Türkiye’nin hala sonlandırılamayan uzun ve orta mesafeli füzelere karşı füze savar sistemi gibi çok önemli bir güvenlik sorunu var! Son zamanlarda “Yüze yüze kuyruğuna gelmiş!”gibi. Zira Rusya’nın S-400 füze/hava savunma sisteminin alımı konusunda anlaşmaya varılmış gibi. Bu kanıyı güçlendiren gelişme Rusya’nın askeri ihracat şirketi Rosoboronexport’un CEO’su Miheyev tarafından 18 Temmuz 2017’de, “Türkiye’yle S-400 füzesi anlaşması üzerinde uzlaşı sağlandığını ve kontratın hayata geçirileceğine inandıklarını” söylemesiyle yaşandı.
Bu konuda, Milli Savunma Bakanlığı görevi sona ermeden bir gün önce Fikri Işık da her ne kadar imzalar atılmadan bitti denemez!” dese de, S-400’lerle ilgili müzakerelerin imza aşamasında olduğunu söyledi. Yeni Bakan Canikli’nin de değişiklik yapması beklenmiyor.
Türkiye, balistik-kıtalararası füzelere, uzun-orta mesafeli klasik füzelere karşı entegre hava savunma sisteminden yoksundur. Bazı hava üsleri çağdışı kısa-orta mesafeli İngiliz Rapier füze sistemlerine sahiptir. 2012’de Suriye tarafından düşürülen bir Türk F-4 uçağının ardından NATO’dan Patriot hava savunma füze sistemi istenmişti. ABD ve Alman patriot bataryaları getirilmişti. Ancak “Patriot” tipi kısa-orta menzilli füze/hava savunma sistemleri S-400’ler kadar uzun ve orta mesafeli balistik füzelere karşı etkili değildir.
Öte yandan, başını ABD’nin çektiği NATO, tüm Avrupa’yı kapsayan bir “Füze Kalkanı” projesini 2006 yılında gündeme getirmişti. Sistem Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde kurulacaktı. Ancak Rusya buna şiddetle karşı çıktı.
Bunun üzerine ABD’de Obama yönetimi “Füze Kalkanı”nın Rusya’ya karşı değil, “İran’a karşı olacağı” sözünü verdi. Bunu takiben 2009’da NATO’nun Lizbon Zivesi’ndeMalatya Kürecik’teerken ihbar radarının da kurulacağı, füze rampalarının da Romanya’da devreye alınacağı bir yapılanmaya gitme kararı alındı. Sistem neredeyse hizmete girmek üzere. Bu sistem, kıtalararası balistik füzeleri erken ihbarla öğrenip, uzayda imhayı öngörmektedir.
Hava savunması öncelikle muhasım ülkenin hava unsurlarının etkisizleştirilmesiyle başlar. Yani önce düşmanın bombardıman uçakları ile yerden yere fırlatacağı balistik veya uzun-orta mesafeli füze rampaları-atma sistemlerinin kullanımının önlenmesi esastır. Şayet bunlardan bombardıman uçakları havada ise, havada iken imhaları planlanır. Ancak bombardıman uçaklarını koruyan av uçakları da olacağı için, av uçaklarına karşı mukabil hava harekâtı (kendi av uçaklarınla bombardıman ve gerektiğinde düşman av uçaklarına karşı harekât) uygulanır.
Şayet av uçakları yetersiz veya etkisiz kalırsa, o zaman devreye yerden havaya füze sistemleri(SAM) devreye girer. Bunlar da uzun, orta ve kısa mesafelidir. Güdümlü füzeli hava savunma sistemlerine ilaveten uçaksavar topları ve kısa mesafelerde seyyar olarak (omuzdan atılan) “Stinger” gibi silahlar da vardır.
Türkiye, NATO’nun Füze Kalkanı’na ilaveten orta/uzun menzilli füzesavar veya uçaksavarlara havi hava savunma sistemi tedarikini planladı. Uygun maliyet, gelişen teknolojinin transferi ve Türkiye’de üretim de dâhil en iyi şartları bir Çin firması teklif etti. Ama ABD başta olmak üzere, NATO müttefikleri “NATO hava savunma sistemine ait bilgiler Çin’in eline geçer!” dedikleri için bundan vazgeçildi. Hatta Çin firmasında ısrarcı olan dönemin Savunma Sanayii Müsteşarının başını dahi yedi.
Hava savunması; balistik füzelere, uçaklara, kısa-orta-uzun mesafeli füzelere ve İHA gibi keşif cihazlarına karşı keşif cihazları (radar, uydu, diğer erken ihbar sistemleri), bombardıman ve av uçakları, uçaksavarlar, füzesavar sistemleri, ülke çapında hava üsleri-yol pistleriyle destekli olursa başarılı savunma yapılabilir. Kıymetli sanayi merkezleri, askeri üs/limanlar, ulaştırma hatlarının kavşak noktaları, akaryakıt depoları hava savunma sistemiyle korunmalıdır.
Son Söz:Füzesavar sistemi konusunda yıllardır havanda su döven AKP iktidarı, teknoloji transferi ve Türkiye’de üretim de dâhil, füzesavar sistemini tesis etmelidir. Kendi öz savunması için silahlanmak ise her devletin meşru hakkı olup, diğerlerinin ne dediği önemsizdir!

CHP Hatay milletvekili Serkan Topal, TBMM içtüzük değişiklik sürecine değinerek, “AKP ve MHP’nin muhalefetin sesini kısmak, milli iradeyi etkisizleştirmek için getirdiği içtüzük değişikliğini, demokratik hakkımızı kullanarak protesto ediyoruz” dedi.
Dün gece içtüzük değişiklik teklifinin 8. Maddesi üzerinde söz alarak konuşan Topal, “içtüzük değişiklik teklifinin 14. Maddesinin oylamasından sonra görüşmelere ertesi gün devam etme kararı alındı. Görüşmelerin temel kanun olarak yapılması dolayısıyla konuşma süreleri kısıtlandı ve sadece 21 milletvekili söz alabildi.
54 milletvekilimiz söz alabilecekken, 21 milletvekilimizin ancak konuşmasına olanak sağlayacak şekilde bir görüşme usulünün seçilmesi, getirilen içtüzük değişikliğin yayımlandığı tarihten itibaren 10 dakikalık sözlerin 3 dakikaya düşmesine, muhalefetin sesinin kesilmesine bir tepki olarak CHP Grubu, milletin oyları ile geldiği parlamentoyu bu gece terk etmeme kararı aldı.” Dedi.
Milletimizin Çıkarlarını Savunmaya Devam Edeceğiz.
CHP milletvekili Topal, “Biz milli iradeye, milletin meclisine sahip çıkmak için milletin meclisini terk etmeme kararı aldık ve konuşma yapamayan milletvekillerimiz düşüncelerini demokratik bir ortamda ifade esinler dedik, gereğini yaptık. Saat 14:00’e kadar mecliste eylemimizi sürdürdük. Bu değişikliklerle bizi susturacaklarını sananlar derin bir yanılgı içindedirler. Milletimizin çıkarlarını savunmaya devam edeceğiz.” Dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, incelemelerde bulunmak üzere geldiği Hatay’da Vali Erdal Ata’yı ziyaret etti.

Akar ve beraberindeki Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Genelkurmay 2. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Başkanı Tuğgeneral İdris Acartürk, 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel ile 6. Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç, Hatay Valiliğine geldi.

Akar, burada şeref defterini imzaladı.

Ardından Vali Ata ile makamında basına kapalı olarak bir süre görüşen Akar, daha sonra Valilik binasından ayrıldı.

Vatan Partisi genel başkan yardımcısı Bedri Gültekin, İskenderun Gazeteciler Cemiyetinde bir basın açıklaması yaptı. Bedri Gültekin Eylül ayında İncirlik üssünün kapatılması için büyük bir yürüyüş düzenleyeceklerini ve halkın katılması için seferber olacaklarını belirtti. Hatay Suriye ile sınır olması, Afrin bölgesinin Amerikan namluları açısından önemine dikkat çeken Gültekin, Hatay bu anlamda incirlik üssünden en çok zarar gören bir il olduğunu Hatay halkının bu anlamda İncirlik üssünü ve habur kapısının kapatılmasından en çok yarar görecek yerlerimizdir dedi.
Gültekin açıklamasında:
“Dünyanın hiçbir ülkesi, kendi topraklarının, başka devletler tarafından vatan bütünlüğüne yönelen terörist faaliyetlere destek üssü olarak kullanılmasına izin vermez. Birleşmiş Milletlere üye 194 ülke içinde, Türkiye dışında bu durumun örneği olan başka bir ülke yoktur.
Dünyanın hiçbir ülkesi, kendi topraklarındaki bir askeri üssün darbe karargâhı olarak kullanıldığı ortaya çıkmışken, bu üssün hiçbir şey olmamış gibi faaliyetine devam etmesine göz yumamaz.
Gene dünyanın hiçbir egemen ülkesinin hükümeti, halkının çok büyük çoğunluğu yabancı bir askeri üssün varlığına karşı ise bunu görmezden gelemez.
İncirlik: Türkiye’ye düşmanlığın merkezi
Bütün bu gariplikler Türkiye’de yaşanmaktadır.
ABD Türkiye’de bölücü faaliyet yürüten, binlerce insanımızın ölümünden sorumlu olan ve yüzlerce milyar doları bulan ülke kaynaklarının heder olmasına yol açan bölücü terör örgütünü ağır silahlarla donatmakta, İncirlik üssünden kalkan uçaklar burnumuzun dibinde bir terör devletçiğinin önünü açmakta, Türkiye ise bu durumu seyretmektedir.
15 Temmuz FETÖ darbesi İncirlik’te planlandı. Bu gerçeğin kanıtları şimdi duruşmaları başlayan terör örgütü davalarında iddianame sayfalarına girmiş durumdadır. Darbenin üzerinden bir yıl geçti ama darbe merkezi İncirlik, yerli yerinde duruyor.
ABD, 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapacağını ilan eden Barzani’yi desteklemekte, Ankara’daki iktidar sahipleri ise Türkiye’nin altını oymak anlamına gelen bu gelişmeyi lafta kalan “karşıyız” sözleriyle geçiştirmektedirler.
Türk milletinin ezici çoğunluğu İncirlik üssünün bir darbe ve terör üssü olduğu kanaatindedir ve üsse el konulmasını savunmaktadır. İktidar, bugüne kadar halkın bu talebini görmezden gelmiştir.
Herkesi ayağa kalkmaya çağırıyoruz
Türkiye’nin boşa geçirecek tek bir günü dahi yoktur.
ABD’nin PKK’ya ağır silah vermesine ve Barzani’nin bağımsızlık referandumuna destek olmasına, en etkili yanıt İncirlik Üssü’ne el konularak ve Habur sınır kapısı kapatılarak verilebilir.
Vatan Partisi bu taleplerle iki aydır Türkiye çapında bir kampanya yürütüyor. Kampanyamızı daha da büyüteceğiz ve Eylül ayında Adana büyük bir yürüyüş ve mitingle milletimizin talebini daha gür bir şekilde haykıracağız.
Bütün Siyasi Partileri, bütün emek örgütlerini, meslek odalarını ve demokratik kitle örgütlerini ayağa kalkmaya, halkımızın bu hayati talebini sahiplenmeye çağırıyoruz.” Dedi.
HÜSEYİN GÜLER

Kahramanmaraş Orman Genel Müdürü Alpaslan Altındaş, Türkiye-Suriye sınırında duvar örme çalışmalarının sürdüğünü hatırlatarak, “Duvar bittikten sonra Suriye’den bizim tarafımıza yangın geçme riski azalacak.” dedi.

Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü tarafından bölgede görülen yangınlar ve bu yangınlara müdahalelerle ilgili Hatay’ın Arsuz ilçesinde bilgilendirme toplantısı düzenlendi.

Altındaş, toplantıda yaptığı konuşmada, her yıl Suriye tarafındaki yangınların Türkiye’ye sıçradığını belirtti.

Yayladağı ve Samandağ ilçelerinde bulunan ekiplerin gerekirse hava araçlarını kullanarak etkin şekilde yangınlara müdahale ettiğini kaydeden Altındaş, “Teknolojinin son imkanlarını kullanarak orman yangınlarına hem havadan hem de karadan müdahale ediyoruz. Şu an sınırda duvar çalışmaları devam ediyor. Duvar bittikten sonra Suriye’den bizim tarafımıza yangın geçme riski azalacak.” diye konuştu.

Bölgedeki 520 işçi, 47 arazöz, 18 su tankeri, 27 ilk müdahale aracı, 8 dozer, 5 greyder ve 5 treylerin karadan müdahale gücü oluşturduğunu söyleyen Altındaş, Arsuz ve Dörtyol ilçelerinde konuşlu su atma özelliği taşıyan helikopter ile Adana’da konuşlu bir amfibik uçağıyla yangınlara havadan müdahale edildiği bilgisini paylaştı.

Bölgede yılda ortalama 200 yangın

Bölgede yılda ortalama 200 yangının çıktığını ifade eden Altındaş, ayrıca 250 civarında da kırsal alan yangınına müdahalede bulunduklarını aktardı.

Yılda 150-200 hektar ormanlık alanın zarar gördüğüne işaret eden Altındaş, yangınların yüzde 20’sinin ihmal ve dikkatsizlik, yüzde 7’sinin kasıt, yüzde 5’inin yıldırım düşmesi, yüzde 1’inin kaza ve yüzde 67’sinin de doğrudan insan faktöründen kaynaklandığını bildirdi.

Yıl başından bu yana bölgede 105 yangın yaşandığını belirten Altındaş, “Bu yangınlarda yaklaşık 90 hektar alan zarar gördü. Bölgedeki 105 yangının 90’ı Hatay ilinde meydana geldi. Geçtiğimiz yıl bölgemizde çıkan 232 yangında 315 hektar alan zarar gördü. Yanan alanlar aynı yıl içerisinde yeniden ağaçlandırıldı.” dedi.

Yangında kullanılan araçların tanıtıldığı program sonunda gazetecilere helikopterle ormanlık alanlar gösterildi.

Toplantıya, Hatay Vali Yardımcısı Bilal Ölmez, Arsuz Kaymakamı Musa Sarı, Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü Orman Yangınları Müdahale Şube Müdürü Muzaffer Ketmen, Antakya Orman İşletme Müdürü Ömer İnal katıldı.

Hatay’ın İskenderun ilçesinde E91 karayolu üzerinde Adliye ve İSTE köprülü kavşağında bir ilk yaşandı. Evli iki çocuk annesi kadın köprünün üzerinden atlayarak canına kıydı.

Edinilen bilgiye göre olay dün akşam 21.00 saatlerinde İskenderun Adliye sarayı karşısındaki battı-çıktının köprülü kavşağında meydana geldi. İddialara göre battı çıktının kent merkezi yönündeki köprülü kavşak üzerine çıkan isminin Suat Çevik olduğu öğrenilen iki çocuk annesi kadın, yüksekten kendini boşluğa bırakarak asfalt zemine çakıldı.

Olayı görenler çığlıklarla yardıma koşarken, kanlar içerisinde zeminde yatan kadın için olay yerine hemen polis ve 112 acil sağlık ekipleri çağrıldı. Kısa sürede olay yerine gelen 112 acil sağlık ekipleri, intihar eden 43 yaşındaki Suat Çevik’i hemen hastaneye yetiştirdi, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan kadın Otopsiye gönderildi.

Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken, geride iki çocuğu öksüz bırakan kadının neden intihar ettiği ise merak ediliyor.

İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, yayla yolarında bakım ve düzenleme çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
İskenderun Belediyesi Fen İşleri Müdürlüne bağlı ekipler, Suçıkağı yaylasında asfalt yama çalışması yaptı.
ÇALIŞMALAR HIZLA DEVAM EDİYOR
Çeşitli nedenlerle bozulan köy yollarının bakım, onarım, yama ve asfalt çalışmalarının hızla devam etiğini belirten İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil,”Kent genelinde büyük bir asfalt seferberliği yapıyoruz. Ana arterlerden caddelere, sokaklardan, yayla yollarına kadar tüm yollarda yenileme, düzenleme, bakım onarım çalışmaları yapılıyor. Ekiplerimiz yaz aylarında vatandaşlarımız tarafından yoğun olarak kullanılan yayla yollarında çalışmalarını sürdürüyor. Hizmet alanımızdaki yollarda iyileştirme çalışmaları kesintisiz olarak devam etmektedir” dedi.
ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDECEK
Başkan Seyfi Dingil,”Bu hizmetler sonucunda yollarımızın kalite ve standartları artırılarak vatandaşlarımızın köylerine daha sağlıklı ulaşmaları sağlanıyor. Çalışmalarımız yaz sezonu boyunca devam edecek. Bu konuda bizlere yardımcı olan muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Halka hizmet noktasında çalışmalarımız devam edecek” diye konuştu.

Hatay Güney Rüzgârı Dergisi’nin Temmuz sayısı çıktı

Tıbbi ve Aromatik Bitkiler yönünden zenginliği dikkat çekiyor

Dünyada 3000 türü bulunan tıbbi ve aromatik bitkiler içerisinde 300’ü endemik, 400’ü tıbbi ve aromatik bitkileri olan Hatay’ın zenginliği üzerinde duran uzmanlar, Hatay’ın geleceğini yeşil ekonomi ya da yeşil petrolde görüyor.
Tıbbi ve Aromatik Bitkiler konusunda Çorum ve Yozgat’ta kurduğu eko-çiftliklerle kendini kanıtlayan Beyin Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Deda, geldiği Hatay’da insan sağlığına ilişkin yeni gelişmeleri aktardı ve Hatay’ın zengin bitki türlerinin üretilmesini önerdi. Deda ayrıca, yüzde 100 yerli üretim olan rüzgâr tribünlerini de anlattı.
Tarım ülkesi olan Türkiye’nin tarımdan uzaklaşmasına paralel olarak Hatay’ın da bu noktada kendine düşeni almasının yanlış olduğunu kaleme alan Gazeteci Mehmet Ali Solak, “Naneyi Yedik mi?” başlığı ile ironik bir yaklaşım sergiliyor.
Derginin bu sayısında Hududun İçindeki Suriye dosyası da okunmaya değer. H. Çiğdem Yorgancıoğlu’nun hazırladığı dosya, ülkemizde kalıcı olan Suriyeliler’in genel durumunu ele alıyor.
Her sayısında gündem yaratan konular arasında, Selman Büyükâşık “Gaddardır bu yerküre, bu doğa acımasız…” denemesi, Adil Okay’ın “Bir ayrılık hikayesi- Arkası Yarın”anlatı/romanın detayları derginin dikkat çeken konulardan sadece birkaçı.
Dergide Hüseyin Evcil “Toplumda Ego Taşkınlığı”, Yahya Aksoy da“Emile Zola’nın “Suçluyorum” başlıklı mektubuna yer verilirken, A.Kadir Paksoy’un Günlerin Terkisinden başlığı sunulan günlük geçmişi hatırlatmak açısından da okunması değer bir yazı.
Öykü olarak Avustralya’dan düşüncelerini paylaşan Hulusi Atahan“Sonra”, İbrahim Ersuz “Damat”, Dr. Muhsin Boz da “Bond Çanta” başlıklı öykülere yer verilmiş. Sabahattin Yalkın’ın “Sakız Adası-Hora” ile M. Mevlüt Bulanık’ın “Köz ve Kül”, Dr. Uğur Yalınbaş’ın “İnan” adlı şiirleri de derginin zengin içeriğinden biri.
Türk Lezzet Mutfağı’nda Antakya Mutfağı ile ilgili yazıları Fahir Semir Abacı haberleştirirken, yerel basından alıntılanan Hatay’da gelişen olaylar ve Nurhan Sağlar’ın pasta tarifleri dedergide yer alan yazılar arasında.

İllerin 600 milletvekili üzerinden çıkaracakları milletvekili ve seçim çevresi sayıları yeniden belirlendi. Buna göre Hatay’ın 10 olan milletvekili sayısı 11’e yükseldi.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan Yüksek Seçim Kurulu kararına göre, Ankara’nın çıkaracağı milletvekili sayısı 32’den 36’ya yükseldi ve iki olan seçim çevresi üçe çıkarıldı.
Karar kapsamında, 88 olan İstanbul’un çıkaracağı milletvekili sayısı 97’ye, İzmir’in 26 olan çıkaracağı milletvekili sayısı 28’e yükseltilirken, seçim çevresi sayıları aynı kaldı. Kararla, Bursa’nın seçim çevresi ikiye çıkarılırken, çıkaracağı milletvekili sayısı da 18’den 20’ye yükseltildi.
HATAY BİR ARTTI
Kararla ayrıca, illere göre çıkarılacak milletvekili sayısı Gaziantep, Antalya, Mersin, Kocaeli ve Şanlıurfa’da iki milletvekili artarken, Hatay başta olmak üzere bazı illerde de birer milletvekili fazlalaştı.

İskenderun Teknik üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (İSTE-TTO) İSTE-TTO, ASAŞ Filtre ve GFT Filtre ile 1 yıllık eğitim programı başlatarak, sanayi kuruluşlarınakurumsal eğitimlerle dedestek olmaya devam ediyor.
Kurulduğu günden bu yana bölgede bir Ar-Ge ekosistemi oluşturmaya çalışan ve bölge sanayicilerine Ar-Ge ve İnovasyon odaklı proje danışmanlığı yapan İskenderun Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (İSTE-TTO), ASAŞ Filtre-GFT Filtre çalışanları için; Ar-Ge, inovasyon, üretim, yönetim ve kişisel gelişim odaklı birçok eğitimi içeren kurumsal eğitim programı hazırladı.Program kapsamında ilk olarak analitik ve sistematik olarak problemlerin ele alınmasını, analiz edilmesini ve problemlerin çözüm tekniklerini anlatan ‘Problem Çözme Teknikleri’eğitimi düzenlendi.
CN Danışmanlık desteği ile yapılan eğitim ihtiyaç analiz sonuçlarına göre ve firmaların ilgili yöneticileriyle istişare edilerek belirlenen eğitim süresi ve eğitim içeriğine göre 2 gün teorik, 2 gün pratik uygulama şeklinde gerçekleştirilen eğitime ASAŞ Filtre ve GFT Filtreden toplamda 23 beyaz yaka çalışanı katılmıştır.
ASAŞ Filtre ve GFTFiltre ile planlanmış eğitim faaliyetlerinin ilerleyen dönemlerde aylık olarak hız kesmeden devam edeceğini belirten İSTE-TTO Koordinatörü Seçkin Dilek, “firmaların ihtiyaç analizini yaparak düzenlemiş olduğumuz bu eğitimlerdeki eğitmen havuzumuzu sadece İskenderun Teknik Üniversitesi’nin akademik kadrosu ile sınırlamıyoruz; Türkiye’deki diğer üniversitelerden hocalar ve İSTE-TTO olarak birlikte çalıştığımız birçok kurumsal eğitim danışmanlığı firmaları da bizim eğitmen havuzumuzda yer almaktadır, bu bağlamda ihtiyaç duyulan her alandaki eğitimi karşılayabilecek güçte olduğumuzu belirtmek isteriz” dedi.

.

Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, TBMM’ye sunulmak üzere hazırlandığı belirtilen, ‘il ve ilçe müftülerine resmi nikah kıyılması yetkisi’ verilmesi teklifine karşı olduklarını bildirdi. Baro Başkanı Av. Dönmez, gerekçe olarak da, “Türkiye -din devleti- değildir” açıklaması yaptı.
Baro Başkanı Av. Ekrem Dönmez, sosyal medyada yer alan açıklamasında şunları kaydetti:
“Tasarıya göre, evlendirme yetkisi bulunan görevliler arasına il ve ilçe müftüleri de ekleniyor. Gerekçesi, ‘Vatandaşlarımızın evlenme işlemlerini kolaylaştırmak, daha kolay ve seri bir şekilde hizmet almalarını sağlamak…’ Evlendirme daireleri, evlenme işlemlerini çok mu zor ve zahmetli mi yapıyordu? Öyleyse bürokrasiyi azaltır, evlendirme memurlarını arttırırsınız sorun çözülür. Ancak tasarı ile birlikte, ‘ülke fabrika ayarlarına geri dönüyor’ diye sevinenler var. Tasarı, fabrika ayarları hesabı ile gündeme gelmiş ise, Türkiye’nin bir din devleti olmadığını, devletin bir dininin olamayacağını hatırlatırız. Türkiye’de yaşayan tüm inanç sahiplerini kapsamayacak bir düzenlemenin sadece toplum arasında huzursuzluk ve nifak yaratmaya yarayacağını bilmek gerekiyor.
Bu gibi çomak sokmaların sonunda geldi FETÖ. Bir yerde, ‘FETÖ bunları yaptı, bunları etti’ deyip FETÖ tarzı işler yapacaksanız, ya o zaman FETÖ’den sızlanmayı bırakacaksınız ya da FETÖ vari işler yapmayacaksınız.”

Kanser erken teşhis tarama ve eğitim merkezleri (KETEM) kanserlerin ortaya çıkmadan veya belirti vermeden tanı konulmasını ve erken tedavi sonucunda ölümlerin azaltılmasının amaçlandığı merkezleri olduğu belirtildi.
KETEM Birim Sorumlusu Dr. Gülden KÖKLÜ İskenderun’da da KETEM’in 2014 yılında kurulduğunu, Sağlıklı Yaşam Merkezi bünyesinde bakanlığa bağlı faaliyet gösterdiğini söyledi. Dr. Köklü, Ketem hakkında şu bilgileri verdi:
“Merkezimizde meme kanseri, rahim ağzı kanseri ve bağırsak kanseri taramaları ücretsiz olarak yapılmaktadır. Bağırsak kanserleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hem kadınlarda hem erkeklerde önemli bir sağlık problemi oluşturmakta ve her iki cinste görülme sıklığı olarak 3. sırada yer almaktadır. Bağırsak kanserinde bazı risk faktörleri var. Genetik, iltihabi bazı bağırsak hastalıkları, hareketsiz yaşam tarzı, yağdan zengin beslenme ,lifli yiyeceklerin, sebze ve meyvelerin az tüketilmesi, hamurlu yiyecekler ve beraberinde obezite , ileri yaş ,kalın bağırsak kanseri riskini arttıran faktörlerdir. Halkımızın risk faktörlerini tanıması ve risk faktörleriyle ilgili önlemler alması büyük önem arz etmektedir. Ancak hiç şikayeti olmasa da hem kadınlarımızın hem de erkeklerimizin toplum tabanlı tarama testlerini yaptırmaları gerekmektedir. Sağlık Bakanlığımızın belirlediği ulusal standartlarımıza göre bağırsak kanseri taramaları 50-70 yaş arası kadın ve erkeklere gaitada gizli kan testi (GGT) ile 2 yılda 1 yapılmaktadır. GGT yapılması çok kolay olan ve evde yapılabilen, hem merkezimizden hem de kişilerin aile hekimliklerinden temin edebilecekleri ücretsiz bir test. Bununla beraber herkesin hiç şikayeti olmasa da 50 yaşından sonra 10 yılda 1 mutlaka kolonoskopi yaptırması gerekmektedir. Bağırsağın görüntülenmesi ile erken tanı ve tedavi mümkün olabiliyor. Tarama testleri ile bağırsak kanserinden ölümlerin azaltılması ve yüksek oranda tedavi edilmesi amaçlanmaktadır. İskenderun Toplum Sağlığı Merkezi’ne bağlı Sağlıklı Yaşam Merkezi bünyesindeki KETEM şu an bağırsak kanseri taramalarında daha çok kişiye ulaşabilmek için doktor ve sağlık memurundan oluşan ekipleriyle sahada gezip, bilgilendirme yapıp test kitlerinin dağıtımını yapmaktadır. Bağırsak kanserinde erken evre tanı konduğunda tedavi şansı % 90 larda olup, hiçbir şikayeti olmasa da 50-70 yaş arası tüm kadınlarımızı ve erkeklerimizi tarama için KETEM’e bekliyoruz.”

Defne Belediyesi, “DURU BEBEK İÇİN BİR TÜP KAN VER” kampanyası üzerine seferber oldu, çok sayıda personeli ile birlikte kan bağışında bulundu.
Defne Belediye Başkanı Op.Dr İbrahim Yaman, Başkan Yardımcıları, Defne Belediyesi’ne bağlı Fen İşleri, İnsan Kaynakları, Özel Kalem, Kültür Sosyal İşler, İmar İşleri, Temizlik, Çevre Koruma, Teftiş Kurulu, Ruhsat Denetim Müdürleri ve çok sayıda Defne Belediyesi çalışanı ile 24.Dönem Milletvekillerinden Refik Eryılmaz ve Hasan Akgöl’ün de katılımlarıyla; Duru Bebeğe kök hücre bulunması kampanyasına destek verildi.
Antakya Vali Göbeği’nde bulunan Kızılay aracında kan bağışı yapan Defne Belediyesi, sadece bir tüp kan ile nice Duru Bebeklerin hayatlarının kurtarılabiliceğine dikkati çekti.
Uygun donör bekleyen nice Duru bebekler için farkındalık yaratmak istediklerini belirten Defne Belediye Başkanı Op.Dr İbrahim Yaman; “Biz Defne Belediyesi olarak bugün burada Duru Reyhan kızımız için kan bağışında bulunduk. Sadece iki dakika süren bir tüp kan bağışı ile ilik nakli için uygun donörün bulunmasına katkı sağlamak istedik. Amacımız kan bağışı ile nice Duru bebeklerin umudu olunabileceği hakkında örnek olmak, farkındalik yaratmaktır. Türkiye’nin her yerindeki Kızılay Merkezlerinde Duru Reyhan adı verilerek 1 tüp kan bağışı yapılabiliyor. Doku uyumunun tespiti için kan bağışı sayısı çok önemli. Bu sebeple hepimizin bu konuda hassas ve duyarlı olması gerektiğine dikkati çekerek herkesi, elinden geleni yapmaya davet ediyoruz.”sözlerine yer verdi.

Hatay Büyükşehir Belediyesi(HBB), Hatay’ın manevi değerlerine sahip çıkarak her dinin ibadethanelerini güzelleştirmek adına özverili çalışmalar yürütüyor.
HBB Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Dairesi Başkanlığına bağlı ekipler, Arsuz Övündük Mahallesi ve Belen Gazi Abdurrahman Paşa türbelerinin çevresinde temizlik çalışmaları gerçekleştirdi.
Türbelerin çevresinde yabani ot ve diken temizliği yapan ekipler türbeleri temiz ve düzenli hale getirdi. İnanç ayrımı gözetmeksizin her ibadethaneye aynı özenin gösterilmesi hususunda hassasiyet gösteren Başkan Savaş’ın çalışma anlayışıyla hizmet ulaştıran HBB personelleri, türbeyi ziyarete gelen vatandaşların takdirini topladı.

Mağaracık mahallesinin merkezinde bulunan (Ğayn) olarak mağaracığın simgesi memba ve çevresi Samandağ Belediyesi tarafından düzenlendi. Samandağ Belediyesi tarafından tarihi Ğayn suyunun eski haline dönüştürülmesi için başlatılan çalışmaların sonuna gelindi.
Bugün unutulmaya yüz tutmuş olan Ğayn suyunun geçmişte koca ağaçlar arasından geçerek okulun ve kahvelerin önünden denize kadar ulaştığı biliniyor. Zaman içinde çeşitli çalışmalarla unutulmaya yüz tutan (Su havuzu vb… ) su kaynağı olarak bilinen Ğayn suyu Samandağ belediyesinin çabalarıyla tekrar canlandırılıyor.
Su kaynağı etrafında bulunan ağaçlar ve doğal yapı korunarak çalışma gerçekleştirildi. İnsanların dinlenebilecekleri bankların, çocuklarında rahatça faydalanabilecekleri oyun gurupların bu alana yerleştirileceği belirtildi.
Samandağ Belediyesi Fen İşleri Müdürü M.Ali Bulut:”Fen İşleri ve Park bahçeler müdürlüğümüzün ortak çalışmasıyla düzenleme gerçekleştirildi.
Mağaracık mahallesinin simgesi durumundaki Ğayn suyunun etrafında yeşil alan ve dinlenme mekanı oluşturduk. Ğayn suyu nu yüzeye taşımak adına için çeşitli düzenlemeler yaptık, ekipmanlar yerleştirdik. Park ve dinlenme alanı için banklar ve Çocuk oyun gurupları yerleştireceğiz. Tarihi Nitelik taşıyan Ayn kaynağına uygun tarihi nitelikte bir düzenleme gerçekleştirdik. Doğal taştan su elamanı yapımı ve dolgu çalışması, Çim derzli doğal plak taşı ile zemin kaplama yaptık. Yeşil alanlarla ilgilide ağaçların bakımını gerçekleştirdik.Bu anlamda bu konuda Belediye Başkanımız sn.Mithat Nehir öncülüğünde ,Halkımız için nezih bir mekanı hayata geçirmenin kıvancını yaşıyoruz “dedi.
SAMANDAĞ BELEDİYE BAŞKANI MİTHAT NEHİR ĞAYN MEVKİDE ÇALIŞMALARI İNCELEDİ
Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir ,Ğayn mevkideki çalışmaları yerinde inceledi. Fen işleri müdürü Mehmet Ali Bulut çalışmalar hakkında bilgi verdi .Başkan Nehir’e Mahalle sakinlerinden Emin Çekiç, Mağaracık Eski Belediyesi Eski Başkanlarından Yusuf Sürmeli ve Mahalle sakinleri başkan Nehir’e eşlik ederek ,bu çalışmadan dolayı teşekkür ettiler.
Başkan Nehir :” Mağaracık mahallesi tarihi,doğal,kültürel değerlere sahip,güzide bir yerleşim birimidir. Samandağ Belediyesi olarak kültürümüze,tarihimize sahip çıkan bir yerden çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz.Bu çalışmada tarihi bir su kaynağını canlandırdık.Bu kaynağın etrafında bulunan yeşil alanda da düzenlemeler gerçekleştirerek halkımızın da güzel vakit geçirebileceği ortam oluşmuş oldu.”dedi