Salı, Nisan 30, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelGümrüklerde ‘kırmızı hat’ tartışması

Gümrüklerde ‘kırmızı hat’ tartışması

Kırmızı hat, gümrük rejimlerine tabi tutulan eşyanın kontrol yöntemlerinden biridir. Gümrüklerde eşyanın kontrolü 4 hat üzerinden yapılıyor.
Yeşil Hat’ta; Gümrüğe gelen mal belge veya fiziki kontrole tabi tutulmadan girişine izin veriliyor.
Mavi Hat’ta; Gümrük işlemleri ‘sonradan kontrole tabidir’ denilerek erteleniyor.
Sarı Hat’ta; Bir gümrük evrakı ‘sarı hat’a düştüğünde, malın fiziksel muayenesinin yapılmasına gerek duyulmaksızın sadece belge kontrolü yapılıyor.
Kırmızı Hat’ta; Yapılan risk değerlendirmelerine göre, kırmızı hata düşen mal, ayrıntılı bir incelemeye tabi tutuluyor. Gerek görüldüğü durumlarda, malın tartımı veya sayımı yapılarak mala ilişkin belgeler araştırma altına alınıyor.
Bugün itibariyle, Türk gümrüklerinde en az 200 civarındaki Gümrük Müşavirinin gümrük evrakı ‘kırmızı hat’a düşüyor!

KIRMIZI HAT MAĞDURLARI

Yurtdışına gönderilen mallarda ‘kırmızı hat’a düşme oranının artması üzerine ihracatçıların sıkıntıya girdikleri biliniyor. Gümrük denetimlerinde uygulanan ‘kırmızı hat’ nedeniyle sıkıntıların son yıllarda arttığı söyleniyor. Bu da eşya sahiplerini ve temsilcilerini gerek zaman gerekse maliyet açısından sıkıntıya sokuyor.
Uluslararası ticarette zaman çok önemli bir unsurdur. Ancak, gümrüklerde yaşanan sıkıntılar nedeniyle daha önce kısa sürede yapılan işlemler, son zamanlarda günler alıyor. İlk hareket gümrüklerinde Türkiye’nin gözbebeği, sektörlerinin ihracat şampiyonu şirketler ‘kırmızı hat’a düşüyor, ihracat ürünleri tam sayım uygulamasına tabi tutuluyor. Bu yüzden de ihracatçıların, nakliyecilerin ve Gümrük Müşavirlerinin hem zaman hem de maddi kayıpları oluyor.
Ne yazık ki gümrüklerde kaybedilen zaman dış ticaretin ve gümrüklemenin hızını, kârlılığını azaltıyor ve gümrükleme hizmetlerinin maliyetini arttırıyor. Gümrüklerde dış ticaretin önündeki tüm engellerin kaldırılıp işlemlerin kolaylaştırılması gerekirken, ihracat mallarının kontrolü daha da zorlaştırılıyor. Bu yüzden de İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara ve Mersin Gümrük Müşavirleri Derneklerince soruna biran önce çözüm bulunması yazılı olarak talep ediliyor.

KIRMIZI HAT KRİTERLERİ

Gümrük Mevzuatı’na göre, eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin faaliyetler, eşya sahipleri veya Gümrük Müşavirleri tarafından dolaylı temsil yoluyla takip edilerek sonuçlandırılıyor. Mevzuatta belirtilen yetki çerçevesinde ülkemizde Gümrük Müşavirleri firmaları bünyesinde yaklaşık 50.000 kişi istihdam ediliyor.
Bununla birlikte Gümrük Müşavirleri tarafından dolaylı temsil yoluyla yapılan iş ve işlemlerde beyan temsil edilen kişinin verdiği bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılıyor. Keza Gümrük Müşavirleri, görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı Devlet Memuru gibi değerlendirilerek cezalarla karşı karşıya kalıyor.
Gümrük Müşavirleri ayrıca gümrük işlemlerini takip ettikleri firmaların mali yapısını, alım ve satımlarını, sahiplerinin başka firmalarla olan ortaklık yapıları ve çalıştıkları firmaların doğruluklarını ellerinden geldiği kadar araştırmaya çalışıyor. Ancak her hâlükârda temsil edilen kişilerin verdiği bilgilerin ötesinde bir bilgiye sahip olunamayacağı muhakkaktır.
Buna rağmen, Gümrük Müşavirleri hukuki ve idari soruşturma geçirebiliyor. Öyle ki zorunlu olmamasına rağmen imalatçı faturasının beyannameye eklenmesi gibi yanlış değerlendirmeye konu örnekler bile bu tür hususlara konu olabiliyor.
Açıkçası, Gümrük Müşavirleri haklarında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmamasına rağmen, gerek verilen kesinleşmemiş disiplin cezaları ile gerekse yine kesinleşmemiş adli dava süreçlerinden dolayı risk kriterlerine tabi tutularak belirli bir süre (1-5 yıl gibi) global bir risk kriterine tabi tutulabiliyor. Adli yargılama sonunda, en baştan itibaren ortaya atılan iddianın isabetsiz olduğunun ortaya çıkması durumunda ilgili Gümrük Müşaviri telafisi güç ve imkânsız maddi zararla birlikte itibarının ve kariyerinin etkilenmesinden dolayı manevi zarara uğruyor.
Diğer taraftan, suçluluğu mahkeme kararıyla sabit olmayan kişinin suçlu gibi değerlendirilerek muamele görmesi, Anayasa’nın 38. maddesinde ‘Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz’ şeklinde belirtilen masumiyet karinesi ilkesine aykırı olarak değerlendirilebiliyor. Zira masumiyet karinesinin masum olana en yüksek düzeyde hukuki koruma sağlama ve hukuki düzenini koruma şeklinde iki önemli işlevi bulunuyor.

MAĞDURİYET DEVAM EDİYOR!

Bu noktada, yarı kamu görevlisi olan ve ülkemizde hizmet sektöründe ciddi bir istihdam yaratan Gümrük Müşavirleri, yukarıda belirtilen hususlardan kaynaklı olarak mağdur oluyorlar.
Zira bir Gümrük Müşavirinin, dolayısıyla tüzel kişiliğinin global olarak riskli değerlendirilmesi ve beyannamelerinin yine genel olarak ‘kırmızı hat’ta işlem görmesi yükümlüler tarafından farklı değerlendiriliyor. Gümrük Müşaviri mesleğini yapamaz hale geliyor ve en fazla 2-3 ay gibi kısa bir sürede iflas ettiği ve dolayısıyla da çok sayıda şirket çalışanının işsiz kaldığı biliniyor.
Netice olarak; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın görev ve sorumluluğu olan risk analizi çerçevesinde risklerin minimize edilerek gerekli önlemlerin alınmasında mevcut uygulanan kriterlerin çok sayıda firma ve en az 200 Gümrük Müşavirini mağdur ettiği, bu işten zarar gören ve kaybeden Gümrük Müşavirlerinin aklanmaları halinde uğradıkları maddi ve manevi kayıpların geri getirilemeyeceğinin bilinmesi önem arz ediyor.
Gümrük Müşavirinin hiçbir şekilde konuyla ilgili olmayan yükümlülerinin mağdur edilmemesinin sağlanması için Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca daha objektif ve firmaların ticari hayatının sona ermesine sebep olmayacak daha dar ve adil risk kriterlerinin tespiti ve uygulanması gerekiyor. Hatta risk kriterlerinin ve ceza puanlarının gizli değil, şeffaf ve herkese açık olması isteniyor!

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER