CHP Hatay Milletvekili adayları tanıtım toplantısı Bu kez İskenderun da yapıldı.
Tanıtım toplantısına Serkan Topal, Riyat Kırmızıoğlu, Suzan Şahin ve İsmet Tokdemir, katıldı.
Kalabalık ve coşkulu bir partili topluluğun katıldığı toplantı öncesi halay çekildi
.
Toplantıda ilk sözü alan 5.sıra adayı Dr. Kırmızıoğlu yaptığı konuşmada, “Bizi birbirimizi düşürenler, yarınlarımızı karartanlar, hazinemizi boşaltanlardan hesap sormak için bir gün eksiltin az kaldı. Herkesten bir şey istiyorum, iki tane çıkış noktası var, kamyonun frenini boşalttılar, kamyon yokuş aşağı gidiyor Toroslar’dan. Bu rampaları elleriyle yaptılar. Onlar buna kaçış rampası diyorlar, buz onlara kurtuluş rampası diyoruz. Bir tanesi Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı yapmaya var mısınız? İkinci kurtuluş noktası olmazsa birinci kurtuluş noktası işe yaramaz. Millet ittifakını iktidara getirmek için 301’nci milletvekili için oy atacaksınız. 25 Haziran sabahı şafak var şafak. Sen-ben yok biz varız. “ dedi.
Toplantıda söz alan CHP Hatay Milletvekili4.sıra Adayı İsmet Tokdemir de yaptığı konuşmada, Ova’da CHP’nin oyunu arttırmak için geceli gündüzlü çalıştığını ve başaracaklarına inandığını söyledi. Türkiye’nin bir yangın yerine döndüğünü konuşmasında dile getiren Tokdemir, bu seçimde Hatay’ın çok önemli olduğunun farkında olduğuna vurgu yaptı. 25 Haziran seçimlerinin diğer seçimlerden farklı olduğunu belirten Tokdemir, herkese bol oksijenli günler dileyerek mesaj verdi.
.Türkiye’nin kritik bir süreçten ve hayati bir dönemden geçtiğini belirten CHP 2 sıra adayı Avukat Suzan Şahin, 25 Haziran seçimlerinin bir kurtuluş ve kuruluş mücadelesi olduğunu söyledi. Bu mücadelede isimlerin pek bir kıymetinin olmadığını belirten Şahin, CHP’nin ruhunu taşıyan her CHP’linin insanlara, kişilere önem vermediğini, davalarına baktığına vurgu yaptı.
Türkiye’de tüm kesimlerin mutsuz ve huzursuz olduğunu konuşmasında dile getiren Şahin, mutluluğu ve huzuru arayan Türkiye’de kardeşliğin, dürüst, ahlaklı, haysiyetli bir toplumun büyük bir özlem olduğunu söyledi.
25 Haziran seçimlerinde verilecek her oyun bir haysiyet oyu olduğunu dile getiren Suzan Şahin, “Sizin, bizim, partimizin, ülkemizin, vatanımızın haysiyeti için oy kullanacaksınız. Sadece oy vermeniz yetmiyor. Bu mücadele tek başına verilecek bir mücadele değil. İşçi, emekli, çiftçi, memur mutsuz. Her geçen gün biraz daha fakirleşiyoruz. Bu seçime baskın seçim diyorlar ya, bu seçim mecbur seçim mecbur” dedi.
CHP aday tanıtım toplantısında dağıtılan Halkımıza çağrımızdır başlıklı bültende ise şu görüşler Kamu oyu ile paylaşıldı
“ Haziran ayının 24. günü Ülkemiz ve bölgemiz açısından hayati derecede önemli bir secim için sandık başına gidiyoruz.
Bu seçimde tarihimize tartışmalı “Nisan Referandum
u “ olarak giren “anayasa değişikliği ile iyice su yüzüne çıkan ve bir yıldır uygulamalarını büyük bir ibretle izlediğimiz “tek adam “ rejimi ile demokratik parlamenter sistemi arasında tercih yapacağız.
Değim Yerinde ise geleceğimizi oylayacağız
Aday olduğumuz Partimiz CHP başta olmak üzere ülkesini seven tüm demokrasi güçleri, aydınlar, siyasetçiler Yıllardır tek Adam rejiminin ne olduğunu anlatıyorlar.
Seçim kampanyası boyunca Hem cumhurbaşkanı adayımız hem de biz milletvekili adayları Tek Adam rejimini sizlere anlatıp çözümün ne olduğunu anlatacağız.
Biz bugün burada sizlere önce 16 yıllık AK Parti iktidarının ülkemizi getirdiği noktayı anlatarak başlamak istiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti uygarlık yolundan ve hedefinden çıkarılmıştır.
Türkiye de artık, demokrasiden, hukuk devletinden, insan haklarından, özgürlüklerden söz etmek mümkün değildir.
Halkın, yargı başta olmak üzere devlet kurumlarına inancı kalmamıştır.
Yargı bağımlı hale getirilmiştir
Hukuk devleti ortadan kaldırılmıştır.
Anayasa rafa kaldırılmış, olağan hukuk sistemi emir komuta hukukuna dönüşmüş ve kurumlar Kanun Hükmünde Kararnamelerle işlemez hale getirilmiştir.
Ekonomik sıkıntılar ve işsizlik can yakıyor., sanayisinden, tarımsal üretimine kadar dışa bağımlı, üretmekten çok ithal eden bir ülke konumuna getirildik.
Ekonomi yönetilemez hale gelmiş, işsizlik ve yoksulluk artmış, ülke ve insanlar borç batağına batmış durumdadır..
Yürütülen yanlış tarım ve hayvancılık politikaları sonucunda Türkiye kendini besleyemez duruma düşürülmüştür.
Düzenleyici ve denetleyici olması gereken Mali kurumlar bağımlı hale getirilmiştir
Basın özgürlüğü diye bir kavram kalmamış, gazete manşetleri tek merkezden atılır hale gelmiştir.
Yüzyıllardır beraber barış ve huzur içerisinde yaşayan kutuplaştırılıp ayrıştırıldık.
Gençlerimiz ülkeden kaçmak için yollar arar hale getirildi bu, aslında felaketin tablosudur.
İdeolojik saplantılarla durmadan değiştirilen eğitim sistemi nedeniyle, kaliteli eğitim veremeyen okulların ülkesi olduk.
Dış politikada tam bir bozgun yaşanıyor.
Orta-Doğu batağına dibine kadar saplandık. Kendi çocukları bedelli askerlik yaparken Anadolu’nun fakir evlatları vatan mücadelesi veriyor.
Kontrolden çıkmış bir göç politikası sonucunda, ülkemiz ciddi bir göçmen sorunu ile karşı karşıya bırakılmıştır.
Tek adamla aynı düşünmeyen herkes hain, terörist veya kökü dışarıda diye etiketlenerek ya tutuklanmakta ya da korkutulup sindirilmektedir.
Olağanüstü hal uygulaması olağanlaşmıştır.
Kadınlarımızı günlük yaşamdan koparıp “ perde gerisine” iten bir hayat tarzı dayatılıyor
16 yıldır ülkemizi yönetenler, görülmemiş bir aymazlıkla. Geçmişimizi, birikimlerimizi satmakta, bugünümüzü ve geleceğimizi ipotek altına almaktalar.
Kendilerine ve yandaşlarına rant elde etmek için, yapılan imar düzenlemeleri ile şehirlerimizi, kültürel mirasımızı ve doğal çevremizi tahrip etmekteler.
Sürdürülebilir çevre anlayışı tamamen ortadan kaldırılmış, şehirler beton yığını haline getirilmiş, halkın nefes alabileceği yeşil alanlar talan edilmiştir..
İzlenen enerji politikaları milli olmaktan çıkmış, dışa bağımlı hale getirilmiştir.
Madenlerimiz yandaşlara peşkeş çekil
mektedir Devletin bütün kurumları bir tek kişinin tahakkümü altına sokuldu. Kamu yöneticileri büyük oranda devletin değil, tek adamın temsilcisi haline getirildi.
Kısacası tablo karanlık, iç karartıcı ,
Sonu bilinmeyen karanlık bir yola girmek üzereyiz..
Ama Umut var olmalı
Umut yoksa Yaşam yoktur
Ülkenin bu gidişatını ve geldiği noktayı değiştirme elimizde
24 Haziran Seçimleri umudun ilk kapısı
Vereceğiniz oylarla zafer gelecek,, umut fidanı büyüyecek yeşerecek.
Ülkeyi bu hale getirenler gidecek,
Ülkeyi yeniden inşa edeceğiz.
Demokrasimizi hukukumuzu yeniden evrensel değerlere sahip hale getireceğiz
Bunun için;
ilk görevimiz, birbirlerine düşmanlaştırılan insanlarımızı barıştırmak olacak
Bu nedenle, kardeşlik, barış, huzur, refah ve sevgi yol gösterici değerlerimiz olacaktır.
Türkiye’nin geleceği için ortak kaygıları paylaşan, Cumhuriyetin gelece
ği için ortak bir mücadele vermek isteyen herkesle birlikte yürüyeceğiz.
Yolumuzu aydınlatan ışık Milletimizin gücüdür..
Cumhurbaşkanlığını kazanacağız, meclis çoğunluğunu alacağız. Hemen ardından, ‘onarım politikalarımızı’ uygulamaya başlayacağız.
Anayasal rejimi canlandıracağız, Hukukun üstünlüğü ilkesini hakim kılacağız.
Cumhuriyet Halk Partisi, bu baskıcı ve çarpık yönetim anlayışına son verecek, tüm Türkiye’yi kucaklayan ve tek bir yurttaşımızı dahi dışarıda bırakmayan yeni bir demokratik anayasayı, tüm partilerle birlikte yaşama geçirecektir
ÜRETEN, BÜYÜYEN, HAKÇA BÖLÜŞEN TÜRKİYE YARATACAĞIZ
EĞİTİM: İŞ GARANTİLİ, PARASIZ, NİTELİKLİ EĞİTİM SAĞLAYACAĞIZ
DIŞ POLİTİKA: İSTİKRAR VE İTİBAR SAĞLIYACAĞIZ

Parlamenter demokrasiyi tekrar bütün kurumlarıyla hayata geçireceğiz
Halkın geleceğe olan güvenini yeniden ve güçlü biçimde tesis edeceğiz. 2023’te, Cumhuriyetimizin hak ettiği yüzüncü yıl sevincini, bütün yurttaşlarımızla birlikte huzur ve barış içerisinde kutlayacağız.
. Hepinizi 24 Haziran gecesi kazanacağımız olan Zafere ortak olmaya davet ediyoruz
Birbirimizle barışacağız, birlikte büyüyeceğiz’ ve hakça bölüşeceğiz.
Sizlere inanıyor, kendimize güveniyoruz
Biz Hepimiz birlikte kazanacağız, Cumhuriyet kazanacak”

