Pazartesi, Mayıs 6, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe YazılarıNecati Gündüz Yazdı:     İPTİZAL

Necati Gündüz Yazdı:     İPTİZAL

 

Necati Gündüz Hoca yazdı

İPTİZAL

TDK’ya göre ‘müptezel kelimesinin anlamı saygınlığını yitirmiş kimseler’ demektir. Müptezelin bir başka anlamı ise ‘çokluğundan dolayı değerini yitiren, değersiz’dir.

Hiç kuşku yok ki ülkemizde rahmetli ATATÜRK ve silah arkadaşlarına düşman olan çokça unsur vardır. Ve cesaret gördükleri her yerde ATATÜRK ve silah arkadaşlarına  hakareti farz bir ibadetmiş gibi yaparlar. Ne acıdır ki bunların önemli bir çoğunluğu geçimlerini o değerli insanların inşa ettiği cumhuriyetten ve onun bir kurumu olan diyanetten çalıyorlar.

Bu tür unsurları Türk kimliği taşıyan, Allah’a ve peygamberine inanan ve ülkesine bağlı olan hiçbir vatandaşımızın onaylayabileceğine inanmıyorum. Bu unsurlar kökten çözüm olan; zengine az yiyip bölüşmesini öğreteceğine, fakirlere sürekli az ile yetinmelerini, saatlerce israf etmeyin deyip  fakir peygamberi ve sahabeyi anlatıp; makarna, patates ve soğana şükretmeyi öğretmektedirler. Millete dayattıklarına kendileri de inanmadığı için ikiyüzlüdürler. Bunu anlamak için yaşadıkları hayata oturdukları köşklere ve bindikleri araçlara bakmanız yeterlidir.  Süleyman Şah türbesi seyyar satıcı arabası gibi gezdirilirken tek kelam etmeyen ama kendileri gibi düşünmeyen biri, türbe ziyaretinde ellerini arkaya bağlayınca  soruşturma açan zihniyet bu zihiyettir.

Ülkemize ne ekonomik ne siyasi ne de sosyal hiç bir katkısı olmayan bu unsurların, tek görevi kurdukları düzenlerinin selameti açısından Allah’tan korkmayı bırakıp, siyasi iktidardan korkmak ve hizmet etmektir. Bunu anlamak için bir okul mezunu olmaya da gerek yoktur. Yolsuzluğun, haksızlığın, talanın, yalanının ve haramın kabul edilemez olduğunu en başta söylemesi ve dillendirmesi gereken bu unsurların son yirmi yılda bunları bir kez bile dillendirdiklerine şahit olmadık olamadık.

Bu durumun maalesef şöyle bir kötülüğü olabilir:  geçmişte yaşayan insanların çoğu elçilere inanmamış ve onları dinlememiştir. Günümüzde yaşadıklarımıza bakılırsa bu sorun değişmemiş gibi olduğu görünüyor. Öyle ya! Yaşadığımız Müslüman coğrafya da herkes birbirinin kuyusunu kazarken hiçbir İslam ülkesinde Allah ve peygamberinin razı olabileceği gelişmeler yaşanmıyor. Bu talihsiz coğrafyanın hiçbir ülkesinde insanlar maalesef mutlu ve huzurlu değil.

Emekli generaller gidişattan şikâyet etti diye halen sorgulanıyor taciz ediliyor. Keşke emekli de olsa bir imam çıkıp sağır sultanın bile duyduğu bir yolsuzluktan bahsetse ve desek ki: ‘Her yıl dünyaya 18 milyon Mercedes satan ülkenin maliye bakanı işine bisikletle gidip gelirken, ülkemiz diyanet işleri başkanının trilyonluk Mercedes’e binip Cuma namazına gitmesi hangi iman veya İslami ahlakın gereğidir?’ Soramaz tabi çünkü bir bakan eskisinin dediği gibi maalesef at izi it izine karışmış durumda.

Ayasofya, Çamlıca, Taksim Cami ve Çamlıca Kulesi inşa ve açılışlarının milli gelire, üretime, işe ve ekmeğe katkısı sıfır. Camiye karşı değiliz ama bu kadar abartı neden? Bu işler için harcanan abartılı meblağlar ile belki işsizlik ve parasızlıktan kaynaklı birkaç intiharı önleyebilir miydik diye düşünüyor insanoğlu. Çamlıca Camii 60 bin kişilik, 147 personeli var sabah namazına 34 kişi gelmiş. Bu gerçekten bir Müslümanın kanına dokunmuyorsa imanını sorgulasın.

Ülkemizde bu ikiyüzlülükler yaşanırken, Hırvatistan cumhurbaşkanı Kolinda Grabar Kitaroviç ülkesinde baş gösteren ekonomik krizden dolayı; maaşını yüzde 50 oranında indirdi, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık uçağını sattı, 35 adet Mercedes marka makam aracını satarak elde edilen geliri devlet hazinesine aktardı. Ayrıca konsolosluk maaşlarını yüzde 60 oranında indirmiş ve asgari ücrete zam yapmış ama Müslüman değil!

Sevgili Müslüman kardeşim; Kuran’da KABİR azabından değil, KİBİR azabından bahsedilmektedir. Kibir ve büyüklenme duygusunun insanları azaba sürükleyen en önemli konulardan biri olduğu bildirilir.   ‘İÇİNDE SÜREKLİ KALACAĞINIZ CEHENNEMİN KAPISINDAN GİRİN. KİBİRLENENLERİN YERİ NE KÖTÜDÜR!’ (Nahl Suresi 29. Ayet)

Cami yerine fabrika, imam hatip yerine teknik lise, saray yerine okul, ithalat yerine üretim yapmadıkça,  uçuk hayaliniz uzayı geçtim, kapıkuleden dışarı bile çıkamayacak duruma geleceğiz.

Selam ve dua ile.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER