Cuma, Mayıs 3, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe YazılarıArtık hiçbir şey eskisi gibi olmamalı

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmamalı

 

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmamalı

Şubat 2023 saat 4.17’de 11 ilimizde meydana gelen afet bizden çok şey aldı götürdü.

Yazacak söylenecek çok şey var.

Deprem çok şeyimizi aldı

Canlarımızı aldı.

Binalarımızı, iş yerlerimizi, meskenlerimizi aldı.

Ölülerimiz dini tören görmeden yıkanmadan, kefenlenmeden, ceset torbaları içinde toprağa verdik.

Günlerce aç susuz enkaz başlarında titreyerek bekledik.

Adaletsiz uygulamalara tanık olup isyan ettik.

Koordine ve eşgüdüm eksikliği ile kahrolduk

İşimizi aşımızı kaybettik

Canını kurtaranlar yurdun dört bir tarafına savrulduk

Liste uzar gider.

Yaşanan bu gelişmeler karşısında söylenecek en doğru söz  “6 Şubat 20023’ten sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak .”

Ya da en azından olmamalı.

Benim kisi bir temenni.

Ama inanıyorum ki toplum vicdanı çok büyük bir ölçüde her şeyin 6 Şubat’tan sonra eskisi gibi olmaması gerektiğine inanıyor.

 

İyi de bu nasıl olacak?

Ya da neler eskisi gibi olmasın ?.

Olaya bir kere Makro açıdan ve köktenci bir yaklaşımla bakmak lazım.

yoksa yıkılan Ev dükkan öyle böyle .

hasarlı binalar iş yerleri güçlendirilir.

çadır kentler kontenyerler boşaltılır .

Hayat, ölenlerin acısı hariç normal akışına döner .

ölenlerimiz için Anıt mezarlar yaparız Her sene 6 Şubat’ta yas tutarız ağlarız.

Ya Sonra ?

Deprem kuşağında yaşıyoruz tekrar olmayacak diye bir şey yok.

Anahtar kelime bu işte tekrar deprem olacak.

Hep söylenir ya depremle yaşamaya alışmalıyız denir.

Tamam 6 Şubat’tan bir deneyimimiz oldu.

Artık depremde nasıl davranmamız gerektiği Ya da nasıl davranmamamız konularında deneyimliyiz.

Peki Kent imarı, imar hukuku kentleri imar eden yöneticilerimiz ve kentlerimiz hazır mı? Önemli nokta burası .

Merkezi hükümet ve yerel yönetimler hazır mı?

Şubat depremi onlara ne gibi deneyimler kazandırdı ?

imar planları hazırlanırken Deprem gerçeğine ne kadar önem verilecek?

İskenderun’da örnek verelim son 1/1000 imar uygulama planında parsel bazında kat ve Emsal artışları verilmişti

6 Şubat depreminde ölü sayısı ve yıkılan bina sayıları ile kat ve parsel verilen bu arsalar arasında nasıl bir ilişki var?

 

Daha doğrusu daha doğru bir ifadeyle Emsal artışı ve kat yüksekliği verilen kaç bina yıkıldı ağır hasar gördü Bu binalarda kaç canımızı kaybettik kaç yaralı verdik?

Böyle bir çalışma var mı ?

Bilmiyorum.

Ama İskenderun‘da gezdiğim kadarıyla 1/1000 ölçekli imar planına göre yapılan bu tür binaların çoğu yıkık ya da ağır hasarlı.

Antakya’dan bir örnekle devam .

Bilim adamları Antakya‘da Asi nehrinin iki yakası sit alanı olsun istiyorlar .

Bu depremde Asi’nin iki yakası da yıkıldı .

Kaç bina yıkıldı kaç ev hasar aldı kaç can kaybettik

Deprem felaketlerinde toplanma bölgesinin çok önemli olduğunu söyler dururlar.

6 Şubat’ta sağ olarak kurtulan kaç kişi hangi toplanma merkezine çıkabildi?

Açıkçası İskenderun iman planında toplanma merkezleri yeterli mi ya da var mı?

Örnekler çoğaltılabilir.

İşte Hiçbir şey eskisi gibi olmasın derken imar planları eskisi gibi olmazsın düsturu ile başlamak lazım.

Dikey büyüme, Emsal artışı yoğunluk artışı yapılmamalı artık.

imar planları da bir rant aracı değil bir güzel ve konforlu yaşam aracı olarak görülmeli.

Bu misyona sahip yerel yöneticiler seçilmeli.

Belediyeler ve merkezi hükümetler dere yataklarını, sulak alanları, ovaları verimli tarım alanlarını rant uğruna imara açmamalı.

İMAR AFFI uygulamaları kaldırılmalı imara aykırı yapılar derhal yıkılmalıdır.

 

Keza merkezi hükümet düzeyinde sınıfta kalan bu afet çalışması anlayışı derhal terk edilmeli afete depreme hazırlıklı olan tam ve güvenli donanıma sahip bir AFAD yaratılmalı.

Kızılay çadır satan bir kuruluş olmaktan çıkarılıp hilal-i Ahmer haline tekrar dönmeli.

Yıkılan binaların fenni mesulü ve müteahhitleri içeri tutmak anlayışı yerine o müteahhide yanlış yaptırılmayacak bir denetim ortamı yaratılmalı.

Onları taksirle adam öldürmeye teşebbüsten almak, yargılamak yerine adam öldürmeyecek şekilde denetim mekanizmaları kurulmalı .

Keza kurtarma ve yardım organizasyonlarında kordinatör Vali ,Koordinatör Kaymakam yerine koordinasyon ve eşgüdüm sağlayacak genel anlamda sivil bir inisiyatif kamu otoritesi ile birleştirilmeli.

Atanan Kaymakam ve valiyi devre dışı bırakmak bölgeyi bilmeyen insanlardan koordinatörler atamak yerine Kaymakam ve Valiyi gönüllü sivili insiyatif  grup ve kuruluşlarla tahkim etmeliyiz.

 

İddia ve inat da söylüyorum.

İskenderun’daki sivil toplum örgütleri ,STK ,dernekler ,Odalar Koordinatör Kaymakam ya da koordinatör Afadcılardan daha kapsamlı verimli iş yapabilirlerdi.

Bu tür koordinasyon ve eşgüdüm kurulları oluşturmalı ve hazır bekletilmelidir.

Evet deprem bir gerçek hem de her an Gerçi tekrarlanabileceğimiz bir gerçek.

6 Şubat yıkımından herkes dersler çıkarmalı.

Kamu otoritesi ,yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ,Gönüllü Kuruluşlar, siyaset kurumu hepimiz ama hepimiz dersler çıkarmalıyız.

Her şeyin 6 Şubat’tan daha farklı ve güzel olması için bu şart.

Son 5 yılda Van Erzurum ve İzmir depremlerine bakarak ders aldığımız pek söylenemez.

Bari Hatay -Maraş Merkezli 11 ili yangın yerine çeviren on binlerce Can alan bu depremden dersler çıkaralım.

ve Hiçbir şey eskisi gibi olmaması için hepimiz çaba sarf edelim

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER