Pazartesi, Aralık 29, 2025
No menu items!
Ana SayfaSamandağSuriye’de ‘Alevi halkı yok ediliyor’

Suriye’de ‘Alevi halkı yok ediliyor’

 

 Samandağ ilçesinde  Suriye Halklarıyla Dayanışma Platformu tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada, Suriye’de HTŞ yönetimi altında yaşandığı belirtilen ağır hak ihlalleri, mezhepçi uygulamalar ve Alevi toplumuna yönelik saldırılar kamuoyunun gündemine taşındı.

Basın açıklamasına Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay da katıldı. Platform adına yapılan değerlendirmede, “Yeni Suriye” ve “Suriye’de yeni dönem” söylemleriyle sunulan HTŞ yönetiminin birinci yılını doldurduğu hatırlatılarak, bu süreçte halkların iradesinin dışlandığı bir yönetim anlayışının kurumsallaştığı savunuldu.

 

Açıklamada, HTŞ’nin eşitlik ve özgürlük temelinde bir toplumsal yapı inşa etmek yerine baskı, şiddet ve zor yöntemlerini esas alan bir iktidar modeli oluşturduğu ileri sürüldü. Bu yönetim anlayışının, katliamlar ve sistematik hak ihlalleriyle varlığını sürdürdüğü ifade edildi.

 

“Meşruiyeti Olmayan Bir İktidar”

Platform, 8 Aralık sonrası Suriye’de suç ve şiddet geçmişiyle bilinen silahlı yapıların iktidara taşındığını belirterek, bu durumun emperyalist güçler ve bölgesel işbirlikçiler eliyle sürdürüldüğünü savundu. Açıklamada, söz konusu yönetimin halklar nezdinde hiçbir meşruiyetinin bulunmadığı ve ülkeyi yönetme kapasitesinden yoksun olduğu iddia edildi.

 

Bu süreçte özellikle Arap Alevilerinin yanı sıra Dürziler, Kürtler ve Hristiyanların da sistematik baskı, tehdit ve saldırılara maruz kaldığı vurgulandı.

 

 

 

“Mart 2025 Olayları Soykırım Niteliğinde”

Basın açıklamasında, Mart 2025’te yaşanan olaylara özel bir yer ayrıldı. 6-8 Mart tarihleri arasında yoğunlaşan saldırıların, Suriye tarihinin en ağır katliamları arasında yer aldığı belirtilerek, uluslararası hukuk açısından bu sürecin soykırım kapsamında değerlendirilmesi gerektiği savunuldu.

 

Platformun paylaştığı bilgilere göre, HTŞ’ye bağlı silahlı gruplar tarafından 15 binden fazla Alevi yurttaşın yaşamını yitirdiği, köylerin basıldığı, toplu infazların gerçekleştirildiği, kadınların kaçırıldığı ve çok sayıda kişinin toplu mezarlara gömüldüğü öne sürüldü.

 

Açıklamada ayrıca, yaşananlara rağmen uluslararası kamuoyunun sessiz kaldığı, Türkiye’de iktidara yakın medya organları ile bazı Batılı medya kuruluşlarının süreci görmezden geldiği iddia edildi. Soykırıma dikkat çeken kişi ve kurumların ise baskı ve tehditlerle karşı karşıya bırakıldığı ifade edildi.

 

Platform, Suriye’de Alevi toplumuna yönelik nefret söylemleri ve saldırıların sürdüğünü belirterek; infazlar, inanç merkezlerine yönelik bombalı saldırılar ile kadın ve çocuk kaçırmalarının devam ettiğini dile getirdi.

 

Humus’ta son dönemde yaşanan olayların da emperyalist müdahaleler, mezhepçi politikalar ve karşı-devrimci şiddetin bir sonucu olduğu savunuldu. Açıklamada, bazı camilerin ibadet alanı olmaktan çıkarılarak silahlı mezhepçi yapıların ideolojik merkezlerine dönüştürüldüğü öne sürüldü.

 

 

Talepler Kamuoyuna Duyuruldu

Suriye’de Alevi halkının eşit yurttaşlık mücadelesini sürdürdüğü vurgulanan açıklamada, şu talepler sıralandı:

 

İnanç kimliklerinin resmen tanınması

 

Tüm halkların inanç ve etnik kimliklerinin anayasal güvence altına alınması

 

Halkların kendi kaderini tayin hakkının kabul edilmesi

 

Kaçırma ve zorla yerinden etmelerin sona erdirilmesi

 

Yaşananların soykırım olarak tanınması ve sorumluların yargılanması

 

 

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER