Cuma, Mayıs 17, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenel"ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜN İHTİYAÇTAN OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ”

“ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜN İHTİYAÇTAN OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ”


Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, 17 Temmuz Salı günü; HRT Akdeniz ekranlarında yayınlanan, Ali Yolcu’nun hazırlayıp sunduğu ‘Demokrasi Bulvarı’ adlı programın canlı yayın konuğu oldu.

Hatay’ dair merak edilenleri açık yüreklilikle konuşan ve izleyenlerin sorularına objektif bir şekilde cevap veren Başkan Savaş, Hatay’ın ve Türkiye’nin gündemini değerlendirdi.

İlk olarak Yolcu’nun CHP’nin yürütmüş olduğu ‘Adalet Yürüyüşü’ nü örnek göstererek ‘Türkiye’de Adalete İhtiyaç Mı Var? Sorusuna cevap veren Başkan Savaş, “ Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu 25 günlük bir süre içerisinde Ankara’dan İstanbul’a yürüdü. Biz, bu yürüyüşün başında ve sonunda bulunduk. Burada şuna bakmak lazım; İhtiyaç var mı yok mu? Niçin yüründü? İhtiyacın olup olmadığını şöyle anlayabilirsiniz: Başlangıçla bitişteki popülasyona bakarak anlayabilirsiniz. Bir de bu popülasyon homojen mi yoksa heterojen bir grup muydu? Ona bakmak lazım. Ben finalde oradaydım ve 2 milyon civarında insan vardı. Benim hemşehrilerim bilir ben inanmadığım bir şeyi söylemem. Hakikaten alana giremeyerek dışarıda kalan 250-300 bin civarında da insan vardı. Başlangıçtan bitişe kadar gittikçe artan bir insan topluluğu oldu. Her renkten, her siyasi yelpazedeki grup temsilcilerinden yürürken ya da söylemde destek bulan bir yürüyüştü. Eğer ihtiyaç olmasaydı bu kadar insanı orada zorla buluşturamazdınız. Oraya gelen insanların hepsi aynı partiden değildi. Hepsi Kemal Bey’i çok seven insanlar değildi. Ama Kemal Bey’in başlattığı bu yürüyüşe demek ki insanlar saygı duydu ve bu eksiklik adına o meydanları doldurdu. Keşke adliye koridorlarında o 25 günlük yürüyüşe konu olan o tek kelimelik ‘Adalet’ tamamıyla sağlansa da insanlar Ankara’dan İstanbul’a 500 kilometreye yakın bir yürüyüş yapmaz zorunda kalmasaydı. Oradaki gerek popülasyondan gerek ise insan yoğunluğundan bunun ihtiyaçtan olduğunu görüyorsunuz” açıklamasında bulundu.

ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NE KADINLAR VE GENÇLER ÇOK İNANMIŞTI

Ardından Adalet yürüyüşünün son günü buluşma alanında 175 bin insanın olduğunu dile getirenlere karşı bir açıklamada bulunan Başkan Savaş, “ Ben olayın canlı şahidiyim. Tekrar söylüyorum 2 milyondan fazla insan vardı. Hiç mi miting görmedik. 8,5 yıldır ben siyasetin içerisindeyim. Oraya gelen insanların arasında 80 yaşında insanda vardı, 10 yaşında çocuk da vardı. Gelenlerin en az yarısı kadındı. Baktığınız zaman 8,5 yıldır siyasetin içinde olan biri olarak söylüyorum; kadınlar ve gençler davaya çok daha sadıktır. Onların gözleri ve söylemleri samimidir. Ben de bir mahalleye gittiğim zaman kadınların ve gençlerin söylemlerine bakarım. Bizim yaşımızdaki insanlar daha politik konuşabilir ama gençler ve kadınlar inanmadıklarını söylemez. Neyi savunuyorlarsa neye inanmışlarsa yalın cümlelerle onu görme şansınız var. Orada gençler ve kadınlar çok inanmıştı. Eğer siz bir işe başlayıp sonucunda 2 milyon insanı toplayabiliyorsanız bence ihtiyaç var. Yetkililerin bu konuda tefekküre ihtiyacı var” dedi.

