CHP’nin iki dönem önceki Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, önceki gün YSK’ya teslim edilen CHP’nin Hatay Milletvekili Adayları Listesi’ne yönelik eleştiri, tepki ve değerlendirmeleri yorumladı. Listeler YSK’ya teslim edilmeden önce, yani CHP Hatay listesinde son dakika operasyonu gerçekleşmeden önceki, Servet Mullaoğlu’nun birinci sıradan gösterildiği süreçte, henüz değişiklik hamlesi olmadan önce eski Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu’nun ilginç yorumu şöyle oldu:
“Pazar akşamı sosyal medyada Hatay’ın ilk 5 adayı paylaşılmış, listenin diğer isimleri merak ediliyordu.
Merak eden Partili kardeşlerim için listenin tamamını paylaştım. Bazı arkadaşlarımızın yaptığı yorumlarda, CHP’nin kurumsal kimliğine karşı acımasız eleştiriler gördüm ve bu konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaşma ihtiyacı hissettim.
1) Merkez yoklamalarında adayları belirlemek Parti Meclisi’nin (PM) görevidir. Ancak PM, bu yetkiyi Genel Başkan’a devretti. Genel Başkan da, kurduğu 5 kişilik bir komisyon yardımıyla bu listeleri tek başına hazırladı.
2) Asıl sorun PM’nin nasıl seçildiğidir. Bugün listelere sert tepki gösteren Parti üyelerimize söylemek isterim ki, mahalle, ilçe ve il delegeleri, ilçe yöneticileri, il yöneticileri ve en önemlisi kurultay delegelerinin seçilmesi sırasında yaşanan antidemokratik uygulamalara sessiz kalır ve görmezden gelirseniz, ‘GÜÇLÜ’ değil de ‘GÜCE TAPAN’ bir parti ve delege yapılanması ortaya çıkar. İllerden seçilen kurultay delegeleri, şimdiki ‘Güce Tapan’ Parti Meclisi’ni seçti, seçilen PM de, koltuklarını garantiye alma adına kendi yetkisini Genel Başkan’a devretti ve şimdi itiraz ettiğiniz tabloyla karşı karşıya kaldık.
3) Son kurultayda, Hatay’ın kurultay delegelerinin tamamına yakını Muharrem İnce’ye karşı, Kılıçdaroğlu’na önce imza, sonra oy verdiler. Kılıçdaroğlu da aldığı yetkiyle, birlikte çalışmak istediği milletvekili adaylarını belirledi. Buna itiraz ederken insaflı olmak gerek. Merkez yoklamasında tüm adaylar kontenjandır. Her birimizin doğrusu da farklıdır. Genel Başkan’a bu yetkiyi vermek yerine, ‘Hayır, adaylarımı ben seçeceğim’ diye itiraz duymadık, CHP’nin 30 bini aşkın üyesinden… Aday adaylarının da bir eğilim yoklaması talebi olmadı Genel Merkez’den.
4) İşte bu ve benzer nedenlerden dolayı, listeye itiraz etmek yerine, biraz da kendi hatalarımızı görelim. 1989 seçimlerinden bu yana CHP’de sahada aktif çalışan bir arkadaşınız ve her seçim öncesi önseçimin önemine ve gerekliliğine vurgu yapan biri olarak şunu itiraf etmeliyim ki, çeşitli gerekçelerle önseçime karşı çıkan, Ankara’daki ilişkileriyle işi bitirmeyi ve listeye girmeyi hedefleyen aday adaylarının oranı kahir ekseriyette olmuştur. (Listeye giremeyince en fazla tepkiyi de gösteren aynı kişiler olmuştur.) Bu tespiti yaparken; önseçim için mücadele veren, Partinin özüne, sol değerlere dönmesi için çaba gösteren, CHP’nin tüzüğünün mutlaka uygulanmasını savunan tüm Partili arkadaşlarımı tenzih ediyorum ve onların bu çabalarını da saygıyla selamlıyorum.,
5) Seçim, Kasım 2019’da yapılacaktı. Yani normal süresinden 1,5 yıl önce seçim yapıyoruz. Aday adayı olup da listede yer bulamayan, haksızlığa uğradığını düşünerek tepki gösteren tüm arkadaşlarımla şu öngörümü paylaşmak isterim… İçinden geçtiğimiz siyasi süreci analiz ettiğimde, Türkiye siyasetinin tıkandığını ve birkaç yılda peş peşe yapılacak seçimlerle büyük oranda yenileneceğini ve bu süreç sonunda Türkiye’de bazı siyasi partilerin ve siyasi aktörlerin miadını dolduracağını, yani, yeni bir döneme doğru yol almakta olduğumuzu görüyorum.
6) 27. Dönemin ömrünü 25. dönem kadar, yani sadece birkaç ay olarak öngörüyorum. Zira kim Cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin, parlamento aritmetiğinin oluşturacağı tıkanıklığı aşmak gerekçesiyle yeniden seçim kararı alacaktır. 28. Dönem parlamento seçimlerinin Kasım 2019’dan çok daha önce olacağını düşündüğüm için, bugün kırgın ve kızgın olan aday adayı arkadaşlarımın bugün yapacakları hatanın, ya da sarf edeceği sözlerin kısa bir süre sonra yapılması büyük olasılık olan yeni seçimde önüne çıkacak ve kendisine zarar verecektir. Onların yerine, listeyle ilgili eleştirileri gerekli yerlere ben ulaştıracağım.
7) Cumhurbaşkanlığı seçimi hayati önemdedir. Muharrem İnce son derece başarılı bir kampanya yürütmekte. İpi göğüsleyeceğine, kısa sürede önce kendi seçmenimizi ikna etti, şimdi de tüm Türkiye’yi ikna etmeye çabalıyor. Bunu da başaracak ve Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olacaktır. Milletvekili aday listelerine tepkiyi, Muharrem İnce’nin kampanyasına zarar verecek boyuta taşımaya hiçbirimizin hakkı yoktur.
Amacım yeni bir tartışma yaratmak asla değil. Fikrimi paylaşmak istedim. CHP’nin kurumsal kimliğini, CHP’yi yönetenlerin hatalarıyla yargılamamak gerekir. Beğenmediğimiz yöneticileri değiştirmenin yol ve yöntemleri belli. Kurultaylarımız bu fırsatı sunuyor, yeter ki hakkını verelim. Saygı ve sevgilerimle.”
