Hatay’daki üzüm üretiminin yaklaşık yüzde 97’sinin yapıldığı ve “üzüm cenneti” olarak anılan Hassa’da bağ bozumu etkinliği yapıldı.
İlçeye bağlı Akbez Mahallesi’ndeki bir üzüm bağında yapılan etkinlikte çok sayıda üretici bir araya geldi. Çiftçiler bu yıl rekoltenin yüksek olmasının mutluluğunu yaşadı.
Kaymakam Yusuf Turan, burada yaptığı konuşmada, Hassa denildiğinde akla ilk olarak bağcılık geldiğini söyledi. Kentteki üzüm üretimin yaklaşık yüzde 97’sinin ilçede yapıldığını belirten Turan, şöyle devam etti:
“İlçemizde yaklaşık 50 bin dekarlık alanda üzüm yetiştiriciliği yapılmakta. Her yıl elde edilen ürün mevsim koşullarına göre değişiyor ancak 100 bin tona kadar üzüm hasılatı yapılıyor. Bu ilçemiz için gurur verici bir durum. Bu yıl geçtiğimiz yıllara göre daha iyi ürünler almayı bekliyoruz. İlçemizde üzüm hasadı yaklaşık 1,5 ay daha devam edecek.”
İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce eğitimler verilen çiftçilerin daha bilinçli hale geldiklerini aktaran Turan, üzüm hasadının hayırlı, bereketli ve kazançlı olmasını diledi.
Hassa Belediye Başkanı Abdurrahman Demirel de ilçede üretilen üzümlerin kalitesi ve tadıyla öne çıktığını söyledi.
Üzüm üreticilerinden Ahmet Ak ise bu yılki yağışların rekolteyi artırdığına işaret ederek bu durumun üzüm üreticilerini memnun ettiğini kaydetti.
Hatay Büyükşehir Belediyesi(HBB), Hatay’ın sahip olduğu tarihi değerlere sahip çıkmak için tüm imkânları seferber ediyor.
HBB Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Dairesi Başkanlığı’na bağlı ekipler, Hassa’nın önemli simgelerinden biri olan Zeytinoba Mahellesi’nde asırlardır kök salan çınar ağacınabakım çalışması gerçekleştirdi. Bakım çalışmaları kapsamında tarihi ağacın suyuna ve besinine ortak olarak direncini zayıflatan bitkiler söküldü. Ağacın köklerinin hava alabilmesi için çapalama ve gübreleme yapıldı.
HBB ekipleri bakım çalışmalarının devamında ilaçlama işlemi de gerçekleştirerek ağaca zarar verebilecek tüm etmenlerin ortadan kaldırıldığını bildirdi.
Hamilelik kadının kendi mucizesini hayata getirdiği bir serüven. Bu inanılmaz deneyim ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirebilme isteğinin yüklediği sorumluluk zaman zaman anne adayını strese sokabiliyor. Doğru beslenme, egzersiz, düzenli kontroller… Yapılması gereken her şeyi gerektiği gibi yerine getirse de etrafından olumsuz deneyimleri duymak bile tedirgin olmak için yeterli olabiliyor…Özellikle doğumun yaklaştığı son aylarda biriken tüm bilgi ve endişelerle birlikte bu güzel serüvenin bir an önce sonlanması arzulanıyor. Ama doğum zamanlaması konusunda kararı bebek veriyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Funda Öztürk, hikayenizi güzel sonla tamamlayarak doğumun daha kolay geçmesini sağlayacak öneriler verdi…
1-Kendinizi hazırlayın
Hamilelik kaç defa yaşanırsa yaşansın her birinin ayrı bir deneyim olduğunu unutmayın. Bu deneyime mümkün olduğunca kendinizi hazırlamaya çalışın. Geçmişte yaşanmış bazı olumsuzluklar farkında olmadan annelik kavramınızı etkileyebilir. Özellikle de çevreden duyduğunuz zor doğum hikayeleri, abartılarak anlatılan doğum sancıları, gebelik sürecinde yaşanan sorunlar doğum sürecini olduğundan daha farklı algılamanıza neden olabilir ve ‘doğum korkusu’ olarak yerleşebilir. Bu nedenle mümkün olduğu kadar olumlu olmaya çalışın. Zihninizi temizleyin, çevrenizdeki insanların zor veya başarısız doğum hikayelerini dinlemeyin, endişelerinizi başkalarıyla değil doktorunuzla paylaşın. Gerekirse psikolojik destek almaktan çekinmeyin.
2-Hamilelik ve doğum konusunda bilgi edinin
Doğum konusunu asla son ana bırakmayın. İlk aylardan itibaren hamileliği ve doğumu öğrenmeye çalışın. Doğumun nasıl olduğunu öğrenmek bu konuda ki yanlış bilgilerden uzaklaşmanıza ve sizi doğumun doğal bir olay olduğu fikrine yaklaşmanıza yardımcı olabilir. Doğum ile ilgili kitaplar okuyabilir, doğuma hazırlık kurslarına katılabilir, başarılı doğum hikayeleri okuyabilir, konu hakkında film ve videolar izleyebilirsiniz. Tabi eşiniz yada doğumda yanınızda olacak kişinin de bilgilenmesi, size daha doğru şekilde destek olması açısından önem taşıyor.
3-Egzersizle vücudunuzu güçlendirin
Hamilelik döneminde birçok kişi egzersiz yapmaktan çekiniyor. Ancak egzersiz vücudunuzu güçlendireceği gibi ruhen ve bedenen kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Bu nedenle bedeninizi doğuma hazırlamak için hamileliğinizin üçüncü ayından itibaren hekiminizin onaylayacağı uygun egzersizleri düzenli olarak yapmaya çalışın. Bacak, karın ve sırt kaslarınızın güçlenmesini sağlayacağı için yürüyüş ve yüzme tercih edebileceğiniz alternatifler arasında yer alıyor. Eğer imkanınız varsa mutlaka profesyonel eğitim almış eğitmenler eşliğinde yapılmak kaydıyla yoga ve plates de tercih edebilirsiniz.
4-Doğumdan önce gevşeme egzersizleri yapın
Hamilelik ve doğum sırasında hem fiziksel hem de psikolojik nedenlerle kas gerginliği yaşayabilirsiniz. Bu konuda doğum öncesi eğitim sınıflarından gevşeme egzersizleriyle gerginliği azaltmayı ve doğuma yardımcı olacak kaslarınızı çalıştırmayı öğrenebilirsiniz. Böylelikle gereksiz güç kullanmadığınız için ve enerjinizi sancı zamanlarında kullanabilirsiniz. Nefes teknikleriyle birlikte pelvis taban kaslarınızı kullanmayı öğrenmeniz doğumda bebeğinizin de çok daha rahat çıkmasını sağlayacağından hem siz, hem de bebeğiniz için önem taşıyor.
5-Nefes almayı öğrenin
Doğru ve düzenli nefes alma hem hamilelik süreci, hem de doğum anı için son derece önem taşıyor. Doğal olarak yaptığımız solunum sırasında hem göğüs kafesi hem de karın kaslarımızı kullanıyoruz. Solunum egzersizleriyle de göğüs kafesi ve karın kaslarını ayrı çalıştırarak nefesinizi daha bilinçli kullanmayı öğrenebilirsiniz. Nefesi tutma, derin soluk alıp beklemek, küçük nefesler ise (sadece göğüs kafesi ile sık soluk alıp verme) ağrı sırasında kolaylık sağlıyor. Büyük nefesler ise ıkınma sürecinde fayda sağlıyor. Uzun ve derin nefesler bebeğinize oksijen ulaşmasını sağladığı gibi kasılma anında odaklanmanıza da destek oluyor. Yoğun kramp ve ağrı aralarında daha yavaş ve sakin nefes alma, dinlenmenizi sağladığı gibi rahatlamanıza da yardımcı olacaktır. Nefes egzersizlerini doğum başlamadan önce hamilelik süresince evde veya yürüyüş sırasında arada sırada alıştırmalar yaparak öğrenebilirsiniz. Bulunduğunuz şehirde varsa bu teknikleri öğrenebileceğiniz bir hamile eğitim kursuna başvurabilirsiniz.
6-Doğum kendiliğinden başlamasını bekleyin
Doğal bir hamilelik sürecinin sağlıklı bir doğumla tamamlanması 38. ile 42 hafta arasında gerçekleşebiliyor. Normal bir doğum yapılacaksa, kesin tarihin yine bebeğin durumuna göre belirleneceğini unutmamak gerekiyor. Her ne kadar son ay sabırsızlık ve merak heyecanla birlikte stres düzeyi de artsa da sakin kalmaya özen göstermeye çalışın. Doğum kendiliğinden başladığında çok daha kolay olacağı için, tıbbi bir engel yoksa doğumun kendiliğinden başlamasını bekleyin. Bu noktada hekiminizin tavsiyelerini mutlaka dinleyin. Ancak doğumu başlatmak için; yürüyüş yapmak, merdiven çıkmak, cinsel ilişki, göğüslerin uyarılması, pilates topu üzerinde kalçanızla yapacağınız dairesel hareketler kısmen işe yarayabilir. Bazı ‘hurma, ananas, ahududu yaprağı çayı’ gibi gıdaların tüketiminde zararsızdır. Ancak miktarını abartmayın. Aynı zamanda içeriğine hakim olamadığınız karışım çaylar ve yağları da hiçbir şekilde kullanmayın.
7-Sancılar başladığında yatakta kalmayın
Herhangi bir tıbbi engeliniz yoksa ve hekiminiz aksini söylemediği sürece doğum sancıları başladıktan sonra yatakta kalmamaya çalışın. Ayakta kalarak veya yürüyerek yerçekiminin de etkisiyle bebeğin aşağı inmesine yardımcı olabilirsiniz. Bir pilates topu üzerinde hareket etmek, yürümek, sallanmak, çömelmek, öne doğru yaslanma pozisyonları ve beraberinde sırt masajlarını da rahatlamak için kullanabilirsiniz. Aktif olmak kasılmaları da çok daha rahat geçirmenizi sağlayacaktır.
8-Doğum sırasında yanınızda sakin biri olsun
Daha önce hamilelik yaşanmış bile olsa doğum kaçınılmaz olarak stres yaratacaktır. Önemli olan bu stresi kontrol edebilmektir. Etrafınızda size destek olmak için bulunan kişilerin gerginliğinin de sizi olumsuz etkileyeceğini unutmayın. Bu nedenle yardım için sakin yapıda bir kişiyi tercih edin. Bazı babalar için karısının acı çektiği ana şahitlik etmesi güç olabilir. Ancak aile kavramının gelişmesine katkıda bulanacağı için babanın da doğuma katılması yarar sağlayacaktır.
9-Doğum yöntemleri hakkında önceden bilgi edinin
Gebelik ve doğum sürecinin her anı kişiye özel yaşanır. Bu nedenle tercih edilecek doğum yöntemi için de tek doğrudan söz etmek zor. Elbette doğal ve sağlıklı olanı normal bir doğumdur. Ancak bazı tıbbi durumlarda sezaryenin gerekebileceğini unutmayın. Hekiminizin sizi, en doğru olan yöntem konusunda bilgilendireceğine ve uygulayacağına inanın. Doğumu sezaryenle gerçekleştirerek de bebeğinizle güçlü bir bağ kurabileceğinizi aklınızdan çıkarmayın.
10-Doğum yapacağınız hastaneye önceden karar verin!
Hamileliğiniz ilerledikten sonra mutlaka nerede doğum yapacağınıza karar verin. Doğumu yapacağınız yer, hastane ve bebeğinizle birlikte olacağınız oda hakkında bilgi almak doğuma girerken kendinizi çok daha güvende hissetmenizi sağlayacaktır. Ayrıca, size yardımcı olacak sağlık personeliyle tanışmak, varsa sorularınıza yanıt bulmanıza ve güven duygunuzun artmasına destek olacaktır.
Kulüp Başkanı Osman Tufan ile yöneticiler, toplu sözleşmenin ardından futbolcuların antrenmanını izledi.
Spor Toto 3. Lig Grubunda mücadele eden Güney temsilcisi Payas Spor, yönetimi yeni sezon öncesinde daha önce prensipte anlaştığı 15 futbolcuyla kulüp binasında toplu halde resmi sözleşme töreni düzenlediler. Törene Kulüp Başkanı Osman Tufan, yöneticiler, Teknik Direktör Semih Tokatlı ile futbolcular katıldı. Resmi Sözleşmenin ardından kulüp yönetimi Payas ilçe stadının ortasında futbolcularla toplu halde resim çektirip daha sonra antrenmanı izlediler.
Payas Spor Kulüp Başkanı Osman Tufan, yeni sezonda sözleşme imzaladıkları futbolcuları kamuoyuna açıkladı.
Payas Spor’un transfer ettiği futbolcular şöyle.
Koray Kurt (Sancaktepe-Orta saha-1 Yılık), Arif Güner (Çatalca-defans-1Yıllık), Göktuğ Uzunoğlu (Denizli-Libero-1 yıllık), Abdulselam Kırım (Sancaktepe Belediye –Sol bek-1 yıllık), Necmi Çoban (Ankara Adliye-Sağ bek-1 yıllık), Cumaali Üzüm (Muğla Spor –Sol bek-1 yıllık), Murat Can Bölükbaşı (Darıca Gençlerbirliği—Santrafor-1yıllık), Gökhan Çırak (Tarsus İdmanyurdu-Sağ kanat -1 yıllık), Baran Yardımcı (Bayburt Özel İdare-orta saha-1 yıllık), Ömer Demircan (Sivas Belediye-sol kanat-1 yıllık), Gökhan Aydaş (Büyükçekmece Tepecik-santrafor – 1yıllık), İhsan Uğur Göktaş (Kütahya Spor-defasn-1 yıllık), Gökhan Öztürk ( Van Belediye Spor-Sol açık-1 yıllık), Ahmet Can (Adana Demir Spor-Kaleci- 1yıllık kiralık), Rıdvan Peker (Geçen sezon Payas Spor’da kiralık oynuyordu. Sözleşme yenileme-2 Yıllık).
Bu arada Payas Spor, alt yapıdan Sezer Çelik ve Gökmen Öztürk ile 2 yıllık sözleşme imzaladı.
16 Ağustos
Tarihte Bugün Yaşanan Olaylar
1556-Süleymaniye Camii törenle açıldı.
1858-ABD Başkanı James Buchanan ilk okyanus aşırı telgraf görüşmesinin açılışını İngiltere Kraliçesi ile yaptı.
1868-Peru’nun Arica (şu an Şili’ye bağlıdır) kenti, 8.5 büyüklüğündeki bir depremin ardından gelen tsunami ile yerle bir oldu. Yaklaşık 25.000’i Arica’da olmak üzere, toplam 70.000 kişi öldü.
1913-Japonya’nın Töhoku Imparatorluk Universitesi (şimdiki Tohoku Üniversitesi) ilk kadın öğrencisini kabul etti.
1925-Charlie Chaplin’in “Altına Hücum” adlı filmi gösterime girdi.
1929-Çin ve Sovyet askerleri Mançurya’da çatıştı.
1948-Milli Kütüphane Ankara’da hizmete açıldı.
1953-Papa XII. Pius’un verdiği imtiyazla İzmir Selçuk’ta inşa edilen Meryem Ana Evi açıldı.
1960-Kıbrıs’a bağımsızlık tanıyan Zürih ve Londra anlaşmaları yürürlüğe girdi ve Kıbrıs bağımsız Cumhuriyet oldu.
1960-Joseph Kittinger, New Mexico’da yaklaşık 31.330 m yüksekteki bir balondan paraşütle atladı ve bugüne dek kırılamayan üç rekoru kırdı: yüksekten atlama, serbest düşüş, ve en hızlı insan.
1974-Kıbrıs’ta ikinci barış harekatının son günü. Türk birlikleri Mağusa, Lefkoşa, Lefke hattının kuzeyinde kalan bölgeyi denetim altına aldı ve ateş kesildi.
1974-Andreas Papandreu 7 yıl sürgünden sonra Yunanistan’a geri döndü.
1974-Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı
1997-İlköğretimin 8 yıl zorunlu ve kesintisiz olmasını öngören yasa tasarısı, 242’ye karşı 277 oyla TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
2005-Batı Karayipler havayollarına ait bir yolcu uçağı Machiques, Venezuela yakınlarında düştü: 160 kişi öldü.
2008-Usain Bolt Pekin’de 2008 Yaz Olimpiyatları’nda 100 metrede 9.69 saniye ile dünya rekoru kırdı.
2009-Jamaikalı atlet Usain Bolt, Berlin’de 2009 IAAF Dünya Atletizm Şampiyonası’nda 100 metrede 9.58 ile dünya rekoru kırdı.
Tarihte Bugün Doğanlar
1645-Jean de La Bruyere, Fransız yazar (ö. 1696)
1858-Arthur Achleitner, Alman yazar (ö. 1927)
1913-Menachem Begin, İsrail başbakanı (ö. 1992)
1920-Charles Bukowski, ABD’li yazar (ö. 1994)
1928-Ara Güler, Türk fotoğraf sanatçısı
1932-Ahmet Mekin, Türk sinema oyuncusu
1937-Ergun Öztuna, Milli futbolcu
1954-James Cameron, yönetmenlik yanında senarist ve prodüktördür
1958-Madonna, ABD’li pop şarkıcısı
1979-Halil Sezai Paracıkoğlu, Tiyatro ve sinema oyuncusu, müzisyen, söz yazarı, besteci.
1991-Evanna Lynch, İrlandalı oyuncu
Tarihte Bugün Ölenler
1297-II. John, Trabzon-Rum İmparatoru (d. 1262)
1705-Jakob Bernoulli, İsviçreli matematikçi (d. 1654)
1886-Sri Ramakrishna, Hindu aziz (d. 1836)
1899-Robert Wilhelm Bunsen, Alman kimyacı (d. 1811)
1921-I. Petar (Petar Karadordeviç), Sırbistan kralı (d. 1844)
1945-Mahmut Yesari, Türk yazar (d. 1895)
1956-Bela Lugosi, Macar asıllı ABD’li aktör (d. 1882)
1977-Elvis Presley, ABD’li müzisyen (d. 1935)
1993-Stewart Granger, İngiliz sinema oyuncusu (d. 1913)
1997-Nusrat Fateh Ali Khan, Pakistanlı müzisyen (d. 1948)
2001-Abdullah Rıza Ergüven, ozan, yazar, denemeci, eleştirmen ve düşünbilimci. (d. 1925)
2002-Ebu Nidal, Filistinli siyasi lider (d. 1937)
2003-İdi Amin, Uganda diktatörü (d. 1924)
2005-Tonino Delli Colli, İtalyan görüntü yönetmeni (d. 1922)
2006-Alfredo Stroessner, Paraguaylı devlet adamı (d. 1912)
2008-Ronnie Drew, İrlandalı şarkıcı (d. 1934)
2011-Mihri Belli, Türk komünist siyasetçi ve yazar (d. 1915)
Tatil ve Özel Günler (16 Ağustos)
16 Ağustos-Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli Anma Günü
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 18.yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaparak Ülkedeki deprem gerceğine dikkat cekti.
İMO İskenderun temsilcisi Selahattin Gündüz Tarafından Temsilcilik binasında kamuoyu ile paylaşılan metin şöyle
Doğa Olayı Olarak Ülkemizin Gündeminde Sadece 17 Ağustos Depremi mi Var?
Bu yıl da,17 Ağustos Depremi’nin yıldönümü nedeniyle bir kez daha depremi hatırlayacağız. Topraklarımızın büyük bir kısmının deprem tehlikesi altında bulunduğunu kısa bir süre sonra unutacağız. Oysa uzunca bir süredir Çanakkale, Manisa, Adıyaman ve İzmir ilimiz, son olarak ta Muğla ilimiz ve ilçeleri depremden nasibini aldı.6.6 büyüklüğünde olan deprem aynı zamanda bir su hareketine (tusunamiye) neden oldu. Bodrum ve Datça’da yapılar hasar gördü. Deniz kıyısında bulunan tekne ve otomobiller üst üste yığılarak çalışamaz hale geldi. Can kaybı olmasa da panik ve korku ile koşuşan ve pencerelerden atlayarak yaralanan insanlar oldu.
Yine haziran ve temmuz aylarında Ankara ve İstanbul başta olmak üzere yurdumuzun birçok kentinde su taşkını ve sel baskınları oldu. Ülkemiz; deprem, sel ve su baskını ve taşkın gibi doğal olayları sıkça yaşıyor, yaşamaya da devam edecek. Son aylarda İstanbul, birkaç kez yağan yağmur ve doluya teslim oldu. İnsanlar ve taşıtlar yollar da kaldı. Evleri su bastı, alt geçitler, metro ve kentin en merkezi yerleri adeta su baskınına uğradı. Can kaybı olmadı fakat büyük ölçekli ekonomik kayıplar ortaya çıktı. Öngörülebilen bir yağmur afete dönüştü, hayat durdu. Dünyanın eski ve önemli metropollerinden birisi olan İstanbul’un karşı karşıya olduğu afet, kentleşme ve yapılaşmayla ilgili olarak bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Derelerin taşmasından, sel ve su baskınlarından Trakya’da bulunan kentlerimiz de büyük ölçü de etkilendi.2009 yılında İstanbul ve çevresinin yağmur ve sele teslim edilmesiyle 33 yurttaşımızın yaşamını yitirmesi karşısında söylenenler, ne yazık ki bir kez daha tekrarlandı. Üstelik dere yataklarında bulunan yapıların yıkılacağı, dolgu alanlarının dikkate alınacağı ve bu alanların yapılaşmaya açılmayacağı söylenmesine rağmen, eskiye rahmet okutacak ölçüde bir yapı stokunun oluşması; bizlere,” suçlu ayağa kalk” dedirtecek kadar “insaf” ötesi bir durumu gündeme getiriyor. Kentleşme ve imar konularında yapılan “rant odaklı” uygulamalar doğal olan bir yağmur olayını afete dönüştürüyor. Bugün kişi başına 1.5 m2 yeşilin olduğu; ağacın, ormanın ve su havzalarının yok edilerek boş alanların betona teslim edilen bir kentle karşı karşıyayız. Bu kent 7 ve üzeri deprem bekleyen İstanbul’dur.
Her zaman olduğu gibi bilim ve mühendislik dışı yapılaşma ve kentleşme anlayışı bir tarafa bırakılıp, dere yataklarının yapılaşmaya açılması ve yağan yağmur suyunu alacak toprağın kalmaması ve derin bodrum kazılarının yer altı drenaj sistemini bozması dikkate alınmıyor, yağan yağmur suçlu olarak ilan ediliyor. Yazılı ve görsel basının büyük çoğunluğu “çok yağmur yağdı” anlayışıyla konuyu gündeme getirdikleri için, sorunun doğru bir zeminde tartışılmasının olumsuzluğuna örnek oluyorlar.
Açıkçası ülke topraklarımızın %92 deprem tehlikesi altında; % 66’sı ise birinci ve ikinci derecede tehlikeli deprem bölgesinde yer almaktadır. Nüfusu bir milyonun üzerinde bulunan 11 büyük kent ve ülke nüfusumuzun yüzde 70’i, deprem tehlikesi altında bulunuyor. Yine, büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’i de deprem tehlikesi altındadır. Üstelik bu tesisler Doğu Marmara’da toplanmıştır.
Ülkemizin topraklarında 1900’lü yılların başından günümüze kadar otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, binlerce insanımız yaralanmış, binlerce yapı yerle bir olmuş veya önemli ölçüde hasar görmüştür. Ayrıca kırsal alanda değil de kentleşmiş alanda yaşamış olduğumuz bir depremdir.17 Ağustos 1999 tarihinde yaşamış olduğumuz Gölcük merkezli deprem, 1939 yılında yaşanan Erzincan depreminden sonra büyük ölçüde can kaybı yaratan bir depremdir. Yaklaşık olarak 20 bin insanımızı toprağa gömdük, binlerce insanımız yaralandı,300 binden fazla yapımızda yıkıldı veya hasar gördü. Yapıların % 6’sı yıkıldı,%7’si ağır ,%12’si de orta ölçekte hasar gördü. Açıkçası 17 Ağustos 1999 depremi, %25 mertebesinde yapı stokunun kullanılmaz hale gelmesine neden oldu.
Ayrıca İstanbul başta olmak üzere çevre iller de bulunan yapı stokunun yıkılması veya hasar görmesi büyük bir yüzleşmenin olması gerektiğini de ortaya koydu. Kaçak ve mühendislik hizmeti almadan üretilen yapıların oldukça fazla olduğu ve yaşanacak bir deprem de can ve mal güvenliğinin büyük bir tehdit altında bulunduğunu ülkemizi yönetenlerin önüne serdi. Gölcük merkezli deprem kuzeyden güneye, doğudan batıya her aileye az veya çok ölçüde dokundu. Büyük bir ekonomik kayıp ortaya çıktı, binlerce insan evsiz ve işsiz kaldı. Kent merkezli ve büyük bir deprem olarak tarihe geçti. Ülkemizi ve kentlerimizi yönetenler “deprem gerçeğini” yeni anladıklarını ifade ettiler. Bu nedenle biz;”17 Ağustos Depremi” ülkemizin bir “MİLADI” olsun diye tarihe not düştük.
Deprem bir doğa olayıdır. Bu gerçek kabul edilmeli fakat bilimin ve mühendisliğin gerekleri de yapılmalıdır. Depremle birlikte ortaya çıkan can ve mal kayıplarını “kadere” bağlayarak sorumluluktan kaçıp kurtulma anlayışı doğru değildir. Her afetten sonra sık sık yapılan “yara sarma” anlayışının dışında bilimin, tekniğin, mühendisliğin ve aklın gerektirdiği işlerin yapılması öncelikler arasında yer almalıydı. Yapılarımızın deprem riski taşıması değil deprem güvenliği olacak şekilde üretilmesi gerekirdi. Bu anlayış doğrultusunda alınacak önlemlerle deprem zararlarını kabul edilebilir sınırlara indirmek mümkün olabilirdi.
Kentlerimiz başta İstanbul olmak üzere inşaat projelerinin birer “arazisi” haline dönüştürülmüştür. İnsana, tarihe, doğal çevreye dair ne varsa yok edilmiştir. Yeni bir İstanbul yaratmak adına ormanlarımız ve su havzalarımız büyük ölçü de zarar görmüş, toprağın drenaj sistemi bozulmuştur. Yağan yağmur suyunu alacak toprak kalmamıştır
Sonuç Olarak
Ülkemiz toprakları büyük ölçüde deprem tehlikesi altında bulunuyor. Nerede ise her gün ülkemizin bir yerinde bir deprem yaşıyoruz. Yapılarımızın önemli bir kısmı kaçak ve mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir.17 Ağustos Depremi yapılarımızın %25’ini oturulamaz duruma getirmiştir. Orta ölçekli depremler de bile yapılarımız hasar görüyor can kayıpları oluyor. Bilimin tekniğin ve mühendisliğin gerekleri yapılmıyor. Deprem yönetmelikleri uygulanmıyor, yapı denetim mekanizması işlemiyor.
Bilimin, tekniğin ve insan yaşamının dikkate alındığı bir kentleşme ve yapılaşma yerine, kişi ve grup çıkarlarına dayalı bir yapılaşma anlayışı kentlerimizi yaşanmaz bir hale getiriyor. Ormanlar, ağaçlar, yeşil alanlar, su havzaları, park ve bahçeler yok edilerek kentlerde boş alan bırakılmıyor. Kentlerimiz, küresel iklim değişikliklerinin etkisi altına sokularak afetlere açık hale getiriliyor. Güvenli yapı ve yaşanabilir bir çevrenin yaratılması önceliklerimiz arasında yer almıyor.
Biz inşaat mühendisleri Odasının ve Odaya bağlı şubelerin yöneticileri olarak geleceğe endişeyle değil, güvenle bakmak istiyor ve bu isteğimizin her zaman arkasında olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Çünkü toplumsal duyarlılığımız, yaşamın kutsallığına olan inancımız, bilimsel ve mesleki gerçeklikler bunu gerektiriyor. Bunlar yapılmadığı takdirde sürekli olarak acı çekmeye devam edeceğiz.
Ülke genelindeki 76.554 esnafın 786 milyon lirayı bulan gecikmiş kredi borcu yeniden yapılandırılıyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, 446 bin 323 esnaf ve sanatkarın yaklaşık 22 milyar lira kredi bakiyesi bulunduğunu ifade ederek, “2002’den 31 Temmuz 2017’ye kadar 1 milyon 526 bin 946 esnaf ve sanatkarımızı faiz indirimli kredilerden faydalandırdık. Kredi kullanan esnaf ve sanatkar sayısı yedi katına, miktarı ise 140 katına çıktı” dedi.
Bakan Tüfenkci, esnaf borcunun yapılandırılması uygulamasıyla ilgili açıklamalarında, borç (asıl alacak) tutarı defaten ödenmek istendiği takdirde faizsiz tahsil edileceğini, borcun 12 aya kadar taksitlendirilmesi talep edildiği takdirde ise asıl alacak tutarına taahhüt tarihinden itibaren yüzde 8 faiz oranı üzerinden 12 aylık basit faiz hesaplanacağını kaydetti.
Bakan Tüfenkci, “Borcun 24 aya kadar taksitlendirilmesi talep edildiği takdirde, asıl alacak tutarına taahhüt tarihinden itibaren yüzde 12 faiz oranı üzerinden 24 aylık basit faiz hesaplanarak bu yapılandırma yapılacaktır. 2016 yılında yapılan düzenleme kapsamında borcu yapılandırılan ve halen taksit ödemeleri devam edenlerin borçları yeniden yapılandırılmayacaktır. Ancak borcu yapılandırılan ve şartları ihlal ederek yapılandırılması bozulmuş olanların talepte bulunmaları halinde, bu düzenleme kapsamında borçları yeniden yapılandırılacaktır. Uygulama; vergi borçları ile diğer kamu alacaklarını ise kapsamıyor.
15 Temmuz şehit ve gazilerimiz ile 1 ve 2’nci derece yakınlarının asıl alacak tutarını oluşturan borçlarına hiçbir faiz hesabı yapılmadan 48 aya kadar taksitlendirme yapılacaktır. Yapılandırmadan, 76 bin 554 esnaf ve sanatkar ile bunların 124 bin 365 kefili olmak üzere toplam 200 bin 919 esnaf ve sanatkarı yararlanacak. Bu şekilde, kooperatif ortağı esnaf ve sanatkarların 786 milyon lirayı bulan anapara borçları yeniden yapılandırılması yanı sıra, 204 milyon lirayı bulan gecikme cezası borcunun da silinmesine imkan sağlanacak” diye konuştu. –
Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, halkın sağlık hizmetlerinden etkin bir şekilde faydalanması için toplum sağlığı merkezinde gece hizmet verilmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti
Başkan’dan sağlıkta rahatlatan hamle
Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, Arsuz İlçe Sağlık ve Toplum Sağlığı Merkezi Müdürü Dr. Pelin Gökpınar’ı konuk etti. Arsuz’daki sağlık hizmetlerinin değerlendirildiği ziyarette, Başkan Culha birbiri ardına yaptığı açıklamalarla gündeme getirdiği ve İl Koordinasyon toplantılarında ısrarla talep ettiği gece sağlık hizmeti uygulamasının ilçede 1 Ağustos itibariyle uygulamaya başlanmasından Arsuz Halkı adına büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi.
İlçede hastane olmadığı için mesai bitimi sonrası sağlık hizmeti almak için vatandaşların İskenderun’daki hastanelerde gitmek zorunda kaldığını anımsatan Başkan Nazım Culha, ” İlçemizdeki diğer kurum ve kuruluşlarla olduğu gibi toplum sağlığı müdürlüğü ile de halkımızın yararına olacak her türlü hizmete katkı vermeye hazırız. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren ilçedeki vatandaşlarımız mağdur olmasın diye mesai sonrası sağlık hizmeti talebimizi dile getirmiş ve yaşanan mağduriyetleri yetkililere anlatmıştık. Nihayet, 1 Ağustos 2017 tarih itibari ile Uluçınar Aile Sağlığı Merkezi’nde kurulmuş olan Misafir Hasta Polikliniği’nde 08:00 -24:00 saatleri arasında muayene, enjeksiyon, pansuman ve ilk müdahaleler yapılmaya başlandı. Vatandaşlarımızın mağduriyetine son veren uygulamanın hayata geçmesinde emeği geçen eski Hatay Valimiz şuan ki Ankara Valimiz Sayın Ercan Topaca’ya, Hatay Valimiz Sayın Erdal Ata’ya, Hatay İl Sağlık Müdürümüz Sayın Ümit Mutlu Tiryaki’ye, Arsuz Toplum Sağlığı Merkezi Müdürümüz Sayın Pelin Gökpınar’a ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
Sağlık hizmetlerinin toplumun tamamına yayılması ve geliştirilmesi için yoğun bir çaba harcadıklarını ifade eden Arsuz İlçe Sağlık ve Toplum Sağlığı Merkezi Müdürü Dr. Pelin Gökpınar da, halkın sağlık alanındaki sıkıntısını gidermek için Başkan Nazım Culha’nın yaptığı girişimlere bizzat şahit olduğunu belirterek, desteklerinden dolayı teşekkür etti.
CHP Hatay Milletvekili Dr. Birol Ertem’in ilçe ve mahalle ziyaretleri yoğun tempoda sürüyor.
CHP Hatay Milletvekili Dr. Birol Ertem’in ilçe ve mahalle ziyaretleri yoğun tempoda sürüyor. Ertem hafta sonunda İskenderun’da Çınarlı, Azganlık, SarısekiKaledibiDenizciler’de, Belen’de İssume ve Arsuz’daAvcılarsuyu ve Tülek mahallelerindeydi.Buralarda muhtarlarla ve vatandaşlarla bir araya gelerek sorun ve ihtiyaçlarını dinleyen Ertem, bazı taziye ziyaretlerinde bulunmayı da ihmal etmedi.
İlk gün İskenderun’daÇınarlı, Azganlık, SarısekiKaledibiDenizciler’de mahalle muhtarlarıyla bir araya gelen Milletvekili Ertem daha sonra İskenderun’da bazı yerel gazeteleri ziyaret etti. Ziyaretlerine sırasıyla Elektrik Mühendisleri Odası İskenderun Temsilciliği, İskenderun Palmiye Hastanesi Baş Hekimliği bazı partililer ile devam eden Ertem, İskenderun Mustafa Kemal mahallesi ve Belen ilçesinde İssume mahallesiyle ilk günkü ziyaretlerini sonlandırdı.
Ertem İkinci gün ise Arsuz İlçesinde Avcılarsuyu ve Tülek mahallelerine ziyaretlerde bulundu. Burada , toplantıya katılan muhtarlardan ve vatandaşlardan tek tek mahalle ve köylerindeki eksiklikleri ve sıkıntıları dinledi, şikayetleri not aldı.
Milletvekili Birol Ertem, vatandaşların istek ve şikayetlerinin takipçisi olacaklarını belirterek, çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş önderliğinde ve Hatay’ın geleceğine önemli katkı sunacak olan “Hatay Halkı Hakkını İstiyor” adlı teşvik kampanyasını yaygınlaştırmak adına sürdürülen ve muhtarlarla düzenlenen istişare toplantıları aralıksız olarak devam ediyor.
Hatay’ın aydınlık geleceği için çeşitli projeler üreterek ülke gündemine oturan ve hemşehrilerinin takdirini kazanan Başkan Savaş, 14 Ağustos Pazartesi günü Defne ve Antakyalı muhtarlarla bir araya gelerek 5’inci teşvik bölgesine geçebilmek için başlatılan imza kampanyası hakkında bilgiler vererek destek sözü aldı.
Kuzeytepe’de gerçekleştirilen toplantıya Başkan Savaş’ın yanı sıra CHP Hatay İl Başkanı Mehmet Güzelmansur, CHP Antakya İlçe Başkanı Hasan Ramiz Parlar, Defne İlçe Başkanı Mehmet Gönenç, Hatay Muhtarlar Derneği Başkanı Mahmut Gülcü, CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Ümit Kutlu ve çok sayıda muhtar katılım gösterdi.
“TEŞVİK KAMPANYASI OLUMLU SONUÇLANIRSA BELEDİYELER DE VATANDAŞLAR DA KAZANACAK”
Konuşmasına bu kampanyanın sadece bir siyasi partinin ya da tek başına bir belediye başkanının görevi olmadığının Hatay’da yaşayan herkesin görevi olduğunun altını çizerek başlayan Başkan Savaş, “Eğer şehrimizi düşünüyorsak hepimiz üzerimize düşen görevi yapmak zorundayız. Bizim 2011’de ticaret hacmimiz 6,5 milyar dolardı. 2016 sonunda 4,3 milyar dolara geriledi. Yani bu rakamlar 5/2 oranında düşmüş. Bu da hepimizin evinde giren para miktarı düşmüş demektir. 2011 yılına kadar teşvik alan bölgeler listesinde 4 bölge vardı ve Hatay 3’üncü bölgedeydi. 2012 yılının Haziran ayından itibaren bu rakam 6 bölgeye çıktı ve bizim komşularımız Kilis, Kahramanmaraş ile Osmaniye 5’inci bölgeye alınırken biz 4’üncü bölgeye alındık. İlk aşamada verilen bu kararı eleştirmiyorum. Ancak 2011 yılından bu yana yaşanan Suriye Savaş’ı ile Hatay olarak 14-15 ülkeye ihracat yapamaz olduk. Lojistik sektörümüzdeki tır filolarımız 12,500’ten 2,500’ e geriledi. Tüm bunların yanı sıra Hatay’daki 7 adet büyük fabrika Osmaniye’ye taşındı. Bu fabrikaların her birinde genel olarak 5 bin işçi çalışıyor. Şunu bilin ki teşvik kampanyası olumlu sonuçlanırsa belediyeler de kazanacak vatandaşlar da kazanacak” açıklamasında bulundu.
“5’INCİ TEŞVİK BÖLGESİNE GEÇMEMİZ HALİNDE 12 BİN ÇOCUĞUMUZA İŞ KAPISI AÇILACAK, YILDA 10 MİLYAR YATIRIM GELECEK”
Başkan Savaş, “Hatay’ın 2011’de kişi başına düşen gelir 7 bin 637 dolardı. Şu anda bu rakam 6 bin 122 dolara düştü. Kişi başına 1515 dolar gelir kaybımız olmuş. Bunu bir aile ile örneklendirecek olursak; aile bir ayda 5 bin lira kazanıyorken bu gelir 4 bin liraya düşmüş durumda. Bu da %20’lik bir kayıba eşdeğer. Eğer bu durum böyle devam ederse ve biz teşvik bölgesinde 4’üncü sırada kalırsak, yatırımlar Osmaniye ve Kahramanmaraş’a gitmeye devam edecek. Bizim fabrikalarımız da oraya göçecek. Çünkü orada fabrika kuranlara ve istihdam sağlayanlara devletimiz tarafından verilen ekonomik yatırımlar var. Bu imkanlara sahip olmak için fabrika kurmak isteyen müteşebbisler en yakın olan Osmaniye’ye gidiyor. Osmaniye’de demir çelik sektöründe İskenderun’dakinin 4-5 katı büyüklüğünde 2 fabrika açan Tosyalı; demir çelikten kütüğü alıyor, kara yoluyla Osmaniye’ye götürüyor, Osmaniye’de işliyor ve geri getirip İskenderun Limanı’nda ihracat yapıyor. Tüm bunları yapmasına rağmen fabrika karda. Bunun nedeni ise 7-8 kalemde vergi muafiyeti olduğu vergiden, ihracattan, KDV ve SGK primlerinden indirim aldığı için. 5’inci bölgedeki konum o kadar avantajlı ki biz o avantajı Hatay olarak alırsak yılda 10-12 bin çocuğumuza iş kapısı açılacak. Ayrıca Hatay’a yılda 10 milyar yatırım gelecek. Bununla birlikte her eve en az %20 daha fazla para girecek” ifadelerine yer verdi.
“BU KAMPANYAYA HERKES DESTEK VERİRSE ANKARA SESİMİZİ DAHA NET DUYAR”
Başkan Savaş, “Biz 2011 yılında Türkiye’nin ihracatının %1,5’luk kısmını yaparken, şu anda %1,2’lik orana düşmüşüz. Bütün bu göstergeler bizim giderek geriye düştüğümüzü gösteriyor. Bu kampanyaya herkes destek verirse Ankara sesimizi daha net duyar ve ona göre karar verir. Bu mücadele hiçbirimizin siyasi, ekonomik ikbal ya da kişilerin kendini gösterme mücadelesi değil. Bu hepimizin çocuklarının, torunlarının gelecek hakkını, ekonomik hakkını, huzurunu, beklentilerini karşılayabilmek için verilen bir mücadele. Bu nedenle ben tüm çalışma arkadaşlarımızın ve muhtarlarımızın bu kampanya için tek tek ev ev gezerek destek olmalarını ve imza toplamalarını temenni ediyorum”dedi.
BU KAMPANYA HATAY’IN İKİNCİ KURTULUŞ MÜCADELESİ
Konuşmasının devamında geçtiğimiz günlerde 8’inci Uluslararası Aba Güreşi’nin Türkiye Şampiyonası’nı gerçekleştirildiğini hatırlatan Başkan Savaş, “ Kampanyanın başlaması da Aba Güreşi gibi 23 Temmuz festivallerine denk geldi. HBB Spor Kompleksi ve Yaşam Merkezi’nin Mersah Alanı’nda gerçekleştirdiğimiz Aba Güreşi seçmelerini izleyen 1500 kişi vardı. Bu vatandaşların 400’ü kampanyaya imza atmış. İmza kampanyasında çalışan arkadaşlarımız geriye kalan 1100 kişinin kampanyayı anlamadıkları için imzalamadıklarını ifade etti. Ben de sahaya indim be anlattım. Bunun bir kampanya olduğunu, kefaletin bende olduğunu, bu işin bir siyasi olay olmadığını ve bu kampanyanın çocuklarımız ve torunlarımızın geleceği için bir imza kampanyası olduğunu dile getirdim. Ardından geri kalan vatandaşlar da kampanyayı imzaladı. O güreş severler beni tanıyor ve güveniyordu. Siz muhtarlar da mahallelerinizin en güvenilir adamlarısınız. Siyasi bir desteğiniz olmadan sadece sevilerek ve güvenilerek seçilmişsiniz. Size güven milletvekillerinden, belediye, il ve ilçe başkanlarından daha fazla. Hiçbir siyasi olgu barındırmayan sadece Türk Bayrağımızın renklerinden oluşan kampanya renkleriyle imza istiyoruz. Kimsenin sahte dememesi için ad, soyadı ve telefon numaraları ile imza istiyoruz. Bu Hatay’ın 2’inci kurtuluş mücadelesi. Bu mücadele 1938’deki kadar değerli ve önemli, çünkü bu ekonomik mücadelenin zirvesi. Bu mücadeleyi kazandığımız zaman Hatay 2-3 yıl içerisinde rahat bir nefes alacak” açıklamasında bulundu.
“HER 100 SURİYELİDEN 89’U HATAY’DA YAŞIYOR”
Suriye Savaşı’ndan en büyük zararı Hatay halkının gördüğünün altını çizen Başkan Savaş, “Şu anda Suriyelilerin 16,1’i İstanbul’da, 14,1’i Şanlıurfa’da ve 12,9’u Hatay’da yaşıyor. Bunu genellersek, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay bölgesindeki Suriyelilerin %74’ü, Akdeniz Bölgesi’ndeki Suriyelilerin %46’sı, 4’üncü bölgedeki illerde yaşayan Suriyelilerin %89’u Hatay’da yaşıyor. Her 100 Suriyeliden 89’u Hatay’da yaşarken geriye kalan 11’i de 4’üncü bölgedeki illerde yaşıyor.
“BU KAMPANYAYI İMZALAMAK YAPMIŞ OLDUĞUMUZ İBADETLERİN EN FARZ OLANIDIR”
Başkan Savaş, “Hatay Türkiye genelinde en mutsuz 5’inci il. 81 il içerisinde mutluluk oranımız %76. En azından çocuklarımızı ve torunlarımızı mutlu kılmak için çok önemli. Bu kampanyayı imzalamak belki de yapmış olduğunuz ibadetlerin en farz olanıdır” diyerek konuşmasını noktaladı.
Muhtarlara mahallerindeki vatandaşlara kampanyayı imzalatacaklarına dair gerekli belgelerin dağıtılmasının ardından toplantı son buldu.
Hatay Büyükşehir Belediye(HBB) Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, HRT Akdeniz TV’de Can Bedros Çapar’ın sunduğu “Gündeme Dair” adlı programın canlı yayın konuğu oldu. Programda Başkan Savaş, Hatay’a yapılan dev yatırımlara değindi.
Altyapıdan üstyapıya kadar yapılan hizmetlere yönelik açıklamalarda bulunan Başkan Savaş, Devlet Su İşleri’nin(DSİ) Asi Nehri üzerinde yapması gerekenleri Büyükşehir’in yaptığına dikkat çekerek, Asi Nehri’ni kirleten unsurları döşenen en büyük boyut olan 1200’lük borulara aktarılacağı kanal hattı çalışması yaptıklarını belirtti.
Merkez ilçelerin iki yakasından akan atıksuları Antakya(Turunçlu) Atıksu Arıtma Tesisi’ne verecek şekilde toplayacaklarını ve 4 bin 493 metrelik kısmın 4 bin 150 metresinin tamamlandığını ifade eden Başkan Savaş, bununla beraber iki arıtma tesisi inşa ettiklerini bunlardan ilki bitmek üzere olan Antakya(Serinyol) Arıtma Tesisi ve en son teknolojik sistemin olduğu Membran sistemli 250 bin kişiye hitap edecek olan Narlıca Atıksu Arıtma Tesisi’ni inşa ettiklerini belirtti.
600 Bin Kişiye Hitap Edecek Tesis Yolda
Yapılan kapsamlı çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte Asi Nehri’nin önümüzdeki yıldan itibaren mevcut görüntülerden uzak kalacağını vurgulayan Başkan Savaş, Antakya(Turunçlu) Atıksu Arıtma Tesisi yerine ses ve koku konusunda daha tasarruflu daha az hacim kaplayan ve 600 bin kişiye hitap edecek Membran sistemli bir arıtma tesisi projesi çizdirdiklerini müjdeledi.
“Hatay’a 1502 Km İçmesuyu, 809 Km Kanalizasyon Hattı Döşedik”
Hatay’ın 3 yıl önce büyükşehir olduğuna ve bu kadar kısa sürede çok fazla yatırım yaptıklarına dikkat çeken Başkan Savaş, İskenderun(Bekbele), Samandağ, Kırıkhan, Reyhanlı Dörtyol, Erzin, Antakya(Serinyol) ve Antakya(Narlıca) olmak üzere Hatay’a 8 yeni Atıksu Arıtma Tesisi kazandırdıklarına dikkat çekerek, Büyükşehir’in kurulduğu günden bu yana Hatay’a 1502 km içmesuyu hattı, 809 km kanalizasyon ile yağmursuyu hattı döşediklerinin altını çizdi.
“Hatay genelinde çok ciddi bir altyapı ihtiyacı var” diyerek konuşmasına devam eden Başkan Savaş, bu altyapı ihtiyaçlarını karşılama durumunda olduklarına vurgu yaparak, “içmesuyu, kanalizasyon, yağmursuyu ve arıtma tesisleri bir kentin en temel ihtiyaçlarıdır. Bu temel ihtiyaçlar insanlık ve gelecek için çok önemli. Bunların bittiği noktalarda üst yapıyı en iyi şekilde yapmak için çabalıyoruz” dedi.
“Mücadelemiz Öncelik İhtiyaçlar İçin”
Türkiye ortalamasının 2 katı kırsal nüfuslarının var olduğunu ve bu kırsal nüfusa altyapı ile yol konusunda destek olunması ve hizmetler yapılması gerektiğine dikkat çeken Savaş, HATSU’nun elinde 2 milyar 600 milyon TL’lik projeler olduğunun altını çizerek, “sıradan bir belediyede ve 10-15 yıllık bir büyükşehir belediyesinde bu kadar proje bulamazsınız. Hatay halkının öncelik kanalizasyon, içmesuyu, arıtma tesisi, yağmursuyu ve yol ihtiyacını karşılamak için mücadele ediyoruz” dedi.
Trabzon’un Maçka ilçesi kırsalında terör örgütü mensuplarının açtığı ateş sonucu yaralanan ve kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olan Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik’in ruhuna ithafen mevlid-i şerif okutuldu.
Pazartesi günü ikindi namazını müteakiben gerçekleşen Mevlid-i Şerif programına; İlçemiz Kaymakamı Sayın Recep Soytürk, Deniz Üs Komutanı Vekili Deniz Albay Niyazi Uğur, İlçe Emniyet Müdürü Zeki Balcı, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Ferit Gül, Hatay Büyükşehir Belediyesi 2.Bölge Koordinatörü Ahmet Serhat Beydilli, İlçe Yazı İşleri Müdürü Mehmet Gök, Sosyal Hizmet Merkezi Müdür Vekili Kadir Başar, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü İbrahim Yıldırım ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Şehidimizin ailesi ile yakından ilgilenerek acılarını paylaşan Kaymakam Soytürk, aziz şehidimize Allah’tan rahmet, acılı ailesine sabır ve başsağlığı dileklerinde bulundu.
Aziz şehidimizin ruhuna ithafen Kuran-ı Kerim ve Mevlid-i Şerif okunmasının ardından ülkemizin birlik, beraberlik, huzur ve esenliği için dualar edildi.
CHP Hatay milletvekili Serkan Topal, Antakya Galericiler Sitesine giderek esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Gerçekleştirdiği ziyaretler esnasında yoğun bir ilgiyle karşılanan milletvekili Topal, “Hatay ve ülke gündemine ilişkin görüş alışverişinde bulunduklarını” ifade etti.
Topal, esnaflarımızla yaptığı sohbette, “Merkezi hükümetin uzunca bir süredir Hatay’ı ihmal ettiğini ve Hatay’a gereken önemi göstermediğini, Hatay’ın ekonomisinin her geçen gün kan kaybettiğini, genç işsizlik rakamlarının katlanılır seviyelerin üzerine çıktığını, kayıt dışı istihdamın özellikle kentimizde yaşayan Suriyelilerin etkisiyle arttığını” söyledi.
Hatay Halkı Hakkını İstiyor
Hatay’ın dahil edildiği teşvik sisteminin kentin gerçekleri ile örtüşmediğini ifade eden Topal, “Bu anlamda Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın, Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın başlattığı, teşvikte 4. bölgede yer alan kentin 5. bölgeye alınması için “Hatay Halkı Hakkını İstiyor” isimli imza kampanyasını son derece önemsiyorum. Hatay’ın 5. Teşvik bölgesine alınmasını başarabilirsek, bu Hatay ekonomisini bir nebzede olsa rahatlatacaktır. Yeni istihdam olanakları açılacaktır. Hatay’da ikamet eden her yurttaşın bu kampanyaya sahip çıkıp, omuz vermesi gerekmektedir.”dedi.
Hatay’ın İskenderun’un İlçesinde bazı mahallelerde bulunan terk edilmiş binalar uyuşturucu bağımlılarının kullandığı mekânlar haline getiriliyor.
Kentte birçok mahalle ve sokakta bulunan özellikle uyuşturucu bağımlılarının yaşam alanı olmaktan çıkarmak için İskenderun Belediyesi çalışma başlattı. Bir süre önce, uyuşturucu kullanıcılarının yaşam alanına dönüştüğü belirtilen terk edilmiş binanın bahçesinde gece geç saatlerde çıkan yangında palmiye ağaçlar yanmış ve kül olmuştu.
Mahalle sakinlerinin şikâyeti üzerine İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, uyuşturucu kullanıcılarına mekan olan yerlerle ilgili ciddi adımlar attı. Özellikle şikayet konusu olan atıl durumda bulunan binaların çevrede yaşayanları rahatsız edecek uyuşturucu bağımlıları tarafından kullanılamaz hale getirilmesi talimatını verdi.
İskenderun Belediyesi gençlerin kötü alışkanlıklardan korumak için sportif açıdan önemli çalışmalar yaparken, gençlerin de uyuşturucu bataklığından kurtulması veya bu bataklığı kökten kurutmak için yetkililere destek olmaya çalışıyor.
Mahallelerde bulunan ve atıl durumda olan bu yerlerin yıkılması ve kullanımını engellemesi için yapılan çalışmalar ise tüm mahalle sakinlerini mutlu ettiği bildirilirken Belediye Başkanı Seyfi Dingil’e de duyarlılığından dolayı teşekkür edildi.
Değabah Patrik Kaymakamı Başepiskopos Karekin Bekçiyan’den İskenderun Karasun Manuk Ermeni Kilisesi’ne ziyaret:
Geçtiğimiz hafta sonu kutlanan ‘Surp Asdvadzadzin’ Meryem Ana’nın Göğe Yükseliş Bayramı dolayısı ile Hatay’a gelen Değabah Patrik Kaymakamı Başepiskopos Karekin Bekçiyan, ayin sonrası Hatay Ermeni Kiliseleri Din Görevlisi Avedis Tabaşyan ve Peder Dırtat Uzunyan ile birlikte, İskenderun Karasun Manuk Ermeni Kilisesi’ni ziyaret edip, kilise cemaati ile tanıştı.
İskenderun Karasun Manuk Ermeni Kilisesi’nde Hatay Ermeni Kiliseleri Din Görevlisi Avedis Tabaşyan ile birlikte gerçekleştirdiği kısa ayin sonrası, kilise salonunda ermeni cemaati ile sohbet eden Bekçiyan, cemaate hem ‘Surp Asdvadzadzin’ (Meryem Ana Yortusu) ile ilgili bilgiler verip, hem de kilise cemaatinin kendisine yönelttiği soruları yanıtladı.
Hoş sohbet ortamında geçen ziyarette kilise gençleri ile de yakından ilgilenen Değabah Patrik Kaymakamı Başepiskopos Karekin Bekçiyan, kilise cemaatine yönelik yaptığı konuşmada, Hatay Ermeni Kiliseleri Din Görevlisi Avedis Tabaşyan’ı da yaptığı çalışmalarından ötürü takdir ettiğini söyledi.
Hatay Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı ekipleri il geneli trafik güvenliğinin arttırılmasına yönelik hizmetler üretiyor. Bu kapsamda ekipler tarafından başta ana arterler olmak üzere kırsal alanlarda ve mahalle yollarında trafik uyarı levhalarının montaj çalışmaları gerçekleştiriliyor.
Trafik uyarı levhalarının montaj çalışmalarının gerçekleştirerek sürücülerin bilinçlenmesini ve sağlıklı trafik akışının sağlanmasını amaçlayan HBB ekipleri, yaşanabilecek kazaların en aza indirilmesi adına mesai harcıyor.
TRAFİK UYARI LEVHALARI MONTAJLAMA ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI
Yollardaki trafik güvenliğinin arttırılması adına ilçelerde detaylı hizmetler gerçekleştiren HBB Ulaşım Dairesi Başkanlığı ekipleri, İskenderun ilçesine 60 adet trafik tehlike ve uyarı levhası montajını tamamladı. Payas ilçesini Dörtyol ilçesine bağlayan yolda zarar gören trafik uyarı direklerini yenileyen ekipler, bölgede detaylı çalışmalar yaparak sürücülerin bilinçlenmesini amaçladı. Öte yandan Dörtyol ilçesinin Yeşilyurt ve Ocaklı Mahallelerine ve ilçe Polis Karakolu önüne olmak üzere toplamda 37 adet trafik uyarı direği, 28 adet trafik uyarı levhası montajını yaptı.
Dörtyol ilçesinde yapılan çalışmalarda Doktor Sadık Ahmet Caddesinde aşırı hız nedeniyle Hatay Büyükşehir Belediyesine şikâyet bildiren vatandaşların dilekçeleri üzerine 32 adet hız kesici kedigözü, 64 adet dübel vida montajı HBB Ulaşım Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından tamamlanarak bölge halkına kazandırıldı.
Transfer Komitesi Başkanı Bekir Tufan, “Camiamız sizlerden başarı bekliyor”
Spor Toto 3. Lig 3. Grubunda mücadele eden Güney temsilcisi Payas Spor’un yeni sezon öncesinde Afyonkarahisar’da yaptığı 3 etaptan oluşan 1 aylık kamp çalışmalarının ardından futbolculara verilen 3 günlük izin tamamlandı. Teknik Direktör Semih Tokatlı nezaretindeki Payas Spor’lu futbolcular yeni sezon hazırlıklarına başladı.
Payas Spor’un yaptığı antrenmanı Transfer Komitesi Başkanı Bekir Tufan, Başkan vekili Osman Oğuzhan Çolak, Sportif Direktör Derman Gözükara, Kulüp müdürü Bülent Öntemel, ile taraftarlar izledi.
Antrenman öncesi Teknik Direktör Semih Tokatlı, yardımcı antrenörler ve futbolcularla bir araya gelen Transfer Komitesi Başkanı Bekir Tufan, “ Payas Spor camiası büyük bir camiadır. Bizler yönetim kurulu olarak üzerimize düşen görevi yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Yönetimiyle taraftarlarımızla, teknik heyetiyle ve futbolcusuyla Payas Spor’u en iyi yerlere taşımak için var gücümüzle çalışmalıyız” dedi.
Payas Spor’da Teknik Direktör Semih Tokatlı’nın yardımcılıklarını Murat Kol ile Ahmet Aygün yapıyor.
SEZON AÇILIŞI 20 AĞUSTOS’TA
Payas Spor, yeni sezon açılışını 20 Ağustos Pazar günü Payas ilçe stadında kardeş takımı Erzin Belediye Spor ile yapacakları özel karşılaşmayla açacak.
Hatay’da cezaevinde yatarken firar eden S.Ü. isimli vatandaş, çaldığı kamyonetle seyir halindeyken Bolu’da yakalandı.
Edinilen bilgiye göre, Bolu’da plaka tanıma sistemine yakalanan çalıntı aracın peşine düşen İl Emniyet Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri D-100 Karayolu Kuruçay mevkii üzerinde aracı durdurdular. Araçta bulunan sürücü S.Ü.’nün kimlik tespitini yapan ekipler, şahsın Hatay’da cezaevinden firar ettiği bilgisine ulaştılar.
Hakkında “hırsızlık”, “yaralama”, “cinsel istismar” ve “dolandırıcılık” suçlarından da aranması bulunduğu belirtilen S.Ü.’nün, çaldığı kamyonette bulunan kavun ve karpuzları da yol güzergahında bulunan köy ve ilçelerde sattığı öğrenildi.
Çalıntı kamyonet sahibine teslim edilirken, S.Ü. isimli şahıs emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi
İskenderun Belediyesi ilçenin her köşesine hizmet ulaştırmaya devam ediyor.
İlçede çalışmalarını hızla sürdüren İskenderun Belediyesi, tüm yolların bakım, onarım ve asfaltlama çalışmalarını sürdürüyor.
İskenderun Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, belli bir program dâhilinde cadde ve sokaklardaki asfaltlama çalışmalarına aralıksız devam ediyor
CUMARTESİ PAZARI BÖLGESİ ASFALTLANIYOR
Yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren İskenderun Beleye Başkanı Seyfi Dingil,” İskenderun Belediyesi olarak aralıksız devam eden asfalt çalışmalarının yanı sıra mahallelerimizin genelinde kilitli parke taş döşeme çalışmaları da devam ettiriyoruz. İskenderun Belediyesi olarak mahallelerde yaptığımız asfaltlama çalışmalarına ara sokakları da dahil ederek bozuk yol kalmamasına özen gösteriyoruz. Mahallelerimize de kilit parke taş döşeme çalışmalarımız var. Bütün mahalle yolarımızın daha düzel olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
MAHALLELERİMİZİNYOLLARINI ELDEN GEÇİRİYORUZ
İskenderun’a daha çağdaş ve güzel bir görünüm kazandırmak için yoğun bir gayret içerisin de olduklarını belirten İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil,” Hizmetlervatandaşlarımızın talepleri ve muhtarlarımızın görüş ve önerileri doğrultusunda yapılıyor. Daha modern ve kullanışlı yollar için çalışmalarını sürdüren İskenderun Belediyesi tüm ekipleriyle çalışmalarına aralıksız devam ediyor “diye konuştu.
Hatay’da PKK ile bağlantıları olduğu tespit edilen bir adrese operasyon düzenlendi. Operasyonda 5 kişi gözaltına alındı.
İskenderun İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı ekipler ve özel harekat polisleri sabaha karşı Buluttepe Mahallesi 368 Sokak üzerinde bir adrese operasyon düzenledi. Operasyon sonucu terör örgütü PKK ile bağlantıları olduğu tespit edilen 4 kişi gözaltına alınırken, operasyon noktasına yakın bir evin penceresinden polislere ateş açıldı. Açılan ateş sonrasında saçmalar bir polise isabet etti. Özel harekat polislerinin karşılık vermesi sonucu ateş açan şahıs av tüfeği ile birlikte yakalanarak gözaltına alındı. Saçma isabet eden polis memurunun hafif şekilde yaralandığı bildirilirken, şahısların terör örgütü PKK ile bağlantılarının olduğu ve soruşturmanın devam ettiği öğrenildi.