Cuma, Nisan 26, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelTÜRMOB YÖNETİCİLERİ AKLANMALIDIR!

TÜRMOB YÖNETİCİLERİ AKLANMALIDIR!

Sevgili okurlar! Türkiye’de hak, hukuk ve adalet gibi kavramları yok eden ilk kurum Yüksek Seçim Kurulu (YSK) değildir. Türkiye’de YSK kararı ile mağdur edilen ilk kişi de Ekrem İmamoğlu değildir. Türkiye’de haksızlıklara ve hukuksuzluklara neden olan başka yüksek yargı organları, bakanlıklar ve meslek kuruluşları da var! Haksızlıkların ve hukuksuzlukların nedeni, hukuku ve toplumsal meşru hakları hiçe sayan mevcut kapitalist sistem ve bu sistemin egemen güçleridir. Bizzat kapitalist sistem kurumları haksızlık ve hukuksuzluk kaynağıdır.  Çünkü egemen güçler buralardan beslenerek varlıklarını sürdürüyorlar…

Mesela: Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB)  tarafından gerek yargı kararlarına ve gerekse Bakan onayına istinaden 1990’lı yıllarda en az 20 Gümrük müfettişi ve kontrolörü adına ‘Yeminli Mali Müşavirlik’ ruhsatı düzenlemiştir. Yargı kararına istinaden adına ‘Yeminli Mali Müşavirlik’ ruhsatı düzenlenen Gümrük kontrolörlerinden biri de bendim.

Ancak, 2000’li yıllarda Danıştay bazı siyasetçiler ve bürokratlar tarafından baskı altına alınmış ve önceki müspet görüşlerinin aksine Gümrük müfettişleri ve kontrolörlerinin  ‘yeminli mali müşavir olamayacaklarına dair’ karar vermiştir. Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun da bu yönde kararı vardır ve bağlayıcıdır. Bu çerçevede,  Maliye Bakanlığı ve TÜRMOB tarafından 2003 yılında yeminli mali müşavirlik ruhsatım iptal edilmiş, mührüm elimden alınmış ve mesleki faaliyetime son verilmiştir.

Aslında bu davranış şahsıma yapılmış bir darbedir. Mağduriyetimin maddi ve mavi yönden haddi hesabı yoktur. YSK, 31 Mart’ta yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçimini iptal etmiştir ama iptal edilen seçimin 23 Haziran’da yenilenmesine de karar vermiştir. Hukuka aykırı olarak mazbatası elinden alınan Ekrem İmamoğlu’nun 23 Haziran’da yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilme şansı vardır. Benim mağduriyetimin ise telafisi yoktur!

Ancak, aradan 16 yıl geçmesine rağmen TÜRMOB; Ankara, İstanbul ve İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odalarında kaydı bulunan diğer Gümrük müfettişleri ve kontrolörlerinin yeminli mali müşavirlik ruhsatlarını iptal etmemiştir. Başka bir deyişle, diğer Gümrük müfettişleri ve kontrolörlerine verilen yeminli mali müşavirlik ruhsatlarından sadece 1’i (benimki) iptal edilmiş, 19’u ise halen geçerliliğini korumaktadır.

Bu hak ihlali değil de nedir? TÜRMOB’un bu uygulaması tarihe kara leke olarak geçmiştir. Bu uygulama hak, hukuk, eşitlik ve adalet açısından sorunludur. Böyle haksız ve adaletsiz davranışlar yüzünden TÜRMOB’a güven azalmıştır. Çünkü TÜRMOB kirletilmiştir.

Ayrıca Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararına uymayan ve diğer Gümrük müfettişleri ve kontrolörlerine verilen yeminli mali müşavirlik ruhsatlarını iptal etmeyen TÜRMOB yöneticileri suç işlemeye devam ediyorlar. Hiçbir suç cezası kalmamalıdır. TÜRMOB yöneticileri daha fazla gecikmeden aklanmalıdır!

KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK…

TÜRMOB yöneticilerine birkaç sorum var: Diğer Gümrük müfettişi ve kontrolörlerine verilmiş yeminli mali müşavirlik ruhsatlarını neden iptal etmiyorsunuz? Daha ne bekliyorsunuz? Yoksa bu kanunsuzluk olayına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın el koymasını mı bekliyorsunuz?

Anayasamıza göre, herkes kanun önünde eşit değil midir? Danıştay  “Gümrük müfettişleri ve kontrolörleri yeminli mali müşavir olamazlar” diyorsa, Ankara, İstanbul ve İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odalarına kayıtlı bazı Gümrük müfettişleri ve kontrolörleri neden hâlâ ‘yeminli mali müşavir’ kimliğiyle ortalıkta dolaşıyorlar? Yoksa bunlar imtiyazlı kişiler midir?

Maliye Bakanlığı da TÜRMOB da ‘kanun önünde eşitlik’  ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır. Benim bir hedefim var: Herkesin kanun önünde eşit olduğu, insanların vatandaş olmaktan gurur duyduğu, bağımsız ve özgür bir Türkiye’de yaşamak istiyorum! Bu hedeflere kavuşmak için de hiç yılmadan ve korkmadan mücadeleme devam ediyorum.  

Ve TÜRMOB yöneticilerine sesleniyorum: Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin lütfen, şahsıma uygulanan işlem;  hakka, hukuka, adalete ve eşitliğe uygun mudur? Hukuk Devleti’nde böyle bir şey olabilir mi? Siz bu uygulamayı içinize sindirebiliyor musunuz? Bu soruları  ‘yönetici’ kimliğinize değil, ‘insan’ kimliğinize soruyorum ve yanıt bekliyorum.

Ben bu haksızlığın, hukuksuzluğun, eşitsizliğin ve adaletsizliğin düzeltilmesi için tam 16 yıldır sabırla bekliyorum. Ama sabrım taşıyor artık! Bu haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik onuruma ve gururuma dokunuyor! Bugüne kadarki suskunluğum ise,  Ankara Maliye Okulu (yatılı) mezunu olarak Devletime, Maliye teşkilatına ve yeminlik mali müşavirlik mesleğine olan saygımdandır.

Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Cumhuriyetimizde; Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun eşittir. Hiçbir kişiye, aileye zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Ben de eşitlik istiyorum! İmtiyaz istemiyorum. Allah aşkına söyleyin bana, çok şey mi istiyorum?

TÜRMOB yöneticileri bu yazdıklarımı dikkate almalı; hak, hukuk ve adalet kavramlarını yok etmemelidir. Halen Ankara, İstanbul ve İzmir yeminli Mali Müşavirler Odalarında kaydı bulunan Gümrük müfettişlerinin ve kontrolörlerinin yeminli mali müşavirlik ruhsatlarını iptal etmelidir. TÜRMOB yönetiminde 2002’den bugüne kadar görev alanlar aklanmalıdır!

Yeter artık! Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı tüm Gümrük müfettişleri ve kontrolörleri hakkında uygulanmalıdır. TÜRMOB yöneticileri görevlerini kötüye kullanmaktan vazgeçmelidir.  Adalet, Gümrük müfettişleri ve kontrolörlerine verilmiş yeminli mali müşavirlik ruhsatlarından sadece 1’ini iptal edip, diğerlerini geçerli saymak değildir. Adalet, aynı pozisyonda olanların aynı muameleye tabi tutulmasıdır. Yönetici olmak kolaydır,  zor olanı adil olmaktır. En mükemmel adalet ise, vicdandır.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER