
09 Ekim
Tarihte Bugün Yaşanan Olaylar
1238-Jaime I, Valensiya’yı alarak Valensiya Krallığını kurdu.
1264-Kastilya Krallığı, 711 yılından beri müslüman yönetiminde olan Jerez de la Frontera’yı aldı.
1446-Kore’de Hangul alfabesi yayımlandı.
1514-Fransız Louis XII ile Mary Tudor evlendi.
1558-Mérida, Venezuela’da kuruldu.
1690-Belgrad yeniden Osmanlı egemenliğine girdi.
1855-Isaac Singer dikiş makinesinin patentini aldı.
1871-Büyük Chicago yangını kontrol altına alındı.
1888-Washington Anıtı resmen açıldı.
1914-I. Dünya Savaşı: Antwerp (Belçika) Alman güçlerinin eline geçti.
1914-Ziya Gökalp, İstanbul Darülfünunu’nda (Üniversite) ilk kez bir Sosyoloji Kürsüsü kurdu.
1936-Hoover barajı’ndan 266 mil uzaklıktaki Los Angeles’a (Kaliforniya) elektrik verilmeye başlandı.
1937-Nazilli basma fabrikası, Atatürk’ün de katıldığı törenle açıldı.
1944-Başbakan Şükrü Saracoğlu, Anıtkabir’in temelini attı.
1944-Birleşmiş Milletler’in kurulacağını İngiltere, Çin, ABD ve Sovyetler Birliği birlikte açıkladılar.
1944-Dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu, Anıtkabir’in temelini attı.
1953-ABD’li kadın yüzücü Florance Chadwick, Çanakkale Boğazı’nın Nara Burnu ile Eceabat arasını 1 saat 50 dakikada yüzdü.
1957-Tibet, Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlandı.
1960-Yassıada’daki sanıklarla ilgili fotoğraflar basına gösterildi.
1962-Uganda cumhuriyeti kuruldu.
1963-Kuzey doğu İtalya’da, bir barajda meydana gelen göçük sonucu oluşan su dalgası 2.000 den fazla kişinin ölümüne yol açtı.
1967-Che Guevara, yakalandıktan bir gün sonra, Bolivya’da devrim yapmaya teşebbüs etmek suçundan infaz edildi.
1970-Kamboçya’da Khmer Cumhuriyeti ilan edildi.
1971-Deniz Gezmiş ve 17 arkadaşı idama mahkûm edildi.
1972-Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi asistanı Uğur Mumcu cezaevinden çıktı.
1978-Bahçelievler Ankara da 7 TİP’li öğrenci öldürüldü.
1983-Milli Güvenlik Kurulu yetkilerini düzenleyen yasa çıktı. 1961’den beri yürürlükte olan kurulun yapısı danışma ile sınırlı olmaktan çıkarıldı.
1988-Kültür Bakanlığı, 36 sanatçıyı devlet sanatçısı ilan etti. Yaşar Kemal, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Hüseyin Gezer, Füreya Koral, Zühtü Müritoğlu ve Lütfi Ömer Akad bu unvanı reddettiler.
1997-İtalyan oyun yazarı Dario Fo, Nobel Edebiyat Ödülünü aldı.
1997-Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
2004-Türk Hava Kurumu tarafından Eskişehir’in İnönü ilçesinde düzenlenen 3. Türkiye Hava Oyunları’nda 433.5 metrekare ile bugüne kadar gökyüzünde açılan en büyük bayrakla atlayış yapan THK paraşütçüsü Hakan Zengin, Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye hak kazandı.
2004-Afganistan’da ilk demokratik seçimler yapıldı.
2005-Çin Halk Cumhuriyeti, Everest tepesinin yüksekliğinin 8848.43 m olduğunu resmî olarak açıkladı.
2005-Birleşik Krallık’ta demiryollarında tütün mamulleri kullanımı tamamen yasaklandı.
2006-Kuzey Kore bir nükleer deneme yaptığını açıkladı.
2006-Google,YouTube’u 1.65 milyar dolara aldığını açıkladı.
Tarihte Bugün Doğanlar (09 Ekim)
1201-Robert de Sorbon, Fransız teolog (ö. 1274)
1757-X. Charles, Fransa kralı (ö. 1836)
1852-Hermann Emil Fischer, Alman kimyager (ö. 1919)
1866-Emine Nazikeda, Sultan Mehmed Vahdettin Han eşi ve Baş Kadınefendi. (ö. 4 Nisan 1941)
1873-Karl Schwarzschild, Alman fizikçi (ö. 1916)
1879-Max von Laue, Alman fizikçi (ö. 1960)
1888-Nikolay Buharin, Rus siyasetçi (ö. 1938)
1892-İvo Andriç, Yugoslav yazar (ö. 1975)
1938-Heinz Fischer, Avusturyalı politikacı
1940-John Lennon, İngiliz müzisyen, yazar ve aktivist (ö. 1980)
1946-Tansu Çiller, Türk siyasetçi
1950-Jody Williams, ABD’li eğitimci
1953-Tony Shalhoub, ABD’li sinema ve dizi oyuncusu
1962-Jorge Burruchaga, Arjantinli futbolcu
1979-Brandon Routh, ABD’li sinema oyuncusu
1981-Gael Givet, Fransız futbolcu
Tarihte Bugün Ölenler (09 Ekim)
1934-I. Alexander, Yugoslavya kralı (d. 1888) (suikast)
1934-Louis Barthou, Fransız siyasetçi (d. 1862) (suikast)
194-Helen Morgan, ABD’li şarkıcı ve aktris (d. 1900)
1943-Pieter Zeeman, Hollandalı fizikçi (d. 1865)
1967-Cyril Norman Hinshelwood, İngiliz kimyager (d. 1897)
1967-André Maurois, Fransız yazar (d. 1885)
1967-Che Guevara, Arjantinli devrimci (d. 1928)
1969-Doğan Nadi Abalıoğlu, Gazeteci, yazar (d. 1913)
1972-Miriam Hopkins, ABD’li aktris (d. 1902)
1974-Oskar Schindler, Alman işadamı (d. 1908)
1978-Jacques Brel, Belçikalı söz yazarı, şarkıcı ve müzisyen (d. 1929)
1989-Yusuf Atılgan, Türk roman ve öykü yazarı (d. 1921)
2001-Herbert Ross, ABD’li film yönetmeni ve yapımcısı (d. 1927)
09 EKİM TARİHTE BUGÜN
“AK PARTİ BİR AŞKTIR, AŞKIN İSTİFASI OLMAZ”
AK Parti İl Başkanı Ahmet Atıç, İl binasında yaptığı basın toplantısı ile gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Başkan Atıç son günlerde sosyal medyadan partisi ve kendisine yönelik yöneltilen iddialara cevap vererek oynana oyunun farkında olduğunu ve planlar yapanların “avuçlarını yalayacaklarını” söyledi. Başkan Atıç, AK Parti’nin bir aşk olduğunu belirterek, “Aşkın istifası olmaz” dedi.
AK Parti İl Binası’nda çok sayıda partilinin katılımıyla bir basın toplantısı gerçekleştiren Atıç, özellikle merak edilen konulara açıklık getirdi.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNUYORUZ
Son günlerde kamuoyunda bazı kişilerin, devam eden bir yargılama sürecine AK Parti’nin müdahale etmek istediği iddialarının asılsız olduğunu bir avukat olarak her zaman hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığından yana olduğunu vurgulayan Atıç, “Kıymetli basın mensupları, özellikle gündeme dair yaşanan süreçle ilgili şahsım ve partiyi ilgildendiren konularıs izlerle paylaşmak istiyorum. Amacımız, iki noktayı vurgulamak için, ilki hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsız ve tarafsız olduığuna inancımınz her zamanikinden fazla olduğunu paylaşamk istiyorum. Hukukun üstünlüğünü, adaletin tecelli etmesi konusundaki inancımız her kim olursa olsun aynı şekilde devam edecektir. Son günlerde yargının baskı altına alınmak istendiği, yargıya kafa karıştırıcı cümlelerin asla ne benim, nede partimizin diğer temsilcileirnin yer bulmayacağını, her zamanki gibi yargının bağımsızlığına güvendiğimizi bir kez. Adalet bir ülkenin insanın vücudundaki kanı gibidir. Nasıl kan vücudu çalıştırırsa, adalette bir toplumda sıhhatli işlemesi o toplumun ayakta kalmasını sağlayan noktadır” dedi.
İFTİRALARA ASLA İTİBAR EDİLMEMELİ
Devam eden yargılama süreci ve yargılanan kişinin mal varlıklarıyla ilgili sosyal medyada dolaşan iddiaların gerçekle yakından uzaktan ilgisi olmadığını kaydeden Atıç, bu iftiralar üzerinden bir algı operasyonu yapılamaya çalışıldığını söyledi. Atıç şöyle devam etti: “İkinci bir amaç ise, malumunuz yargıya konu olmuş bir mevzudan dolayı partimizi karalamak isteyenlerin, tüm parti temsilcilerimizi töhmet aldında bırakıcı bilgi kirliliğine sebep olan karalama ve iftiralara asla itibar edilmemelidir.
Yargısal bir süreç var, bu sürece asla söz söyleme ve müdahale etme telaş ve endişemiz yok, ama bir yargısal süreci bu partiye nasıl zarar veririm diye düşünenler varsa avucunu yalasınlar. Dosyayla ilgili gizlilik kararı varken, birisi çıkıp yargılaması devam eden kişinin mal varlığıyla ilgili çamur at izi kalsın diyerek iftira atıyor. Partinin kuruluşundan bu yana ben bu partinin en alt biriminden gelerek buralara ulaştım. 40 milyon dolarlardan bilmem ne kadar tl ve arsalara, ofislere varan ağır alçak, bir tanesini ispatlasın, binde bir mal varlığını söz konusu arkadaşla ilgili olarak biz bağışlamaya hazırız. Ailesinden talep ettik, hesaplara bakılmasını istedik, İş Bankası hesabında 17 bin, Al Baraka Türk Şubesinde 2 bin 500 lira para çıktı. FETÖ kumpasına benzer bir yaklaşımla masum insanlara oynanan oyunlar, birileri sosyal medya üzerinden partimize, hassas insanlara karşı bu haince yapılan saldırıya asla tahammül etmeyeceğiz. Bu karalama kampanyasının özellikle son dönemde yapılmasına çok üzülüyorum. Zamanlaması manidar kampanyanın, mekanı, kişileri irtibatları, hedefi, sonuca bakılınca siyasi kumpas içinde olanlar avucunu yalasınlar. 15 Temmuz’un üzerinden bir miktar zaman geçmiş, AK Parti’de kongre hazırlıkları var, hesabi kaygılarla 2019’un seçim kongresinde Ahmet Atıç olmamalı diyenler var, bu durum onlara yarayacak sonuçta.”
ABDESTİMİZDEN ŞÜPHEMİZ YOK
Atılan iftiralara yönelik cevap veren Atıç, “Bunlara baktığımızda tablo çok net ortada, hedefimiz ülkümüz yükümüz büyük, yolumuz ağır ve zor şartlar altında gidiyor, sosyal medya üzerinden başlatılan karalama kampanyalarına lütfen karşılık vermeyin. Teşkilata gönül verenler asla ve asla bunlarla ağız dalaşına girmek, onların seviyesine inmek bize göre değil. Bizim kapı kapı vatandaşı dolaşarak ülke meselelerini vatandaşlarımıza anlatmamız lazım. 2014 Aralık ayından bu yana sürdürdüğüm bu kutsal görevi, çok zor süreçlerde devam ettirdim. Bu alçak FETÖ ile ilgili bir açıklamamı, paylaşımımı, bağlantımı bilen varsa gelsin yüzleşelim, abdestimizden şüphemiz yok, lütfen şahsım üzerimden partime zarar vermeyin. Partime nolursunuz benim üzerimden bir leke getirmeyin. Bu davayı bu bayrağı yere indirmeyeceğiz inşallah. Şuanda yapmamız gereken, yarguı işini yaparken yargı işine saygı duyacaız, özellikle FETÖ’yle mücadele konusunda elimizden gelen ne iyilik varsa sunacağız, Türk İslam tarihinin en büyük fitne girişimini yapan hain FETÖ’yle mücadeleye devam edeceğiz. Yol arkadaşlarımdan bir ricam daha var, yükümüz ağır ve kıymetli, kısa vadede 2019’daki seçimler var önümüzde, bu ülkede milletimizin üzerimize yüklediği ağır bir yük var, yükü ağır olanların takındığı tavrı takınalım” şeklinde konuştu.
KAVGAYA, FİTNEYE ASLA YER YOK
Kendi ismi üzerinden partiye zarar verilmesine müsaade etmeyeceğini, sosyal medyadan atılan iftiralara asla cevap verilmemesi gerektiğini aktaran Atıç, “Kavgaya, fitneye asla yer vermeden daha sıkı birbirimize sarılarak bu aziz millete hizmet etmeye devam edelim, sizlerin boyununu bükecek, alnını karartacak hiçbir iş ve işleme hiç kimse girmeyecek, bu partide asla ihanet olmadı, başınızı dik tutun ama bu yolla ilgili bir yeise kapılmayın. Bu yük hedefe ulaşana kadar yürüyüşümüz devam edecek” diye konuştu.
İstifa edip etmeyeceği iddilarına duygulsa bir konuşmayla cevap veren Başkan Atıç, şunları söyledi: “Bu bir siyasi parti değil aynı zamanda bir dava ve aşktır, aşkın istifası olmaz, aşkın davanın her noktası kutsaldır, Allah bize bu davanın neferi olmayı nasip etsin, davanın istifası olmaz. Yargı her zaman işini yapabilir, zamanlamasıyla ilgili sözümüz yok, hele FETÖ gibi bir alçaklık iddiasının affı olmaz, ancak bunun üzerinden, buradan yüklenebilir miyiz, o bu, şu gider mi, kartlar yeniden dağıtılır biz bunun üzerine gidelim gibi anlayışlara sahip olanlar manidar bir zamanlama seçti. Ama bunlar istediklerini alamayacak.”
GEREKLİ BAŞVURULAR YAPILDI
Sosyal medyadan konuya ilişkin açıklama yapan kişiyle ilgili gerekli başvuruların yapıldığını sözlerine ekleyen Atıç, “Hukuk bu milletin tamamı içindir, zira T.C’de mahkemeler karar verirken Türk Milleti adına diye başlar, hukuksal mücadeleyi, hakkımızın yendiği her konuda, sözde mal varlıklarıyla ilgili avukatlar aracılığıyla suçlamalar başvurular yapıldı. Atılan iftiranın izi kaldıktan sonra o kişiye ceza verilse ne anlamı var, zaten cezası 2-3 yıl sonra geliyor. Allah’a havale ettik bunları. Partimiz iç tüzüğünü gerektiğinde çalıştıran bir sisteme sahip, bu değerlendirmelere her zaman oluyor, somut anlamda Hatay’la ilgli bize yansıyan istifa talebi söz konusu değil” dedi.
HUKUKUN KARARLARINA SAYGILIYIZ
Hukukun verdiği kararlara saygılı olduklarını anımsatan Atıç, “Biz özellikle FETÖ davalarının takibi konusunda bırakan, serbest bırakan kimdir diye bireysel bakmıyoruz, tüm davaları şahsımızın davası gibi takip ediyoruz. Kurşun geçirmez ofislerden bahsediliyor, kurşun geçirmez bir yer varsa iman dolu göğsümüz var, merak edenler varsa, yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta ofis var, 30’ya yakın çalışanımızın olduğu bir yer, merak eden gidip orada bakıp çay içebilir, orada ne özel bir görüşme nede özel bir çalışma olmuştur, herşey ortada milletimizin önündedir” ifadelerine yer verdi.
İDDİALAR FETÖ BAĞLANTISI YÖNÜNDE
Asya Hukuk Bürosu ortaklarından Av. Erman Solağan’ın tutuklanmasına neden olan iddilara açıklık getiren Atıç, “ İddialar FETÖ bağlantısı yönünde iddialar var, yargıya güveniyoruz, yorum getirip savunma yapmak partinin yargıya bir tesiri olarak değerlendirilir, bunun için konuyla ilgili yorum yapmak bize düşmez” bilgilerini paylaştı.
Düzenlenen basın toplantısına, AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Hüseyin Okay, Kadın Kolları İl Başkanı Sabahat Özgürsoy Çelik, Antakya İlçe Başkanı Ramazan Alpaslan, İlçe Teşkilat Başkanları ve çok sayıda partili katıldı.
Etiketler // ahmet atic, ak parti, basin toplantisi,
“Cumhuriyet tarihinin en büyük delil karartması gerçekleşmiş oldu.”
Sosyal Haklar Derneği Çukurova Bölge Temsilcisi Mübarek Berkyürek yazılı bir açıklama yaparak” Adana’nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016 tarihinde bir cemaate ait kaçak yurtta çıkan ve 11’i kız çocuğu 12 kişinin ölümüne, 16 çocuğun da yaralanmasına yol açan yangın ile ilgili üçüncü dava 09 Ekim 2017 Pazartesi Adana Kozan Adliyesi’nde görüleceğini hatırlatarak delillerin karartıldığını iddia etti
Mubarek açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
12 yurttaşımızın öldüğü Aladağ’daki yurdu ilk duruşma gerçekleşmeden yıktılar. Bir bina ancak belediyenin izniyle yıkılabilir fakat dava dosyasında böyle bir belge yok. Yanan yurt, keşif yapılmadan, bilirkişi raporlarına itirazımız varken ve mahkeme kararı olmaksızın yıkılmıştır. Böylece yargılama devam ederken mahkemenin yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmasının önüne geçilmiş, Cumhuriyet tarihinin en büyük delil karartması gerçekleşmiş oldu.
Bir sanık tahliye edildi
30 Mayıs 2017’de görülen ilk duruşmada 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verilmişti. Fakat aradan bir hafta geçmeden bir ara kararla mahkeme sanıklardan Ramazan Dede’in, tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Bir hafta içinde hangi şartların değiştiğini, ne olduğunu bilemiyoruz. Davada altısı tutuklu biri tutuksuz yedi sanık yargılanıyor.
Bürokratlara kınama ve maaş kesme cezası
11’i çocuk 12 kişinin yanarak öldüğü ‘Süleymancılara’ ait öğrenci yurduna aileleri yönlendiren İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş hakkındaki milli eğitim müfettişleri tarafından yapılan idari soruşturmanın sonucu belli oldu. Ailelerin, hakkında “Bizi yurda yönlendirdi” şikâyetini yaptığı Aktaş’a kınama cezası verildi. Faciadan önce yurtta yapılan denetimde, önlemler alınmış gibi sahte rapor düzenleyen, kaymakamlık görevlisi Cihan Ünal ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Davut Gökçeli adlı iki memura ise birer günlük maaş kesim cezası verildi.
Belletmenler soruşturma dışı
Yurtta yasadışı bir şekilde çalışan, çocuklara iş yaptıran, çocuklara dini eğitim veren, söz konusu tarikata üyelik dışında hiçbir vasıfları bulunmayan belletmenler soruşturulmadı, dosyaya dahil edilmedi. Oysa bilirkişi raporları belletmenlerin yangın çıktığı esnada soğukkanlı davranabilselerdi çocukların yurttan sağ kurtulabileceğini söylüyor. Dosyaya dahil edilmeyen belletmenler, yangını itfaiyeye bildirmediler. Çocukların ölümünden yargılanan sanıklar kadar belletmenler de sorumludur.
Baroların ve DKÖ’lerin davaya katılma talepleri reddedildi
İlk duruşmada katılma talebinde bulunan Barolar’ın talepleri mahkeme heyeti tarafından kabul edilmişti. Fakat ikinci duruşmada mahkeme heyeti sanık avukatların itirazı üzerine bu kararından döndü. Ayrıca katılma talebinde bulunan birçok Demokratik Kitle Örgütü’nün de talepleri reddedildi.
Rüşvet verdiler, tehdit ettiler
Sanık avukatları ailelerin haberi olmaksızın ailelerin hesabına para yatırdılar. Süleymancılar, köyleri gezerek aileleri davadan vazgeçirmek için tehdit ettiler. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi mahkeme çıkışında basının ve polislerin gözü önünde ailelere saldırma cüretini gösterdiler.
Baskılara, rüşvetlere ve tehditlere rağmen Aladağlı ailelerin gerek mahkemede verdikleri ifadelerde gerekse de kamuoyuna yansıyan beyanlarında dile getirdikleri talepleri nettir: Aileler çocuklarının ölmesine ya da yaralanmasına sebebiyet veren, ihmali bulunan, yaşa dışı yurdun faaliyetlerini görmezden gelen, kendilerini tarikat yurduna yönlendiren tüm kişilerin, bürokratların ve yerel idarecilerin cezalandırılmasını istemektedir.
Aladağlı aileler ancak bu şekilde başka Aladağlar’ın önüne geçilebileceği biliyor ve davalarına sahip çıkıyorlar.
Biz de, laik kamusal eğitim talep eden tüm yurttaşlarımızı 09 Ekim 2017 Pazartesi günü Adana – Kozan Adliyesi’nde ailelerin yanında olmaya davaya sahip çıkmaya davet ediyoruz. 06 Ekim 2017
“Çalışma hayatında olması gerekenleri sıraladı” …
MHP Hatay Milletvekili M.Necmettin Ahrazoğlu, meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 9’uncu maddesi üzerinde görüşlerini aktarı, çalışma hayatında olması gerekenleri sıraladı.
Yetmiş yıla yakın bir süredir uygulamada olan İş Mahkemeleri Kanunu’nun günümüzün ihtiyaçları doğrultusunda ilgili taraflarca beklentileri karşılayacak şekilde güncelleştirilmesi zorunluluk olduğunu söyleyen Milletvekili Ahrazoğlu, ancak bunu yaparken öncelik de sistemin aksayan yerlerini tespit ederek gerekli düzenlemelerin yapılmasının önemine değindi.
Milletvekili Ahrazoğlu, konuşmasında şunlara yer verdi: “Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamelerimizde pek çok defa vurgulamış olduğumuz sendika ve toplu sözleşme sisteminin etkin ve ilgili tarafların ortak bir zemin üzerinde beraber çalışabileceği bir hâle getirilmesi, çalışma hayatına ilişkin denetimlerin planlı ve amaca uygun olarak yapılabilmesi, işçilerin sosyal haklar ve temsil konularında daha bilinçli olması gibi temel konularda sistematik iyileştirmeleri içerecek kanun çalışmaları yapılmış olsaydı, şu an pek çok eksiklik olduğunu tespit ederek Komisyon toplantılarında dile getirilen teklif tartışılmadan kabul edilmiş olacaktı.
Teklif ile getirilen sistemde yer alan zorunlu ara buluculuk sonucunda varılacak karar, teknik olarak haklarının ne olduğu konusunda yeterince bilgi sahibi olmayan işçinin lehine olmayacaktır. İşçi, ara buluculuk sonunda nihai karara varılmak zorunda olduğunu düşünerek mutlak bir karara varılması gerektiğini düşünebilecektir. Genel hukuki yaklaşım ve kamu vicdanı açısından yıllardır süregelen, güçsüz olduğu düşünülen tarafın haklarını korumaya yönelik yaklaşıma değişiklik burada açıkça görülmektedir.
Teklifin gerekçesinde ‘Ara buluculuk sistemi ile iş uyuşmazlığı kısa sürede ve daha az masrafla çözümlenecek, işçinin alacağına kavuşma süresi ciddi bir biçimde kısalacak, ara buluculuk kurumu ile taraflar bir masa etrafında buluşacak ve başka uyuşmazlıkların doğması engellenerek uyuşmazlık temelden sonlandırılmak suretiyle sosyal barışa katkı sağlayacak’ denilmektedir. Amacı ne olursa olsun kısa sürede bir sonuca varmak ise evet, teklif bunu mümkün kılmaktadır çünkü yukarıda bahsettiğimiz gibi işçi tarafından atılacak adımlar oldukça kısıtlanmıştır. Özellikle güçlü işverenin etkisiz kalabileceği… Ara buluculuğun işçi lehine hareket edebilmesi oldukça zor olacaktır. Sendikalar güçsüzleştirilmiş, taşeron sistemiyle sendikasızlaşmaya gidilmiş, sendikalar güç kaybına uğratıldıktan sonra dönemde hak arama yerine yönetime yakın olma politikaları gütmek zorunda kalmışlardır.”
Personelin haklarını bir madde içerisinde yok saymak, hem etik ahlaka, hem de kul hakkına saygısızlıktır …
Teklifle getirilen bir başka konunun ise kamu iktisadi teşebbüsleri personeliyle ilgili olduğunu belirten Milletvekili Ahrazoğlu, “KİT personeline ait davaların iş mahkemelerinde görüşülmesiyle binlerce kişinin özlük hakları bir anda değişecektir. Böylesi bir değişikliğin etki analizi yapılmadan, ilgili tarafların görüşü alınmadan yapılmasının bir tek nedeni olmalıdır, o da KİT’leri Varlık Fonu ile ilişkilendirerek personelinin keyfiyete bağlı bir şekilde istenildiğinde tazminatının verilip işten çıkarılması ve yerine kadrolaşma yapılması gelmektedir. Teklifte işçi olarak anılan personelin haklarını bir madde içerisinde yok saymak hem etik ahlaka hem de kul hakkına saygısızlık olacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak Komisyon toplantısında da ilgili milletvekillerimizin belirttiği gibi devletimizin görevini hızlı ve adil bir biçimde yerine getirmesine imkân sağlayacak her türlü uygulamayı desteklemeye devam edeceğiz, ancak temel hak ve anlayışımıza aykırı olduğunu düşündüğümüz maddeler için muhalif olduğumuz belirtir, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım” dedi
Vali Ata’ya Nezaket Ziyareti
Hatay Valisi Erdal Ata, nezaket ziyaretleri kapsamında Arsuz İş Adamları Derneği Başkanı Adnan Ağır ile Doğu Akdeniz Sanayici ve İş Adamları Dernekleri Federasyonu (DASİFED) Başkanı Mehmet Kılıçlar’ın da aralarında bulunduğu heyeti 06 Ekim 2017 Cuma günü saat 14.00’te makamında kabul etti.
Ziyaretten memnuniyet duyduğunu ifade eden Vali Ata, ilimizin özellikle ticaret ve sanayide hızla gelişen güzide bir şehir olduğunu belirterek Hatay’ın sahip olduğu potansiyel sayesinde ülkemizin 2023 ekonomik hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol üstleneceğini ve bu sebeple yatırımcılarımıza büyük sorumluluklar düştüğünü ifade etti.
Ağır ve Kılıçlar ise kabulünden dolayı Vali Ata’ya teşekkür ederek yaptıkları faaliyetler hakkında bilgiler verdi.
“YAŞLI VATANDAŞLARIMIZIN HER ZAMAN YANINDAYIZ”

İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, yaşlı vatandaşlarımızın her zaman yanlarında olduklarını belirtti.
Yaptığı çeşitli projelerle her zaman yaşlıların yanında olan ve onların yaşam koşullarını daha da iyileştirmeye çalışan İskenderun Belediyesi ekipleri çalışmalarına hız kesmeden, köşe, bucak, mahalle demeden devam ediyor.
YAŞLILARIN İHTİYAÇLARI GİDERİLİYOR
Yapılan hizmetler hakkında bilgiler veren İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, sosyal belediyecilik anlayışı çerçevesinde hareket ettiklerini belirterek,” Ekiplerimiz belirli bir periyod şekilde yaşı vatandaşlarımızın evlerinin baştan aşağıya temizliğini yapıyor.” Evde temizlik hizmeti projemiz vatandaşlarımızdan yoğun ilgi görüyor. İlerleyen yaşları nedeniyle hareket kısıtlılığı yaşayan ve ev temizliği gibi temel gereksinimlerini yerine getiremeyen vatandaşların evine temizlik uygulamasından yaşı vatandaşlarımız oldukça memnun” dedi.
YAŞLI VATANDAŞLARDAN TEŞEKKÜR
Evinde yalnız yaşayan yaşlı bir teyzenin evine gidip köşe bucak temizlik yaparak eşyaların tozunu alan ve camları temizleyen ekipler, ev sahibinin yüzünü güldürdü ve hayır duasını aldılar. Uygulamadan son derece memnun kalan Yaşlı Teyze, böylesi güzel bir hizmeti sunduğu için belediye yetkililerine ve İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’e teşekkürlerini iletti.
Başkan Culha’dan adaletin temsilcilerine ziyaret

Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, İskenderun’a yeni atanan Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çelikkol’a hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirdi
Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, İskenderun’a yeni atanan Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çelikkol ile 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali Çağlarsu’nın ardından Adalet Komisyonu Başkanı Salih Doğan’ı ziyaret ederek, çalışmalarında başarılar diledi. CHP Arsuz İlçe Başkanı Avukat Faik Çekin, belediye meclis üyesi avukat Semir Korkmaz ve belediyenin avukatı Aslı Çalış Neslioğlu ile birlikte gerçekleştirdiği ziyaretlerde, ilçede yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler veren Başkan Nazım Culha, hoşgörü, huzur, kardeşlik ve barış şehri Hatay’ın minyatürü olan Arsuz’un güvenlik ve asayiş yönünden de sakin ve huzurlu bir yapıya sahip olduğuna vurgu yaptı.
Kabulden dolayı ilçeye yeni atanan İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çelikkol ile 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali Çağlarsu’ya teşekkür eden Başkan Nazım Culha, hayırlı – uğurlu olması temennisiyle yeni görevlerinde başarılar diledi.
İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çelikkol da Tarsus’ta da görev yaptığını ve ilçeye yabancı olmadığının altını çizerek, gerçekleşen ziyaretten dolayı Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha ve ekibine teşekkür etti.
Kahvaltıda buluşup “beyin fırtınası” yaptılar
İskenderun Özel Palmiye Hastanesi Başhekim Operatör Dr. Yılmaz Şahutoğlu bünyelerinde görev yapan doktorlarla geleneksel olarak düzenledikleri kahvaltılı toplantıda buluştu.
İskenderun ve bölge insanlarına hizmet veren Özel Palmiye Hastanesi Başhekim Yılmaz Şahutoğlu başkanlığındaki toplantıya doktorlar tam kadro olarak katıldı.
Gündeme dair konuların ele alındığı ve karşılıklı istişare yapılan geleneksel buluşmada, Başhekim Şahutoğlu bünyelerinde verilen sağlık hizmet kalitesi çıtasının daha yükseğe çıkartılması konusunda özellikle hekimlerin üzerlerine düşen görevlere işaret etti.
Toplantıda ayrıca hasta ve hekim hakları da dahil olmak üzere kurumlar arası ve SGK ile diyaloglar, hekim, hasta ve çalışan güvenliği, hizmet kalitesinin üst seviyede tutulması gibi birçok konuda karşılıklı fikir alışverişinde de bulunuldu.
Tam bir oluşturulan toplantının ardından kahvaltıda da hastane hekimleri karşılıklı hoş sohbet imkanı buldular.
“HATAY, HAKKI OLAN TEŞVİK İÇİN MÜCADELE VERİYOR”
Hatay Büyükşehir Belediye(HBB) Başkanı Doç .Dr. Lütfü Savaş, Gülden Demirtaş’ın sunduğu TGRT Haber’in canlı yayın konuğu oldu.
Hatay gündemine ilişkin önemli maddelere değinen Başkan Savaş, Hatay Halkı Hakkını İstiyor kampanyasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Başkan Savaş kısa bir süre içerisinde kampanyanın çığ gibi büyüdüğünü ifade ederek, “Kampanyanın 21’inci gününde 500 bini aşkın kişiye ulaştık. Lojistik, tarım ve sanayinin durağanlaşmasıyla 4. derece teşvik bölgesinin bizim ihtiyacımızı gidermediğini gördük. Kişi başına düşen gelir 7 bin 637 dolardan 6 bin 122 dolara düştü. Suriye’de 6 yıldır süren savaş bittiğinde Hatay’ın Suriye’yi yeniden yapılandırmak için ayakta durması lazım. Bu nedenle şehrimizin Kahramanmaraş, Osmaniye ve Kilis gibi illerin aldığı teşviki alabilmesi için omuz omuza bir kampanya çalışması yaptık. 6 ayda toplayacağımızı düşündüğümüz 500 bin imzayı üç hafta gibi kısa bir sürede topladık. Hatay’ın psikolojik sosyolojik ve ekonomik durumuna herkes kulak vermeli” açıklamalarına yer verdi.
Hatay’ın hakkı olan teşviki almasının elzem olduğunu ifade eden Başkan Savaş ,“Hatay çok özel bir şehir ve birçok rengi bir araya getirmesi çok önemli. Hatay’ın kendi isteğiyle anavatana katılması çok önemli. Hatay bir serhat şehridir. Bizim bu kampanyamız, siyasi ya da ideolojik savaş değil; Hatay’ın kendi hakkı olan teşvike erişmesi için verilen bir mücadeledir” şeklinde konuştu.
2021 yılında Hatay’da düzenlenecek olan EXPO’ya ilişkin önemli konulara değinen Başkan Savaş,” Hatay, resmi olmayan ilk olimpiyatların 200 yıl yapıldığı, Anadolu’yla Ortadoğu ve Afrika’yı birbirine bağlayan bir şehirdir. Ve Hatay yüzyıllardır din, mezhep ve etnik köken çatışmaları yaşamamıştır. 7 ilçemiz deniz kenarında olup yaylalar ve deniz arasında 15 dakikada ulaşım sağlanabilmektedir. Bu olanakların yanı sıra 600’ün üzerinde yemeğimiz mevcuttur. 850 tıbbi ve aromatik bitkimiz, 2500 çiçek çeşidimiz, 250 tane de endemik bitkimiz var. Asya’da ve Avrupa’da endemik bitki çeşitliliği bu denli fazla olan bir şehir daha yok. Türkiye’nin %24 buçuğu kırsal kesimde yaşarken Hatay’da %51’i kırsal kesimde yaşıyor. Kırsal demek çoğu zaman sorun demektir. Biz üç buçuk yıldır altyapı ve üstyapı çalışmalarıyla şehrin sorunlarını ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Asi, yıllardır ihmal edilmiş durumdaydı şimdi nehrimizin temizlik çalışmalarını sürdürüyoruz. 2018 yazında Asi Nehri beklenenden çok daha temiz ve güzel görünecek. Biz şehrimizi EXPO 2021’e bu çalışmalarla hazırlıyoruz. Şehrimizin iki ayrı bölgesinde EXPO’muzu gerçekleştireceğiz. İstiyoruz ki doğal ve tarihi güzelliklerimizi EXPO’yla yalnızca altı ay değil uzun yıllar boyunca sergileyelim. EXPO’yu büyükşehir belediyesi olarak biz aldık fakat bu organizasyona hem halkımızın hem siyasi parti temsilcilerimiz ile ilçe belediyelerimizin hem de devlet büyüklerimizin omuz vermesini bekliyoruz” diyerek Türkiye’nin de bu organizasyona destek vermesi gerektiğine vurgu yaptı.
Hatay Günleri hakkında da konuşan Başkan Savaş, “İstanbul’da 7’nci kez Hatay Günleri düzenliyoruz. Biz İstanbul’a Hatay’ın demosunu getirdik ama Hatay’ı yaşamak isteyenler mutlaka şehrimize gelmelidir“ dedi.
Sunucu Demirtaş, Başkan Savaş’a aldığı önemli ödülleri sordu. Başkan Savaş her sene birbirinden önemli ödüller aldıklarını belirterek, geçtiğimiz günlerde Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Proje Olimpiyatları Organizasyonluğunda gerçekleşen Mimar Sinan Uluslararası Proje Olimpiyatları’nda Dinler ve Medeniyetler Merkezi projesi ve Müze Otel projesiyle 2 ödül aldıklarını Müze Otelin Dünyada bir benzeri Yunanistan’ın Akropolis kentinde var ancak bizim projemiz çok daha kapsamlı. Bu otelimizde çok önemli eserler sergilenecek” dedi.
ARSUZ KARAAĞAÇ SPOR YÖNETİMİNDEN FUTBOLCULARA MANGAL KEYFİ

Arsuz Karaağaç Spor 3 Futbolcuyu renklerine bağlayarak gücüne güç kattı
Bölgesel Amatör Ligi (BAL) 5. Grubunda mücadele eden Arsuz Karaağaç Spor 1967 kulübü yönetimi, pazar günü deplasmanda oynayacakları 7 Mart Kadirli Demir Spor maçı maçı öncesinde futbolculara mangal keyfi yaşattı. Karaağaç Belediye Spor tesislerinde yapılan mangal ziyafetine Yönetim, Teknik heyet ve futbolcular katıldı.
3 FUTBOLCUYU RENKLERİNE BAĞLADILAR
Arsuz Karaağaç Spor 1967 takımı gücüne güç katmaya devam ediyor. Arsuz Karaağaç Spor 1967 takımı, transferin son günlerinde Nijerya uyruklu forvet elamanı Henry Chinda, Hatay Spor’un alt yapısında yetişen ve geçen sezon Kilis Belediye Spor’da oynayan sol kanatta görev yapan 19 yaşındaki Süleyman Tekten ile İzmir Spor, Ankaragücü, Göztepe, Tavşanlı Linyit ve Balçova Yaşam Spor’da oynayan Mert Tekin’i renklerine başladı.
İSTE’de Lisansüstü Öğrenci Sayısı Hızla Arttı!
Yeni eğitim-öğretim yılı için açılan lisansüstü kontenjanlarınayerleşen öğrencilerle birlikte;eğitim/öğretim ve araştırma kalite ve kapasitesini her geçen gün artıran İskenderun Teknik Üniversitesi’nde (İSTE) toplam lisansüstü öğrenci sayısı 784’e ulaştı.
1,5 yıl gibi kısa bir sürede öğrenci sayısını yaklaşık 2 kat artıran İSTE, Teknoversitevizyonu kapsamında; hem akademide hem de iş dünyasında fark oluşturacak teknolog formasyonuna sahip olan yüksek lisans ve doktora yapmış nitelikli insan gücü yetiştirerek, ülkemizin Ar-Ge kapasitesini artırma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İSTE Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü’ne (MFBE) bağlı İnşaat Mühendisliği, Makine Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği, Su Ürünleri Mühendisliği, Deniz Ulaştırma Mühendisliği anabilimdallarında;“TEZLİ YÜKSEK LİSANS”, Mühendislik ve Teknoloji YönetimiAnabilim Dalı’nda;“TEZSİZ YÜKSEK LİSANS”; İnşaat Mühendisliği, Makina Mühendisliği, Su Ürünleri Mühendisliği ve Deniz Ulaştırma Mühendisliği anabilimdallarında; “DOKTORA” programlarına öğrenci kabul ediliyor.Ayrıca,İSTE Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne (SBE) bağlı Seyahat İşletmeciliği ile Turizm ve Otel İşletmeciliğianabilimdallarında da;“TEZLİ YÜKSEK LİSANS” programı bulunuyor.
Konu ile ilgili bir açıklama yapan İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli; “Nitelikli insan kaynağı yetiştirebilmek için lisansüstü araştırmalara ve eğitimine büyük önem veriyoruz. Programlarımızın çeşitliliğini ve kalitesini her seviyede artırmaya çalışıyoruz. Niceliğin yanında niteliği de elbette ihmal etmiyoruz. Hedefimiz, lisansüstü araştırmaları teşvik ederek ve destekleyerek; inovasyonu ve üretimi önceleyen araştırmacıları ve akademisyenleri, yarınlarımızı aydınlatacak nitelikli insan kaynağını yetiştirmektir. An itibarıyla, Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü’nde;30’u Tezsiz Yüksek Lisans programında, 671’i tezli yüksek lisans aşamasında, 61’i doktora aşamasında olan 762 öğrencimiz öğrenim görmektedir. Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde öğrenim gören 22 tezli yüksek lisansöğrencimiz ile birlikte şu an toplam 784 lisansüstü öğrencimiz mevcut. Kısa sürede, lisansüstü öğrenci sayımızı 2 katına çıkardık. Ancak bunu yeterli görmüyoruz. İlk hedefimiz, toplam öğrenci sayımızın en az %10’u kadar lisansüstü öğrenciyesahip olmaktır. Çünkübu kulvarda da dünya standartlarının üzerine çıkmamız gerekiyor. Dolayısıyla, ilk hedefimiz kısa vadede toplam 1000 lisansüstü öğrenciye ulaşmaktır. İnşallah bunu da önümüzdeki eğitim-öğretim yıllarında başarabiliriz. Bu vesile ile İSTE ailesine yeni katılan lisansüstü öğrencilerimizi de tebrik ediyorum”şeklinde konuştu.
İSTE, ‘enerji üssü’ oluyor!
Geçtiğimiz yıl, ‘öncelikli alanlar’ programı kapsamında ‘enerji sistemleri’ alanında 8 araştırma görevlisi alan İSTE’ye, aynı konuda yurtdışında lisansüstü öğrenim görmek için gönderilmek üzere 10 kişilik kontenjan verildi. Ayrıca, biyomedikal ve endüstrimühendisliğine yönelik akıllı sistemler alanı için de 2 kontenjan alan İSTE, 2017 Yurt Dışına Lisansüstü Öğrenim Görmek Üzere Gönderilecek Adaylar Seçme ve Yerleştirme(YLSY) süreçlerinde teknik alanda en fazla kontenjan alan üniversitelerden biri oldu.
Yurtdışında yüksek lisans ve doktora yapmak isteyen adayların heyecanla beklediği 2017 Yurt Dışına Lisansüstü Öğrenim Görmek Üzere Gönderilecek Adaylar Seçme ve Yerleştirme(YLSY) İşlemleri Başvuru Kılavuzu yayınlandı. Akıllı sistemler, Enerji ve Nükleer Enerji alanları öğrenim gruplarında 12 kontenjan almaya hak kazanan İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE) teknik bilimler alanlarında üniversiteler içerisinde en fazla kontenjanı almış oldu. Bu kapsamda; İSTE adına yurtdışına lisansüstü eğitime gidecek adaylar;İnsan-Bilgisayar Etkileşimi, Enerji Depolama ve Enerji Malzemeleri, Güç ve Depolama Teknolojileri, Hidrojen ve Yakıt pilleri, Yenilenebilir Enerji Kaynakları/Teknolojileri ve Nükleer Enerji alanlarında İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Çin, Japonya, Singapur, Güney Kore ve Rusya’da faaliyet gösteren dünyanın önde gelen üniversitelerinde bilimsel çalışmalarını yapabilecekler.
Konu ile ilgili açıklama yapanİSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli; “Dünyanın seçkin üniversitelerinde seçkin bilim adamlarının danışmanlığında eğitim alma ve bilimsel araştırma yapma fırsatı sağlayan Yurt Dışı Yüksek Lisans programları ve Ülkemizin ve Üniversitemizin gelişimi için büyük önem arz etmektedir. Teknoversite vizyonuyla yola çıkan İskenderun Teknik Üniversitesi’nin çabalarının karşılık bulduğunu ve Ülkemiz için çokdeğerli olan bu programda, teknik bilimler alanında en fazla kontenjanın Üniversitemize verilmiş olduğunu görmek bizleri çok memnun etmiştir. Ülkemizin Bilim ve Teknoloji toplumu haline gelmesinin yolunun iyi bilim adamlarının yetişmesinden geçtiği kanaatindeyiz. Elbette, kendi programlarımızda da nitelikli insan kaynağı yetiştirmeye gayret ediyoruz. Bunun için, Üniversitemizdeki lisansüstü eğitim çalışmalarına da büyük önem veriyoruz. YLSY programıyla dünyanın saygın üniversitelerinde Yüksek Lisans ve Doktora yapacak olan öğrencilerimizin, donanımlarını artırmış olarak Ülkemize ve Üniversitemize döndüklerinde, birçok teknolojik yeniliklere imza atacağına inanıyoruz. İSTE, özellikle enerji sistemlerinde önemli bir eğitim ve araştırma merkezi haline geliyor. Birkaç yıl içerisinde Ülkemiz için çok önem arz eden enerji hususunda ihtisaslaşmış 20-25 araştırmacıyı içerecek çok kalifiye bir ekip ve merkez oluşuyor. Enerji Enstitümüzü de bu kapsamda yeniden yapılandırıyoruz”ifadelerini kullandı.
2017 yılında 1416 sayılı Kanun kapsamında yurt dışına lisansüstü öğrenim görmek amacıyla gönderilecek öğrencilerin yerleştirme işlemleri için adaylardan tercih alınıyor. Adaylar, başvurularını http://ais.osym.gov.trinternet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile yapabiliyorlar. Başvuru işlemi, 29 Eylül 2017 tarihinde saat 10:00’da başlıyor, 9 Ekim 2017 tarihinde saat 23:59’da sona eriyor.
‘İskenderun Enerji Forumu’ Arsuz’da
Arsuz Belediyesi, bölgenin enerji politikasına yön verecek olan İskenderun Enerji Forumu 2017’ye ev sahipliği yapacak. TMMOB Elektik Mühendisleri Odası(EMO) ve İskenderun Çevre Koruma Derneği işbirliğiyle 10 Ekim 2017 Salı Günü saat:14.00’te önemli katılımcılar ve konularla gerçekleşecek olan forumda bölgenin enerji üretim ve tüketim potansiyeli masaya yatırılacak ve yenilebilir enerji politikasındaki son gelişmeler ile çevre politikaları değerlendirilecek.
Bu forum kaçmaz!
Forumun açılış konuşmasını hem ev sahibi olması, hem elektrik mühendisi olması dolayısıyla “Yerel yönetim gözüyle enerji yatırımları” başlığı altında Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha gerçekleştirecek. İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Levent Hakkı Yılmaz’ın İskenderun ve Çevre İlçelerin enerji durumu, Elektrik Mühendisi ve Serbest Müşavir Mühendis Naim Devrim’in Bölgedeki enerji santralleri kapasiteleri ve Sanayideki durumu değerlendireceği forum, İskenderun Teknik Üniversitesi(İSTE) Araştırma Görevlisi Kemal Kaya’nın Hidrojen yakıtlı pilli araçlar, İSTE Araştırma Görevlisi Ömer Türksoy’un Rüzgar tribünlerinin kontrolü konularının yanısıra EMO Enerji Daimi Komisyonu Başkanı Elk. Müh. Bülent Damar, İSTE Doç. Dr. Yakup Hameş, MKÜ Biyosistem Müh. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Berkant Ödemiş ve TOROKS Derneği Prof. Dr. Ali Kocabaş’ın yenilenebilir enerji ve çevre politikaları sunumları ile devam edecek.
Başkan Culha’dan foruma davet
Enerji konusundaki yeni gelişmelerin yanı sıra mevcut sorunlarının irdelenmesi ve çözüm önerileri getirilmesi açısından forumun büyük önem taşıdığını söyleyen Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, 10 Ekim 2017 Salı Günü saat:14.00’te Arsuz Belediyesi Yeni Nikah Salonu’nda gerçekleşecek olan ve önemli konulara vurgu yapılacak olan foruma herkesi davet etti.
AK Parti’den Hastalara Moral
AK Parti İskenderun ilçe Başkanı Ayhan Bodur, beraberinde yönetim kurulu üyeleri ile birlikte İskenderun Devlet Hastanesi’nde yatan hasta ve hasta yakınlarına moral vermek amacıyla karanfil dağıtarak, bir süre sohbet ettiler. İskenderun Devlet Hastanesi’nde yatan hastalara ve hasta yakınlarına geçmiş olsun dileklerinde bulunan AK Parti İskenderun ilçe Başkanı Ayhan Bodur ve yönetimi burada tedavi olan hasta ve hasta yakınlarına ziyaret esnasında karanfil dağıttı.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hastalara ve yakınlarına selamlarını ve acil şifa dileklerini ilettiklerini belirten Başkan Bodur, “Bizler hemşerilerimizin iyi günlerinde de kötü günlerinde de her zaman yanındayız. Rabbim hastalarımıza en kısa zamanda şifa vererek sevdikleriyle birlikte olmalarını nasip etsin. Hastanın duası kabul olur. Hem dualarını almaya hem de bir istekleri, ihtiyaçları olup olmadığını sormaya geldik. Hemşerilerimiz ile her zaman iç içeyiz. Hastalarımıza ve yakınlarına Cumhurbaşkanımızın selamlarını ve acil şifa temennilerini ilettik.” dedi.AK Parti Hükümetlerinin her alanda olduğu gibi sağlık konusunda da vatandaşın yanında olduğunu belirten Bodur, AK Parti iktidarlarında her alanda olduğu gibi sağlık alanında da Türkiye’nin çağ atladığını söyledi. Hastanede yatan hastalar ve hasta yakınları ise Başkan Bodur ve yönetimine ziyaretlerinin kendilerine moral olduğunu ifade ederek, AK Parti yönetimine teşekkür ettiler.
Bankacılarla aşure dağıttılar
İskenderun Karma Esnaf Odası ve Denizciler Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Hüseyin Sönmez, Halk Bankası müdürleriyle birlikte Denizciler Mahallesi’nde Cuma Namazı sonrası aşure dağıtımı yaptı.
Aşure dağıtımının ardından esnaf dostu Halk Bankası Adana Bölge Müdürü Mustafa Atlı’ya Başkan Hüseyin Sönmez tarafından üzerine dua yazılı zırh hediye edildi.
Esnaf dostu Halk Bankası’nın Adana Bölge Müdürü Mustafa Atlı, Halk Bankası İskenderun 5 Temmuz Şube Müdürü Ekrem Akış, Hatay Büyükşehir Belediye Meclisi ve İskenderun Belediye Meclisi MHP’li Meclis Üyesi Nazmi Ceylan, İskenderun Belediye Meclisi AK Partili Meclis Üyesi Musa Bayırlı, Denizciler Mahallesi Muhtarı Ali Rıza Kekeç ve daha çok sayıda bölge esnafının katıldığı aşure dağıtım törenine vatandaşlardan da büyük ilgi vardı.
Öğrencilerin okul arasında uğrayıp aşurelerini yedikten sonra arkadaşlarına götürdükleri gözlenirken, aşure dağıtımı sırasında kazanların başına geçen Halk Bankası Adana Bölge Müdürü Mustafa Atlı, İskenderun Halk Bankası 5 Temmuz Şube Müdürü Ekrem Akış, İskenderun Karma Esnaf Odası ve Denizciler Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Hüseyin Sönmez’le birlikte kaselere aşure doldurarak vatandaşlara ikram ettiler.
Kazanlar dolusu aşure vatandaşların yoğun ilgisiyle bolca dağıtıldı. Vatandaşlar sadece yemekle kalmadı, evlerine de aşure götürdü.
Aşure ikramına teşekkür eden esnaflar ve yoldan geçen vatandaşlar, Allah kabul etsin diyerek de memnuniyetlerini dile getirdiler.
MEB Dünya Öğretmenler Günü olan 5 Ekim tarihini esas almalı
Eğitim Sen İskenderun Şube Ali Karadaş, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında; “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü haklarımıza ve geleceğimize yönelik saldırılarla karşılıyoruz!” dedi.
Dünya Öğretmenler Günü’nün geçmişinin, uluslararası öğretmen örgütlerinin katkılarıyla 5 Ekim 1966 tarihinde ILO ve UNESCO tarafından “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı”nın alınmasında yattığını hatırlatan Karadaş, 5 Ekim tarihinin öğretmenlik mesleği açısından evrensel bir önemi olduğunu kaydetti.
“Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı”nın kapsamından da söz eden Karadaş, “Tavsiye Kararı”nın Türkiye tarafından da kabul edilen ve altına imza atılan bir belge olmasına karşın, karardaki yükümlülüklerin yerine getirildiğini söylemenin mümkün olmadığını ifade ederek; “Türkiye’nin öğretmenleri 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü hukuksuz ihraçlar, açığa almalar, soruşturma ve sürgünlerin gölgesinde, işsizlik tehdidiyle ve sözleşmeli/güvencesiz istihdam uygulamaları ile karşılamaktadır. Yıllardır ülkenin dört bir yanında fedakarca görev yapan öğretmenlerin önemli bir bölümü Dünya Öğretmenler Günü’nü darbe girişimi sonrası yaşanan hukuksuz ihraçlar, açığa almalar, tutuklama, soruşturma ve sürgün gibi anti demokratik uygulamalar ile karşılamaktadır. Bugüne kadar OHAL KHK’leri ile 34 bin öğretmen kamu görevinden hukuksuz bir şekilde, kendilerine savunma hakkı bile tanınmadan siyasi ve idari tasarruflarla ihraç edilmiştir. İhraç edilen öğretmen sayısının asker ve polis sayısından fazla olması dikkat çekicidir.
12 Eylül darbesi sonrasındaki süreç dahil, geçmişte yaşanmış darbe dönemlerinde bu kadar yoğun ve kapsamlı öğretmen kıyımı yaşanmamıştır. 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması halinde yaşanacak ne varsa, geçtiğimiz 15 ay içinde bire bir yaşanmış, kamuda ve eğitimde yaşanan ihraçlar, açığa alma uygulamaları ve sürgünler nedeniyle 1 milyonu aşkın öğrencinin eğitim hakkı Hükümet-MEB işbirliği ile fiilen engellenmiştir.
Türkiye’de on binlerce eğitim emekçisi sadece sendikalı olduğu ve sendikalarının aldığı eylem kararlarına katılarak demokratik haklarını kullandığı için cezalandırılmak ve sindirilmek istenmiş, sendikal faaliyetleri yasa dışı bir şekilde suç kapsamına alınmaya çalışılmış ve MEB’in zorlaması ile 20 bine yakın Eğitim Sen üyesi cezai yaptırımlarla karşı karşıya bırakılmıştır” şeklinde konuştu.
Öğretmenlerin tarihin hiçbir döneminde AKP iktidarı döneminde olduğu kadar hakarete maruz kalmadığını, öğretmenlik mesleğinin tarihte hiç bu kadar büyük bir itibar kaybına uğramadığını öne süren Karadaş; “Göreve gelen her bakan fırsat buldukça öğretmenlerin az çalıştığı, uzun tatil yaptığını iddia etmiş, her fırsatta öğretmenlik mesleğini “itibarsızlaştıran” ifadeler kullanmıştır.
Öğretmenler Türkiye’nin en ücra köşelerinde, her türlü olumsuz koşullarla mücadele ederek, görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır. Yaşamın olduğu her yerde eğitim emekçilerini görmek mümkün. Öğretmenlerin yıllar boyunca büyük fedakarlıklara katlanarak çalışırken yaşadığı zorluklar ortadayken, çalışma ve yaşam koşulları ve mesleki saygınlıklarının giderek kötüleşmesi dikkat çekicidir. Geçtiğimiz yıllar içinde öğretmenlerin ekonomik ve sosyal sorunlarına ek olarak, mesleki saygınlıklarında ciddi gerilemeler yaşanmıştır. MEB, eğitime yönelik politika ve uygulamalardaki başarısızlığını sorgulamak yerine, her fırsatta sistem değişikliğine giderek sadece öğrencileri değil, öğretmenleri de mağdur etmektedir” şeklinde konuştu.
‘Öğretmen Strateji Belgesi’nin öğretmenlik mesleğini ve geleceğimizi tehdit ettiğini savunan Karadaş; “MEB, öğretmen yetiştirme sistemi ve öğretmen istihdamını tamamı piyasa değerleri olan “performans”, “rekabet”, “verimlilik”, “kariyer” vb gibi kavramlar üzerinden şekillendirmek, öğretmenleri performans kıskacına alarak, görevleri dışında alanlarda angarya çalışmayı artırmak ve bu şekilde iş güvencesinin altını tamamen boşaltmak istemektedir. PISA sonuçlarından da anlaşıldığı gibi, eğitim sisteminde yaşanan sorunların ve eğitimin niteliğinde yaşanan bozulmanın sorumlusu öğretmenler değil, yıllardır laik, bilimsel eğitim karşıtı politikaları hayata geçirmekte ısrar eden Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Eğitim emekçileri rekabet etmek ve yarışmak değil, birlik ve dayanışma içinde, nitelikli eğitim için çalışmak istemektedir. Geleceğimizi ipotek altına alan ve iş güvencemizin altını boşaltmayı hedefleyen Öğretmen Strateji Belgesine karşı mücadele edeceğimiz bilinmelidir” dedi.
Öğretmenlerin sorunlarının giderek arttığını, sık sık değişen eğitim politikaları nedeniyle siyasi iktidarın ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın elinde adeta oyuncak haline getirildiğini savunan Karadaş, Eğitim Sen olarak taleplerini de şu şekilde sıraladı;
“Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, dünyanın her yerinde olduğu gibi öğretmenler günü olarak Dünya Öğretmenler Günü olan 5 Ekim tarihini esas almalı, öğretmenlere hak ettiği değer verilmelidir. Dünya öğretmenleri açısından bir toplusözleşme niteliğinde olan ve Türkiye’nin de imzaladığı “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı” eksiksiz olarak hayata geçirilmelidir. OHAL kaldırılmalı, KHK’ler iptal edilmeli ile gerçekleştirilen hukuksuz ihraçlar iptal edilmeli, hukuksuz bir şekilde ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilmelidir. Başta insanca yaşayacak ücret talebimiz olmak üzere, eğitim emekçilerinin bugüne kadar yaşadığı ekonomik mağduriyetler giderilmeli, son 15 yıl içinde satın alım gücümüzdeki azalmayı telafi eden adaletli bir ücret artışı sağlanmalıdır.
Çalışırken alınan ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, vergi dilimi uygulaması sabitlenerek ücretlerde yaşanan erimenin önüne geçilmelidir. Ek ders ücretleri günün şartlarına uygun bir şekilde yeniden düzenlenmeli ve en az iki kat arttırılmalıdır. Eğitim-öğretim yılı başında öğretmenlere yapılan eğitim-öğretime hazırlık ödeneği, her dönem başında olmak üzere yılda iki kez olmalı ve bütün eğitim ve bilim emekçilerinin yararlanması sağlanmalıdır. Sözleşmeli/ücretli öğretmenlik gibi her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarına esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmelidir. Hizmetli ve memurlara özel hizmet tazminatı ödenmelidir. Kamu emekçilerinin grevli toplusözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı, gerçek bir toplusözleşme düzenin yaratılması sağlanmalıdır.”
ESENDERE, GÜRBULAK VE BORUALAN’IN KAPASİTELERİ ARTMALI
TİM Lojistik Konseyi ile AKAMİB Başkanı Bülent Aymen, Irak’a ihracatın yaklaşık yüzde 45’inin Kuzey Irak’a, yüzde 55’inin ise ülkenin güney bölgelerine yapıldığını belirterek, “Habur’da yaşanan acil durum, ihracatımızın tamamını olumsuz etkiler” dedi.
Habur Sınır Kapısı’nda güvenliğin sıkılaştırılması ve sevkiyatların durma noktasına gelmesini değerlendiren Bülent Aymen, “Elbette ülkemizin çıkarları ve güvenliği her şeyin üstündedir. Ancak alternatif yollarla bulacağımız çözümler ile zararı minimize etmeliyiz. Bu durumda Irak’ın güney bölgelerine ihraç mallarımızı ulaştırmada İran güzergahı öne çıkıyor.
İran’daki Esendere, Gürbulak, Borualan kapılarımızın kapasitelerini artıracak tedbir ve girişimleri hemen hayata geçirmeliyiz.
Türkiye’nin ihracatının ilk 8 ay itibariyle yüzde 5.8’i ve AKAMİB’in bünyesinde yer aldığı Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin ihracatının yüzde 12’si Irak’a gerçekleşiyor” diye konuştu.
TİM Lojistik Konseyi ile AKAMİB Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Bülent Aymen, Habur Sınır Kapısı’nda güvenliğin sıkılaştırılması ve sevkiyatların durma noktasına gelmesine de işaret etti. Her ülkede olduğu gibi Irak’a ihracatın da kayıtlarının bölge değil bütün ülke bazında tutulduğunu ifade eden Aymen, “Bununla birlikte Irak’a ihracatın yaklaşık yüzde 45’inin Kuzey Irak’a, yüzde 55’inin ise ülkenin güney bölgelerine yapıldığını söyleyebiliriz” dedi. Aymen, “Habur’da yaşanan acil durum, ihracatımızın tamamını olumsuz etkiler. Elbette ülkemizin çıkarları ve güvenliği her şeyin üstündedir. Ancak alternatif yollarla bulacağımız çözümler ile zararı minimize etmeliyiz” şeklinde konuştu.
Irak’ın güney bölgelerine ihraç mallarını ulaştırmada İran güzergahı öne çıktığını vurgulayan Aymen şöyle devam etti: “İran’daki Esendere, Gürbulak, Borualan kapılarımızın kapasitelerini artıracak tedbir ve girişimleri hemen hayata geçirmeliyiz. Türkiye’nin ihracatının ilk 8 ay itibariyle yüzde 5.8’i ve AKAMİB’in bünyesinde yer aldığı Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin ihracatının yüzde 12’si Irak’a gerçekleşiyor. Akdeniz İhracatçı Birlikleri bölgesindeki illere bakıldığında Irak’a en fazla ihracatı olan Türkiye’deki ilk 10 il arasında Mersin’in 5’inci, Adana’nın 7’inci, Kayseri’nin 8’inci, Hatay’ın 10’uncu sırada bulunuyor. Ayrıca Türkiye’nin Irak’a ihracatının yaklaşık yüzde 10’unu mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektöründen gerçekleşiyor. AKAMİB ihracatının da yüzde 31’i Irak’a yapılıyor…”
Bisikletiyle ülkeyi Geziyor
Bisikletle şehirler arası ulaşımın mümkün olduğunu ispatlamak için tur başlatan Ahmet Süğlün, İzmir’den çıktığı bisiklet yolculuğunda Antakya’ya ulaştı.
İzmir’den 7 Ağustos’ta yola çıkan Süğlün, bisikletiyle 80 günde 81 ili gezmeyi hedefliyor.
Bisiklet seyahatinde 60 günü geride bırakan Süğlün, 65’inci il olan Hatay’a yetişti.
Hatay’dan sonra yola Osmaniye iline uğrayarak devam edeceğini ifade eden Süğlün, “Projemin amacı, bisikletle uzun mesafenin yapılabileceğini göstermek. Şimdiye kadar bunu gösterebildim. Bisikletin bir ulaşım aracı olabileceğini, an azından şehirler arası bir ulaşım aracı olabileceğini gösteriyorum. O nedenle Türkiye’yi turluyorum. Yeni yerler, yeni insanlar, yeni yüzler, farklı coğrafyalar görüyorum.” dedi
6 EKİM TARİHTE BUGÜN

06 Ekim
Tarihte Bugün Yaşanan Olaylar
1605-Lala Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Estergon Kalesi’ne girdi.
1889-Thomas Edison ilk hareketli resim gösterimini gerçekleştirdi.
1907-İstanbul’da ilk otomobil Beyoğlu’nda görüldü.
1908-Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu’nun denetimindeki Bosna-Hersek’i ilhak etti.
1917-Mustafa Kemal 7. Ordu Komutanlığı’ndan istifa ettiğini Enver Paşa’ya bildirdi.
1923-Şükrü Naili Paşa komutasındaki Türk birlikleri İstanbul’a girdi
1923-Damat Ferit Paşa, Fransa’nın Nis kentinde öldü.
1923-ABD’li astronom Edwin Hubble, Andromeda galaksisini keşfetti.
1923-İstanbul’un kurtuluşu.
1926-Kayseri’de ilk uçak fabrikası kuruldu.
1930-I. Balkan Konferansı Atina’da toplandı.
1951-Sovyetler Birliği devlet başkanı Stalin, ülkesinin atom bombasına sahip olduğunu açıkladı.
1963-ABD başkanı John Fitzgerald Kennedy’nin eşi Jacqueline Kennedy İstanbul’a geldi.
1964-Birinci Antalya Altın Portakal Film Şenliği başladı.
1971-6. Akdeniz Oyunları, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından İzmir’de törenle açıldı.
1973-Arap Ülkeleri ile İsrail arasında Yom Kippur Savaşı başladı.
1981-Mısır cumhurbaşkanı Enver Sedat, askeri bir tören sırasında öldürüldü. Suikastı Müslüman Kardeşler örgütü üstlendi.
1986-TV’nin ikinci kanalı çeşitli eğlence programlarıyla resmen açıldı.
1990-Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) parti meclisi üyesi Doç. Dr. Bahriye Üçok, kendisine kargoyla gönderilen bombalı bir paketin patlaması sonucu yaşamını yitirdi. Üçok 71 yaşındaydı.
2002-Opus Dei kurucusu Josemaría Escrivá aziz ilan edildi.
Tarihte Bugün Doğanlar
1831-Richard Dedekind, Alman matematikçi (ö. 1916)
1887-Le Corbusier, İsviçre asıllı Fransız mimar (ö. 1965)
1908-Sergey Lvoviç Sobolev, Rus matematikçi (ö. 1989)
1923-Selahattin İçli, Türk müziği bestecisi, müzisyen, tıp doktoru (ö. 2006)
1930-Hafız Esed, Suriye devlet başkanı (ö. 2000)
1931-Riccardo Giacconi, ABD’li fizikçi
1942-Britt Ekland; İsveçli sinema oyuncusu
1963-Elisabeth Shue, ABD’li sinema oyuncusu
1963-Vasile Tarlev, Moldovalı politikacı ve başbakan.
1980-Eser Altın, Türk futbolcu.
1984-Pelin Karahan, Türk oyuncu
Tarihte Bugün Ölenler
1014-Samuil, Bulgaristan çarı (d. 958)
1553-Şehzade Mustafa, Osmanlı Şehzadesi (d. 1515)
1892-Alfred Tennyson (Alfred, Lord Tennyson), İngiliz şair (d. 1809)
1893-Ford Madox Brown, İngiliz ressam (d. 1821)
1923-Damat Ferid Paşa, Osmanlı diplomat ve devlet adamı (d. 1853)
1953-Vera Muhina, Sovyet heykeltraş (d. 1888)
1964-Kosma Togo, karikatürist
1968-Sabri Esat Siyavuşgil, Türk şair, yazar ve psikolog (d. 1907)
1969-Doğan Nadi, Türk gazeteci
1981-Enver Sedat, Mısır’ın üçüncü cumhurbaşkanı (d. 1918)
1989-Bette Davis, ABD’li aktris (d. 1908)
1990-Bahriye Üçok, Türk tarihçi ve siyasetbilimci (d. 1919)
1992-Denholm Elliott, İngiliz sinema ve tiyatro oyuncusu (d. 1922)
1993-Nejat Eczacıbaşı, Türk işadamı (d. 1913)
1999-Amalia Rodrigues, Portekizli fado şarkıcısı ve aktris (d. 1920)
Tatil ve Özel Günler
06 Ekim-İstanbul’un kurtuluşu (İstanbul’daki ilk ve orta dereceli okullarda bir gün resmi tatil ilan edilir.)
TIR’lar gitmeyince katırlar gider!
Türkiye’nin gündemi baş döndürücü bir hızla değişiyor. Ama MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin söylem ve hayali hiç değişmiyor.
Devlet Bahçeli, bu haftaki TBMM Grup toplantısında,”…..O gün geldiğinde 81 Düzce’den hemen sonra 82 Kerkük, 83 Musul deme hakkının önünde hiçbir güç duramayacaktır….5.000 gönüllü ülkücü Kerkük için hazır….” diyor.
Allah aşkına! Bu Devlet Bahçeli hangi gezegende yaşıyor acaba? Türkiye’de siyaset yaptığının farkında değil mi? Ne yani! Bulgaristan’dan 4 bin ton saman ithal eden Türkiye, Irak’a 5.000 gönüllü ülkücü mü ihraç edecek? Türkiye, dış ticaret açığını diğer ülkelere gönüllü ülkücü ihraç ederek mi kapatacak? Türkiye’nin bekasını bu zihniyetteki siyasetçiler mi sağlayacak? Vah ki Türkiye’min haline vah!
TIR’LAR VE KATIRLAR
Türkiye, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile son 10 yıldır çok yoğun siyasi ve ekonomik ilişkiler yaşıyor. Siyasi ilişkilerin gelişmesini takiben, Türkiye ve IKBY arasında vize kolaylığı sağlanması da ticaretin gelişmesinde etkili olmuştur. Türkiye ile IKBY arasındaki ticaret hacminin 5.5 milyar dolar seviyesinde olduğu tahmin ediliyor.
Ancak 25 Eylül’de gerçekleşen bağımsızlık referandumunun ardından gerilen ilişkiler, bu ticari canlılığı tersine çevirme ihtimali taşıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’nin geçen hafta yaptığı açıklamaya göre, Habur Sınır Kapısı şu an itibariyle açık durumda olsa da kapatılması gündemde. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi her an kapatılabilir.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Iraklı Kürtlere sesleniyor ve yaptığı açıklamalarda, “TIR’lar Kuzey Irak’a çalışmadığı anda bunlar yiyecek, giyecek bulamazlar….” diyor.
Bence, bu tür söylemler tehlikeli ve yanlıştır!Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ne askeri müdahale yapılmamalıdır. Petrol Boru Hattı kapatılmamalıdır. Askeri seçenek, iyi bir seçenek değildir. Ekonomik yaptırım da doğru bir karar değildir.
Habur Sınır Kapısı’nın kapanması halinde, sadece Kuzey Irak Kürt Bölgesi’ne değil, Irak’a da ihracat yapılması mümkün olmayacaktır. Bu durumda ise, sadece Iraklılar değil, Irak ile iş yapan ve Irak’a mal ihraç eden Türk şirketleri de çok zarar görecektir.
Habur Sınır Kapısı kapatılırsa Kuzey Irak Kürt Bölgesi’nde hiçbir sıkıntı olmayacaktır. Siparişi alınan ve parası peşin ödenen gıda ve giyim eşyasının teslimi için alternatif yollar aranacak ve mutad dışı yollar bulunacaktır. TIR’lar gitmeyince, Kuzey IrakBölgesi’nde yaşayan Kürtler, yiyeceksiz ve giyeceksiz kalmayacaktır.
Habur Sınır Kapısı kapatılsa bile, ticaretin devam edebilmesi için adımlar atılacak ve kaçakçılık hortlayacaktır.
Kuzey Irak Kürt Bölgesi’ne TIR’lar gitmeyince, mutad dış yollardan katırlar gidecektir. Dolayısıyla da, mutad dışı yollardan, gıda maddeleri, hazır giyim ve ev eşyası katır sırtında taşınacak; kaçak giriş ve çıkışlar artacaktır. Bu durumda, Kuzey Irak Bölgesi’nde yaşayan Kürtler, çok da fazlaca, yiyecek ve giyecek sıkıntısı yaşamayacaktır.
EKONOMİK AMBARGO TEHLİKELİDİR!
Ekonomik ambargo, tehlikeli bir söylemdir ve yanlıştır!
Ekonomik ambargolar ve yasaklar çözüm değildir. Çünkü ambargolar da yasaklar da delinebilir. Bir ülkede, bölgede ya da toplumda, gıda maddelerine veya hazır giyim eşyasına ihtiyaç varsa, o ihtiyaç birileri tarafından mutlaka karşılanır. Türkiye’de sigara, çay, kahve, cep telefonu ve alkollü içecek gibi eşya kaçakçılığının önlenememesinin sebebi nedir? Bu tür eşyaların ithalatına konan kısıtlamalar ve yüksek orandaki ithal vergileri değil midir?
Ayrıca, hiç şüphe yoktur ki, Kuzey Irak Kürt Bölgesi’ne Türk Hükümeti tarafından uygulanacak ekonomik ambargo, kesinlikle PKK Terör Örgütü’nün işine yarayacaktır. Türkiye, Kuzey Irak’ta yaşayan Kürtleri gıdasız ve giyeceksiz bırakarak cezalandırmak isterken, aslında PKK Terör Örgütü’nün ekmeğine yağ ve bal sürecektir. PKK Terör Örgütü, Türkiye-Irak Sınırını delik deşik ederek kaçakçılığı organize edecek ve katır sırtında yapılacak gıda ve giyim eşyası taşımacılığından zorla gümrük harcı toplayacaktır.
Sonuç itibariyle¸Türkiye’nin Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ne muhtemelen uygulayacağı ekonomik ambargo amacına ulaşamayacağı gibi, ayrıca PKK Terör Örgütü’ne de ek mali kaynak yaratmış olacaktır.
İSTANBUL’DA HATAY GÜNLERİ
Hatay, 2017 Sonbaharı itibariyle ekonomide ve ticarette gerilemiş durumdadır!
Hatay’da halkın geliri azalmış, işsizlik artmıştır. İşyerleri kapanmaktadır. Lojistik sektörü can çekişmektedir.
Hatay’ın çimento, demir-çelik, yaş meyve-sebze, naranciye ve hububat ihracatı neredeyse durma noktasındadır.
Turizm sektöründe %65 civarında bir daralma var!
Hatay ekonomisini geriye götüren ve durma noktasına düşüren sebepler; sadece ekonomik olaylar ve teşvik meselesi değildir. Hatay’ın kamuoyunca bilinmeyen ve ortaya çıkarılması gereken daha ciddi meseleleri de vardır.
Örneğin, Hatay sermayesi FETÖ/PDY ve AKP üyesi birilerinin banka hesaplarında birikmiştir. Hatay’ın tapuları birilerinin kilitli kasalarında muhafaza edilmektedir.
Dolayısıyla da Hatay’ın gerçek sahipleri illegal insanlardır. Aslında, Hatay’ı ekonomide ve ticarette geriletenler, Hatay siyasetini kirletenler bu tür insan tipleridir.
Dolayısıyla da Hatay’ı tanıtmak için, Hatay Valiliği himayesinde Hatay Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri, HATAYDER ve HATİAB ile birlikte İstanbul’da ‘7. Hatay Günleri’ düzenlemek beyhudedir. Önemli olan Hatay’ı bu tür asalaklardan temizlemektir. Yapılabilecek bu tür bir etkinlik, vallahi de billahi de Hatay’ın da, Hataylıların da daha çak hayrınadır.
Hatay gönüllüleri, dünya ülkelerini gezip görmek için dört mevsim ‘seyahat turları’ düzenleyeceklerine, biraz da Hatay’ı Cennet’e çevirmek için fikir ve proje üretmelidir. Hatay, biran evvel Ali Dibo’lardan temizlenmelidir!




















