Pazartesi, Aralık 15, 2025
No menu items!
Ana Sayfa Blog Sayfa 3102

Çocuğunuz toprak yiyorsa dikkat!

0

Pika Sendromu sevgi yoksunluğundan kaynaklanıyor

Besin maddesi olmayan toprak, taş, kireç, cam ve sabun gibi nesneleri yemek ya da yalamak şeklinde ortaya çıkan Pika Sendromu, en çok çocuklarda görülüyor. Pikanın altta yatan psikolojik nedeninin sevgi yoksunluğu ve gelişmemiş güven duygusu olduğunu belirten uzmanlar, “Annesel yoksunluk, ebeveyn reddi, zayıflamış ebeveyn-çocuk ilişkisi, dezorganize aile yapısı, ailedeki huzursuzluk ortamı, istismar en büyük stres etkenleridir” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı
Yrd. Doç.Dr. Mine Elagöz Yüksel, Pika Sendromu’nun, toplumda olağandışı algılanan, besin maddeleri olmayan nesneleri yemek /yalamak şeklinde görülen bir yeme bozukluğu olduğunu söyledi.

Bu nesnelerin toprak, taş, kireç, kereste, cam, saç, sabun kağıt, ip, silgi, boya, plastik maddeler, kıyafet parçası, yanmış kibrit olabileceğini belirten Yrd. Doç.Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Bu durum 2-3 yaş altı çocukların ağza uygunsuz maddeleri atma ve yemeye çalışma davranışını kapsamaz. Hastalık yıllarca devam edebileceği gibi kısa sürede kendiliğinden yok olabilir” dedi.

En çok çocuklarda görülüyor

Pika Sendromu’nun her yaşta görülebileceği gibi en sık çocuklarda görüldüğünü belirten Yrd. Doç.Dr. Mine Elagöz Yüksel, “En temel üç sebebi besin eksiklikleri, nörolojik gelişim bozuklukları ya da psikolojik nedenler olarak sayılabilir. Demir, kalsiyum, çinko, B1 vitamini, B6 vitamini eksikleri en sık tespit edilen besinsel eksikliklerdir. Nadir olmayarak zeka geriliği, otizm, epilepsi, şizofreni, obsesif kompulsif bozukluk gibi nörolojik/psikiyatrik rahatsızlığı bulunan bireylerde görülebilir. Sağırlık, nöroleptik ilaç kullanımı gibi tıbbi durumlara da eşlik ettiği bildirilmiştir. Kimi kişilerde saç ya da cilt yolma davranışları ile beraber gözlemlenebilir” diye konuştu.

Sevgi yoksunluğu en büyük etken

Pika Sendromu’nda altta yatan psikolojik nedenin özellikle çocuğun sevgiden yoksun bir ortamda yetişmesi ve gelişmeyen güven duygusu olduğunu ifade eden Yrd. Doç.Dr. Mine Elagöz Yüksel, “En sık psikolojik stres etkenleri annesel yoksunluk, ebeveyn reddi, zayıflamış ebeveyn-çocuk ilişkisi, dezorganize aile yapısı, ailedeki huzursuzluk ortamı, istismar olarak saptanmıştır” dedi.

Tehlikeli sonuçlar doğurabilir

Pika Sendromu’nun tedavi edilmediği takdirde oldukça olumsuz sonuçlara yol açabildiğini, bu sonuçların yenilen cismin özelliğine bağlı olduğunu ifade eden Yrd. Doç.Dr. Mine Elagöz Yüksel, şunları söyledi:
“Besleyici olmayan nesnelerin yenmesi sonucu malnutrisyon denilen yetersiz beslenme sonucu kansızlık gibi bulgular görülebilir. Özellikle sindirim sistemiyle ilgili rahatsızlıklar fark edilebilir, bunlar diş çürükleri, ağızda kötü koku, dehidratasyon olabilir. Yenilen cismin sindirilememesiyle bezoar, bağırsak tıkanması hatta bağırsak delinmesi görülebilir. Cismin özelliklerine göre kurşun zehirlenmesi gibi metal zehirlenmeleri görülebilir. Yenilen maddelerin hijyenik olmaması da ayrıca bir sorundur. Hasta yediklerinden dolayı enfeksiyon kapabilir veya paraziter hastalıklar görülebilir. Eğer hasta çocuk ise bu zararlar daha da artabilir. Pika Sendromu, özellikle neyin yenilir ya da yenilmez olduğunu bilemeyen nörogelişimsel rahatsızlığı bulunan çocuklarda ölüme kadar götürebilen tehlikeli sonuçlara neden olabilir. Tıbbi sonuçlarının dışında pika davranışının gözönünde olması halinde toplum tarafından dışlanma ve sosyal izolasyon söz konusu olabilir.”

Bu önerilere kulak verin

Ailelerin çocuklarında Pika Sendromu belirtilerini tespit etmeleri halinde geç kalmadan çocuğun tam bir sistemik muayenesi için doktora başvurması gerektiğini belirten Yrd. Doç.Dr. Mine Elagöz Yüksel, “Tıbbi muayene ve değerlendirmeler sonucunda Pika Sendromu’nun olumsuz sonuçlarının var olup olmadığı; nedenlerine yönelik ise besin eksikliklerinin araştırılması, çocuğun psiko-sosyal ve nörolojik gelişiminin değerlendirilmesi gerekmektedir. Pika Sendromu’nu tanımlayacak bir test olmamakla beraber altta yatan neden ve sonuçları araştırmaya yönelik laboratuvar testleri gerekebilir. Özellikle bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanı tarafından Pika Sendromu’nun altında yatan nedenler tahlil edilmeli, gerekli hallerde medikal tedavi ve psikoeğitim veya davranış terapisi seçenekleri gözden geçirilmelidir” tavsiyesinde bulundu.

14 TEMMUZ TARİHTE BUGÜN

0

14 Temmuz
Olaylar
1223-II. Filip (Fransa) ‘ nın ölümüyle VIII. Louis Fransa kralı oldu.
1683-Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı Orduları, II. Viyana Kuşatması’nı başlattılar.
1700-Osmanlı Devleti, Çarlık Rusyası ile İstanbul Antlaşması’nı imzaladı.
1789-Fransızlar krallığa karşı ayaklandılar. Halk Paris Bastille Hapishanesi’ndeki siyasi tutukluları serbest bıraktırdı. Cumhuriyetin başlangıcı olan 14 Temmuz Fransızların ulusal bayramı.
1926-Mustafa Kemal Paşa’ya yönelik İzmir’de suikast girişimi gerekçesiyle Ziya Hurşit ve arkadaşları idam edildi.
1933-Almanya’da Naziler muhalefet hareketlerini yasakladı.
1936-Türkiye, olimpiyatlarda ilk altın madalyayı aldı. Yaşar Erkan, Berlin Olimpiyatları’nda, güreşte 61 kiloda birinci geldi.
1938-İtalya Yahudi karşıtı Nazi modelini kabul etti.
1942-Atılay faciası: Atılay denizaltısı eğitim dalışı yaptı, bir daha su yüzüne çıkamadı. 37 subay ve er öldü.
1948-Yerli Film Yapanlar Cemiyeti’nce düzenlenen ilk film festivali: Şakir Sırmalı’nın yönettiği “Unutulan Sır” en iyi film, Turgut Demirağ’ın yönettiği “Bir Dağ Masalı” en iyi ikinci film seçildi. Nevin Aypar en iyi kadın, Kadir Eroğan en iyi erkek oyuncu, Cahide Sonku ve Talat Artemel en iyi karakter oyuncusu dallarında ödüllendirildi.
1948-Kapatılan Türkiye Emekçi ve Köylü Partisi lideri Dr. Şefik Hüsnü Değmer 5 yıl hapse mahkûm edildi.
1950-Genel Af çıktı.
1958-Irak’da darbe: Kral II. Faysal ve Başbakan Nuri Said Paşa öldürüldü.
1959-Kerkükte, üç gün üç gece sürecek, Türkmen katliamı başladı.
1960-Eski Konya Valisi Cemil Keleşoğlu, Yassıada’da intihar etti.
1968-Tuluat sanatçısı İsmail Dümbüllü bir jübile gecesiyle sahnelerden ayrıldı.
1969-ABD’de $500, $1,000, $5,000 ve $10,000 değerindeki kâğıt paralar resmen tedavülden çekildi.
1970-Askerlik 20, yedek subaylık 18 aya indirildi.
1971-Kültür Bakanlığı kuruldu; ilk bakan Talat Halman.
1982-Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Turgut Özal, Maliye Bakanı Kaya Erdem ve İmar ve İskan Bakanı Şerif Tüten istifa etti. Özal’ın yerine Sermet Refik Pasin, Erdem’in yerine Adnan Başer Kafaoğlu ve Tüten’in yerine de Ahmet Samsunlu atandı.
1983-Brüksel Büyükelçiliği’nde görevli Dursun Aksoy silahlı saldırıda öldürüldü. Olayı üç ayrı Ermeni örgütü üstlendi.
1987-Olağanüstü Hal Bölge Valiliği kuruldu.
1993-Anayasa Mahkemesi, Halkın Emek Partisi’nin (HEP) faaliyetlerinin “Anayasa ile Siyasi Partiler Yasası’na aykırı” olduğu gerekçesiyle kapatılmasına karar verdi.
1994-ANAP’ın, Başbakan Tansu Çiller hakkında mal varlığını araştırma önergesi Meclis’te reddedildi. Buna karşılık, 1983’den o güne dek Meclis’te yer alan partilerin lider ve yakınlarının mal varlıklarının araştırılmasıyla ilgili önerge kabul edildi.
2003-ABD Hükümeti, üzerinde UFO teorileri de üretilmiş olan “51. Bölge”nin varlığını kabul etti.
Tarihte Bugün Doğanlar
1862-Gustav Klimt, Avusturyalı sembolist ressam (ö. 1918)
1874-Abbas Hilmi Paşa, Osmanlı dönemindeki son Mısır valisi (ö. 1944)
1890-Ossip Zadkine, Rus heykeltraş ve ressam (ö. 1967)
1903-Irving Stone, Amerikalı yazar. Yazdığı biyografik kitaplar ve romanlarıyla tanınmıştır.
1906-Olive Borden, ABD’li sinema oyuncusu (ö. 1947)
1913-Gerald Ford, Amerika Birleşik Devletleri başkanı (ö. 2006)
1918-Ingmar Bergman, İsveçli oyun yazarı ve film yönetmeni (ö. 2007)
1928-Louis Calaferte, Fransız yazar (ö. 1994)
1952-Eric Laneuville, ABD’li yönetmen ve oyuncu
1966-Matthew Fox, ABD’li oyuncu
1973-Halil Mutlu, Dünya ve olimpiyat şampiyonu Türk halterci
1974-Artur Balder, Alman yazar
Tarihte Bugün Ölenler
1817-Anne Louise Germaine de Staël, İsviçreli yazar (d. 1766)
1827-Augustin-Jean Fresnel, Fransız fizikçi (d. 1788)
1881-Billy the Kid, Amerikalı kanun kaçağı (d. 1859)
1904-Paul Kruger, Boer direniş lideri, Güney Afrika Cumhuriyeti (Transvaal) devlet başkanı (b. 1824)
1907-William Henry Perkin, İngiliz kimyager ve mucit (d. 1838)
1939-Alphonse Mucha, Çek ressam ve grafik sanatçısı (d. 1860)
1942-Fethi Yüceses. Hamiyet Yüceses’in eşi. TCG Atılay denizaltısında hayatını kaybeden astsubaylardan biri.
1966-Julie Manet, Fransız ressam (d. 1878)
1969-Eero Berg, Finlandiyalı atlet (d. 1898)
1971-Ali Kılıç, Türk asker, siyasetçi, Atatürk’ün yakın arkadaşı (d. 1889)
1974-Carl Spaatz, ABD’li havacı general, ABD Hava Kuvvetleri’nin ilk kurmay başkanı. (d. 1891)
1993-Leo Ferré, Fransız şair, müzisyen (d. 1916)
1995-Bilge Karasu, Türk filozof, yazar (d.1930)
2001-Eleni Küreman, Türk basınında ilk kadın foto muhabiri (d.1921)

Bayır-Bucaklıların onurlu göçü

0

Bundan 50 yıl önce, 1967 yılında İsrail ile komşuları arasında savaş çıkmıştı. Aslında 1967 savaşı Araplarla İsrail arasında yıllarca tırmanan gerginlikler ve sınır çatışmaları ardından patlak vermişti. Sınırdaki çatışmalar gerginliği iyice kızıştırmıştı. Filistinli gerillalar sınırı aşınca İsrail onları ‘terörist’ ilan etmiş ve en sert şekilde misilleme yapılması kararını almıştı. Gerginlik 7 Nisan 1967’de doruk noktasına çıkmış ve İsrail ile Suriye arasında tam bir hava ve topçu savaşı başlamıştı. İsrail Suriyelileri püskürtmüştü.
İsrail ile komşu Arap ülkeleri arasında süren 6 günlük savaş sınırları değiştirmişti. Ülkeyi büyük bir karamsarlık sarmıştı. Bunun sonucu olarak, Lazkiye Türkmenleri de karamsarlığa düşmüş; güvenlik, ekonomik, eğitim, din, dil ve sair gerekçelerle, Bayır-Bucak bölgesindeki Şeren, Dervişen, Elmalı, Kulcuk, Karabacaklı, Göydağ, Kantara, Çamurlu, Mılıklı, Katsal Maaf, Gebere, Gebelli, Baldırlı ve Çardaklı köylerinden yaklaşık 300-325 aile Suriye’yi gönüllü olarak terk ederek, Türkiye’ye yerleşmek üzere yola düşmüştü.
Ülkesini terk etmek zorunda kalan Bayır-Bucaklı aileler, sınır komşusu olmanın getirdiği avantajla Türkiye’ye yasadışı yolardan kolaylıkla giriş yapmışlar ve giriş yaptıkları Hatay Valiliği’ne başvurma yükümlülüğünü yerine getirmişlerdi. Böylece Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Bayır-Bucaklı Türkmenler için uzun ve zorlu bir süreç başlamıştı.
Resmi mercilerle görüşmeler yapılmış, dosyalar oluşturulmuş ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kararı beklenmeye başlanmıştı. Hiçbir geçici korumaya sahip değillerdi. İktidar, Bayır-Bucak Türkmenlerine cimri davranmıştı. Hatay’ın Yayladağı, Kırıkhan, İskenderun ve Arsuz ilçelerinde, kendi imkânlarıyla yeni bir hayata başlamışlardı. Devletten yardım ve destek görmeyen ve anavatanda yeni bir hayat kurmayı göze alamayan 50 civarındaki aile ise bu zorlu şartlara dayanamayarak ve öz varlıklarına güvenemeyerek geldikleri yerlere dönmek zorunda kalmıştı. Hatta Emniyet görevlilerince, sınır illerinde kalanların vatandaşlık başvuruları kabul edilmeyeceği bildirildiğinden, bazı aileler kendilerine önerilen Anadolu kentlerinden Konya, Bursa vs. illere gitmek ve oralarda yaşamak zorunda kalmıştı.
Hepsi de gemilerini yakarak ülkesini terk etmiş bulunan göçmenlerin, her an Türkiye’de yerleşme ve vatandaşlık başvurularının kabul edilmeyeceği korkusu ile geçen yıllarda yapabilecekleri tek şey beklemekti. Ve 1967 yılının ilkbahar aylarından itibaren korku, endişe, heyecan ve umutla geçen bekleyiş 1981 yılına kadar sürmüştü!

