Çok değerli okurlarım! Ben demiyorum, Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak söylüyor: Ak Parti, bir proje partisidir; ABD, İngiltere ve İsrail destekli kurulmuştur. ABD ve İsrail’in tek isteği ise, İsrail’in bölgedeki güvenliğini Türkiye’nin sağlamsıdır. Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 Aralık 2015 tarihinde açıkladığı gibi, İsrail-Türkiye yakınlaşması bölge açısından hayati öneme sahiptir.
TÜRKİYE EKONOMİSİ
Türkiye ekonomisi uzun yıllardır alarm sinyalleri veriyor. Ak Parti iktidarının yanlış politikaları, ülkeyi ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan felaketin eşiğine getirmiştir. Reis’in talimatlarıyla faizler inmiyor, döviz kurları düşmüyor. Rant ekonomisi Türkiye’yi iflasa sürüklemiştir. Acı ama gerçek: Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir. Cahil toplumlarda hep aynıdır: eğitimsiz, kültürsüz ve cahil insanlar güç, cesaret ve yön için önder ararlar!
Ne kadar acı değil mi? 24 Haziran seçimleri yaklaşırken, bu ülkeyi batağa götüren birinden, hâlâ bu ülkeyi kurtarmasını bekleyen bir seçmen kitlesi var! Ülke sorunlarını; onu üreten zihniyetle çözmeye çalışmak, kuvvetli bir akıntıya karşı ilerlemeye çalışan sandalda kürek çekmekten daha zordur. Kör bir insana rengi anlatmak ne kadar imkânsızsa; cahil bir insana laf anlatmak da o kadar imkânsızdır.
Aslında Türkiye’nin yeni bir sese, yeni bir söze, yeni bir siyasete ihtiyacı var! Türkiye 24 Haziran’da en kritik seçimini yapacak. Başbakanlık Sistemi ortadan kalkacak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürürlüğe girecek. 24 Haziran’da Cumhur İttifakı’nın seçimi kazanması kriz demektir. Krizin derinleşmesi demektir. Türkiye’nin olağanlaşması ve olgunlaşması için değişime ihtiyacı var!
DÖVİZ KURU
Son aylarda, Türk Lirası sürekli değer kaybediyor! Doların değeri arttıkça halk fakirleşiyor. Ülkede cari açığın çok fazla olması, dış ticaretin gelir-gider dengesini bozuyor ve dolar krizine yol açıyor. Dolarla beraber bütün fiyatlar dörtnala gidiyor. Türk Milleti’ne yazık değil mi? Bu ülkede insanlar 100 lira için cinayet işliyor. Neden?
Çünkü besleyemeyeceği nüfusu üretmek çok ağır bedeli olan toplumsal bir hatadır. Zira eğitilemeyen ve beslenemeyen kalabalıklar eninde sonunda marjinal cemaatlere dönüşürler. Türkiye’de 24 Haziran’da seçimler var ama yoksulluk konuşulmuyor. Oysaki Cumhuriyet tarihinin en büyük yoksulluk dönemi yaşanıyor. İktidar, yanlış işadamlarıyla dirsek temasındadır. Ülke kaynakları yağmalanıyor. Yatırım yapmak, üretim yapmak, dünya ile rekabet etmek, Türkiye’de zor hale gelmiştir. Böyle bir ekonomi ile dış ticaret açığı kapatılamaz. Türkiye’yi yönetenlerin zihniyeti değişmeden cari açık kapanmaz, sadece dış borçları artar! Bu ülkede yaşayan herkes refah payının azaldığını, işyerinin kapandığını, ekmek teknesini kaybettiğini görecektir.
Israrla tekrarlıyorum: Bir kere Türkiye’nin döviz yükümlülükleri, cari açığı var! Bunları karşılayacak uzun vadeli politikalara ihtiyacı var! Bunun en temel yolu, ihracatı arttırmaktan geçer: Türkiye’yi ileri teknoloji ürünleri ihraç eden bir ülke haline dönüştürmekten geçer. Uzun söze gerek yok: Türkiye’yi geren iktidarın yapısıdır. Göz göre göre, Türkiye tepe üstü gidiyor! Ak Parti iktidarından, son 16 yılın hesabı sorulmalıdır.
Türkiye’de bilim yok, aydınlanma yok, felsefe yok, sanat yok, edebiyat yok! Türk sağı 68 yıldır ‘ezan’, ‘bayrak’, ‘Kuran’, ‘ecdat’ diye ülke yönetiyor. Ekonomide mucizeler yoktur, gerçekler vardır. Gerçek şudur ki, iş dünyası, 2007’den beri ortalama 12 ayda bir yapılan seçimlerden yorgun düşmüştür. Türk işadamları toplumu geren, kamplaştıran, akrabayı akrabayla, komşuyu komşuyla karşı karşıya getiren havadan kurtulmak istiyor.
Ak Parti’lilerin günahı çok: FETÖ’nün devlete girmesini sağlayan Ak Parti iktidarıdır. FETÖ’yü Türkiye’nin başına bela eden Ak Parti yöneticileridir. Türkiye’yi olağanüstü Hal’e sürükleyen Ak Parti iktidarıdır. Birilerinin korkmadan bu gerçekleri millete anlatması gerekiyor.
Hatırlatmakta fayda var: Akıllılar dövüşmeden kazanırlar, cahiller ise kazanmak için dövüşürler. Dolar, dış güçler yüzünden yükselmiyor. Dolar, sıcak parayı 16 yıldır betona gömdükleri için yükseliyor. Dolar, 16 yıldır bir tane fabrika açmayıp, var olanları da sattıkları için yükseliyor. Dolar, tarımı ve hayvancılığı bitirdikleri için yükseliyor. Dolar, eti, zeytinyağını, mercimeği, nohudu hatta samanı bile dış ülkelerden ithal ettikleri için yükseliyor. Dolar, milyon dolarlık araçlara ‘çerez parası’ dedikleri için yükseliyor. Dolar, üretim değil, tüketim ekonomisi uyguladıkları için yükseliyor.
Türkiye üzerinde oyun oynandığına dair açıklamaların tümü abestir. Ak Parti iktidarı ekonomide yanlış adımlar atmıştır ve şu anda millet bunun cezasını çekiyor. Dış güçler masalına bu saatten sonra kimse inanmaz! Doların yükselmesiyle ülke batmıyor; Ülkemiz battığı için dolar kuru yükseliyor.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
24 Haziran seçimleri yaklaşıyor. Uyan artık ey halkım! Gelecek bugün ne yaptığına bağlıdır. Oy namustur! Oyunu korkmadan, bağımsız olarak kullanmalısın. Geleceğimiz sandığa atacağın oya bağlıdır. Türkiye’nin kaderini değiştirmek senin elindedir. Seçimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kazanması halinde; yasama, yürütme, yargı, sivil toplum kuruluşları ve medya yine tek adamın tahakkümünde olacaktır.
İşte bu algı döviz kurlarını yükseltiyor. İşadamları girişim ve mülkiyet haklarının tehdit altında olduğuna inanıyor. Bu durum yabancı sermaye girişini engelliyor. Seçim sonrası, Erdoğan dışında bir cumhurbaşkanı adayının kazanması halinde, ister istemez rahatlama olacaktır. Hiçbir girişimci ve yabancı sermaye kendini tehdit altında algılamayacaktır. Göreceksiniz; yarınlar dünden daha güzel olacak! Türkiye iyi olacak!
