Hatay tarihini araştırırken üzerinde yoğunlaştığı göç olgusu ve iskan politikalarının kesiştiği, doğup büyüdüğü toprakları anlattığı Yedi Dağın Ardı Aybastı – Perşembe Yaylası kitabının söyleşi ve imza gününde Araştırmacı/Yazar/Yayıncı Kemal Düz, kurucusu olduğu Ayna İskenderun Kültür Sanat Derneği´nde dernek dostları ve okurlarla buluştu.
Hatay tarihi araştırmalarında göç ve iskan politikalarının dikkatini çektiğini, Hassa ve Islahiye, Akbez, Suriye´yi incelerken kendi bölgesiyle de yolların kesiştiğine dikkat çeken Kemal Düz, “Mesela Kayseri´de bir Mursal köyü veya kasabası var. Dadaloğlu , Avşar Beyleriyle ilgili okurken dikkatimi çekmişti. Sonra Mehmet Mursaloğlu´yla görüşmüştüm. Akrabalarının bir kısmının Kayseri´de olduğunu söylemişti. Oradakiler Alevileşirken buradakiler Sünnileşmiş” dedi. Düz, Aybastı kitabını ise İskenderun´da yaşadığı dönemin duygularıyla yazdığını söyledi.
“Coğrafya kültürel belirleyiciliğe de sahip”
Suriye´yenin Rakka bölgesinde iç savaş öncesindeki ziyaretinde kendini ‘yakın hissettiği´ bölge insanlarına da işaret eden, buraya yerleşenlerin kökeninde Malazgirt´ten sonra Türklerin Anadolu´ya girişlerine kadar geriye gidebildiğini de aktaran Kemal Düz, Bafra´da yaşayan Devecileri de hatırlatarak Arsuz/İskenderun´daki Deveci ailesiyle yakınlıklarına dikkat çekti. Kemal Düz, “Bafra´dakiler de kendilerini Yörük olarak tanımlıyorlar. Buradakiler ve Bafra´dakiler farklı bir kültürdeler. Kültürlerin oluşumunda coğrafyanın ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor bu” diye konuştu.
Konargöçer yaşam tarzı ve yaylacılık yaşamının benzerliklerine de işaret ettiği konuşmasında Düz, şunları kaydetti: “Ordu Aybastı Perşembe Yaylası da benim doğduğum toprak. Orayı yazmayı istiyordum. Orada alan çalışması da yaptım. Buradaki bilgilerimle oradaki sonuçları derledik, kitap ortaya çıktı. Köyümüz Karamanlı artık bir mahalle. Samandağ´da da daha sonra Yaylıca adını alan bir yerleşim var. Bu göç hareketleri hep olmuş Anadolu´da, hala da sürüyor.”
Arapların ilgisi kaygıları arttırdı
Suudi Arabistan ve Katar´tan Karadeniz yaylalarına ilginin artmasını kaygıyla karşıladıklarını da sözlerine ekleyen Kemal Düz, yazın bu ülkelerden gelenlerin yerli nüfusu geçtiğini söyledi. Varlıklı ailelerden oluşan ve yaz boyu konaklayan bu grupların yaylalardaki kültürel yapıyı da değiştirmeye başladığını da sözlerine ekleyen Düz, kitap çalışmasıyla dikkatleri Perşembe Yaylası´na da çekmek ve tanıtmak istediğini belirtti.
Yaylalar özgürlük ve sevgiyi koruyor
Perşembe yaylasında küçük bir evi ve bahçesi de bulunan Kemal Düz, Hatay´daki yaylaları da sevdiğini, Belen Benlideresi´ndeki ev ve bahçesi bulunduğunu hatırlatan Düz, “Denizden ziyade yaylaları seviyorum. Esasında o bölgelere bir tepki olarak da gidiyorum. Çünkü, bizi bir şekilde oralardan uzaklaştırıyorlar, kentlere topluyorlar. Kentleri açık yarı açık hapishane olarak düşünüyorum. Yaylalarda özgürlük, insan sevgisi var” ifadesini belirtti.
Ordululardan kitap ilgisi
Aybastı kitabının beklenenin üzerinde bir ilgiyle karşılandığını, ilk imzanın İskenderun´dan İstanbul Üsküdar´a taşıdıkları Ferda Kitabevinde gerçekleştiğini, Ordu dışındaki imza günlerinde de Orduluların, hemşehri derneklerinin ilgisiyle ve kurumların toplu kitap alışlarıyla desteklendiğini ifade eden Kemal Düz, Aybastı´daki imza günündeki ilginin ise kendisini şaşırtan düzeyde yaşandığını anlattı.
Hatay kitaplarına belediyeler ilgisiz kaldı…
Aybastı hakkında yazılan ilk kitap özelliğinin de ilgiyi yoğunlaştırdığını da söyleyen Düz, öncesinde yazdığı Hatay kitabına yerel yönetimlerin ilgisizliğini ise eleştirdi. Yayınlanmasına katkı verdiği Acı Deniz kitabının Arsuz´da geçtiğini hatırlatarak bir ‘Arsuz romanı´ olarak tanımlayan Düz, “Hatay kitaplarıyla ilgili Arsuz Belediyesi ile görüşemedik. Büyükşehir Belediyesi´nin kültür müdürüyle de görüşemedik. İskenderun belediyesi ile hiç görüşemedik zaten” eleştirisinde bulundu. Karadeniz´de karşılaştığı ilginin güneydeki mesafeyle kıyaslanmayı açısından örnekleştirdiğini kaydeden Düz, “Oralar benim doğduğum topraklar ama gönlüm buradan yana. Hatay kültürüne, mutfağına mutlaka sahip çıkmak lazım. Hatay´ın kültür ve tarihi biliniyor belki ama çok da objektif bilinmiyor. Doğrusuyla tanıtmak lazım. Çünkü doğrular içinde yanlışları da barındırıyor. Doğruya ulaşmak ancak kültür ve sanatla olur. Gerek Aybastı, gerek Hatay kitaplarını yayınevlerinden ve internet ortamından satın almak mümkün. Bu bölgeleri bir turizm elçisi gibi tanıtmaya çalışıyoruz. Okunmasının verdiği haz bizi mutlu ediyor” dedi.
“Korsan kitap alınmasın”
Ferda Kitabevi´nin sahaf olarak sürdüğünü ve internet üzerinden satışa da yöneldiklerini hatırlatan Düz, korsan kitabın bu mecrada alıcısının bulunmadığını, orijinal kitapların her zaman değerini koruduğunu söyledi. Düz, korsan kitap alınmaması önerisinde bulunarak, halen Hasan Ali Yücel döneminin, 1940´lardaki Suç ve Ceza´nın baskısının arandığını, alındığını vurguladı.