Samandağ Kadın Dayanışma Derneği tarafından Kadına Şiddet konulu panelde konuşan Hatay Barosu Kadın Hukuku Komisyon Başkanı Av. Meral Asfuroğlu, şiddetin toplumun geleceğini tehdit eder hale geldiğini söyledi.
Samandağ Belediyesi toplantı salonunda Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet ve Sözleşmeler konulu panele Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı Meltem Ahras Nural, belediye meclis üyeleri ve Samandağlı kadınlar ilgi gösterdi.
Hatay barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı avukat Meral Asfuroğlu’nun panelist olarak katıldığı etkinliğin açılış konuşmasını yapan Samandağ Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Hülya Nehir, kadına şiddetin geçmişten bugüne her dönem var olduğuna dikkat çekerek “Kadınlar hep mağduriyet yaşadılar. Hep şiddete uğradılar, hep toplumda görünür olmamaları için bir çaba içerisine girildi. Bu hepimizin malumu kadına şiddet, aslında insan hakları ihlalidir. Kadın mücadelesi çok uzun yıllardır var, Türkiye de dahil Osmanlı’dan buyana başlamış bir mücadele ama son yıllarda görünürlük kazandı, çok yol alındı” diye konuştu.
Hatay Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Meral Asfuroğlu son yıllarda artan şiddetin toplumun geleceğini tehdit eder hale geldiğini ifade ederek “Toplumumuz sağlıksız toplum olarak anılmaya başlandı, ülkemiz bile böyle anılmaya başlandı” dedi.
Özellikle kadına yönelik şiddetin önlenmesi için de, birçok sözleşmeler yapıldığının altını çizen Asfuroğlu “…Ve en son İstanbul sözleşmesi yapıldı. Ülkemiz de bu sözleşmelere imza attı ki, İstanbul’da imzalandı 2011 yılında; aslında Avrupa Konseyi anlaşmasıdır ama İstanbul sözleşmesi olarak anılıyor. Ülkemiz bu sözleşmeye imza atmış olması nedeniyle, mecburen kadına şiddeti önlemek, bir takım tedbir almak zorundadır. 2011 yılında sözleşme imzalandı, 2012 yılında da 6284 sayılı yasa yapıldı. Sözleşmede bir takım kurallar var, imza atan bütün ülkeler bu kurallara uyması istendi” şeklinde konuştu.
DIŞARIDAKİ ŞİDDETE DİKKAT!
Kadına şiddet konusunda Özgecan Aslan cinayetini tüm Türkiye’nin bildiğine işaret eden Av. Asfuroğlu şunları kaydetti: “Özgecan Aslan’ın ailesini de basından tanıdık. Babası çocuklarına değer veren, şiddet yanlısı olmayan, iyi bir baba, annesi çocuklarının üzerine titreyen iyi bir anne, o evde hiçbir zaman şiddet uygulanmamış, çocuklarına da, kız çocuklarına da değer vermişler, böyle bir ailede büyümüş ama Özgecan Aslan bir kadın cinayetine kurban oldu. Sebebi ne? Sebebi; evinin dışındaki paylaştığı sosyal hayatta bir toplu taşıma aracına binmenin getirdiği ağır şiddet! Demek ki biz, evimizde ailemiz tarafından hiçbir şiddete uğramıyor olabiliriz. Hiç şiddet görmemiş olabiliriz. Çocuklarımızı böyle yetiştirmiş olabiliriz, ailemiz içerisinde. Ama toplumsal olarak genelimiz bu bilinçte değilsek, biz illa da dışarıda, evimiz dışındaki şiddete, evde uğramasak dahi maruz kalacağız…”
