Cuma, Nisan 26, 2024
No menu items!
Ana SayfaGenel        YEREL SEÇİMLER VE DEMOKRASİ

        YEREL SEÇİMLER VE DEMOKRASİ

 

 

Yerel yönetimler; il, belediye, köy veya mahalle halkının yerel ve ortak gereksinimlerini karşılamak üzere kuruluş esasları ve karar organları kanunla belertilen ve karar organları seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.

Anayasa’nın 127. maddesinde yapılan tanım uyarınca, İl Özel İdareleri il halkının, Belediyeler belde halkının ve Muhtarlıklar köy ya da mahalle halkının yerel ve ortak gereksinimlerini karşılamak üzere çalışan yerel yönetim birimleridir.

Yerel yönetimlerin karar organı; İl Genel Meclisi, Belediye Meclisi ve Köy veya Mahalle İhtiyar Meclisi’dir. Yürütme organı; Vali, Belediye Başkanı, Köy veya Mahalle Muhtarı’dır.

Yerel yönetim seçimleri beş yılda bir yapılır. 30 Mart 2014 tarihinde yapılan bir önceki yerel seçimlerden sonra, muhtemelen 31 Mart 2019 tarihinde yeni bir yerel seçim süreci yaşanacaktır. Bu kapsamda İl Özel İdarelerinde İl Genel Meclisi Üyeleri, Belediyelerde Belediye Başkanları ve Belediye Meclisi Üyeleri, Köy ve Mahallelerde Muhtarlar ve İhtiyar Heyeti seçimleri yapılacaktır.

Siyasi partiler il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile belediye başkanı seçimleri için aday gösterebilirken,  muhtarlıklar ve ihtiyar heyeti için aday gösterememektedirler.

Yerel yönetimlerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir. Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir. Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.

Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir. Keza, yerel yönetimlerin kuruluş ve yetkileri de, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.

Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri, konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suçu sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan yerel yönetim organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin bir hükme kadar görevden uzaklaştırabilir.

Yerel nitelikteki kamu hizmetlerinin, merkezi idarenin hiyerarşisi dışında örgütlenmiş kamu tüzel kişiliklerince yürütülmesine ‘yerinden yönetim’ denilmektedir. Bununla sağlanmak istenilen amaç; aşırı merkeziyetçiliğin sakıncalarını ortadan kaldırmak, halkın yönetime katımlını sağlamak, kamu hizmetlerinde verimi ve etkinliği arttırmaktır.

 

DEMOKRASİ

 

Demokrasi, denetimin doğrudan halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimidir. Bir ülkede demokrasinin varlığı, karar alma ve yönetme süreçlerine yurttaşın katılımı ile ölçülebilir. Başka bir deyişle, yönetimin her kademesinde yurttaşın söz ve karar sahibi olma derecesi arttıkça, egemenliğin millete ait oluşu somut bir durum olarak ortaya çıkar. Bilinir ki, kendi kaderine hâkim olan yurttaş, ülkenin geleceğini belirleme gücünü de elinde bulundurur.

Hukuk devletlerinde bu düzenin çerçevesi, pozitif hukuk ile çizilir. Yani yasa, kararname, tüzük yönetmelik gibi genel düzenleyici işlemleri oluşturma yetkisine sahip olan yasa ve yürütme organları, adeta oyunun kurallarını da belirler. Ancak belirli bir toplumda belirli bir dönemde yürürlükte olan ve iktidar tarafından biçimlendirilen pozitif hukukun; hukukun genel ve evrensel ilkelerine, doğal hukuka uygun olması gerekir.

24 Haziran seçiminde ‘Cumhur İttifakı’nı oluşturan AKP ve MHP işbirliğini yerelde de sürdürmeye çalışması, halkın yerel yöneticilerini özgürce seçmesine engeldir. Yerel seçimde AKP ve MHP’nin seçim ittifakı kurması, seçimlerin serbestlik ve gizlilik ilkesine aykırıdır. Aksi takdirde, toplumsal meşruiyet sorunu ortaya çıkar ve bu durum toplumsal huzurun bozulmasına neden olur.

Ülkemizde AKP iktidarı döneminde konulan hukuk kuralları, tarihsel bir görev olarak not etmek gerekir ki, doğal hukukla çoğu zaman çelişen, toplumun eşitlik, adalet ve özgürlük idealini zedeleyen ve demokrasiyi tahrip eden bir nitelik taşımaktadır. Bu zincirin en son halkası ise, halkoylaması ile topluma kabul ettirilen ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin düzenlemelerdir. Sözü edilen yeni düzenlemelerle, AKP iktidarı, ülkemizin yerel demokrasi gelişimini engellemekte ve katılımcı demokrasi kanallarını daha da zayıflatmaktadır. Yönetim yapısını yeni bir kaosa sürüklemeye aday olan bu düzenleme, aynı zamanda kentsel ve kırsal alanlarda yaşayan yurttaşlarımızın hak ve yararlarına da aykırıdır.

Çünkü Anayasa’nın demokrasi açısından sorgulanabilecek halkoylaması ile değişen hükümleri, getirdiği koşullara ilişkin açık belirlemelere sahip olmayan içeriği nedeniyle, amaç dışı kullanıma açık bir nitelik taşımaktadır. AKP döneminde, HDP, AKP ve CHP’li belediyelere yönelik sistemli baskı, yıldırma, istifaya zorlama ve itibarsızlaştırma operasyonları, olanca hızı ile devam etmektedir.

Diğer taraftan, kurgulanan tek adam rejimi, iktidarı merkezde ve tek elde toplama telaşı içerisindedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Kuruluş ve Görevlerine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile yerel belediyelerin önemli yetkileri Bakanlığa devredilmiş durumdadır. Bu yetkinin, çevre talanı ve yandaşlara imar rantı aktarılması konusunda ne denli olumsuz sonuçlar ürettiği, kamuoyuna yansıyan somut örneklerden açıkça anlaşılmaktadır.

Afet Alanlarında Kentsel Dönüşüm Yasası olarak tanınan Yasa da, aynı şekilde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının üstün yetkilerle donatmakta ve belediyeler istenilirse beraber çalışılacak, istenilmezse pasifize edilecek birimler olarak belirlemektedir. Ancak denilebilir ki, son haliyle Büyükşehir Yasası tüm sayılan düzenlemelerden daha da ileriye giderek, yerel demokrasiyi adeta biçmektedir. Ülkemizdeki her iki belediyeden birini ve her iki köyden birini kapatan Yasa, 30 ilde de il özel idarelerini ortadan kaldırmıştır.

Bu düzenlemelerin tümü, aynı zamanda, kırsal ve kentsel alanda yaşayan yurttaşlarımıza yeni vergi yükleri getirmekte, katılımcılığı sanallaştırmakta ve demokrasi açığını daha da yükseltmektedir.

Bu yaşananlarına ilaveten,  AKP ve MHP yöneticileri, Cumhur İttifakı’nın devamı için prensipte anlaştılar. Bu anlaşma, kamuoyunda hür seçmen iradesine baskı ve seçimlerin serbestliği ilkesine aykırı olarak algılanıyor. Cumhur İttifakı’nı yerel seçime de taşınması, yeni bir yerel yönetimler krizine işaret ediyor. Ayrıca Cumhur İttifakı, muhalefet cephesinde kafaları karıştırıyor; çanlar muhalefet partileri için çalıyor.  Aynı zamanda, Türkiye’nin idari rejimi açısından kaygılar artıyor!

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER