Ziraat Bahçesi olarak bilinen 265 dönümlük arazi beton yığınları arasında bunalan halkı için umut olmuştu.
Nasıl olmasın ki.
Doğru dürüst yeşil bir alanı olmayan kent birden bire 265 dönüm bir yeşil alana kavuşacak ve “ŞEHRİN KADERİ” değişecekti.
Üstelik bu haber yani ziraat bahçesinin yeşil alan olarak İskenderun halkına verilmesi karayolları arazisinin İskenderun Belediyesine devri ile aynı zaman dilinde olmuştu.
Çifte bayram oldu bizim için.
Ancak önce karayollarında sonra ziraat bahçesinde umutlar giderek azalmaya başladı.
Kara yolları arsası karşılığında karayolları genel müdürlüğüne verilecek lojmanlar konusu “KAYAYA” çarpınca umutlar azaldı.
Bu lojmanları yapmak şartı ile ciddi bir imar rantı sağladığımız ”hayırseverimiz” önce “iflas duvarına” sonra da “Feto Soruşturmasına” uğrayınca azalan umutlar bitmeye yüz tuttu.
Ziraat Bahçesinde durum önce Seyfi Başkan’ın iyi niyetli töleransına uğradı. Bahçede oturan kiracının süresi bitmesine rağmen Tesisin Teslim alınması her defasında mayıs portakalı hasadına takılınca iş gecikti.
Sağlık bakanlarından birinin İskenderun Ziyareti sırasında “Görücüye Çıkartılan” bahçe beğenilince umutlar azalmaya başladı.
Kim neden görücüye çıkardı bu araziyi?
Milletvekilimiz Orhan Karasayar.
Neden çıkardığı şimdilik mechul.
Kendi beyanı ise “Birçok yer gösterdik burasını beğendiler.” Şeklinde.
Doğrudur kim beğenmez ki böyle bir araziyi?
Daha sonra 40-50 dönümlük hastane yapalım gerisi yeşil alan kalsın söylemi ile avunduk.
İş Büyük Şehir Meclisine götürüldü.
Hatay Büyük Şehir Meclisi arsanın yeşil alandan çıkartılmasını “kısmi de olsa” reddetti.
Sayın valimizin devreye girmesi bile çare olmadı
Tamda o sırada “Çevre Bakanlığından leke değişikliği yaptırma” sözleri yükselmeye başladı.
Umutlar tekrar azalmaya başladı. Tam bu noktada sosyal medyada “Ziraat Bahçesi Sağlık Bakanlığına devredildi” muhabbetleri başladı.
Seyfi Başkanı aradım. “Haberim yok Sayın Valiyi aradım onunda haberi yok” dedi.
Bu aralar Sosyal medyada birileri alternatif hastane yeri önermeye başladı. Şurası olsun, burası olsun diyenlerin yanında bu arsa sağlık bakanlığına devredilemez diyenler oldu.
Kafalar tekrar karıştı umutlar yine azaldı.
Hikaye kısaca bu.
Bu arada MHP Hatay Milletvekili Necmettin Ahrazoğlu yaptığı konuşmayla konuyu meclise taşıdı.
Şimdi gelelim işin özüne
Araştırdığım kadarıyla İskenderun halkının ezici bir çoğunluğu her iki arazinin de yeşil alan olarak kalmasından yana.
Peki bu kafa karıştırıcı trafik neden o zaman?
Yine bildiğim kadarıyla Sayın Orhan Karasayar bu alanda sağlık Tesisi yapılmasını önemsiyor. Geniş bir alanda yapılacak Şehir hastanesinin bölgenin önemli bir eksikliği gidereceğini düşünüyor.
Partidaşı İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil ise her iki alanında yeşil alan olacağını çok önceden ilan etmişti. Hatta anladığım kadarıyla Seydi Başkan 60-70 dönümlük bir “hastane firesine” Bile razıydı.
Ancak olmadı.
Sosyal medyada dolaşan söylentilere göre ziraat Bahçesi avuçlarımızın arasından uçtu gitti.
Ne bir doğrulama ne bir yalanlama yok.
Gel de çık işin içinden.
Belediye Başkanı ile Vekil bu konuda ayrı tellerden çalıyor.
Olabilir.
Farklı düşünebilirler.
Ama her ikisi de şunu bilmeli ki kendi mülkleri konusunda bir karar vermiyorlar. Konu İskenderun ve İskenderun halkı ile ilgili.
O zaman en doğrusu halka gitmek değilmi?
Halkın görüşü nedir diye sormak doğru değil mi?
Her fırsatta “halkın istekleri doğrultusunda hizmet” ettiklerini söyleyenler bu ilkeye sadık kalarak halkın ne istediğini araştırmak zorundadır.
Gelin bu işi halka soralım.
“Hastane yatırımını kaçırmayalım başka ilçeye kaymasın.” Laflarının ardına sığınmadan halkın sesine kulak verelim.
Hem de hemen.
Çünkü bu satırlar yazıldığında yada siz okuduğunuz da Ziraat Bahçesi arazisi Sağlık Bakanlığına geçmiş olabilir.
Umarım öyle değildir.
Ve umarım halkın dediği olur.