“BİZE DÜŞEN TÜRK BAYRAĞI ALTINDA YÖNÜ ANKARA’YA DÖNÜK BİR TOPLUM OLUŞTURMAK”

Maltepe’de sonuçlanan ‘Adalet Yürüyüşü ’nün ardından neler olabileceğini sorusunu cevaplayan Başkan Savaş, “ Sayın Kılıçdaroğlu şu anda ana muhalefet partisinin lideri. Yakın zamanda geride bıraktığımız her renkten insanın katıldığı ikiye bölünmüş bir mücadele olan referandumda %49’luk ‘Hayır’ cephesinin de lideri. Bunun sonucu itibariyle ‘Adalet Yürüyüşü ‘nün de ardından insanlar Sayın Kılıçdaroğlu’ndan başka şeyler de bekliyorlar. Ben bu ülkeyi de şehrimi de çok seviyorum. Ülkemin bu kadar kritik dönem içerisinde bir bütün halinde olmasından yanayım. Ama ülkede bazı şeylerin düzeltilmesi gerekiyorsa, birileri doğruları söylemeye ‘Adalet Yürüyüşü ’ gibi doğru projeler adı altında toplumu hem kucaklaması lazım. Çünkü insanlar şu anda Türkiye’nin gelmiş olduğu noktadan çok rahatsız. Ben de rahatsızım. Bence şu anda iktidar kanalındaki insanların da bir kısmı rahatsız. Yani o kadar hassas bir dönemden geçiyorsunuz, Ortadoğu’nun hemen hemen her noktasında çatışma ortamı var kan akıyor, bizim sınırlarımızda özellikle Hatay’dan Ardahan’a kadar birçok problemi aynı anda yaşayabilecek durumdayız ve bizim en çok birlik beraberlik içerisinde olmamız gereken dönemde Türkiye tam ikiye bölünmüş bir görüntü sergiliyor. Belki fiziki olarak bunu görmüyoruz ama ruhen bu gerçekler içerisinde yaşıyoruz. Bu ne iktidarın kabul etmesi gereken bir hadise ne de muhalefetin. Yani halkımız haklı olarak iktidardan da çok şey bekliyor ana muhalefet ve diğer muhalefet partilerinden de çok şey bekliyor. Çünkü bölünmüşlük, cepheleşme, ekonomik sığlaşma hiçbirimizin lehine olan bir hadise değil. Sadece ülke bütünlüğümüzü bozmak isteyen, hemen sınırımızın dibinde yeni oluşumlar peşinde olan güçlerin ekmeğine yağ sürmek demektir bu. Kimler hangi projelerle bu ülkenin bütünlüğüne bu ülkede daha demokratik bir şekilde yaşanmasına, bu ülkenin pastasının daha fazla büyümesine katkı sağlayacaksa yakın gelecekte onlar kazanacaktır. Bize düşen Türk Bayrağı altında yönü Ankara’ya dönük heterojen de olsa homojen bir yere bakan bir toplum oluşturmak. Heterojen her zaman negatif algılanmamalı. Heterojenden homojen bir bakış elde etmek bence Türkiye’nin beklediği ve olması gereken en önemli olgu. Bunun peşinde olan siyasi partiler gelecekte çok kazançlı olacak bununla beraber Türkiye’de kazanacak” ifadelerine yer verdi.

“ARTIK DEVLETLER SAVAŞMIYOR, İÇ ÇATIŞMA YARATILARAK İNSANLAR BİRBİRİNE DÜŞÜRÜLÜYOR”

Siyasetçi olarak ‘Şu söylemlerde hatalarım oldu’ diyebileceğiniz bir durum oldu mu? Sorusunu cevaplayan Başkan Savaş, “Ben siyasi partiye göre konuşmuyorum. Şu durumda iktidarın da muhalefetin de halkın da ders alacağı çok konu var. AKP’de Belediye Başkanlığı yaptığım dönemde de ordaki yanlışları ve doğruları cesur bir şekilde söyleyebiliyordum. Mevcut iktidar önceleri çok pozitif işler de yaptı. Yiğidi öldür hakkını da ver ama. Son 4-5 yıl içerisinde önceki yapmış olduğu pozitif katkıların bazılarını nötrleştirdi, hatta birçoğunu negatifleştirdiğini görüyorum. Son zamanlarda hamle yaparken eskisi kadar atak hamle yapmıyor. Oysaki Türkiye’nin çok atak hamlelere ihtiyacı var. Biz batıdan geri duruma düştük. Demokrasi anlayışımız da dâhil eskiden batıyla yarışan birçok sektörümüz şu anda yarışamaz pozisyona geldi. Bu Türkiye’ye çok kan kaybettiriyor. 1’inci, 2’inci ve 3’üncü sanayi devriminde hep sonradan gelip yetişmiş bir toplumuz ama şu anda geldiğimiz noktada 4’üncü sanayi devrimindeyiz. İnsanlar nano teknolojiden konuşuyor uzayı anlatıyor. Bilgisayar ağıyla dünyayı köy gibi dolaşacak pozisyona gelmiş. Robotlarla birçok işi halletmeye çalışıyorlar. Artık insanlar silahla değil ekonomiyle savaşıyor. Ortadoğu’da olduğu gibi sizin içinizdeki farklı renkleri birbirine düşürerek savaşıyor. Bizim bunları görmemiz lazım. Artık durum 1’inci ve 2’inci dünya savaşındaki gibi değil. Artık o toplumu böl, parçala, yönet savaşı var. Şu anda Ortadoğu’da biz bu durumu izlerken sürekli içe dönük hesap ve kavga yapıyoruz. Biz hep birbirimize vuruyoruz. Türkiye’nin bunları aşması ve 4’üncü sanayi devrimine yakışır işler yapması lazım. Artık devletler savaşmıyor, gerek siyasal, gerek etnik, gerekse mezhepsel çatışma yaratarak Suriye, Irak, Libya, Mısır ve Filistin’de olduğu gibi sizi birbirinize düşürmeye çalışıyorlar. Ben bunu konuşurken herhangi bir politik kimlikle konuşmuyorum. Çok sevdiğim bu ülkenin daha refah ve daha huzurlu olmasını diliyorum” açıklamasında bulundu.

BAŞKAN SAVAŞ: BİZİM ÖNCELİĞİMİZ BÜTÜNLÜK VE HUZUR

Konuşmasının devamında Hatay’ın belediye başkanlığı görevine ihtiyaç doğrultusunda aday olduğunu dile getiren Başkan Savaş, “ Ben bu şehrin bütünlüğe ihtiyacı olduğu için aday oldum. Ben bunu AKP döneminde de savunuyordum şimdi de savunuyorum. Suriye hadiseleri başladığı andan itibaren ben 2 yıl bütün Hatay’ı dolaştım. Belediye başkanlarıyla, muhtarlarla ve kanaat önderleriyle 2500 civarında toplantı yaptım. O zamanlar kendi partim beni çok eleştirdi. Ben bunları siyasi rant için değil ihtiyaçtan yaptım. Şimdi de aynı noktadayım. Siz şimdi mezhep çatışmasını burada yaptırmak isteyen bir zihniyet yok diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Baktığınız zaman Hatay’ın %97’si aynı dine mensup. Bunu ancak mezheple bölebilirsiniz. Ben Sünni mezhebindenim ama Kur’an-ı Kerim’in hiçbir noktasında mezhep yazmıyor. Mezhepler çok sonra insanlar tarafından çıkarılmış. Ben bunlara saygı gösteririm. Ama hepimiz Müslümanız. Bizim kitabımız da peygamberimiz de Allah’ımız da bir. Hz. Ali’yi bende severim sende seversin. Belki sen biraz daha fazla veya daha az da seviyorum diyebilirsin. Ama şu var ki biz aynı toprağı ve aynı havayı soluyan kader birliği yapmışız. Geçmişimiz bir ve geleceğe umutla bakması gereken bir toplumuz. Ve hepimiz aynı dine mensubuz. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’ne ilk aday olduğum zaman İskenderun’da bir toplantı yaptım. Oradaki toplantıda bir hanımefendi kendisinin alevi olduğunu ve benim suni olduğumdan dolayı bana nasıl oy vereceğini söyledi. Ben de ona sen alevisin ben suniyim fakat kutsal kitabımızın Kur’an-ı Kerim olduğunu ve aynı dine mensup olduğumuzu söyledim. Kur’an-ı Kerim’de mezhep yazmıyor. Beni ilgilendiren iki tane konu var. Ben Müslüman bir insanım. Beni Kur’an-ı Kerim’deki ayetler ve peygamberler efendimizin sünnetleri ilgilendirir. Buna uyan her insan mezhebi ne olursa olsun cennetliktir. Biz kimsenin mezhebini sorgulamıyoruz. Birbirine yakın insanları bölmek isteyenler fitne üretebiliyor. Bu yüzden her iki tarafında çok akıllı, şuurlu ve dikkatli olması lazım. Biz bugüne kadar nasıl kardeşçe yaşayıp paylaştıysak ve gelecekte çocuklarımıza huzurlu bir ortam bırakmak istiyorsak ona göre davranmalıyız. Ve fitneye de fırsat vermememiz gerekir. Hatay’da sürekli fitne çıkarmak için uğraşıyorlar. Sizler benim kadar göremeyebilirsiniz. Ama ben görmek zorundayım. Görmesi gereken makamdayım. Biz bu konuları siyasi rant için konuşmuyoruz. Ben bu makamdaysam bizim önceliğimiz bütünlük ve huzur. Daha sonra da Hatay’daki yapılması gereken hizmetler.

“BİR ŞEHRE FİTNEYİ SOKTUKTAN SONRA O ŞEHİR İFLAH OLMAZ “

Başkan Savaş,” Son zamanlarda gittikçe bizi düşündüren gelişmeler yaşanıyor. Siz bir şehre fitneyi soktuktan sonra o şehir iflah olmaz. Tıpkı Suriye’de olduğu gibi. 6 yıldır kardeş kardeşi öldürüyor. Dünyanın her tarafından gelen gruplar var. Ve bu grupları da yönetenler belli. Ama ölenler ise Ortadoğu’daki çoğu Müslüman insanlar. Savaş ve rant Ortadoğu’da. Rantı da savaşı çıkaranlar yiyor. Yani her yönüyle zarardalar. Yüz senede de olsa o savaş psikolojisini insanların aklından silemez ve tamir edemezseniz. Bu kaos ortamının sona ermesi için siyasi partinin temsilcileri ve önemli makamlardaki insanlarımız konuşmuyor veya çaba sarf etmiyorsa orada bir sorun var demektir. Çünkü o kadar kritik bir coğrafyada yaşıyoruz ki burası Türkiye’nin atardamarı. Buradaki fitneyi önlemek zorundayız. Bizim insanlarımız Allaha şükür entelektüel, kavrayabilen, bütüncül ve her renge bakabiliyor. Bu bizim en büyük kazancımız. Biz böyle olmak zorundayız” dedi.

BAŞKAN SAVAŞ 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİ DEĞERLENDİRDİ

15 Temmuz sürecini ve bu süreç içerisinde Hatay’da gerçekleştirilen etkinlikleri değerlendiren Başkan Savaş,” 15 Temmuz Türk tarihinde ve gelecekte iyi anılmayacak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbine bıçak saplamak için uğraşılan bir tarih. Ben olaylara biraz daha üst perdeden bakılması gerektiğini düşünüyorum. Kimi kalkışma diyebilir, kimi ihtilal diyebilir ne derseniz deyin ama büyük bir talihsizliktir 15 Temmuz. O günkü yaşanan tabloya ve o süreçten sonra bir yıl içerisinde Türkiye’deki gelişmelere bakmak lazım. Slogan atılarak sokakta bekleyerek çözülebilecek bir konu değil.
15 Temmuz’dan önce bu duruma nasıl geldiğine bakmak gerekir. Bunu herkes iyi biliyor aslında. 15 Temmuz’daki bazı göremediğimiz noktaları iyi incelemek gerekir. 15 Temmuz sonrası da Türkiye bu talihsizliği tamir etmesi için ne yaptı ona bakmak lazım. Bu üç basamakta incelenebilecek bir hadise. Benim kanaatim 15 Temmuz’a geliş süreci bağıra bağıra geliyorum dedi. 15 Temmuz günü birçok olayı kavrayamıyor toplum. Çünkü oralarda bir bulanıklık var. Beni üzen 15 Temmuz sonrası iktidarıyla muhalefetiyle biz iyi bir tablo sergileyemedik. Madem 15 Temmuz sorunu oldu bundan sonrası Türkiye’de bütünlüğü sağlamak, demokrasiye daha fazla sıkı sıkıya bağlanmak ve arızalı noktaların tamir edilme işi bence bizim beklediğimiz kadar objektif kriterlerde yapılmadı. Birkaç gün önce valimiz bizi topladı. Bende o toplantıda vardım. İnsanların çoğu bu işin köprübaşında olmasını istedi. Bende köprübaşında olmasını isteyenlerden biriyim. Her rengimizin ve siyasetteki her yelpazenin alışık olduğu herkesin rahat rahat gelebileceği bir meydanda olmasını istedik. Daha coşkulu olsun hep birlikte orada o gece bu olayı insanlarımızla hemşehrilerimiz ile paylaşalım istedik. Daha sonra tek bir siyasi parti ille Vali Göbeği’ni ısrar etti. Ve köprübaşında güvenlik zafiyeti olacağı söylendi. Biz fizik kuralları bilen insanlarız. Orada kaç tane yol var onu da biliyoruz. Vali Göbeği’ndeki yolları ve açık alanı da biliyoruz. Bana sorarsanız Vali Göbeği’ndeki parkı korumak köprübaşını korumaktan çok daha zor. Hâlbuki köprübaşında bu işi yapsaydık kapatacağımız 5-6 yol vardı. Orada çok daha coşkulu ve çok daha kalabalık toplayabilirdik. Köprübaşında toplansaydık en az 10 bin kişi toplanırdı. Ama Milli İrade Parkı’nda kaç kişinin toplandığını siz de biliyorsunuz. Ayrıca Sayın Valimiz Büyükşehir 3 tane çadır kursun diye de talimat vermiş. Biz devletimize bağlıyız ve Sayın Valimize de uymak zorundayız. Biz oraya üç çadır gönderdik. Orada Antakya Belediye Başkan Yardımcısı ve yetkilileri bizim çadırımızı kurdurmadılar. Talimatlarla bize gelen su dağıtma işini yaptı arkadaşlarımız. Bizim HATMEK’teki organizasyonyonumuza gelince biz şehitlerimizin ve hakkın rahmetine kavuşmuş büyüklerimizin ölüm yıl dönümlerinde Kur’an-ı Kerim okuturuz, Yasin ve dua okuruz. Bende bunu yaptım. Madem biz Müslüman bir ülkeyiz ölenlerin anısına onlar adına da Kur’an-ı Kerim okuttuk. Hocalarımız ve şeyhlerimiz Kur’an-ı Kerim ve Yasin okudular. Biz Müslüman bir toplum olarak bunu yapmamız gerekiyordu. Bizde bir anormallik yok. Ama olay köprübaşında olsaydı bende katılacaktım. Ben katılmayınca da birçok insan oraya gitmedi. Keşke hepimizin katılabileceği bir atmosfer olsaydı. Benim orada olmamamın eksik görülmemesi için Sayın Valimizin talimatına ben nasıl uyuyorsam Antakya Belediye Başkanı’nın da uyması lazımdı. Biz bir yıl önceki bu sıkıntının yıldönümünde Hatay’da bir ayrışma olmasın diye gitmedik oraya. Hazırlık aşamasında bunları yapan bir yıl önce ben konuştuğum süre içerisinde slogan attıran sayın il başkanlarının da öğrendik ki konuşmamdan daha şiddetli konuşmak için hazırlık yapıyormuş. Ama ben bu şehri ayrıştırmaya zemin hazırlayacak hiçbir şey yapmam ve yaptırmam. Biz ebediyete intikal etmiş tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi andık orada. Sadece 15 Temmuz’u anmadık. Anadolu’yu ve bu toprakları bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ebediyete intikal etmiş şehitlerimizin adına orada Kur’an-ı Kerim ve Yasin okuttuk” ifadelerine yer verdi.

HATAY’DA FİTNEYE SEBEP OLACAK HİÇBİR OLUŞUMA KATKI VERMEM”

Valimizin başkanlığında toplantı oluyor oradan çıkışta yetkili bir arkadaşımız bu sene daha fazlasını yapacaklarını ve bütün hazırlıklarının tamamlandığını söylüyorlar. Gazeteci arkadaşlarımız da bu sözleri duymuşlar. Bunları da çok rahat anlatıyor. Ben bu ortamda oraya gitmiş olsaydım Hatay’da fitne olacaktı bende bu fitneye sebep olacak oluşumun içinde olmadım. Hatay’da fitneye sebep olacak hiçbir oluşuma katkı vermem. Herkes tefekkür etmeli. İktidar olmakta ve muhalefet olmak da sorumluluk gerektirir. Yani siz muhalefetken de sorumluluk taşımak zorundasınız iktidarken de. Ben Antakya Belediye Başkanlığı sırasında AKP’li grup benle beraber 22 kişiydi. CHP ise 11 kişiydi. Ben CHP’ nin içine sinmeyen hiçbir şeyi dikte etmedim orda da. Hiçbir şeyi de oylatmadım. Ben o zaman CHP ye geçeceğim diye bir şey yoktu. Ama oradaki arkadaşlarımız da şehrine katkı sağlamak istemişlerdir. Ben de onların vizyonlarından da faydalanmak istedim. Bir konu konuşulduğu zaman CHP’ ye uymazsa ikiye bir meclis aritmetiğine uygun bir komisyon kurardım bu ay bunu çalışıp bu konuyu önümüzdeki ay oylayalım derdim. Ancak biz siyaseten buna karşıyız denildiği zaman oylatırdım. Keşke o zemini Hatay Büyükşehir Belediyesi çatısı altında o mecliste yaşatabilsek. Biz Hatay’ın bütünlüğü ve huzuru için CHP’den aday olduk. Ben bu şehrin Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Benim birinci görevim iktidar şımarıklığı yapmak değil. Birinci görevim bu şehirdeki huzuru sağlamak ve herkesin oyunun içinde olduğu bir belediyeyi hissettirmek. Bana hangi renkten gelirse gelsin haklı bir gerekçesi varsa onun işi yapılması lazım. Farklı partiden geldiğinden dolayı benim işimi yapmıyor denilirse o benim bittiğim gündür” dedi.

“BUGÜNE KADAR HİÇBİR İLLEGAL ÖRGÜTÜN İÇİNDE OLMADIM”

FETÖ terör örgütüyle alakalı hakkında çıkan asılsız iddialara cevap veren Başkan Savaş, “
Hatay’ı bölmek, parçalamak ve bütünlüğünü yerle bir etmek için senaryolar devam ediyor.
Bunlardan sadece küçük bir tanesi Lütfü Savaş ile ilgili. Ben bu şehrin Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Daha öncede belediye başkanıydım. Üniversitede hocaydım. Türkiye Cumhuriyeti bu kadar aciz mi ki Lütfü Savaş’ın hangi zihniyette olduğunu ölçemiyor mu? Benim telefonlarım her gün dinlenir, bana atılan mail ve mesajlar okunuyor zaten. Okusunlar da ben rahatsız olmam. Onları okudukları ve dinledikleri için benim ne olduğumu bilirler zaten. Bizim önden de arkadan da plakamızda Türkiye Cumhuriyeti yazar. Bunun dışında Lütfü Savaş’ı bu bahsettiğiniz grupla eş tutmak, sorgulamak 15 Temmuz’da kimler Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbine bıçak saplamak istediyse ve Hatay’ın karışması kimleri mutlu ederse en çok onları mutlu eder. Bütünlük isteyen yönü Ankara’ya dönük olan ay yıldızlı bayrağın altında mutlu olduğunu hisseden kimseyi mutlu etmez. Allaha çok şükür ben kimliğimi her tarafta rahat rahat söyleyen bir insanım. Ben Büyükşehir Belediye Başkanıyım herkes bana gelebilir. Bugün de daha önce müftülük yapmış İslam adına Hatay’ın en büyük kanaat önderlerinden Yayladağılı hemşehrim Ali Sert Hoca’nın cenazesine gittim. Cenazeye gittim diye Ali Sert Hoca’nın muritlerinden mi olmuş oldum? Yarın diyelim ki Hristiyan camiasından önemli bir kanaat önderimizi kaybettiysek ben onun cenazesine gitmeyecek miyim? Ben inançlı bir insanım. Ama bu ülkeye bu şehre kim zarar vermek isterse onun karşısındayım. Bu güne kadar da hiçbir illegal örgütün içinde olmadım. Ama bunu çıkarmak isteyenler bu ülkenin bu şehrin karışmasını isteyenlerdir. Vatanına kim ihanet etmişse cezasını çekmesi lazım. Şuanda birçok büyükşehir belediye başkanı hakkında bir sürü şey konuşuluyor. Rengi belli olan, önden arkadan plakası TC okunan adamla uğraşıyorlar da bu kadar konuşulan bu yapı ile ilintili olan insanlar halen görevlerinin başında. Ama Hatay’ı karıştırmak demek Ankara’yı Edirne’yi karıştırmak demektir. Hatay önemli bir bariyer” dedi.

“HAKKIMDA ÇIKAN İDDİALAR ASILSIZDIR “

Hakkında çıkan dedikoduların asılsız olduğunun altını çizen Başkan Savaş,” Birkaç arkadaşıma görev değişikliği yaptım. Benim orada ifade verdiğim konusunda laflar çıkmış. Ben o akşam İlçe Başkanımız Ramiz Bey’in kızının düğünü vardı. Ben eşimle beraber oradaydım. Biz kimseye gidip ifade vermedik. Hakkımda çıkan iddialar asılsızdır. Devletin bizden isteyeceği bilgi olursa ifademizi veririz. Bundan da korkmayız ve açıklarız da. Zaten öyle bir şey varsa resmi kurumlar açıklasın. Bu konuda bizim korkacağımız hiçbir şey yok. “ ifadelerine yer verdi.

Programın sunucusu Ali Yolcu’nun geçtiğimiz günlerde gerçekleşen MHP Hatay İl Teşkilatı ziyareti ile ilgili sorusuna da açık yüreklilikle cevap veren Başkan Savaş, “Bundan yaklaşık 1 buçuk yıl önce de tüm siyasi partileri tek tek ziyaret ettim. Bugün de MHP’nin yakın zamanda yaptığı kongreden ötürü il yönetimini tebrik ettim ve başarı dileklerinde bulundum” dedi.
“SAVAŞ BİTİMİNDE SURİYELİLERİN EVLERİNE GERİ DÖNMESİNİ DİLİYORUZ”
Yolcu’nun yönelttiği, Suriyeli mültecilerin varlığının Hatay’ı nasıl etkilediği sorusuna Başkan Savaş ,” 6 yıldır komşularımızı misafir ediyoruz. Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin. Türklerin başına böyle bir şey gelse hiç kimse bizi kabul etmez. İki Türk bir araya geldiği zaman devlet kurar derler. Bizi almazlar. Bu olay Suriyeli vatandaşların başına geldi ve en yakın memleket biziz. Ekmeğimizi, suyumuzu paylaşıp altyapımızı kullanıyorlar. Biz bu sorunu önümüzde bulduk ve bunu en az hasarla atlatmaya çalışıyoruz. Biz en fazla misafir kabul eden 3 şehiriz. Tabi biz savaş bittikten sonra şehrimize gelenlerin ülkelerine dönmelerini diliyoruz. Hatay’da ekonomi gittikçe sığlaşıyor. Çünkü esnafa, tarıma ve sanayiye paydaş geldi. Suriyeliler çalışmaya başladı. Ev kiraları arttı. Bizim gençlerimiz geçmişte 1500-2000 bin TL’ye sigortalı çalışırken şimdi daha düşük ücretlerle sigortasız çalışmak durumunda kalıyorlar. Bu nedenle birçok yuva yıkılıyor. Hatay’da ekonominin canlanması lazım” şeklinde cevap verdi.
“HATAY’A HAK ETTİĞİ TEŞVİKİN VERİLMESİ LAZIM”
Hatay’ın 6 yıldır yüzbinlerce Suriyeli mülteciyi topraklarında ağırladığını vurgulayan Başkan Savaş, bunun hem sosyal hem de ekonomik olarak büyük bir sorumluluk olduğunu söyledi. Hükümeti de bu sorumluluğu paylaşmaya davet eden Başkan Savaş,”Yarın Ortadoğu’ya barış geldiği zaman bizlerin o bölgelerin altyapısına ve üstyapısına ticaretine katkı sağlayacak durumda olmamız lazım. Yeni yatırımlar yapabilmemiz lazım. 2011’e kadar 4 teşvik bölgesinden 2. sıradaydık, 2012 de bizi 4. sıraya gerilettiler. Yıllık gelirimizle 5. teşvik bölgesinin en alt sıralarındayız. Ben hükümetimizden şunu bekliyorum. Tüm Akdeniz’deki 10 ilin içerisinde mültecilerin %46’sı Hatay’da. Kahramanmaraş, Osmaniye’deki Suriyelilerin %76 ‘sı bizde. 4. bölge olarak adlandırılan 11 il içerisindeki Suriyelilerin %89’u bizde. Türkiye’deki Suriyelilerin %11’i bizde. Nüfusa göre en çok Suriyeli barındıran il biziz. Suriyelileri katmazsanız bizim kişi başına düşen yıllık gelirimiz 7600 dolar, Suriyelileri eklediğinizde ise yıllık gelirimiz 6122 dolara düşüyor. Hatay halkı yaklaşık yıllık 1500 dolar fakirleşmiş durumda. Madem Suriyeliler buraya geldi biz 6 yıldır her şeyimizi paylaşıyoruz. Madem Türkiye Cumhuriyeti devleti Suriyelilere kapılarını açtı. Hükümetimizin Hatay’a hak ettiği teşviki vermesi lazım” dedi.
HATAY EKONOMİSİNİN GÜÇLENMESİ İÇİN KAMPANYA BAŞLATILDI
Başkan Savaş, ekonomistler, siyasetçiler ve STK’ları da kapsayan geniş kapsamlı bir kampanya başlattıklarını ifade eden Başkan Savaş, Hatay halkının bu kampanyanın sürdürülmesine büyük katkısı olacağını ifade etti. ‘Hatay Ekonomik Gelişme Programı’ adıyla çeşitli toplantılar düzenlendiğini ifade eden Başkan Savaş, “Biz Hatay’da bir kampanya başlattık. Toplantılar düzenliyoruz. Yarın Hatay’a siyasete mal olmuş birkaç arkadaşımızla bir araya geleceğiz. Biz istiyoruz ki Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne de diğer ilçe belediyelerimize de 1 buçuk milyon nüfusa göre değil 2 milyon nüfusa göre iller bankasından pay verilsin. Vergiler de 2 milyon kişiye göre düşürülsün. Hatay’da OSB’ler artarsa gelirimiz de artar. Biz o zaman daha iyi yatırım yapılabilir bir il olacağız. Suriyelilerin problemlerini, külfetini yalnız sırtlamak değil hükümetimizle paylaşmak istiyoruz. Bu konuları vatandaşlarla paylaşmak kampanya yapmak herkesin görevi, bu nedenle ben milletvekillerimizi buraya davet ediyorum. Eğer biz 5. Sırayı hak ediyorsan biz bunu istiyoruz. Birçok il bizden daha iyi olmasına rağmen cazibe merkezi olarak ilan edildi. Hatay’ın cazibe merkezi olması şehrimizdeki tüm milletvekillerinin görevi. Ekonomi konusunda önemli uzmanlarla çalışıyoruz. Hatay’da çok önemli iki ilçe var. İskenderun ve Dörtyol. Yatırımların %81’i bu ilçelere sıkışmış. Bu ilçeleri çıkarttığımız zaman Hakkari’den daha iyi değiliz. Teşvik sistemini yaşayan nüfusa göre almalılar. Her şeyimize paydaş olmuş 500 bin civarı Suriyeli var biz hem altyapımızı hem de üstyapımızı buna göre şekillendiriyoruz. Bu nedenle hükümetimizin devletimizin bize destek olması gerekiyor. Yeni bir proje ve imza kampanyası başlatıyoruz. STK’larımız, milletvekillerimiz ve halkımızla bu teşvik için kampanya yürüteceğiz” şeklinde konuştu.
KENTİMİZE DIŞARIDAN BAKILDIĞINDA SAVAŞ VARMIŞ GİBİ GÖRÜNMESİNDEN RAHATSIZLIK DUYUYORUZ
Defne ilçesinin Çekmece Mahallesi’nde yaşanan su sıkıntısıyla ilgili de düşüncelerini paylaşan Başkan Savaş, sorunun yapılan ihale neticesinde ihaleyi alan firmadan kaynaklı olduğunu belirterek, bu problemin en kısa zamanda çözüme kavuşacağını ifade etti.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin dört bir yanından Hatay’a gelen 400 kadar muhtar ile toplantı yaptıklarını ifade eden Başkan Savaş, toplantı hakkında detaylı bilgiler verdi. Muhtarları her zaman çözüm ortağı olarak gördüklerini belirten HBB Başkanı, “Kentimizin dışarıdan bakıldığında savaş varmış gibi görünmesinden duyduğumuz rahatsızlığı muhtarlarımıza aktardık. Hatay’ın güzelliklerini, sevgisini, huzurunu onlarla paylaştık ki onlar da kendi şehirlerinde paylaşsın. Amacına ulaşan bir toplantı oldu. Hatay için büyük bir reklam oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER