Cumartesi, Nisan 20, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe Yazılarıİrfan O. Hatipoğlu: Celal Yahyaoğlu'na Açık Mektup

İrfan O. Hatipoğlu: Celal Yahyaoğlu’na Açık Mektup

İrfan O. Hatipoğlu / Araştırmacı-Yazar

Celal Yahyaoğlu’na Açık Mektup

Kentlerimiz, akarsularımız, dağlarımız, vadilerimiz ağır saldırı altında. Derelerimizin yerleri değişmekte, kuşlar yurtlarını terk etmekte, kontrolsüz akan seller kentleri yok ediyor.  Kısacası yağmacılar rant yaratabileceklerini düşündükleri her alanı “işgalci/görgüsüz” bir yaklaşımla saldırmaktalar. Yağmacı, işgalci/görgüsüz saldırıya karşı başta kadınlar olmak üzere ülkesini seven, kamusal duyarlılığı olan yurttaşların direnişi yükseliyor. Yurt savunmasında farklı başarı öyküleri yazmaktalar. Umudumuzu korumamıza, kaygılarımızın azalmasına, yaşama sevincimizin sürmesine katkı yapaktadırlar.

Yağmacı, işgalci/görgüsüz saldırıların yaygın bilinen yüzü “kentlerin yağmalanması” olarak ortaya çıkmaktadır. Kentlerin gözde noktalarında kalan kamu arazileri – okul, hastane, kamuya ait fabrika alanları, yeşil alan olarak ayrılmış araziler vb.- ‘kupon’ arazi olarak görülerek rant alanına dönüştürülüyor. Kupon arazi bakışı yalnızca İstanbul ile sınırlı değil. Anadolu’da bulunan irili ufaklı tüm kentlerde bu anlayış egemendir. Bu kentlerin en tipik örneği Antakya’dır. Antakya; kent yöneticilerinin dokusu içinde egemen olan ‘entelektüel sığlığın’, kente bakışını “ranta” hapsetmiş yağmacı anlayışla birleşmesi sonrası; Antakya’da yaşam biçimi, kültürel gelişim geriletilmiş, tarihî yapılar, kamu binaları yıkılarak rant alanları açılmış, kentteki yaşam anlayışı sıradanlaştırılarak kimliksizleştirilmektedir.

Antakya’nın kent kimliğine yapılan saldırılar, kentte yaşayanlar tarafından yeterli duyarlılıkla ele alınmıyor. Bir gün önce gördüğünüz tarihi yapının, kenttin belleği olan bir konutun, sokağın, işyerinin yeni güne başlandığında yok olmasına tanıklık etmek rahatsız etmiyor. Yaşayanlarda kenti savunma, kamusal duyarlılık yeterince gelişmese de, yapılan saldırıları uzun süredir not alan, çevre duyarlılığını yükseltmek isteyen “yalnız” bir adam var. Celal Yahyaoğlu… Sayın Yahyaoğlu; Antakya’nın yetiştirdiği uluslararası fotoğraf sanatçısı. Çevre aktivisti. Antakya sevdalısı bir insandır. Bugünler de aşınmayan sevdası yara almak üzere. Kuş takaları sembolleri ile süslü Tarihi Antakya evini satıyor. Tek dileği alan kişinin evinin değerini… Farklı söylemle Antakya’nın değerini bilmesidir.

Sayın Yahyaoğlu’nun üzüntüsünü katılıyorum. Dileğim ise Antakya ile gönül bağı aşınsa da kopmamasıdır. Çünkü uzun süredir doğaya, kentlere yapılan saldırılar ölçüsüz boyutlara ulaştı. Derinleşen yoksulluk, günlük yaşamın sürdürülebilirlikten çıkması yurttaşlarımızı korkak, ürkek ve yılgın kıldı. Yapılan işgalci/görgüsüz saldırılara karşı duyarlılıklarını tam olarak yansıtamıyorlar. Bu nedenle kentlerini, doğasını savunan bir avuç insan çok değerli… Celal Yahyaoğlu benzeri yerel aydınların/sanatçıların tuttukları yıkım notları, kamu adına ektikleri tohumlar çok önemli. Çünkü doğanın korunması ve kentlerimizin kimliksizleştirilmesinin önlenmesi, bunların çabaları üzerine inşa edilerek yükselmektedir. Umudumuzu onların çabaları ile koruyoruz. İyi ki varsın Celal Yahyaoğlu…

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER