Cumartesi, Nisan 27, 2024
No menu items!
Ana SayfaEkonomiBEKA TARTIŞMASI

BEKA TARTIŞMASI

Türkiye’nin en sıcak gündemi yerel seçimlerdir.  31 Mart’ta Türkiye savaşa filan gitmiyor, yerel seçime gidiyor.  Eskiden yerel seçimlere gidilirken yol, köprü, asfalt, çöp, su, kanalizasyon,  temizlik, park, bahçe, trafik, otopark gibi sorunlar konuşulurdu. Şimdilerde ise; Beka, din iman, camie, ezan, cennet beratı, terör, idam, domates, biber, patlıcan, patates ve soğan konuşuluyor.

Özellikle de Cumhur İttifakı liderlerinin kapalı salon toplantıları ve açık hava mitinglerinde;  ,  belediye hizmetleri ve ekonomiden başka her şeyi konuşuluyor. Ülkenin ‘Beka’ meselesi, miting alanlarında propaganda malzemesi yapılıyor. Oysaki ülkenin ve seçmenin gerçek sorunu ekonomidir.

Beka’nın sözlük anlamı, “kalıcılık, ölümsüzlük, ölmezlik, devamlılıktır”. Beka sorunu, ciddi bir konudur.  Türkiye’nin beka sorunu, Milli Mücadele’nin zaferle taçlanması ve Cumhuriyet’in ilanı ile bertaraf edilmiştir. Allah Türk Milleti’ne bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!

YABANCILIARA TOPRAK SATIŞI

Türkiye Cumhuriyeti bir kabile devleti değildir. Bu ülkede seçime 10 gün kala ‘Beka’ meselesi konuşuluyorsa, sebebi iktidardır. Beka sorununu propaganda malzemesi yapanlara soruyorum: Türkiye topraklarının yabancılara satışı doğru mudur?

Bu ülkede, yabancılara sadece konut satılmıyor, toprak satışı da yapılıyor. Her yabancı ülkemize gelip, 30 hektar toprak satın alabiliyor. Hatta PKK ve İŞİD bile toprak satın alabiliyor. Vatan parça parça elden gidiyor. Türkiye toprakları topla tüfekle değil, Dolar ile Euro ile işgal ediliyor.

Oysaki Türkiye bizim aşkımız, bu vatan sevdamızdır! Hepimizin öncelikle vatanımıza ve sonrasında tüm insanlığa karşı sorumluluğumuz var. İktidarın da öncelikle devletimize ve milletimize karşı sorumlulukları var. Ülke topraklarını korumak, ekonominin ve ticaretin önündeki engelleri kaldırmak, üretimi ve ihracatı arttırmak, işsizliği azaltmak ve toplumun refahını yükseltmek iktidarın görevidir.  

Kaldı ki, 31 Mart seçimleri bir ‘beka’ seçimi değil, yerel yönetimler seçimdir. Bu seçim öncesinde yıkılmaktan, parçalanmaktan, çökmekten ve yok olmaktan söz etmenin hiçbir ittifaka, siyasi partiye ya da siyasetçiye yararı olmaz, olmamalıdır da. Pamuk ipliğine bağlı seçim ittifakları, seçim sonucu ne olursa olsun, ileride bozulabilir, mezara kadar sürmeyebilir.  

Devletin ve memleketin bekası Türk milletinin elindedir. Türk milletinin her ferdi kendi yaşamını önemsediği kadar milletin ve devletin varlığını da önemser. Hatta devletin ve milletin kalıcılığı birçoğumuzda her şeyin önünde yer alır.

Türkiye hepimizin! Bu millet,   bu devletin bölünmesine, çökertilmesine, yok edilmesine asla müsaade etmez.  Ancak Türkiye’nin beka kadar önemli ekonomik ve siyasal sorunları var! Türkiye Cumhuriyeti’nin beka sorunu yok ama Türkiye ekonomisinde beka sorunu var gibi. Çünkü Türkiye, para bolken çok borçlanmıştır.  Borçların geri vakti geldi ama sıcak para gelmiyor.

Bir zamanlar kendi kendine yeten Türkiye, artık 126 ülkeden 135 çeşit sebze, meyve ve gıda ürünü ithal ediyor. Son 5 yıldır hayvanları beslemek için samanı bile yurtdışından alıyoruz. Hatta çoban dahi ithal! Suriyeli çobanlarımız var!

İktidarın yanlış yatırım politikaları yüzünden çiftçi bitmiş, ülkenin üretimi azalmıştır. İşsizler ordusuna 2018’de 1 milyon kişi daha katılmıştır. TÜİK, işsiz sayısının 2018 sonu itibariyle 4 milyon 302 bin kişiye yükseldiğini açıklamıştır. Türkiye’de ekonomi çok derin bir gerileme batağına düşmüştür. Ekonomi daralmış, büzülmüş, küçülmüştür.

Ayrıca ‘Beka’ meselesini patlıcan, biber, domates ve soğan meselesi ile eşdeğerde görenlere ve dillendirenlere bir çift sözümüz var: Fikir doğru olursa, yürek doğru atar, vicdan doğru işler. Bir ülkede insanca düzen ancak insanlık onuruna yaraşan böyle bir fikir, yürek ve vicdanla kurulabilir.

Hatırlatmakta fayda var: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti’dir. Böyle uygar bir Cumhuriyet düzeninde tüm insanlar, halklar ve toplumsal kesimler batan farklılıklarıyla birlikte barış içinde ve aynı zamanda aklın, bilimin, sanatın, kültürün ve gerçeğin aydınlığında kendi rengi ve tadıyla özgürce ve insanca yaşar. Ekmeği de hakça bölüşür.

Aslında kendi özgür ve ortak iradeleriyle insanca bir düzen kurmayı başaran ve bir arada barış içinde yaşayan toplumlarda ‘Beka sorunu’ diye bir sorun olmaz. Çünkü böyle bir toplum sahip olduğu ortak bilinç ve örgütlülükle kendi içinde ‘Beka’ sorununun ortaya çıkmasını engelleyecek her türlü otokontrole ve olgunluğa sahip olup, içeriden ve dışarıdan kaynaklanan nedenlerle beka sorunun kendi içinde yeşermesine izin vermez. Onun için böyle bir toplumu içeriden ve dışarıdan bölmek ve parçalamak da mümkün olmaz.

Ancak bir tarafta tıksırana kadar yiyen azınlık bir zümre, diğer tarafta açlık ve kıtlıkla boğuşan çoğunluk olursa, beka sorunu olabilir. Türkiye’de,   eğer bugün halkın ve ülkenin geleceğine yönelik bir beka sorunu varsa, bunun nedeni, halkın ve ülkenin ortak yararına çalışan insanca bir düzenin tesis edilememiş olmasıdır.

Yara içeridedir ve kabuk bağlamış haldedir! Eğer halk olarak yaşadığımız toplumsal ve tarihsel süreçlerden doğru dersler çıkarıp, kendimizi doğru temelde dönüştüremez, toplumsal barışa dayalı insanca bir düzen kuramaz ve yaralarımızı iyileştiremezsek, kimi siyasilerce var olduğu söylenen ‘Beka sorunu’ varlığını devam ettirir ve gün gelir kaşınan yara kanamaya başlar. Bu da bu ülkede yaşayan masum hiçbir insanın ve toplumsal kesimin yararına olmaz. Yalnızca çıkarlarını bozuk düzende görenlerin işine yarar…

Sonsöz: Beka sorununun olmadığı insanca bir düzende tüm farklılıklarımızla barış içinde ve özgürce yaşamayı becermeye mecburuz. Çünkü insana yaraşan yaşam budur…

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER