Cuma, Mayıs 17, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenel23 Nisan, Cumhuriyet’in temelinin atıldığı tarihtir!

23 Nisan, Cumhuriyet’in temelinin atıldığı tarihtir!

 

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmi tatil günlerinden ve ulusal bayramlarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan edilmiştir.

Atatürk, şehitlerin çocuklarını korumak ve mutlu etmek düşüncesi ile 23 Nisan’ı ‘Ulusal Egemenlik Bayramı’ ilan ederek, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden ilk lider olmuştur.

 

BİRİNCİ MECLİS’İN AÇILIŞI VE BAĞIMSIZLIK

 

23 Nisan’ın Türkiye’de ulusal bayram olarak kabul edilmesinin nedeni, 1920’de o gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmış olmasıdır. Çünkü 10 Mart 1920’de Anadolu’da gelişen Kuvayı Milliye’den endişeye kapılan ihtilaf devletleri, Londra’da “Türkiye’de azınlıklara kötü muamele yapılıyor” gerekçesiyle İstanbul’un işgaline karar vermiştir. 16 Mart 1920’de İstanbul resmen işgal edilmiş, basına sansür getirilmiş, bütün devlet dairelerine el konulmuş ve vatanseverler tutuklanmaya başlanmıştır.

Bunun üzerine, Anadolu’da halk direnişini örgütleyen ve başlatan Mustafa Kemal Paşa Ankara’da İslam âlemine beyanname yayınlayarak, işgalin bütün Müslümanların istiklaline tehdit olduğunu bildirmiştir. 18 Mart 1920’de İngiliz işgalini protesto eden Mebusan Meclisi kendisini tatile sokmuş ve Osmanlı Meclisi fiilen kapanmıştır.

19 Mart 1920’de Ankara’da Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa, bütün vilayetlere ve Müdafaayı Hukuk Cemiyetlerine genelge yayınlayarak; Ankara’da olağanüstü yetkilere sahip bir Meclis’in, milletin işlerini yönetmek ve denetlemek üzere toplanmasını sağlamıştır. Mustafa Kemal Paşa’nın 21 Nisan’daki genelgesiyle de meclisin açılacağı tarih duyurulmuş ve milletvekillerinin Ankara’ya gelmesi istenmiştir. Milletvekillerinin belirlenişi ve Ankara’ya gelişi çok kısa bir zamanda gerçekleşmiştir.

23 Nisan 1920’de meclis, Mustafa Kemal Paşa’nın tercihiyle Cuma günü ve o zamana kadar Osmanlı meclislerinde görülmemiş bir İslami törenle açılmıştır. Hep birlikte Hacı Bayram’da Cuma namazı kılınmış, tekbirlerle Meclis binasına kadar gelinmiştir. Tarık Zafer Tunaya’nın belirttiği gibi Meclis’te inkılâpçılar, Osmanlı reformistleri, sarıklı hocalar, mahalli kıyafetleriyle Kürt beyleri ve Bolşevizm’e sempati duyan solcular vardır.

O günkü ilk toplantıya İstanbul’dan gelebilenler ve 19 Mart tarihli genelge ile olağanüstü yetkilerle seçilmiş olanlardan ancak 120 milletvekili katılabilmiştir. Ankara’ya gelen Osmanlı Mebusları artık Büyük Millet Meclisi’nin üyeleridir.

O gün Meclis, saat 13:45’te en yaşlı üye Emekli Milli Eğitim Müdürü Sinop Mebusu Şerif (Akvan) Bey’in konuşması ile açılmıştır. Şerif Bey’den sonra söz alan Mustafa Kemal Paşa, Meclis’in hangi üyelerden kurulu olacağını açıklamıştır. Seçim tutanakları inceleme komisyonunun (Encümen) seçimi yapılarak ertesi gün toplanmak üzere oturuma son verilmiştir.

24 Nisan günü Temsil Heyeti Başkanı ve Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Paşa’nın Mondros Ateşkesi’nden Meclis’in açılışına kadar geçen dönemin olaylarını içeren açıklayıcı konuşmasından ve Antalya Milletvekili Hamdullah Suphi’nin (Tanrıöver) coşkulu söyleminden sonra yasama çalışmalarına ve hükümetin kurulması görüşmelerine başlanmıştır.

Mustafa Kemal’in Meclis Genel Kurulu’na sunduğu önergenin sonundaki ekle bir yandan padişah yanlıları tatmin edilmiş gibi görünmekle birlikte gerçekte padişahın ve padişahlığın tamamen Millet Milcisi irade ve emrine tabi olacağı kesinlikle açıklanmıştır. Meclis bu öneriyi onaylamakla ‘Kurucu Meclis’ karakteri almış ve ulusal egemenliğin üstünlüğüne ve ‘kuvvetler birliği’ esasına dayalı yeni ‘Türk Devleti’ kurulmuştur. Görüşmeler sonunda önerge çoğunlukla onaylanarak Meclis Başkanlığı seçimi yapılmıştır.  Mustafa Kemal Paşa, 110 oyla Meclis Başkanlığı’na seçilmiştir.

Kurucu Meclis’in tek amacı bağımsızlığı sağlamak ve başkenti esirlik ve baskı altında bulunduran devletleri, İstanbul Meclisi’nce saptanan ‘Misak-ı Milli’ uyarınca bağımsızlığımıza saygılı kılmaktır! 23 Nisan, Türk Milleti’nin kendi geleceğini belirlediği, egemenliğin millet iradesine bırakıldığı ve milletin bağımsızlığını tüm dünyaya haykırdığı, Türk tarihinin önemli dönüm noktalarından birisidir.

Böylece egemenlik yani yönetme, padişahlıktan halka geçmiştir. İnsanlar kul olmaktan kurtulmuş, vatandaş olmanın ve kendi kendini yönetmenin bilincine varmıştır. Milli Mücadele geliştikçe de Cumhuriyet fikri güçlenmiş ve Cumhuriyet’i bu Meclis kurmuştur.

 

ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI

 

23 Nisan, 1921’de çıkarılan 23 Nisan’ın Milli Bayram Addine Dair Kanun ile Türkiye’nin ilk ulusal bayramı olmuştur. İlk kez ortaya çıkan bu bayramda ne ulusal egemenlikten ne de çocuklardan söz edilmemiştir. Zaten daha o yıllarda Osmanlı saltanatı hala kanunen hüküm sürmektedir.

1 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılmasıyla “1 Kasım Hâkimiyet-i Milliye Bayramı” olarak kutlanmış ve bu durum 1 Kasım’ın uzun vadede bayram olarak unutulmasına sebep olmuştur.

1935’te bayramlar ve tatil günleriyle ilgili kanun değiştirilmiş ve 23 Nisan Milli Bayramı’nın adı “Milli Hâkimiyet Bayramı” haline getirilmiştir. Böylece ‘1 Kasım Hâkimiyet-i Milliye Bayramı’ ile ‘23 Nisan Milli Bayramı’ birleştirilmiştir.

1927’de ilk kez kutlanan Çocuk Bayramı, başta kaynak oluşturma olmak üzere, çocuklara neşeli bir gün geçirtmek amacı ile kutlanmıştır.  23 Nisan 1927’deki ilk bayram Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu ve dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa himayesinde gerçekleştirilmiştir. Etkinlikler için, M. Kemal Paşa arabalarından birini çocuklara tahsis etmiş ve Cumhurbaşkanlığı Balosu’nun konser vermesini sağlamıştır. O yıl Himaye-i Eftal Cemiyeti’nin (günümüz Çocuk Esirgeme Kurumu’nun) Ankara’daki binalarından birine ‘Çocuk Sarayı’ adı verilmiş ve burada düzenlenen çocuk balosuna İsmet İnönü’nün çocukları da katılmıştır.

Daha sonraları 1970’li yıllara kadar ulusal boyutta ünlenen ve katılımı artırarak ilerleyen 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlamalarına 1975’te Türkiye Radyo Televizyon Kurumu da katılmış ve bir hafta çocuk programları yayımlanmıştır.

1978’de Meclis Başkanlığı’nın izniyle Meclis’teki törenlere çocukların da katılımı sağlanmıştır. 1979’da bu uygulama Ankara ilkokullarından gelen çocuklarla düzenli olarak başlatılmıştır. 1980’de de bütün illerden gelen çocuklarla ‘Çocuk Parlamentosu’ oluşturulmuştur.

1979 yılının UNESCO tarafından ‘Dünya Çocuk Yılı’ olarak duyurulması üzerine, TRT tarafından dünyanın bütün çocuklarını kucaklamayı amaçlayan bir proje hazırlanmış ve 1979 yılından itibaren ‘TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ adıyla uygulamaya konmuştur.

Bayramın en son şeklini alışı ise 1981’de gerçekleşmiştir. 12 Eylül 1980’de gerçekleştirilen askeri darbe döneminde Milli Güvenlik Konseyi bayramlar ve tatillerle ilgili kanunda yaptığı değişiklikle o güne kadar kanunen adı konmamış bir şekilde kutlanan bayrama ‘23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ adını vermiştir.

 

ÇOCUKLAR GELECEĞİMİZİN TEMİNATIDIR!

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, dünya üzerinde benzeri bulunmayan bir anlayışla iki farklı ve önemli unsuru bir arada taşıyan milli bayramımızdır. Büyük Millet Meclisi’nin açılması ulusal egemenlik ve millet iradesinin teminatı olurken, kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin de müjdeleyicisi olmuştur. Büyük önder Atatürk, böyle bir günü çocuklara armağan edip dünyada eşi benzeri olmayan bir bayrama çevirerek yurdun temeli ve geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza duyduğu güveni ifade etmiştir.

Çocuklarımıza aklın ve bilimin yol göstericiliğinde özgür ve yaratıcı bireyler olabilmeleri için gereken eğitim olanaklarını sağlamak çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin en temel görevlerinden birisi olmuştur. Bugünün çocuklara armağan edilmesindeki temel neden de büyük önder Atatürk’ün gelecek nesillere duyduğu güven ve inançtan ibarettir.

23 Nisan bir kere daha hepimize kutlu olsun!

 

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER