Samandağ ilçesinde, toplu konut projeleri gerekçesiyle Mağaracık, Kurtderesi ve Vakıflı mahallelerinde yapılan kamulaştırmalar uzun süredir tepkilere neden oluyor. Bölge halkı, tapulu arazilerinin ellerinden alınmasına karşı direniyor. Kamulaştırmaların iptali için açılan bireysel davaların duruşmaları, Antakya 3. İdare Mahkemesi’nde arka arkaya görüldü. Avukatlar “Burada hayatlar kamulaştırılıyor”dedi
Davacı avukatlardan Ecevit Alkan, mahkeme salonunda yaptığı savunmada, “Burada satın alınan sadece arazi değil, hayatlar” diyerek kamulaştırmanın sadece maddi değil, manevi bir yıkım anlamına da geldiğini ifade etti. Alkan, “İnsanlara para verip, ‘taşın’ diyorsunuz. Bu insanlar ne sanayici ne yatırımcı. Hayvancılık, tarım yaparak geçiniyorlar” dedi.
TOKİ’nin avukatı ise, “Kamu yararı üstün gelir” diyerek projelerin meşru olduğunu savundu. Avukat, zemin etüdü eleştirilerine karşı, her parsel için etüt yapılmasının bilimsel olmadığını iddia etti. “Samandağ’da binlerce dönüm kamulaştırıldı. Hepsine ayrı etüt yapamayız. Aynı adadaki parsellerin zemini de aynıdır” dedi.
“Hazine arazisi dururken bizim tapulu yerimize el koyuyorlar”
Duruşmada söz alan Semir Turunç, geçim kaynağı olan arazisinin kamulaştırıldığını belirterek, “Devletin binlerce dönüm hazine arazisi var, neden tapulu araziye el konuluyor?” diye sordu. Turunç, “Buradan geçinen aileler bundan sonra ne yapacak?” diyerek yaşanan mağduriyeti dile getirdi.
Avukat Cuma Irmak ise, Mağaracık Mahallesi’nde zemin etüdü yapılmadığını ve yapılan çalışmaların bilimsel temelden uzak olduğunu savundu. Irmak, “Normal vatandaş bile ev yaparken zemin etüdü istenirken, TOKİ neden muaf?” diye sorarak, yapılacak yapıların ciddi risk taşıdığına dikkat çekti.
“8000 değil 20 bin konut yapılıyor, hepsi rant için”
El Koymalara Karşı Direniş Platformu’ndan Çağla Cemali, mahkeme çıkışında yaptığı açıklamada, “Bize 500 askerle saldırdığınızda kamu yararı neredeydi?” diyerek, uygulamanın halka rağmen yapıldığını belirtti. Cemali, TOKİ’nin lüks tarım evleri yaptığını ve köylünün ihtiyacına kulak verilmediğini söyledi.
“Devlet, halkın kararını yok sayamaz”
Platform üyeleri ve avukatlar, kamulaştırmanın halkın rızası alınmadan yürütülmesini eleştirirken, halkın kendi toprağında kalma hakkı olduğunu savundu. Bölgedeki direnişin süreceği ve kamuoyunun bu konuda daha fazla bilgilendirilmesi gerektiği belirtildi.
