Cumartesi, Mayıs 18, 2024
No menu items!
Ana SayfaÜlke GündemiSigara İçenlerin Corona Virüsüne Yakalanma Riski Yüksek

Sigara İçenlerin Corona Virüsüne Yakalanma Riski Yüksek

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, corona virüsünün en çok kimlerde görülebileceğini, kimlerde ölümcül olup/olmadığını, Türkiye‘de alınması gereken önemleri açıkladı.

Sigara İçenlerin Corona Virüsüne Yakalanma Riski Yüksek

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, “Virüsü alma yönünden herkes aynı riskte. Sigara içiyorsanız riskiniz daha fazla doğru; ama onun dışında virüsü alma yönünden herkes aynı riski taşıyor. O nedenle önlemleri herkesin alması lazım. Ama virüs aldıktan sonra hastalığın geçirilmesinde kimler daha ağır geçiriyor veya kimler hastaneye yatacak kadar ağır geçirebiliyor? İşte o grupta direkt olarak öne çıkan birincisi yaş. Yaşamın tecrübeli dönemi, 60-65 yaşın üstü. Artı tansiyon gibi, şeker hastalığı, kalp hastalığı ya da kronik akciğer hastalığı gibi altta başka bir hastalığı olanlar veya savunma sistemini zayıflatıcı ilaç kullananlar, bu kişilerde hastalığın daha ağır seyrettiğini biliyoruz. Onların da riskinin çok daha yüksek olduğunu biliyoruz” sözlerini belirtti.

50 Yaş Altı ve Çocuklarda Ölümcül Olma Riski Çok Düşük

Prof. Dr. Kara, “Çocuklarda hastalanma oranı çok düşük, yani 9 yaşın altındaki çocuklarda. Virüsü alabiliyorlar; ama bu virüsün hastalık tablosuna neden olması çok düşük, öldürmesi neredeyse hiç yok. Yani çocuklarda ölümcül değil. 9 yaşından neredeyse 50 yaşına kadarsa yine hastalığın ölümcül olma ihtimali çok ama çok düşük. O kadar ağır seyretmiyor, bin kişiden 2 kişisinden daha azında probleme neden oluyor. Ama yaş yükselmeye başladığı anda, işte o zaman ölümcüllüğü bir miktar artıyor. Hastalığın ağır geçirilmesi bir miktar artıyor. O nedenle virüsü herkes alabilir; ama hastalığın ağır geçirilmesindeki en önemli faktör veya en önemli risk sigara içmek gibi, 60 yaşın üstü gibi, şeker hastalığı gibi beraberinde özellikle kalp hastalığı, akciğer hastalığının varlığı gibi nedenler ölümcül olmasını artırıyor” dedi.

“Şu Anda Virüs Türkiye’de Dolaşmıyor, Maske Takmaya Gerek Yok

Prof. Dr. Kara, “Virüs içeride dolaşmıyor, o bakımdan siz bugün sokağa çıktığınızda, herhangi bir yere gittiğinizde virüsle karşılaşma ihtimaliniz çok düşük, hatta yok. Türkiye’de de bunu sadece yeni koronavirüs için konuşmayalım. Özellikle kış aylarında solunum yolları enfeksiyonları, nezleniz, hapşırığınız, öksürüğünüz var, ateşiniz var, hastasınız, kendinizi iyi hissetmiyorsunuz; ama mutlaka işe gitmek zorundasınız. İşte o zaman maske takarsanız bu çevrenize bir saygıdır. Mesela sizde hastalık hafif gider; ama çok yaşlı birisinde veya başka birisine bulaştırırsanız, diyelim ki markette, işte o zaman o kişi için bu hastalık ölümcül bile olabilir. O nedenle hastaların maske takması, hasta olduğunu hissedenlerin maske takması evet, o da ne zaman? Özellikle toplu yaşam alanlarına geçerken veya dışarıya çıkarken” dedi.

“Normal Deterjanla Temizlik Yeterli”

Prof. Dr. Ateş Kara, “Normal temizlik alışkanlıklarımıza devam edelim, lütfen evimizin, iş yerimizin temizliğinde, okullarda da normal deterjanla temizlik yeterli. Ekstra dezenfektan kullanımı, ekstra etkili ürünlerin kullanımına şu anda gerek yok. Ama çocuklarımıza mutlaka el yıkama alışkanlığını kazandıralım. Öksürürken, hapşırırken elimizde eğer kağıt eldiven, kağıt mendil varsa onu kullanalım, yoksa mümkün olduğu kadar dirsek içini kullanalım, yani ellerimize değil. Çünkü ben elime hapşırdıktan sonra örneğin kameraman arkadaşımla tokalaştım, o da ister istemez, farkında olarak veya olmayarak elini burnuna, ağzına götürdüğü için bu virüsü alabilir. İşte buna fırsat vermemek için de el yıkamaya çok dikkat edelim. Mümkün olduğu kadar su ve sabunla ellerimizi yıkayalım” dedi.

“Corona Virüsünün Sıcakta Etkisini Azaltması Bekleniyor”

Prof. Dr. Ateş Kara “Tahminimiz ve umudumuz öyle. Koronavirüs ailesi, büyük bir aile, 500’den fazla virüs türü var ve bunların büyük kısmı güneş ışığından çok etkileniyor. Bu virüsün yapısal özelliklerine baktığımızda da açıkçası çok farklı değil, o nedenle de güneş ışığından, kuru sıcaktan etkilenmesini bekliyoruz. Ama nem ve ılık havada yaşamını devam ettirebiliyor. Nem; ama aşırı sıcakta virüs canlılığını devam ettiremiyor ve erken dönemde virüsün ölümüne neden oluyor. O bakımdan havaların ısınmasıyla bulaşma ihtimali azalacak. Artı insanlar daha çok dışarı çıkmaya başlayacaklar, siz kendi evinizi düşünün, camını açacaksınız, odanız daha taze havayla olacak, daha fazla dışarıda olacaksınız. Virüsün özelliklerinin yanı sıra insanlar da yan yana geldikleri mesafeyi biraz artırdıkları için, açık havaya çıktıkları için, evlerini, iş yerlerini, ortamlarını havalandırdıkları için virüsün bulaşma şansını azaltacak.”dedi.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER