Çarşamba, Mayıs 1, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe YazılarıProf. Dr. Garip Turunç Yazdı: ''Depremzedelerin Rezilyansı (Dayanıklılığı)''

Prof. Dr. Garip Turunç Yazdı: ”Depremzedelerin Rezilyansı (Dayanıklılığı)”

Hayatınızda deprem gibi travmatik veya son derece etkili anlar yaşamış olabilirsiniz ve onlardan kurtulmuş olabilirsiniz. Şok edici dönemlerden geçen ve yine de hayatlarını inşa etmeye ve yollarına devam etmeye çalışan insanlar tanıyor olabilirsiniz. Eğer öyleyse, bu rezeilyans (dayanıklık) kavramı özellikle size hitap etmelidir.

 

Rezilyans terimi, bu son yıllarda Fransız nöropsikiyatrist Boris Cyrulnik’un yayımlanan kitablarıyla popüler hale getirildi. Ve bugün travma kurbanlarına psikolojik destek konusunda uzmanlaşmış bütün psikologların muayenehanelerinde sıklıkla kullanıyor.

 

Bu yüzden bugünkü yazımıda bu psikolojik konsepti üzerinde durmamın okurlarıma faydalı olacağını düşündüm.

 

Önce, size net bir tanım sunacağım, böylece bu psikoloji kavramı artık sizin için bir sır olmayacak. Yazıyı sonuna kadar okuduğunuzda hayatınızda dayanıklılığınızı/dirençliğinizi göstermek için bazı stratejiler kullanmanıza da izin verecek bir “psişik ipucu” bulacaksınız.

 

TANIM

 

Bağlantı kurmak için fiziksel mekanikte bir malzemenin bir darbeye karşı direncini ve kinetik enerjiyi kırılmadan soğurma kapasitesini ölçmek için esneklik katsayısının kullanıldığını hatırlayalım.

 

Peki, insan psikolojisine uygulandığında bu ne veriyor?

 

Çok basit bir şekilde, bir insanın yaşamış olabileceği çeşitli travmatik şoklara direnme kapasitesidir.

 

Ama sadece o değil!

 

Her şeyden önce, kişinin travmatik anlar yaşadıktan sonra kendini yeniden inşa etme ve yeni projeler, kalıplar oluşturma yeteneği ile ilgilidir.

 

Fransızca orijinal karşılığı Résilience, en çok ”esneklik, kırılmazlık, dayanıklık, kendini toparlama gücü, duygusal dayanıklık” olarak tanımlanıyor. Kelimenin kökeni, Latince’de yer alan ve geri zıplama demek olan “resilire”den gelmektedir.

 

Zorluluk karşısında yıkılmama, olumsuzluklar geçince eski halie dönebilme beceresidir. Kırılmadan büküllebilme, eğilme, olay geçtikten sonra da eski şekline dönebilme kapasitesidir.

 

Rezilyans, bir sosyal sistemin geçmiş felaketlerden ders çıkarması ve gelecekte kendini koruyabilmesi için kendisini düzenleyebilme kapasitesinin ne düzeyde olduğu ile ilgilidir.

 

Direnç göstermenin, hayattaki çok acı verici anlardan sonra ayağa kalkmak için güçlü kaynaklara sahip olma ve/veya geliştirme meselesi olduğunu bu tanım öğesi aracılığıyla anlıyorsunuz. Direnç denilen zorlu bir yolculuğa rağmen kendinizi yeniden keşfetmenize ve devam etmenize izin veren bu yaşam gücü, bu dürtüdür.

 

Peki, somut olarak, dramatik anlar yaşamış bu insanlar nasıl  yaşamaya ve hayatlarını inşa etmeye devam ediyor? Hangi kaynaklara güveniyorlar? Bunlar iç kaynaklar mı, nitelikler mi yoksa dış kaynaklar mı? Yazımın geri kalanında göreceğimiz şey bu.

 

PSİKOLOJİDE REZİLYANS

 

Psikoloji alanında kökeni uzun çalışmalara dayanan rezilyans, günümüzde özellikle çocuk psikolojisi alanında öne çıkmaktadır, zira kişilik gelişmesinin temellerinin atıldığı zamanlar bu yeteneğin gelişimi açından kritik olarak değerlendirebilir.

 

Psikologlar, her insanın rezilyans yeteneği bakımından sahip olduğu potensiyeli geliştirmesine odaklanır.

 

Esneklik ve Oyuncak Bebek Metaforu

 

Esneklik kavramında iş başında olan faktörlerin karmaşıklığını tam olarak anlamak için, teorik olarak mükemmel bir şekilde gösteren bu güzel metaforu ele alalım.

 

Bir bebeği düşürürseniz, birkaç parametreye bağlı olarak az ya da çok kolayca kırılır: “püskürtmenin kuvveti”, “yerin doğası”, “yapıldığı malzeme”…

 

Bu görüntü sayesinde, dayanıklılığın oluşturulmasında yalnızca bir faktörün değil, çok sayıda faktörün olduğunu anlıyoruz. Direnç kavramını karmaşık hale getiren de tam olarak bu farklı faktörler arasındaki etkileşimlerdir.

 

Günümüzde farklı teoriler mevcuttur ve birçok araştırmacı, hangi faktörlerin bir kişinin dirençli olma yeteneğini en iyi açıkladığını belirlemek için hala çalışmaktadır.

 

Dayanıklılık kapasitelerini en iyi açıklayan ana teorik etkiler arasında şunları buluyoruz: 1°-) Bağlanma Teorisi (John Bowlby ); 2°-) Stres ve stres uyum süreçleri ile ilgili çalışmalar; 3°-) Travma ve bununla başa çıkmak için kaynaklar üzerinde çalışmalar; 4°-) Esneklik ve bağlanma stili.

 

Güvenli bağlanma stili geliştiren çocuklarda yılmazlığın daha iyi geliştiği görülmektedir. Elbette, bağlanma stilleri yaşam boyunca gelişir ve kendinizi güvence altına almak için kalıplarınız üzerinde çalışmak mümkündür. Bununla birlikte, sevdiklerinizle “güvenli” bir modda iyi ilişkiler kurma gerçeği, strese karşı gerçek bir koruma faktörüdür ve dayanıklılığa katkıda bulunur.

 

Bu liste ayrıntılı değildir, ancak hayatın zorluklarıyla yüzleşmek için yararlı becerileri tanımlar: 1°-) Problem çözme konusunda yetenekleri; 2°-) Özerklik; 3°-)  İyi mesafe yetenekleri; 4°-)  Geliştirilen sosyal beceriler; 5°-)  Empati; 6°-) Fedakarlık; 7°-) Sosyallik; 8°-) Bir yetişkinle olumlu bir ilişki algısı.

 

Aile Dayanıklılığı Faktörleri

 

Ayrıca aile ortamının ve kişinin ebeveynleriyle ilk ilişkisinin kalitesinin travmatik veya stresli olaylarla baş etme becerisi üzerinde etkisi olduğunu da biliyoruz. Bu faktörler bulunur: 1°-) İyi iletişim; 2°-) Çocuk sayısı < 5;  3°-) Sıcak ve olumlu etkileşimler; 4°-) Destek ve sevgi.

 

Örneğin, deplem bölgesinden nakledilen çocuklara sınıf arkadaşlığı yapacak öğrencilerimiz varsa onları bu konuda bilgilendirmek, bilinçlendirmek. Çocuklar bilmiyor olabilir, veliler, yetişkenler olarak biz bazı yönlendirmeleri, tavsiyeleri yapmamız lazım.

Sosyal/toplumsal dayanıklılık faktörleri

 

Ve son olarak, sosyal bağların kalitesi de strese karşı önemli bir koruyucu faktördür. Burada şu birkaç noktayı not ediyoruz: 1°-) Meslektaşlarla yapılan alışverişlerin kalitesi;  2°-) Okul, mahalle, spor gibi olumlu sosyal topluluklar; 3°-) Dini veya ideolojik topluluk; 4°-) Toplum ve kültür (karşılıklı yardımlaşma, hoşgörü değerleri ile).

 

Tüm bu faktörler dayanıklılığın oluşturulmasına katkıda bulunur. Ancak hiçbir şey sabit değil, her şey değişiyor. İç ve dış kaynaklarınızdan yararlanarak strese ve şoklara direnme yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. “Psych Board” (psikolojik alan) da tartışacağımız şey bu.

 

PSİKOLOJİK TAVSİYE

 

Hepimiz potansiyel olarak hayatımızda stresli ve etkili anlar yaşamak için getirildik. Hepimiz aynı kaynaklara sahip olmasak bile, bizi güçlendirecek ve bize inşa etmeye ve yaşamaya devam etme yeteneği verecek olumlu faktörleri harekete geçirebiliriz.

 

Deprem ve doğal afet gibi travmaların ortaya çıkardığı fiziksel etkilerin yanı sıra deprem, birtakım bilişsel, ruhsal ve psikolojik etkilere de yol açmaktadır. Depremden geçen bu insanlarımıza iç ve dış kaynakları üzerinde çalışmalarını tavsiye ederim. İç kaynaklar, kendiniz hakkında bildiğiniz ve sizi güçlü kılan niteliklerdir. “Dış kaynaklar” derken, kendinizi güçlendirmek için kendi dışınızda harekete geçirebileceğiniz her şeyi kastediyorum: arkadaş çevresi, kaynak kişi, spor, kültürel aktivite vb.

 

Deprem travmasına maruz kalan depremzadelerin, ruhsal açıdan psikolojik desteğe ihtiyaçları olduğunu belirten uzmanlar, bu süreçte travmaya maruz kalan kişilerin en büyük ihtiyaçının ise anlaşılmak olduğunu; kendilerinin dinlendiğini, duygularını anlamaya çalışan birilerinin var olduğunu; diğerlerinin onların yanlarında olduğunu hissetmesi çok büyük önem taşıdığını ifade ediyor. Yaşadıkları duyguları birebir anlamak mümkün olmasa bile dinlemek, bu manevi desteği vermek onlar için oldukça değerli olduğunu bildiriyor.

 

Kendi kaynaklarınız üzerinde de çalışarak onları harekete geçiriyorsunuz çünkü onları bilinçli ve dolayısıyla kullanılabilir kılıyorsunuz. Daha sonra da kullanabilirsiniz. Ve her birinizin kendi kaynaklarına sahip olduğu için onlardan çok sayıda var!

 

Ayrıca, zor zamanlardan geçtiğinizde sıklıkla olduğu gibi, fikirleriniz tükendiyse, güvendiğiniz insanlardan sert darbeler durumunda stratejilerini açıklamalarını isteyin. Sizinle konuşurlarsa onlardan ilham alabilirsiniz.

 

İşte, rezilyans/dayanıklılık hakkında her şeyi biliyorsunuz!

 

Umarım bu yazı sizi aydınlatmıştır ve her şeyden önce kendi içinizde gelişiminiz için gerekli kaynakları bulmanızı sağlayacaktır.

 

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER