Cuma, Nisan 26, 2024
No menu items!
Ana SayfaKöşe YazılarıÜretmek derken…

Üretmek derken…

İrfan O. Hatipoğlu

Semt sebze meyve pazarlarını dolaştığımızda sıklıkla satıcıların mallarını satmakta, yurttaşların satın almakta zorlandıkları şikâyetleri ile karşılaşırız. Sorunu daha ileriye taşırsak, üreticiler (çiftçiler) üretim girdilerinin pahalı olması, emeklerinin karşılığını alamadıkları nedeniyleüretmekte zorlandıklarını, arttık üretmekten vazgeçecekleri sızlanmasını duyarız. Ucuz ve sağlıklı besin maddelerine ulaşmak içinde, çözüm olarak üretici ve tüketici arasındaki aktarım ağlarının kısaltılmasını öneririz. İlk başmağının üreticinin korunması olduğununda farkındayızdır.Bu nedenle belediyeler, kooperatifler, oluşturulan sivil organizasyonlar aracılığı ile tarladan sofraya uzanan yolu kısaltarak üreticinin ve tüketicinin kazançlı çıkacağı uygulamaları kutsarız. Azımsanmayacak emek harcarız.

 

Ülkemizde yeterli üretim potansiyeli olmasına karşın, ucuz ve sağlıklı besin maddesine neden ulaşamıyoruz? Bunun nedeniuygulanmakta olan neo-liberal tarım politikasıdır. Politik seçimin özünü tarımsal desteklerin yetersiz tutulması, tarımsal üretimi kontrol eden/sürdürülebilir kılan KİT’lerin özelleştirilmesi, temel üretim girdilerinde yerli üretim özendirilmeyerek girdilerde (yaklaşık yüzde 60)  dışa bağımlı kılmak,kurulu ürün aktarım ağlarını kısaltmak yerine çoğaltmak, üretimden tüketim aşaması sürecindeetkin fiyat kontrolünün yapılmaması oluşturur. Neo-liberal uygulamalar tarımsal üretimde geri dönüşü olmayan yıkımlar oluşturdu.Üretim sürecini pahalandırarak, üretimi sürdürülebilir olmaktan çıkardı. Geleneksel tarımı ve küçük üreticiyi yok ederek, çiftçileri kent varoşlarında ‘tarım muhaciri’ olarak yığdı.Kırsal alan boşaldı, çiftçilik yaşlıların (ortama yaş aralığı 60-65’tir) çalışma alanı haline gelerek üretim gizil gücü kaybedildi.Binlerce yıllık üretim kültürünün/deneyiminin aktarımı yapılamadığından kırsal alanda “üretim kısırlığı”  oluştu.

 

Uygulanmakta olan neo-liberal tarım politikasıyla ucuz ve sağlıklı besin maddelerine ulaşmak mümkün değildir. Çünkü dayatılan endüstriyel tarımsal üretimdir. Endüstriyel tarım uluslararası tarım kimyasalları, tohum tekellerine bağlı yapılan, insanı ve doğayı öncelemeyen, yağmacı, kar etme temelli; genetik yapısı değiştirilmiş (örneğin buğdayın şekli dışında, buğday olmaktan çıkması vb.), ağır metaller içeren sağlıksız besin üretim modelidir. Oysa ucuz ve sağlıklı besin üretimi tarımsal kimyasalların kullanılmadığı, ata tohumuna dayalı, doğa dostu ‘geleneksel/küçük aile işletmeleri’ tarafından yapılabilir. Sürdürülebilirliği de genç çiftçileri topraklarında tutundurmaktan, üretim kültürünün/deneyimin aktarımından geçer.

 

Uygulanmakta olan neo-liberal tarım politikası ilesağlıklı, ucuz besin maddesine ulaşmak mümkün değildir. Unut veren gelişme ise kamusal duyarlığı olan belediyelerin, kooperatiflerin, oluşturulan sivil organizasyonlarının öncülüğünde başlatılan“ata tohumu” kullanımı önceleyengeleneksel/küçük aile işletmesi üretim modeligirişimlerinin yaygınlaşmasıdır.Bu çabalarbaşarılı olmazsa “tükettikçe sağlığı bozulan” bir toplum duruna geleceğiz. Bilginiz olsun.

RELATED ARTICLES

Yorum Yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON HABERLER