Cumartesi, Mayıs 4, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelEkonominin Koruması Altında Türk-Alman İlişkileri

Ekonominin Koruması Altında Türk-Alman İlişkileri


Türkiye-Almanya ilişkileri belki de 1990’lı yılları aratan derecede sıkıntılı. Bu kez Almanya’nın da kuyruğuna basıldı. Mesela Alman Parlamentosu Bundestag’ın Savunma Komitesi üyelerinin İncirlik üssündeki askeri birliğine ziyarete izin verilmeyince, Almanya üsteki hava birliğini Ürdün’e taşımak zorunda kaldı. Bu olaydan sonra Alman Şansölye Merkel, diplomasiyi konuşturarak şöyle demişti:
“Biz Türkiye’yle diyalog içinde kalmak, mültecilerin durumunu bulunduğu yerde iyileştirmek, Türkiye’yle mülteci göçü sebepleri üzerine konuşmak zorundayız. Bizim Türkiye’yle bir sürü ortak çıkarlarımız var. Bunun dışında sıkı ekonomik ilişkilerimiz var. O nedenle görüşmeler devam edecek.”
Aynı günlerde (Haziran 2017 başlarında), Türkiye-AB ilişkileri de Türk-Alman gerilimine dâhil edilmek istenince, Alman Hükümet Sözcüsü Siebert, “Biz Türkiye’yle diyalog içinde kalmak, mültecilerin durumunu bulunduğu yerde iyileştirmek, Türkiye’yle mülteci göçü sebepleri üzerine konuşmak zorundayız. Bizim Türkiye’yle bir sürü ortak çıkarlarımız var. Bunun dışında sıkı ekonomik ilişkilerimiz var. O nedenle görüşmeler devam edecek!” demişti.
Bu konu tam da kapandı diye düşünülürken, Temmuz 2017 ayı ortalarında bu kez de Konya’da NATO ülkeleri için tahsis edilen hava eğitim sahasına Alman uçaklarının girişiyle ilgili bir gerilim yaşandı. Alman Şansölye Merkel, bu konuda NATO’yu devreye sokarak, Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğinin hatırlatılmasını istedi.
Daha bu olay yatışmamışken “Büyükada Toplantısı” bomba gibi patladı. Alman vatandaşı aktivist Peter Steudtner’inBüyükada’da “silahlı terör örgütüne yardım ettiği” gerekçesiylegözaltına alınıp tutuklananlar arasında olması, iki ülke arasında henüz küllenmemiş gerilimi tırmandırdı. İki ülke yöneticileri ağızlarından çıkanı duymakta bile sıkıntı çektiler!
Almanya’nın bu olayı “kabul edilemez” diye açıklamasına Dışişleri Bakanlığı’ndan “AFC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ve Federal Hükümet Sözcüsü tarafından Türk yargısına doğrudan müdahale edildiği ve haddini aşan ifadeler kullanıldığı görülmüştür!” şeklinde cevap verildi.
Alman Dışişleri Bakanı Gabriel tutuklamanın “planlanmış”olduğunu ileri sürerek, Türkiye’ye seyahat edecek Alman vatandaşlara yeni bir uyarı yayınlandığını açıkladı. Bu arada Alman Dışişleri sitesinde “Türkiye’ye ziyaret edecekler için bazı riskler’ bulunduğu yer aldı.
Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof.Dr. Kalın, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan genelde gerilimi arttırıcı tutum takınırken, Başbakan Yıldırım “teslimiyetçi olmayan”, ancak gerilimin düşürülmesi yönünde örnek bir davranış sergiledi.
Almanya daha da ileri giderek, Türkiye’deki Alman firmalarının Türkiye tarafından soruşturulduğunu, konunun AB platformu da dâhil, Türkiye’ye ekonomik yaptırımlara kadar götürecek bir ciddiyet taşıdığını söyledi. Gerilim özellikle Türkiye ve Almanya-AB’yle ticari ilişkiler içerisindeki firmaları endişelendirdi. Daha sonra İçişleri Bakanı Soylu Alman mevkidaşını arayarak, soruşturmaya esas 700 Alman firması listesinin İNTERPOL’e “sehven” gönderildiğini, listenin iptal edildiğini bildirdi. Acaba listeyi gönderene ne gibi işlem yapıldı?
Ekonomideki sıkıntıları gidermek maksadıyla Başbakan Yıldırım, 27 Temmuz’da Türkiye ile iş yapan 19 Alman firması temsilcileriyle bir toplantı yaparak, onlara güvence verdi.
Bunlar yaşanırken bir ekonomist profesör, Türkiye’nin 1980’li, 90’lı yıllardaki gibi ekonomik güç olarak Almanya’nın çok altında olmadığını, gelinen günde Almanya’nın GSMH’sının Türkiye’nin sadece 4 katı olduğunu, Almanya’nın bunu “caydırıcı” güç olarak kullanamayacağını bilmediğini ileri sürüp, gerilimi körükleyen aragazı verdi.
Bu hoca Almanya’nın Ab2nin de dinamosu olduğunu göremiyor. Almanya’da 3.5 milyonun üzerindeki Türkiye kökenli insanların gerilimden duyabileceği rahatsızlığı, Almanya ve AB’den gelen turistlerin ayağının kesilmesinin ekonomiye verebileceği zararı hiç düşünmemiş!
Son Söz: Neyse ki “Ekonominin Gücü” ve Başbakan Yıldırım’ın sağduyusu gerilimi düşürdü.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER