Suudi Arabistan’da çalışan Türkler, koronavirüs ve açlık tehdidiyle karşı karşıya. Ülkede yaşayan Türkler Türkiye’nin tahliye için uçuşları açmasını istiyor. Suudi Arabistan’da son 10 günde 2 Türkiyeli Covid-19’dan ölürken, sadece Riyad’da 118 Türkiyeliye Covid-19 tanısı kondu.
Son bir haftada Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Türkiyeli 118 kişiye koronavirüs (Covid-19) tanısı kondu. 10 gün içerisinde iki Türkiye vatandaşı Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Yaklaşık 10 gün önce hayatını kaybeden Umut Arpacı ve 2 gün önce hayatını kaybeden Kerim İntizamoğlu’nun cenazeleri halen Suudi Arabistan’da bulunuyor ve ailelerine teslim edilmiş değil. Kerim İntizamoğlu, ambulans gelmesine rağmen ambulans tarafından kabul edilmeyerek hastaneye götürülmediği için evinde hayatını kaybetti.
Son 4 aydır koronavirüs nedeniyle işsiz kalan ve çalışmayan Türkiyelilerin büyük bölümü gıda sorunu, fizyolojik ve psikolojik sağlık sorunlarıyla boğuşuyor. Suudi Arabistan’da yaşayan Türkiye vatandaşlarının Türkiye’den talep ettikleri sadece bir şey var. Tek talepleri Suudi Arabistan’dan tahliye edilmek. Tahliye uçuşlarının yapılması, olamıyorsa ticari uçuşların yapılarak Türkiye’ye ulaşmalarının sağlanması. Türkiye devletinden ne para talepleri, ne hastane talepleri var. Yalnızca gerekirse parasını da ödeyerek Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye dönebilmek için uçuşların açılmasını istiyorlar.
Suudi arabistan’da 120 bin Türkiyeli bulunuyor, 12 bini dönüş için bekliyor
Evin Dağ, 2014 yılında Suudi Arabistan’da çalışırken Türkiye’ye dönüş yapmış. Türkiye’deki ekonomik sıkıntılar ve işsizlik nedeniyle yeniden iki yıl önce Suudi Arabistan’a giderek bir lokantada çalışmaya başlamış. Pandemi süreciyle birlikte tüm dünyada olduğu gibi Suudi Arabistan’da da sıkıntıların başladığına değinen Evin Dağ, 4 aylık süreçte özellikle berber olarak çalışan Türkiyelilerin büyük mağduriyetler yaşadığını anlattı. Dağ, Suudi Arabistan’da çoğunluğu güney illerinden olmak üzere 120 bin civarında Türkiyeli bulunduğunu ve bunun da yaklaşık 50 binini Hatay’dan Suudi Arabistan’a gidenlerin oluşturduğu bilgisini vererek, dönmek isteyenlerin sayısının yaklaşık 12 bin olduğunu kaydetti.
Parasız kalan Türkiyeliler dayanışmayla ayakta duruyor
Suriye’de kendi işini kuran Türkiyeliler olduğu gibi işçi olarak çalışan Türkiyeliler de bulunduğuna işaret eden Dağ, “16 Mart’tan itibaren Suudi Arabistan’da pandemiyle mücadele kapsamında alınan kararlar gereği berberler kapatıldı. Berberde, lokantada, tamirhanede ve diğer bir çok sektörde çalışan Türkiyeliler de sokağa çıkma yasakları ve kısıtlamalar nedeniyle ya işinden oldu ya da ekonomik olarak sıkıntıya düştü. Bir çok arkadaşımızın gıda alacak parası yok. İmece usulüyle bir şekilde insanlara ulaşmaya çalışıyoruz. Lokanta sahipleriyle konuşuyoruz, arkadaşlarımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz. Cebinde 5 kuruşu olmayan bir çok arkadaşımız, psikolojik olarak da çökmüş durumda” dedi.
Sadece öğrenciler ve aileleri tahliye ediliyor
Pandemi sürecinin ilk zamanlarında inşaat şantiyelerinde çalışan ve şirketler tarafından Suudi Arabistan’a getiren Türkiyeli işçilerin tahliyelerinin yüzde 80-90 oranında gerçekleştirildiğini söyleyen Dağ, onbinlerlerce Türkiyeli çalışanın ise kaderine terk edildiğini kaydetti..
İki gün sonra Türkiye’nin bir uçakla ticari olmayan tahliye uçuşu yapacağı bilgisini paylaşan Dağ, bu tahliye uçuşunda sadece Suudi Arabistan’ın Riyad ve Damman şehirlerinde eğitim gören Türkiyeli öğrencilerin ve ailelerinin tahliyesinin gerçekleştirileceğini söyledi.
Dağ, yaklaşık bir hafta önce Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın Suudi Arabistan’da yaşayan tüm Türkiyelilerin doldurması için bir form gönderdiğini, bu formların doldurulduğunu ancak bugün, tüm formların iptal edilerek, sadece öğrenci ve ailelerinden oluşan 300 kişilik grubun tahliye edileceği bilgisinin verildiğini ifade etti.
Suudi Arabistan’da günlük vaka sayısı 3 bin 500 civarında
Pandemi sürecinin başında yaklaşık 22 milyon nüfusa sahip Suudi Arabistan’ın olağanüstü önlemler aldığını ve vaka sayılarının 150 seviyelerde ilerlerken, bugün vaka sayılarının günlük 3 bin 500’lere çıktığını kaydetti.
Suudi Arabistan’da yaşayan Türkiyelilerin yaşam koşulları hakkında da bilgiler veren Evin Dağ, “Suudi Arabistan’da işyeri sahibi olan Türkiyeliler ekonomik olarak daha avantajlılar ve aileleriyle birlikte Suudi Arabistan’da yaşıyorlar. İşçi olarak Türkiyeden gelenler ise, bir kaç yıl Türkiye’ye dönmeden para biriktirmeye ya da ailelerine para göndermeye çalışıyorlar. Bir işyerinde 10 kişi çalışıyorsa, bu işçilerden en az 5’i bir odada kalarak burada yaşamaya çalışıyor” dedi.
Türkiye’nin Riyad Büyükelçiliği sorunlara kulaklarını tıkıyor
Riyad Büyükelçiliği’nin sorunlarına çözüm olamadığına değinen Evin Dağ, “Özellikle pandemi sürecinde, gerek Büyükelçiliğin Whatsapp hattından ya da telefon hattından sıkıntılarımızı belirtmemize rağmen olumlu bir geri dönüş alamadık. Özellikle Nisan ayının başında Türkiyeli yurttaşların yoğun talepleri karşısında Büyükelçilik bir nevi vatandaştan sıkılıyor ve özel bir şirketle anlaşarak gelen çağrıları bu şirkete yönlendiriyor. Bu şekilde Türkiyelilerin sorunları ve talepleri karşılıksız bırakılmış oldu” diye konuştu.
“Yeterki senin ülken benim uçaklarıma izin versin”
Yapılması gereken tek bir şey olduğunun altını çizen Dağ, “İster havayoluyla, ister Mısır üzerinden deniz yoluyla Türkiye Cumhuriyeti’nin Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye geçecek araçlara geçiş izni vermesi gerekiyor. Başka alternatif yok. Kaldı ki, Suudi Arabistan Hükümeti diyorki, ‘Ben sana uçaklarımı tahsis etmişim. Seni ücretsiz göndermeye de hazırım. Yeterki senin ülken benim uçaklarıma izin versin’” dedi.
“İnsanlar intihar etme noktasına geldi”
Türkiye’nin Suudi Arabistan’da yaşayan vatandaşlarının ülkeye dönüşleri için neden bir tahliye planı oluşturmadığına ilikin sorumuz üzerine Evin Dağ, “İnanın biz de paronayak hale geldik. Acaba politik bir tutum mu var? Acaba virüsün yayılmasından mı korkuyorlar? Tahliyenin ekonomik boyutundan mı çekiniyorlar? Nedenini biz de kestiremiyoruz. Neden? Bize bir neden söylensin. Bu vatandaşların Suudi Arabistan’da kaderlerine terk edilmesinin nedeni nedir? Bir neden söyleyin ki biz de rahatlayalım. Mağduriyetin boyutu öyle bir noktaya geldiki, insanlar intihar etme noktasına geldi. İnsanlarda psikolojik olumsuzluklar görülmeye başladı” diye konuştu.
