Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla düzenlenen ve 17-26 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek 5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nin ulusal yarışma filmleri belli oldu. Yarışacaklar arasında Hataylı Yönetmen Fikret Reyhan da var.

Boğaziçi Film Festivali, bu sene yeni bölümler, önemli konuklar ve etkinlikleri ile 5. yılını kutlamaya hazırlanıyor. 5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali kapsamında bu yıl yarışacak filmler arasında, Hataylı Yönetmen Fikret Reyhan’ın “Sarı Sıcak” filmi de var. Jüri başkan-lığını usta Yönet-men Derviş Zaim’in yapacağı Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda 9 film 100.000 TL değerindeki büyük ödül için yarışırken; festivalin kısa filmleri de 25.000 TL değerindeki Ahmet Uluçay Büyük Ödülü için jüri önüne çıkacak.

Jüri başkanlığını usta yönetmen Derviş Zaim’in yapacağı Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda; Andaç Haznedaroğlu’nun “Misafir”, Ayhan Salar ve Erkan Tahhuşoğlu’nun “Eşik”, Burçak Açık Üzen’in “Beginner”, Bülent Öztürk’ün “Mavi Sessizlik”, Hataylı Yönetmen Fikret Reyhan’ın “Sarı Sıcak”, Orhan Eskiköy’ün “Taş”, Özgür Sevimli’nin “Murtaza”, Pelin Esmer’in “İşe Yarar Bir Şey” ve Selman Kılıçaslan’ın “Bütün Saadetler Mümkündür” adlı filmi 100.000 TL değerindeki En İyi Ulusal Uzun Metraj Film Ödülü için yarışacak.

Özel İKEM Koleji’nin son zamanlardaki başarıları gözardı edilemeyecek kadar ivme kazandı. Okullarda Türkiye 3.lüğü kulüplerde Türkiye 7.liği derken şimdi de Türkiye Kadınlar Basketbol İkinci Liginde mücadele edecek.
Arsuz Belediye Başkanı Sn. Nazım CULHA’nın daveti üzerine yapılan ziyarette bu güne kadar gelinen süreç ve bundan sonraki izlenecek yol haritası görüşüldü. Alınan bu başarıların inkaredilemeyecek kadar büyük bir durum olduğu, bundan sonrada verilebilecek desteklerin ne olması gerektiği vurgulandı.
Okulun Beden Eğitimi ve Spor Koordinatörü Antrenör Hamit DUMAN;“Bu kategorilerde alınan başarılar Hatay ve güneydoğu bölgesinde tarihte ilk ve tektir. Arsuz ilçesi olarak ilkleri bölgeye yaşatan 28 yıllık İKEM Koleji’nin başarısıdır. Bu güzellikleri yaşatmaya devam edebilmek için daha fazla desteğe ihtiyacımız var. Akademik eğitim başarısı ile bilinen geçmiş 28 yılda İKEM artık bir marka haline gelmiştir. Şimdi de spor, sosyal ve kültürel alanlarda da başarılara imza atarak dünya insanı yetiştirme misyonu üstlenmiştir”. Başkan CULHA ise; “ilçemiz olarak yapılacak ne varsa tam destekle yanınızdayız.” dedi.

Hatay-Dörtyollu Cuma Karaahmetli’nin de Yer Aldığı Türkiye Kuaför Milli Ekibi Dünya Birincisi Oldu. Dünya Kuaförler Konfederasyonu (Cmc) Tarafından 30 Eylül-1 Ekim Tarihleri Arasında Bulgaristan’da Düzenlenen Cmc Cat Mondialle Coifure Uluslararası Saç Tasarım Yarışması’nda, Aralarında Hataylı Berber Cuma Karaahmetli’nin De Olduğu Cmc Cat Türkiye Milli Takımı Dünya Birincisi Oldu.
Cuma Karaahmetli, Yapılan Değerlendirmeler Sonucunda Türkiye Milli Takımı’na Seçildiğini Ve Bulgaristan’da Hem Hatay’ı Hem De Türkiye’yi En İyi Şekilde Temsil Ettiğini Bildirdi Ve Desteği, Emeği Olan Hatay Bşb Başkanı Lütfü Savaş’a, Cmc Cat Türkiye Başkanı Mustafa Ceylan’a, Kostümleri Ve Koreografiyi Hazırlayan Eşi Türkan Ceylan’a, Erkek Berberlerden Sorumlu Ferdi Deren’e, Kuaförler; İzmir’den Serkan Aydoğmuş, İstanbul’dan Yasin Küçüközer, İstanbul’dan Adem Yılmaz, Bursa’dan Şengül Güler Ve Ankara’dan Yusuf Solak’a Teşekkür Etti.

Türkiye Sambo Federasyonu tarafından Balıkesir Ayvalık’ta düzenlenen ve 30 kentten 600 sporcunun katılımıyla gerçekleşen Türkiye Şampiyonasında 8 altın, 3 gümüş ve 1 bronz olmak üzere toplam 12 madalya kazanarak İlçemizin gurur kaynağı olan Türkiye Sambo Federasyonu Akdeniz Bölge Başkanı Murat Uğurlu, As Başkanı İhsan Akpınar, Hatay Onursal Başkanı ve Federasyon Basın Konseyi Başkanı Sabahattin Uygun, Hatay İl Temsilcisi Mustafa Uğurlu ile 24 sporcu İlçemiz Kaymakamı Recep Soytürk’ü ziyaret etti.

Nazik yaklaşımı ve misafirperverliğinden dolayı Kaymakam Soytürk’e teşekkür eden Akdeniz Bölge Başkanı Murat Uğurlu, ziyaretin anısına çiçek takdim etti.

Hoşsohbet ortamında gerçekleşen ziyaret esnasında Sambo spor dalı ile ilgili İlçemizde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi paylaşımında bulunan Akdeniz Bölge Başkanı Murat Uğurlu, dövüş sanatları arasında silahsız kendini savunma anlamında ön plana çıkan sambo sporunun her geçen gün daha da yaygınlaştığını belirtti.

Spor faaliyetlerinin insan hayatındaki önemine değinen Kaymakam Soytürk, sağlıklı ve mutlu yaşamanın en önemli ve en etkili yolunun spor olduğunu vurgulayarak, sporun her şeyden önce insana yaşama enerjisi vereceğini dile getirdi.

Kaymakam Soytürk, eğitim öğretim sürecinde bulunan bir öğrenci için, spor faaliyetlerine dahil olabilmek, müzik aleti kullanabilmek ve yabancı dil öğrenebilmek başarının ve sosyal mutluluğun anahtarı olabileceğine dikkat çekerek, velilerimizin çocuklarını bu doğrultuda yönlendirmesinin yerinde olacağını, fakat sosyal faaliyetler ortamına dahil olurken dersler ile sosyal yaşam arasında ki dengenin sağlanmasının da önem arz ettiğini sözlerine ekledi.

Sporcu gençler ile yakından ilgilenerek geleceklerine yönelik hedefleri konusunda sohbet eden Kaymakam Soytürk, gayretli çalışmaları sonucu elde ettikleri başarılarından dolayı da tebrik etti.

Ziyaret dolayısıyla memnun olduğunu ifade eden Kaymakam Soytürk, tüm sporculara ve sporcularımızın başarısına yön veren temsilci ve kulüp başkanlarına teşekkür ederek, günün anısına fotoğraf çekildi.

Sonuç Kötü Ama Oynan Oyun Yönetimi Sevindirdi…

Geçtiğimiz hafta sonu deplasmanda 7 Mart Kadirli Demir Spor’a 1-0 yenilen Arsuz Karaağaç Spor 1967 futbol takımının Kulüp Başkanı Nevzat İnan, alınan sonucun kendilerini üzdüğünü fakat, takımın ortaya koyduğu oyunun kendilerini memnun ettiğini belirtti.
Arsuz Karaağaç Spor 1967 Yönetim kurulu üyeleri tam kadro olarak Kadirli’ye giderek, maçı izlediler. Karşılaşma sonunda alınan yenilgisi değerlendiren Kulüp Başkanı Nevzat İnan, “Çok iyi bir takımız! Karşılaşmanın 19. dakikasında sahada 10 kişi kalmamıza karşın rakibimize 90 dakika boyunca çok az pozisyon verdik. Aslında biz o maçta rakibimize değil, hakeme yenildik. Sahada 10 kişi kalmamıza karşılan attığımız yüzde yüzlük golümüzü de hakem vermedi.
70 dakika boyunca 10 kişi ile deplasmanda rakibimizle mücadele etmemize karşın çok baskılı oynadık ve çok pozisyona girdik. Takım her iki yarıda da üstündü. Takımdan ve oynanan oyundan ben ve diğer yönetici arkadaşlarımız çok umutluyuz. Önümüzdeki haftalarda bu mağlubiyeti telafi edeceğimize inanıyorum. İnanın 10 kişi kalmasaydık bu maç zaten bizimdi!” diyerek, yönetim olarak oynanan oyundan ve futbolcularından memnun olduklarını vurguladı.
Her geçen hafta daha da iyi oluyoruz diyen Başkan İnan; “Takıma yeni kazandırılan sporcular, çok isabetli olmuş. Tamda nokta transferler yapmışız. Takım uyumuna da hemen alıştılar” şeklinde konuştu.

Hatay’ın Yayladağı ilçesinde, Suriye sınırından Türkiye’ye yasa dışı yollardan girdikleri belirlenen 28 yabancı uyruklu yakalandı.

3. Hudut Tabur Komutanlığına bağlı ekipler, Topraktutan ve Kızıçat karakolları sorumluluk sahasında, Türkiye’ye yasa dışı yollardan girmeye çalışan grubu fark etti.

Sınır birliklerince yakalanan, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 28 kişinin Suriyeli olduğu belirlendi.

Yabancı uyruklular, işlemlerin ardından sınır dışı edildi.

Arsuz İdmanyurdu önümüzdeki sezondan itibaren isim değişikliğine gidiyor. Sivas Spor Teknik Direktörü Samet Aybaba malzeme yardımında bulundu

2017-2018 Futbol sezonunda Hatay Amatör Kümenin çeşitli kategorilerinde mücadele eden Arsuz İdmanyurdu, önümüzdeki sezondan itibaren “Efsane İskenderun Spor” adıyla mücadele edecek. Kulüp Başkanlığını Serkan Aybaba’nın yaptığı kulübün isim değişikliği ile ilgili girişimler başlatıldı. Kulübün yönetiminde aralarında bazı iş adamları ile birlikte spor adamları da bulunuyor.
İskenderun 5 Temmuz dış sahasında yapılan idmanı Türkiye Sğper lig takımlarımızdan Sivas Spor Teknik Direktörü Samer Aybaba ve yardımcısı Yılmaz Bal’da izledi. Samet Aybaba, Arsuz İdmanyurdu takımına malzeme yardımında bulundu.
Kulüp Başkanı Serkan Aybaba imzasıyla yayınlanan metni aynen yayınlıyoruz.
“Geleceğimiz olan çocuklarımızın psikolojik , fiziksel ve sosyal gelişimlerini tamamlamalarına yardımcı olup, kötü alışkanlığından uzak bir şekilde geleceğe nitelik bireyler olarak sunma çabası içindeyiz .Bölgemizin değerli çocukları yetiştirirken ;Maalesef günümüzde unutulmaya yüz tutmuş aslında toplumumuzu ve ülkemizi ayakta tutan dürüstlük adalet , saygı, sevgi , yardımseverlik vefa , ve yurtseverlik vb dinamiklerin ışığında eğitimin almalarını sağlayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.İskenderun futbolunun özlemini çektiği heyecan, çoşku, gurur, inanç gibi duyguları halkımıza tekrar yaşatacağız. Şehrimize hayırlı olsun”..
1. VİZYONUMUZ
Bölgedeki futbolcularla “özkaynak” modeli uygulayarak, geçmiş yıllarda Türk futboluna sayısız yıldız kazandıran .İskenderunu futbolda tekrar hak ettiği değeri kazandırmak. İskenderun olarak Türk futbolunda saygınlığımızı yeniden kazanmak.
2. MİSYONUMUZ
Bölgemizin çocuklarına futbol ve hatay kazanımlarında yardımcı olmak. İçlerinde seçilmiş “doğal” yetenekli olanlarına nitelikli futboö eğitimi vererek onların profesyonel seviyeye çıkmalarına yardım edip Türk futboluna kazandırmaktır.

İskenderun’da meydana gelen trafik kazasında ağır yaralanan ve ilk müdahalenin ardından tekrar hayata tutunan Rengin Uzunyiğit (35), Özel İskenderun Gelişim Hastanesi Estetik ve Plastik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Atilla Ersoy’un gerçekleştirdiği başarılı ameliyatla, kolunda ve bacağındaki doku kayıpları, deri nakliyle kapatıldı.
“Rengin Uzuner’in koluna deri onarımını gerçekleştirdik”
Kolunu ve bacağını artık rahatça kullanabilen Uzunyiğit’in sağlık durumu hakkında bilgiler veren Op. Dr. Atilla Ersoy, “Hastamızın, trafik kazası nedeniyle ilk müdahalesiniİskenderun Devlet Hastanesi’ndeki hekim arkadaşlarımız gerçekleştirmiş olup, bacağına yapay damar koyarak ve kanamayı durdurarak hastamızın hayatını kurtarmışlardır. Kolundaki ve bacağındaki geniş doku ölümleri için ise hastayı kliniğe aldık. Gerekli hazırlıkların ardındanhastamızın kolundaki ve bacağındaki doku kayıplarını ameliyatla kapattık. Rengin Hanım, artık kolunu ve bacağınırahatça kullanabilecek” dedi.
“Kullanılamaz halde olan kolumu artık kullanabileceğim”
Yaşadığı süreç hakkında açıklamada bulunan Rengin Uzuner ise, “Çocuğumu okula bırakmıştım ve kızımla eve dönüyordum. Kaldırımdaydım,çocuğumun ve benim üzerime bir aracın geldiğini gördüm. Zarar görmesin diye kızımı can havliyle kaldırımdan ittim, fakat kendimi kurtaramadım. Gözümü açtığımda acil servisteydim. Daha sonra kullanılamaz halde olan kolumu ve bacağımı Doktorum Atilla Bey, deri nakliyle eski haline getirdi. Atilla Bey benim kurtarıcım oldu. Kendisine çok teşekkür ediyorum” dedi.

Hatay Büyük Şehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı bünyesindeki “Evde Bakım Hizmetleri” ekipleri çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
Yaşlı,kimsesiz ve bakıma muhtaç vatandaşlarımızı evlerinde ziyaret eden ekipler; ev temizliğinden,kişisel bakıma kadar olan hizmetleri yerine getiriyor.
Hatay Büyük Şehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın talimatları doğrultusunda çalışmalarını sürdüren ekiplerin yaptıkları hizmetler gün geçtikçe büyük takdir topluyor.
Evde Bakım Hizmetleri 3.bölge sorumlusu Nevra Dolapçıoğlu çalışmalarını 2 ekip halinde sürdürdüklerini belirterek ” Amacımız toplumun her kesimindeki vatandaşlarımıza dokunarak huzur ve mutluluğunu sağlamaktır”dedi.
Çalışmalarını 6 ilçede (İskenderun,Arsuz,Belen,Payas Dörtyol ve Erzin) sürdürdüklerine dikkat çeken Dolupçıoğlu,günde 6 ev ziyareti yaptıklarını ve her ay ortalama 200 bakıma muhtaç vatandaşımıza ulaştıklarını belirterek şunları söyledi.” İlgili birimlerimizce belirlenen bakıma muhtaç vatandaşlarımızın ev temizliklerinin yanısıra saç sakal ve tırnak kesimi gibi kişisel bakımlarını da yapıyoruz. Başkanımız Lütfü Savaş’ın talimatları doğrultusunda sürdürdüğümüz hizmetler vatandaşlarımız tarafından büyük beğeni ile karşılanıyor.Sorumluluk alanımızdaki talepleri karşılamak için olanca gücümüzle çalışıyoruz. Kimse Yoksa Biz Varız, Kimse Yoksa Hatay Büyük Şehir Belediyesi Var.”

Hatay’ın Dörtyol ilçesinde dün gece etkili olan sağanak yağış, yaşamı olumsuz yönde etkiledi. İlçede bazı mahallelerde evleri su bastı, taşan yağmur suyu yollarda tahribata neden oldu.

İskenderun Körfezi üzerini çöken karabulutlar çevresindeki birçok ilçede dün gece sağanak yağmur olarak yağdı. Özellikle Dörtyol’da yaklaşık 2 saatlik yoğun sağanak yağmur ilçede yaşayanları endişelendirdi. Aşırı yağış felakete dönüşme kaygısı yaşanan Dörtyol’da kuvvetli yağış yaşamı olumsuz yönde etkiledi. HATSU ve Belediyeye gelen ihbarlarda kuvvetli yağışla taşan sular, bazı sokaklardaki tahribat yarattığı bilgileri alan ekipleri tıkanan kalanların açılması için yetişmeye çalıştılar.

Sanayi Mahallesi Mine sokakta evleri suların altında kaldı, ilçe merkezinde de işyeri bodrumları ve Süleyman Demirel Anadolu lisesine de yağmur suları girdi.

Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda uyuşturucu madde ve zararları konulu konferans verildi.

Hatay T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan hükümlü ve tutuklulara, kurum Uzman Psikoloğu Engin Olgun tarafından “Uyuşturucu Madde ve Zararları” konulu konferans verildi. Tutuklu ve hükümlülerin ilgi ile izlediği konferansta, Uzman Psikolog, yaptığı sunumunda, bağımlılığın; bireylerin beden ve ruh sağlığını, aile yaşantısını etkileyecek düzeyde alkol veya madde alması, alkol veya madde kullanımını durduramaması ile kendini gösteren ömür boyu süren bir hastalık olduğunu, bağımlılığın bir beyin hastalığı olduğunu, bireylerin psikiyatrik tedavi görmesinin, psikoterapi almasının, yaşam tarzını, çevresini, alışkanlıklarını değiştirmesinin bağımlılıkla en etkili çözüm yolları arasında olduğunu belirtti.
Konferansın ardından, bağımlılıkla ilgili kısa filmler izletilip tutuklu ve hükümlülerle fikir alışverişinde bulunuldu ve bağımlılık sorunu olan bireylerden geri bildirim alındı, bağımlılık ile ilgili farkındalıkların arttırılması amaçlandı.

İskenderun ilçesinde Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi’nde düzenlenen aşure günü etkinliği yoğun ilgi gördü.

Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki İskenderun Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, MHP İlçe Başkanı Turan Bozkurt, CHP Belen ve İskenderun ilçe teşkilatı yönetimi, Ortodoks Kilisesi Cemaati Vakıf Başkanı Cem Teymur, CHP Milletvekili adayı ve adayları Dr. Yılmaz Şahutoğlu, Dr. Ender Çolakoğlu ile kalabalık vatandaş topluluğu katıldı.

İskenderun Hacı Bektaş Veli Kültür ve Tanıtma Derneği Başkanı Kemal Soysüren yaptığı konuşmada, Muharrem ayının onunda yapılan aşurenin tarihçesini anlatarak “Bu aya şükür ayı, tutulan oruca da şükür orucu denilmektedir. Bu gelenek miladi 10 Ekim 680, Kerbelaya kadar böyle gelmiştir. Hz. Hüseyin Kerbela’daki şehadetinden sonra Aleviler bu aya şükür ayı değil, madem ayı, tuttukları 12 oruca da matem orucu, tuttukları bu orucu da 12 imama ithaf etmişlerdir” dedi.

Muharrem ayının hüzün ayı olduğuna işaret eden Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha da “Sadece Anadolu, Arap Alevileri değil, bütün İslamin, bu şekilde değerlendirdiğini düşünüyorum. Aşure berekettir, dostluktur, kardeşliktir, barıştır. Ben bu etkinliği düzenleyen İskenderun Cemevi yönetimine bütün canlara teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Arap Alevini ilgilendiren, 12. Sınıf ders kitaplarında yer alan bazı gerçek dışı, tahkir edici, safsatadan ibaret, bilgilerle karşı karşıya kalındığına dikkat çeken CHP Hatay Milletvekili Av. Mevlüt Dudu da şunları kaydetti: “Bu toplumun Alevi Sünni ayrıt etmeksizin, bütün kanaat önderlerine, aklı başında bütün insanlarına seslenmek istiyorum, lütfen duyarlılık gösterelim. Bu kitabın toplatılıp, o safsataların kitaptan çıkartılmasını sağlayalım…”

Muharrem ayının onuncu günü yapılan aşurenin rivayetini de aktaran CHP’li Milletvekili Dudu “Nuh Peygamberin geminin karaya oturduğu gün, yani tufanın sona erdiği gün. Gemide kalan son yiyeceklerle yapılan bir tür çorba. Daha önceleri bugün bir şenlik havasında kutlanırken, aynı gün Kerbela’da İmam Hüseyin şehit ediliyor ve o günden beri aşure artık şenlik değil, bir matem, yas şeklinde gerçekleştiriliyor. Aşure birliği, beraberliği bereketi simgeliyor, aynı zamanda bana göre direnişi de simgeliyor” şeklinde konuştu.

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bindiği aracına yorgun mermi isabet eden genç, olaydan şans eseri kurtuldu.

26 yaşındaki Cuma Çoban, bir iş takibi için Reyhanlı Belediyesi’ne geldi. Kendisine ait olan 06 ROC 17 plakalı otomobilini de belediye önündeki alana park etti. Daha sonra belediyedeki işini bitirdikten sonra yeniden otomobilinin yanına geldi. Bu sırada aracın ön camının sağ tarafında camın kırık olduğunu gördü. Aracına mermi saplandığını anlayan Çoban, polise haber verdi. Reyhanlı Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı asayiş ve olay yeri inceleme ekipleri araçta inceleme yaptı. Merminin balistik incelemeye gönderileceği öğrenildi.

Cuma Çoban, nereden ve nasıl geldiğini bilemediği merminin cana gelmediğine sevindiğini belirterek, “Cana geleceğine mala gelsin ama çevrede bulunan insanlar vardı, birinin hayatına mal olabilirdi. Bu nedenle bu tür olaylara son vermek lazım” dedi.

Bu arada 10 Eylül’de aynı bölgede yaklaşık 20 metre mesafedeki bir başka aracın tavanına yorgun mermi isabet etmişti.

1 Ekim 2017 Pazar günü Ankara’da Türkmeneli Dernekleri Federasyonu Başkanlığı tarafından “Irak’ta Kürt Referandumu Sonrası Türkmenler İçin Neler Yapılmalı, Nasıl Yapılmalı?” başlıklı bir toplantı düzenlendi. Toplantıya ağırlıklı olarak Ankara’dakiler olmak üzere, Irak Türklerinin STK başkan ve temsilcileri, Ankara’daki Türkmen diasporası mensupları ve Türk milliyetçiliğini ilke olarak benimsemiş çok az sayıdaki STK temsilcileri katıldı. 2006 yılından beri Aydın Beyatlı’nın düzenlediği her etkinliğe katılan ve Irak Türkmenleri konusundaki çalışmalarım sebebiyle şahsıma “özel” yapılan çağrı üzerine ben de bu anlamlı toplantıya katıldım. Türkmenler harıl harıl çıkış arıyorlar. Nasıl mı, görelim:
Türkmeneli Dernekleri Federasyonu, Barzani’nin referandumu sonrası şu etkinlikleri yapmış:
– İstanbul ve Ankara’da mitingler ve yürüyüşler düzenlendi.
– Türkiye’de konuyla ilgili akademisyenler, tüm köşe yazarları, Tv yorumcuları Ankara’da bir otelde bir araya getirilerek, Irak Türkleri hakkında bilgi verildi.
– Referandum sonrası muhtemel Türkmen göçleri konusunda ön çalışmalar yapıldı. Sosyal ve sağlık konuları ağırlıklı bu alışma kapsamında 46 hekim görev yapacak şekilde belirlendi.
– Basınla mülakatta Irak Türklerinin “Tek ses, tek bilek, tek yürek” şeklinde bir araya geldiği bilgisi verildi.
– Federasyona ait 27 dernek başkanlıkları bir araya getirilerek, ortak basın açıklamasıyla dünya kamuoyuna Irak Türklerinin sıkıntıları duyurulmaya çalışıldı.
– Azerbaycan ve KKTC devlet başkanlarına müracaatla, Irak Türklerinin sorunlarını anlatmak için randevu talebi yapıldı. Azerbaycan Ankara Büyükelçiliği pozitif bir sonuç bildirdi.
Irak’ın toprak bütünlüğünü savunan yegâne kesim olduklarını ve bu sebeple yeni seçimlerden sonra Irak Cumhurbaşkanının Türkmen olması gerektiğini ileri süren Irak Türkleri için şu konularda çalışmalara yapılarak, Irak’taki hayat mücadeleleri desteklenebilir:
a. Irak Türklerinin selameti için Irak Merkezi Hükümeti’nin muhatap alınmalıdır.
b. Habur’a alternatif Ovaköy sınır kapısı Türkmenlerin gözetiminde hizmete girmelidir.
c. Türkiye’de yükseköğrenim gören Irak Türklerine tatil dönemlerinde çeşitli STK’lar (TOBB, Türk Ocakları, Ülkü Ocakları vb) Türk kültürü ve benliği hakkında eğitim verilmesi, aynı gençlere kısa süreli “kendini koruyabilecek” derecede yakın döğüş ve silah kullanma eğitimlerinin verilip verilemeyeceğiincelenmelidir.
d. Irak Türkleri arasında geçmişte olduğu gibi yeni liderler ve kanaat önderlerinin çıkmasına yardımcı olmak maksadıyla evvelce Özel Kuvvetler vasıtasıyla yürütülen (Seferberlik Tetkik Dairesi marifetli) bir sistemin iyileştirilerek yürürlüğe konulması dikkate alınmalıdır.
e. Irak Türklerinin Türkiye’deki en üst düzeydeki STK yöneticilerinin belirli periyotlarla bizzat cumhurbaşkanı tarafından kabul görüp görüşlerinin alınması sağlanmalıdır.
f. Irak Türklerinin Türkiye’nin garantörlüğü altına alınması düşünülmelidir.
g.Irak Türkmenlerinin bir meclis kurmaları ve toplantı yeri tahsisi düşünülmelidir.
h. İstanbul, Ankara, Adana, Konya vb büyük kentlerde “Irak Türkmenleri ve Kerkük” başlıklı geniş katılımlı mitingler yapılarak dünya kamuoyuna duyurulmalıdır.
ı. Kerkük’te havaalanının açılması ve Başkonsolosluğu’nun açılması, IKBY’ye yurtdışından gelen devlet adamlarının Kerkük’te karşılanmasının sağlanması dikkate alınmalıdır.
i. Telafer ve Tuzhurmatı’nın il yapılması konusunda destek verilmelidir.
j. Bölgeyle ilgili yarı resmi düşünce kuruluşu ORSAM’aIrak Türkleri ve Ortadoğu konusunda “Milli çıkarları” gözeten “Güvenlik Politikası” alanında uzman (emekli asker ve akademisyen) birinin danışman kadrosuna alınmasısağlanmalıdır.
Son Söz: Irak Kürtlerinin tartışmalı referandumu, Kerkük-Telafer-Tuzhurmatu gibi kentlerde yoğun olarak yaşayan Irak Türklerinin can ve mal güvenliğinin garanti altına alınması için fırsattır. Kerkük’te başlayacak savunmamız için Türkmen istekleri dikkate alınmalıdır!

CHP Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcı Bir basın açıklaması yaparak İktidarın İdlip e asker göndermesini sert bir uslupla eleiştirdi
Hilmi Yarayıc nın açıklaması şöyle
24 Ocak’ta Astana’da yapılan görüşmelerde Rusya İran ve Türkiye arasında imzalanan ortak mutabakatta “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı”ya yapılan özel vurgu Türkiye’nin Suriye politikasında keskin dönüşün dünyaya ilanıydı. Dün İdlib’e harekat açıklaması ise Suriye’de yürütülen kirli savaşta Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar tarafından beslenip büyütülen cihatçı katillerin Türkiye’ye temizletme ilanıdır.
Çok değil daha 2015 yılında Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin koordinasyonu sonucu, özellikle Suriye yönetimine karşı sahada başarı kazanmak amacıyla Fetih Ordusu kurdurulmuştu. Kimler yoktu ki bu kirli cephede; bugün İdlib’in kontrolünü elinde bulunduran Nusra Cephesi’nden, Ahrar’uş Şam’a, Feylak eş Şam’dan Cund el Aksa’ya birçok cihatçı yapı yer alıyordu. Tümünün ortak özelliği sivil katliamlara imza atan, Şeriat talepli katil sürülerinden oluşmalarıydı. Ne yazık ki bizim vergilerimizden toplanan paralar silah ve lojistik olarak iktidar tarafından bu katillere aktarılmaktaydı. Nitekim Fetih Ordusu kurulduktan kısa bir süre sonra İdlib’in tamamını ele geçirdiler.
Ancak Suriye’yi bölmek için çıkarılan kirli savaş, kışkırtıcıların istediği doğrultuda gelişmedi. Dünyanın dört bir yanından topladıkları cihatçılar Rusya ve İran’ın da desteğiyle direnen Suriye halkları karşısında başarı elde edemediler. Önce Amerika sonra Suudi Arabistan ve Katar cihatçı çetelere desteklerini adım adım kestiler. AKP iktidarı uzun bir süre desteğe devam etti ancak onlar da daha fazla direnemedi ve Osmanlıcılık hülyalarına sessizce elveda dediler.
Son bir yıldır başta Halep olmak üzere ülkenin dört bir yanında yenilen cihatçıların Suriye devletinin bilinçli politikalarıyla İdlib’de toplanmalarına izin verildi. Astana görüşmelerinde çatışmasızlık alanı olarak belirlenen İdlib’de ki örgütlerin temizleme işi de Türkiye’ye havale edildi. Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada “Biz içeriyi, Rusya dışarıyı koruyacak” diyor. İran yok, Rusya dış sınırları koruyacak. Türkiye ise sözde muhalifler ve Suriye yönetimi arasında konumlanacak. Bu basit bir ateşkes sağlama görevi değildir. Herkesin de bildiği gibi İdlib’in en büyük askeri gücü Heyet Tahrir’uş Şam (eski adıyla Nusra Cephesi) dır ve bu örgüt Astana sürecinin dışında kalarak bu görüşmeleri tanımadığını daha önce deklere etmişti. Dolayısıyla yürüttüğü savaşın önünde kim durursa onunla savaşacaktır. Bu örgütün önünde durma görevi de ne yazık ki bizim askerimize kalmıştır. El Bab operasyonundan çok daha fazla askerimizin hayatını kaybedebileceği gün gibi ortadadır. Askerimizin henüz girmediği sözde Özgür Suriye Ordusu’nun oraya girdiği söylemi de durumu değiştirmiyor. Öncelikle bu yapının yine vergilerimizle beslenen bir çapulcu sürüsü olduğunu tüm dünya biliyor.Suriye’de tek bir meşru ordu vardır ve o da Suriye ordusudur.
Bu operasyon iktidar tarafından yine milliyetçi cepheyi genişletmek amacıyla iç siyaset malzemesi olarak kullanılacaktır. Ulusal bir kurtuluş savaşına hazırlanır gibi sınırda gün boyu askeri araçlardan İstiklal Marşı ve kahramanlık türküleri çalınmaktadır. Oysa ortada bir kahramanlık yoktur. Olan Osmanlıcılık hülyalarıyla, daha başında taraf olmamamız gereken kirli bir savaşı körüklemenin faturasının, Türkiye’ye ödettirilmesidir.
Cumhurbaşkanı açıklamasıyla halkı açıkça kandırmaktadır. Türk ordusu Ne El Bab’ta, ne Cerablus’ta ne de İdlib’de kalıcı değildir. Nasıl ki Fırat Kalkanı harekatı Rusya’nın izni İran ve Suriye Hükümetinin göz yummasıyla gerçekleştirilmişse, İdlib operasyonu da aynı devletlerin gözetimi altında yapılacak ve operasyonlar tamamlandığında ordu buraları terk etmek zorundadır.
Erdoğan’ın operasyonları boks maçına benzetmesi de tam bir sorumsuzluk örneğidir. Operasyon bir boks maçı değil ve İdlib’de yenen yumrukları değil ölebilecek askerimizi sayacağız. Suriye savaşının ilk gününden bu yana komşuluk ilkelerine saygı gereği kirli savaşın tarafı olmamamız ve taşeronluğa soyunmamamız gerektiğini defalarca dile getirdik. Ama iktidar her seferinde bildiğini okudu. Şimdi her seferinde duvara toslayan ve şimdi tel tel dökülen dış politikanın faturası halkımıza ödettirilmektedir. İdlib’de askerimizin dökülecek her damla kanının tek sorumlusu AKP iktidarının ta kendisidir.

Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, Arsuz Kaymakamı Musa Sarı ile birlikte işadamlarına istişare ziyaretleri gerçekleştirdi

Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, Arsuz Kaymakamı Musa Sarı ile birlikte ilçe genelinde üretim yapan ve istihdama katkı sunan işadamlarını ziyaret etti. Sayek Petrol Ortağı Fadi Sayek ile başlayan ziyaretlerine Onfil Filtre Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Yılmaz, Bağin Yağ Sanayi Tesisleri Müdürü İsmail Andaç ve ASAŞ Filtre Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Göçmen ile devam eden Başkan Nazım Culha ve Kaymakam Musa Sarı, işadamlarından hem sektörleri, hem de tesisleri hakkında bilgiler aldı, hem de istişarede bulundu.

“Filtre, bölgemizin lokomotif sektörü”
Arsuz Kaymakamı Musa Sarı ile birlikte gerçekleştirdiği ziyaretlerde işadamlarının şehrin dinamikleri olduğunu ifade eden Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, Arsuz’u geleceğe taşıma noktasında yürütülen çalışmaları anlattı.
Türkiye’deki filtre üretiminin yüzde 70’inin İskenderun ve Arsuz’dan sağlandığına dikkat çeken Başkan Nazım Culha, Türkiye’deki ilk filtre fabrikasının da İskenderun’da kurulduğunu belirterek, ilçenin lokomotif sektörlerinden olan filtrede potansiyel pazarın yurtdışı olduğunu ifade etti.

“Filtre sektöründe dünya ligindeyiz”
Fil Filtre’nin kurulmasıyla birlikte atağa geçen filtre sektörünün İskenderun’daki yaygınlaşma sürecini anlatan Onfil Filtre Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Yılmaz, “Yurtdışı pazarı, filtre sektöründe bizim için olmazsa olmazlardan. Çok şükür dünya liginde olacak bir duruma geldik. İskenderun’da filtre fabrikaları kendilerini çok iyi yetiştirdi. Hem argesiyle, hem yatırımlarla, hem kaliteyle hem de markayla ilgili gerçekten Türkiye birçok ülkede söz sahibi oldu. Ve Türkiye’nin hiçbir yerinde İskenderun’daki filtre sektörü gibi markalaşmış, her şeyi üreten ikinci bir fabrika yok. Birçok şehirde filtre fabrikası var, ama her biri ayrı bir parça üretiyor. Ama tam teşekküllü üretim sadece burada var” diyerek, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

“Filtredeki ithalat vergisi bizleri sevindirdi”
ASAŞ Filtre Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Göçmen de, babaları Ahmet Göçmen’den devraldıkları bayrağı daha yukarıya taşımak için çalıştıklarını belirtirken, Nardüzü Mahallesi’nde faaliyet gösteren AGM Otomotiv de dâhil olmak üzere fabrikaların işleyişi ve idari yapısı hakkında bilgiler aktardı. Filtre sektöründe ithalata yüzde 16’lık gümrük vergisi uygulanması kararını büyük bir memnuniyetle karşıladığını ifade eden Zeki Göçmen, bunun hem daha kaliteli filtre, hem de daha fazla yatırım anlamı taşıması dolayısıyla büyük önem taşıdığını belirterek, bu sorunun çözümünde emeği geçen herkese teşekkür etti.

Hatay Valisi Erdal Ata, Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık ile Kızılay Genel Müdürü İbrahim Altan’ın da aralarında bulunduğu heyeti 08 Ekim 2017 Pazar günü saat 16.30’da makamında kabul etti.

Ziyaretten memnuniyet duyduğunu belirten Vali Ata, konuklarıyla bir süre sohbet etti. Türk Kızılayı’nın hiçbir ayrım yapmadan her şartta tüm insanlığın yardımına koşan dünyanın en köklü ve güçlü yardım teşkilatlarından biri olduğunu belirten Vali Ata, Başkan Kınık nezdinde tüm Türk Kızılayı personeline çalışmalarında başarılar diledi.

Başkan Kınık ise kabulünden dolayı Vali Ata’ya teşekkür ederek yaptıkları faaliyetler hakkında bilgiler verdi.

İş kadını Seval Kirmit Yazar yazdığı ilk kitabı “YAŞAM PARODİSİ’ni İskenderun Gazeteciler Cemiyetinde basın mensuplarına tanıttı .
Bu kitapta başta anneler olmak üzere iş adamlarının çeşitli meslek guruplarının kendilerini bulacağını pek çok kişiye yaşamdan damıtılmış mesajlar verildiğini ifade eden Seval Kirmit Yazar şunları söyledi:
“Benim kitabımda herkes kendini bulacak iş adamı da ,avukatta ,öğrenci de ev hanımı da .Kitabım roman değil ama roman denemesi gibi.Kısa kısa deneme yazıları şeklinde yazdım .Bu kitap benim üçüncü bebeğim.Kitabı okuyan inanıyorum ki kendini sorgulayacak.Bu dünya da neden var olduğunu ? yaşama amacını, yaptıklarını ,yapacaklarını düşünecek .
Aslında öğrendiklerimi hayatta yaptıklarımı yapacaklarımı anlatıyorum.Bu kitap kendimle ilgili farkındalığımın en üst düzeye çıktığı nokta.Ben bunları kısa kısa yazarak hayatın bana neler kazandırdığını anlatmaya çalıştım çok emek verdim.Anneliğimi anlatıyorum,İş dünyamı da anlatıyorum .Umarım okuyana faydalı olur.”dedi.
İskenderun gazeteciler cemiyeti B aşkanı Veysel CINCIK’ta Seval Kirmit Yazar’a kitabına hayırlı olsun diyerek “İş dünyasın da çok başarılı olan bir iş kadını olarak yazarlıkta da aynı başarıyı göstereceğinize inanıyoruz.Edebi konularda böyle bir girişimde bulunmak önemli bir cesaret kutluyoruz” dedi.
İGC Başkanı CINCIK kitaplarını imzalaması için Yazar’a bir kalem armağan etti.Eşi Emir Selim Yazar ile İGC’ye gelen Seval Kirmit Yazar salonda bulunan gazetecilere birer kitap imzaladı .
160 sayfalık “ Yaşam Parodisi” kitabın şu an da bazı kitap evlerinde satıldığı ve yakında tüm Türkiye’ye dağıtılacağı öğrenildi .Seval Kirmit Yazarın çeşitli kitap fuarlarına katılarak kıtabını imzalayacağı da ifade edildi.