Cumartesi, Mayıs 4, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenelVah şu kadınlar!

Vah şu kadınlar!


Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. maddesine göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadın ve erkekler eşit haklara sahiptir.
Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınan tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idari makamlar bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
Aslında insanlar doğuştan eşittir ama bunu sonuna kadar sürdüremezler. Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister, hâlbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir. Platon’un da dediği gibi, “adaletsizliğin en büyüğü, adil olmayıp da adil gibi görünmektir.”

KADINA YÖNELİK ŞİDDET

Meselâ kadınlar, zayıf mıdır ki daima adalet ve eşitlik isterler. Kadın neden savunmasızdır? Neden erkek gibi güçlü değildir? Maalesef, erkek vahşeti her yerdedir! Kadına fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uygulayanlar erkeklerdir.
Oysaki kadın, sevgiden, aşktan, merhametten, vicdandan yaratılmıştır. Ve kadın gerçekten hayattır. Ama kadınlar hâlâ şiddet görmektedir.
Kadına yönelik şiddet dendiğinde ilk akla gelen fiziksel şiddet yani dayak, yaralama ve cinayet olsa da şiddetin başka türleri de vardır.
Örneğin; kadının ev dışında çalışmasına izin vermemek, gelirine el koymak, ailesi ya da arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermemek, hakaret etmek veya istemediği halde cinsel ilişkiye zorlamak da şiddettir.
Bugün, fiziksel, duygusal/psikolojik, ekonomik, cinsel şiddet veya şiddet tehdidi yüzünden her kesimden milyonlarca kadın baskı altında yaşıyor, toplumsal hayata daha az katılıyor, zorla evlendiriliyor, sakat kalıyor veya öldürülüyor. Üstelik şiddet aile içinde gerçekleştiğinde etkisi de daha yıkıcı oluyor.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün 2009 yılında gerçekleştirdiği “Türkiye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması”nda; Türkiye’de 100 kadından 42’si eşinden veya birlikte olduğu kişiden fiziksel veya cinsel şiddet görüyor. Bu çok yüksek bir oran ve şiddete karşı yasal haklarımızı bilmenin önemini de ortaya koyuyor.

ŞİDDET TÜRLERİ

Şiddet dendiğinde, ilk akla gelen fiziksel şiddet olur. Oysa fiziksel olmayan şiddet biçimleri de son derece yaygındır; kadın ve kızlara çok zararlı etkileri vardır. Örneğin; hakaret, aşağılama, küçümseme, eve kapama, zorla cinsel ilişki kurma, ölümle tehdit etme gibi şiddet türleridir. Bunlar genellikle ülkemizde şiddet yaşayan ve uygulayan pek çok kişi tarafından şiddet olarak tanımlanmaz ve daha az önemsenir.
Ama fiziksel şiddet dışında kalan şiddet ve baskı yöntemleri en az fiziksel şiddet kadar kısa ve uzun vadeli çok olumsuz izler bırakır.
Kadın, aşağıdaki davranışlardan bir veya birden fazlasına maruz kalıyorsa ya da bunlarla tehdit ediliyorsa, şiddet görüyor demektir. Vakit kaybetmeden yasanın güvence altına aldığı haklarından faydalanmaya başlaması gereklidir.

FİZİKSEL ŞİDDET

Kadın bedenine yönelik her türlü saldırı, fiziksel şiddettir. Tokat, tekme ve yumruk atmak, sarsmak, hırpalamak, boğaz sıkmak, bağlamak, saç çekmek, herhangi bir cisim atmak, kesici ve delici aletler ya da ateşli silahlarla yaralamak, işkence yapmak, sağlıksız koşullarda yaşamaya zorlamak, sağlık hizmetlerinden yararlanmayı engellemek ve öldürmek gibi eylemler fiziksel şiddet tanımına dâhildir.
Diğer şiddet türlerinde olduğu gibi; töre, namus, gelenek, görenek gibi kavramlar fiziksel şiddete bahane edilemez. Kadının giydiği kıyafet, gittiği yer, konuştuğu insan, evlilik dışı ilişkisi olması, evlilik dışı hamile kalması, bakire olmaması, ailesinin istediği kişiyle evlenmek istememesi, boşanmak/ayrılmak istemesi, çalışmak istemesi gibi nedenlerle şiddet uygulayan kişilerin alacağı cezalar hafifletilemez.

PSİKOLOJİK ŞİDDET

Kişinin bedeninden çok ruh sağlığını hedef alan şiddet türü psikolojik/duygusal şiddettir. Genellikle bir defaya mahsus eylemlerden çok sürekliliği olan eylemler psikolojik şiddet olarak tanımlanır.
Sürekli olarak bağırmak, korkutmak, küfür veya hakaret etmek, aileyle, arkadaşlarla, komşularla görüştürmemek, giyim tarzıyla ilgili baskı yapmak, eve hapsetmek, çocuklardan uzaklaştırmak, kıskançlık bahanesiyle sürekli kontrol altında tutmak, başkalarıyla kıyaslamak, sevdiği eşya ve hayvanlara zarar vermek, tehdit etmek, şantaj yapmak, aynı şekilde düşünmeye zorlamak gibi eylemlerle karşı karşıya kalan kadın da şiddet görüyor demektir.
Psikolojik şiddetin etkileri çoğunlukla gözle görülür olmadığı için hafife alınır ama bu tür şiddet kişide ağır yaralar açabilir. Psikolojik şiddet görenlerde sürekli korku içinde yaşamak, kendini değersiz hissetmek, depresyon, intihan eğilimi, bağımlılık, utanç ve suçluluk duygusu, uyku ve beslenme bozuklukları, sosyal ilişkilerin bozulması gibi duygusal/psikolojik rahatsızlıklar görülebilir.

EKONOMİK ŞİDDET

Ekonomik kaynakların ve paranın düzenli bir şekilde kadın üzerinde bir yaptırım, tehdit ve kontrol aracı olarak kullanılmasıdır.
Koşullar elverdiği halde evin masraflarını karşılamamak, para vermemek, kısıtlı para vermek, ailenin gelir ve giderleri konusunda bilgi vermemek, aileyi ilgilendiren maddi konularda fikir almadan tek başına karar vermek, kişinin mallarına ve gelirine el koymak, çalışmasına engel olmak, istemediği işte zorla çalıştırmak gibi davranışlar ekonomik şiddettir.
Ekonomik şiddet de genellikle duygusal/psikolojik şiddet gibi tek seferlik eylemlerden çok sürekli bir durumu tarif eder.

CİNSEL ŞİDDET

Kadını rıza göstermediği herhangi bir cinsel davranışa zorlamak cinsel şiddettir!
Cinsel şiddet, cinselliğin bir tehdit, sindirme ve kontrol etme aracı olarak kullanılmasını da içerir. Çocukların cinsel istismarı, evlilik içi ya da evlilik dışı tecavüz, cinsel saldırı, cinsel taciz, cinsel organlara zarar vermek, zorla cinsel içerikli yayın izletmek, cinsel organları rahatsızlık verici şekilde teşhir etmek, çocuk doğurmaya veya doğurmamaya zorlamak, zorla kürtaj yaptırmak, fuhşa zorlamak, zorla evlendirmek, bekâret kontrolü ve benzeri eylemler, cinsel şiddet olarak tanımlanır.
Son söz: İnsanlar doğuştan eşitse eğer, bunu sonuna kadar sürdürebilmelidir. Devlet, kadın-erkek eşitliğini yaşama geçirmeli, adil olmalı, adil gibi görünmemelidir!

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER