlerin ders ücretleri, eğitim ödenekleri, ek gösterge gibi sorunları var. Sözleşmeli öğretmen arkadaşlarımızın yer değiştirme, aile birliğini sağlama ve ücrette eşitlik gibi temel sorunları var. Ücretli öğretmenlerin en temel sorunlarından bir tanesi de on iki ay çalışamama ve maalesef sözleşmeye tabi olmama sorunu. Tabii, yönetici arkadaşlarımızın da ayrıca sorunları var. Bunu daha önce defalarca dile getirdik, liyakatin öneminden bahsetmememize rağmen bir türlü bunu aşamadık. Maalesef mülakatların sarı listelerle yapıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Sayın Akbaşoğlu, ya bu konuda siz adım atın, gerçekten bu ülkeye faydalı olacak, gerçekten bu konuda uzman olan, bilgili olan, donanımlı olan insanların yönetici olması noktasında bir çalışma yapın. Yani sadece orada olup muhalefet milletvekillerine cevap vermekten öte, bununla ilgili bir çalışma yapmanızı bekliyoruz.
Temel sorunlardan bir diğeri ise mesleki ve teknik eğitim öğretmenlerinin sorunları. Türkiye’nin kalkınma anahtarının mesleki ve teknik eğitimden geçtiğini söyleyenlerin bu söylemine karşın son on sekiz yılda atanan mesleki ve teknik öğretmen sayısının sadece 997 kişi olduğunu ve özellikle 87 bin kişinin açıkta olduğunu burada ifade etmek istiyorum. Bir yanda 87 bin, bir yanda 997. Biz nasıl başarılı olacağız? PISA sonuçlarına göre OECD ülkeleri arasında, ülkemiz kaçıncı sırada, bunu hiç düşünebildik mi?
Öğretmenlerimiz mevcut olan sorunları dile getiriyor ve bizden, iktidardan, Hükûmetten, milletvekillerinden, hepimizden çözüm bekliyor. Ben burada birkaçını sıraladım.
ÖĞRETMENAÇIĞI KAPATILMALIDIR
120 bin öğretmen açığı var mı? Var. Peki, biz, hadi 100 bini atayamıyoruz, neden 80 bini atayamıyoruz? Sürekli medyaya çıkıyor, televizyonlara çıkıyor Hazine ve Maliye Bakanı: “Ekonomi iyi, maliye iyi, …” O zaman niye atamıyorsunuz? Sizin elinizden tutan mı var? Gelin, destek verelim. Yani “yalan” kelimesini söylemek istemiyorum ama insan bu kadar yalan söylemez ya. Halkı bu kadar kandırmak da olmaz arkadaşlar, yapmayın.
Sözleşmeli öğretmenlerin aile birliğinin sağlanması noktasında Komisyonda da mücadele ettik, düşüncelerimizi ifade ettik. Evet, “3+1″e şu anda düşürülüyor. Bu yeterli mi? Yeterli değil. Bunun yeterli olmadığını defalarca dile getirdik.
Sözleşmeli öğretmen mülakata tabi tutuluyor. “Değerli öğretmen arkadaşım, 60 puana takıldın, sen kadrolu olamıyorsun.” diyor. Mülakatı yapan kim, onları atayan kim, nasıl sorular soruyorlar; bunları bir araştıralım. Sayın Grup Başkan Vekili, bunları araştıralım. Gerçekten kimsenin hakkını yemeyelim, hakkının yenmemesi noktasında bir irade gösterelim.
Bakın, bunu da söylüyoruz: Orta vadede ücretli sözleşmeli öğretmen uygulamasından vazgeçilmesi gerektiğini defalarca dile getirdik çünkü eğitimin kalitesinin artması gerekiyor. Eğitimin kalitesinin artması gerektiğini söylerken bir bakıyorsunuz “nitelikli okul-niteliksiz okul.” Allah aşkına ya, AK PARTİ’li milletvekili arkadaşlara sesleniyorum: Bunu siz kabul ediyor musunuz? Ya, siz çocuklarınızı nereye gönderiyorsunuz; nitelikli okula mı, niteliksiz okula mı? 1.200 nitelikli okul var, geri kalan 9 bin, 10 bin okul…
EĞİTİM EMEKÇİLERİNE 3600 EK GÖSTERGE VERİLMELİDİR
Yine, eğitim emekçilerinin ek göstergelerinin 3600 olması gerektiği sadece Cumhuriyet Halk Partisinin değil bütün partilerin seçim vaatlerinde vardı. E, diyoruz ki: Tamam, getirin; biz getirmeyelim, siz getirin, biz de destek verelim. “Yok.” diyorlar. Neden? Ekonomi iyi ama 3600 ek gösterge yok, ekonomi iyi ama sözleşmeliye kadro yok, ücretliye kadro yok, atama yok ama ekonomi iyi! Ekonomi iyi, Türk lirası dolar karşısında değer kaybediyor.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER