Cuma, Mayıs 17, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelYAPI DENETİMİ, GÜVENLİ, SAĞLIKLI ÜRETİMİN OLMAZSA OLMAZI

YAPI DENETİMİ, GÜVENLİ, SAĞLIKLI ÜRETİMİN OLMAZSA OLMAZI

İnşaat Mühendisleri Odası Hatay Şubesi, Marmara Depremi’nin 16. yıldönümünde yayınladığı mesajda, yapı denetimin önemine vurgu yaparak, ”Yapı denetimi, sağlıklı, güvenli bir üretimin olmazsa olmazıdır” açıklaması yaptı.

İMO Hatay Yönetimi adına, Başkan Selim Harbiyeli, mesajında şunları kaydetti:
“17 Ağustos 1999 Marmara Depremi üzerinden 16 yıl geçti. 16 yıl önce başta Gölcük olmak üzere nerdeyse tüm Marmara Bölgesi depremin yıkıcı etkisini yaşadı; binlerce insan hayatını kaybetti, binlercesi yaralandı, ülke ekonomisi ağır darbe aldı. Öncesinde de birçok deprem yaşanmasına rağmen 17 Ağustos 1999 depremi devlet için bir milat olarak kabul edildi. Nitelikli ve güvenli yapı üretimi, yapı denetimi ve ilgili mevzuat, yapı üretim süreci sorumlulukları, deprem esnasında ve sonrasına nelerin yapılması gerektiği gibi pek çok soru, sorun olarak varlığını hissettirdi.
Türkiye bir Deprem ülkesidir. Bir başka ifadeyle ülkemiz yerkürenin önemli Deprem Kuşaklarının üzerinde bulunmaktadır. Ülke topraklarının % 66’sı 1.ve 2.Derece Deprem Bölgesinde yer almakta, nüfusu bir milyon üzerindeki 11 büyük kent, ülke nüfusunun ise %70’i ve büyük sanayi tesislerinin % 75 ‘i Deprem tehlikesi altındadır. İnşaat Mühendisleri Odası, bilimsel-mesleki bilgi ve gerekliliklere dayanarak, depremin yıkıcı etkisinin ancak yapı üretiminin ve yapı denetiminin nitelikli hale getirilmesi ile savunmaktadır. İnşaat Mühendisliği her zeminde ve her şart altında güvenli ve sağlıklı yapı üretebilen ve bunu örnek uygulamalarla kanıtlayan bir bilim dalıdır. Doğa olaylarının doğal afet durumuna geçmemesi ancak her yapının mühendislik hizmeti almasını sağlayacak bir sistem kurmaktan geçmektedir.
Yapı Denetimi, güvenli – sağlıklı yapı üretimin olmazsa olmazıdır. Yapı denetiminin sahip olduğu önem, ülkemiz topraklarının değişik düzeylerde depremselliği ile görünür olmaktadır ki, denetim eksikliğinin veya sistemdeki zafiyetin doğurduğu sonuçlar kamuoyunun malumudur.
Bugünün kritik sorusu Depremlerden ders alınıp alınmadığıdır. 1999 Marmara depreminden sonra yaşanan 2011 Van Depreminde gerekli derslerin alınmadığı deprem öncesi ve sonrasında nelerin yapılması gerekiyorsa yapılmadığı ortaya çıkmıştır. Bugünde üzülerek ifade ediyoruz ki; gerekli tedbirlerin alınması yerine siyasi iktidar kamu adına denetim yapmakla sorumlu meslek odalarını devre dışı bırakıp projelerin denetlenmesinin önüne geçmek, yapı üretimi ve denetimini ticarileştirmek, kentsel değerleri sermaye gruplarına peşkeş çekmek istemektedir. Bu amaçla siyasi iktidar yapı denetim mevzuatı, meslek odalarının çalışma esaslarını belirleyen kanun ve yönetmeliklerde imar kanununda pek çok değişiklik gerçekleştirmiştir. BU değişiklikler neticesinde denetim sisteminde zafiyetlere yol açılmış, sahte mühendisler ile değişik nedenlerle faaliyetlerde bulunamayan mühendisler çoğalmıştır. Ülkemizi, kentlerimizi, yapılarımızı depreme karşı hazırlamanın iki temel yolu bulunmaktadır. İlki mevcut yapı stokunun iyileştirilmesi, güçlendirilmesidir. İkincisi ise yapı üretim sürecinin denetlenmesidir. İlki, mevcut olumsuzluğu azaltmayı amaçlamaktadır. İkincisi ise geleceği kazanmakla ilgilidir.
Ülkemizdeki yapı stokunun hali içler acısıdır; yapı stoku tehlikenin boyutunu gözler önüne sermektedir. Ülkemizde yaklaşık yirmi milyon yapı bulunmakta, ancak stokun ayrıntılı bir envanteri çıkarılmadığı için depremde bir bütün olarak nasıl bir davranış sergileyeceği bilinmemektedir. Bilinen, mevcut yapıların % 67 ‘sinin ruhsatsız, % 60’ının 20 yaşından büyük olduğudur. Bu veriler, kentsel dönüşüm projelerinin kamuoyu nezdimde meşruluğunu ve kabul edilebilirliğini sağlamış, uygulamaya başlamıştır. Uzun yıllar deprem önlemleri adı altında herhangi bir girişimde bulunmayan, adeta insanları kaderleriyle baş başa bırakan siyasi iktidar, kentsel dönüşüm projelerini tek çözüm yolu olarak gündemine almıştır. Kentsel Dönüşüm uygulamalarının içine bakıldığı zaman sadece ticari getirisi olan bölgeler binalar dönüşüme uğramış olup, ticari getirisi olmayan rantı olmayan binalar kendi kaderine terkedilmiştir. İnşaat Mühendisleri Odası 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin yıldönümümde ‘Depremin, deprem sonucunda ölümün, yıkımın bir kader olmadığını yaşamın ve insan hayatının savunulduğu bir ülke yaratılması’ çağrısında bulunmaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası, güvenli ve sağlıklı yapı sağlanana, yapı denetimin kamusal özelliği belirleyici olana, mühendislik hizmeti almadan üretilmiş tek bir yapı kalmayana kadar susmayacaktır.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER