Saygıdeğer okurlarım! Türkiye, aylardır Korona salgını ile mücadele ediyor.
Ancak bu zor günlerde merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında işbirliği ve güç birliği yok. İktidar, idari ve mali özerkliği olan CHP yönetimindeki belediyeleri devlet içinde devlet olarak görüyor.
Türkiye ortak akılla yönetilmiyor, idare ediliyor.
Cumhuriyet ve demokrasi gömleği iktidara bol geliyor.
Türkiye’de devleti kuran akıl ile yöneten akıl uzlaşamıyor.
Neden?
Sebep: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi!
Bakın 2018 genel seçimlerinden bu yana Türkiye’de neler oldu?
Tarafsız cumhurbaşkanı gitti, partili cumhurbaşkanı geldi.
Seçilmişler gitti, atanmışlar geldi!
Bakanlar gitti, danışmanlar geldi!
Kanun gitti, kararname geldi!
Ortak akıl gitti, tek akıl geldi!
İstişare gitti, talimat geldi!
Meclis gitti, külliye geldi!
Adalet gitti, mağduriyet geldi!
Demokrasi gitti, monarşi geldi!
Bunlar olunca da Türkiye ekonomisi iflasın eşiğine gelmiştir. Bu sistemde Türkiye’nin yönetilemeyeceği iki yılda görülmüştür.
Dahası da var:
Bütçe ve dış ticaret açığı giderek artıyor!
İhracat ve turizm gelirleri azalıyor!
Ülkeye yabancı sermaye gelmiyor, üretim düşüyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası karşılıksız para basıyor!
Türk Lirası Dolar ve Euro karşısında değer kaybediyor!
Türk gençliği geleceğini yurtdışında arıyor!
İktidar sözcüleri ise, Türkiye üzerinde oyun oynandığına dair açıklamalar yapıyor.
Aslında bu açıklamaların tümü abestir!
Ak Parti iktidarları döneminde ekonomide yanlış adımlar atılmıştır ve şu anda Türkiye bunun cezasını çekiyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ülke kalkınmıyor, batıyor!
Ama doların yükselmesiyle ülke batmıyor, ülkemiz battığı için dolar yükseliyor.
İktidar, millete gerçekleri anlatmaktan korkuyor!
Türkiye’nin gündeminde ülkenin gerçek meseleleri yok!
Yürütmenin başı memleket meselelerini konuşmuyor, tartışmıyor.
Halk, iktidar sözcülerinin kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı söylemleriyle oyalanıyor.
Oysa ülkenin gerçek gündemi bambaşka…
Mesela: Ekonomi Korona etkisinden ne zaman çıkar?
Salgın, ekonomide fırsata dönüşebilir mi?
Türkiye döviz sıkıntısını nasıl aşar?
Üretim nasıl artırılır?
İşsizliğin çaresi ne?
Ülkeyi yönetenler bu konuları hiç konuşmuyor!
İktidarın bu konulardaki gerçek fikri ne?
Belli değil…
İktidar, insanı vatanına, topluma, üretime ve kendisine yabancılaştıran emperyalist kültüre karşı mücadele yürütmüyor.
İktidar; vatanseverliği, çalışkanlığı, paylaşmayı, insan, doğa ve hayvan sevgisini, hoşgörüyü, barışı temel alan toplumcu ahlakın ve değerlerin yayılması ve kök salması için çalışmıyor.
İktidarın gündeminde darbe, kumpas; hedefinde seçim var!
İktidarın gündeminde işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk yok; özgür medyayı susturmak, muhalefeti bastırmak var!
İktidar sözcülerinin ayrıştırıcı dili toplumda gerginlik ve düşmanlık yaratıyor.
Aslında bütün siyasi partilerin aynı fikirde olması da iyi bir şey değil…
Hatırlatmakta fayda var: Çalışmayı yaratan fikir ayrılıklarıdır.
Çünkü farklı fikirler, elektrik akımları gibi birbirlerini tutuştururlar.
Türkiye’nin çok zor bir dönemden geçtiği bu günlerde, iktidarın kutuplaşma ve gerilim politikalarını aşmak için, bütün siyasi partilerin liderleri uzaktan atışıp yurttaşları gereceklerine bir televizyon programında bir araya gelip memleket meselelerini yüz yüze tartışmalıdır.
Parti liderleri, Türkiye’nin geleceğine dair gerçek fikrini açıkça söylemelidir.
Onurlu, özgür yaşamdan yana olan vatandaşlar, bu tür tartışmalara katılmayan ve toplumda umut oluşturmayan siyasi liderlere itibar etmemelidir!