TEK İSTEK: VATANDAŞLIK

1967 yılının ilkbahar aylarında Türkiye’ye göç eden Bayır-Bucaklı Türkmenler, Devletten ne insani ne de eğitim, sağlık ve tıbbi hiçbir yardım, hizmet ve destek görmemişti. Hepsi de yerleştikleri yerlerde; çoluk çocuk, ailecek pamuk çapalayarak, pamuk toplayarak, tütün yetiştirerek, bahçıvanlık yaparak, odun taşıyarak; taş ocaklarında, inşaatlarda amelelik yaparak, kendi emekleri ve kazançlarıyla ailelerinin geçimini sağlamış, çocuklarını okula göndermişti. Ne Türk Devletine ne de Türk Milleti’ne hiçbir külfetleri olmamıştı. Emekleriyle kazanmışlar, helal yemişler, onurlarıyla yaşamışlardı. Devletten tek istekleri vardı: Vatandaşlığa kabul edilmek ve nüfus cüzdanına sahip olmaktı!
Bayır-Bucak Türkmenlerinin 1967 yılından itibaren vatandaşlık talepleri;
30. Süleyman Demirel Hükümeti,
31. Süleyman Demirel Hükümeti,
32. Süleyman Demirel Hükümeti,
33. Nihat Erim Hükümeti,
34. Nihat Erim Hükümeti,
35. Ferit Melen Hükümeti,
36. Mehmet Naim Talu Hükümeti,
37. Bülent Ecevit Hükümeti,
38. Sadi Irmak Hükümeti,
39. Süleyman Demirel Hükümeti,
40. Bülent Ecevit Hükümeti,
41. Süleyman Demirel Hükümeti.
42. Bülent Ecevit Hükümeti,
43. Süleyman Demirel Hükümeti,
Tarafından kabul görmemişti. Bayır-Bucak Türkmenlerine birer ‘Nüfus Cüzdanı’ çok görülmüştü! Ancak, geçen zaman içerisinde, yeni doğan çocuklarla birlikte sayıları 1.000’e varan Bayır-Bucak Türkmenlerinin vatandaşlık talepleri, 12 Eylül 1980’de gerçekleşen Askeri Harekât sonrasında kurulan 44. Bülent Ulusu Hükümeti döneminde kabul edilmiş ve Bayır-Bucaklı Türkmenlere ‘Nüfus Cüzdanı’ verilmişti!
Ve böylelikle, Bayır-Bucaklı Türkmenler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile de bağlanmıştı. Bu durum, en çok okula kimliksiz olarak devam eden öğrenciler ile resmi nikâhsız evlenen gelinler ve damatları mutlu etmişti! T.C. Nüfus Cüzdanı’na kavuşan Bayır-Bucaklı Türkmenler, artık Türkleşmişti!

DÜNYANIN EN CÖMERT ÜLKESİ: TÜRKİYE

1967 yılında, Suriye’de gemilerini yakarak, malını mülkünü ve akrabalarını terk ederek, Türkiye’ye yerleşmek için göç eden onurlu Bayır-Bucak Türkmenleri, dönemin hükümetlerinden hiçbir yardım ve destek görmemiş; kendi emekleriyle geçimini sağlamıştı. Özgür ve bağımsız aile reisleri; ailesinin barınma, yiyecek, içecek, giyecek, yakacak, eğitim ve sağlık giderlerini emeğiyle ve alın teriyle karşılamıştı.
Oysaki Suriye’de 2011 yılında patlak veren iç savaştan sonra, Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyelilere T.C. Devleti çok cömert davranmıştır. Dönemin T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile Suriye krizi mağdurları için ilk günden beri din, dil, ırk ayırımı yapmadan “Açık Kapı Politikası” uygulanmıştır.
Bugün dünyanın en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkesi olan Türkiye, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda, savaştan kaçan Suriyeli sığınmacılara yeni bir hayat sunulmaktadır. Tüm Suriyeli sığınmacılara sağlık hizmeti ücretsiz olarak sunulmakta; kayıp bir neslin oluşmaması için Suriyeli çocuklar okula kazandırılmaktadır.
Ayrıca, AFAD barınma merkezlerinde yabancı dil, bilgisayar okuryazarlığı, halı dokuma gibi çeşitli sertifika programlarında 225 bin Suriyeli eğitim kurslarına katılmıştır. Türkiye 2016 yılında ayrıca milli gelirinin %0,75’ini insani yardım için ayırarak bir kez daha, “Dünyanın En Cömert Ülkesi” olmuştur.
Sıfır noktası insani yardımlar kapsamında gıda, gıda harici malzemeler, barınma, hijyen, ilâç ve tıbbi malzemeler vb. toplamda 1.75 milyar TL değerinde insani yardım, 31 bin araçla Suriye’deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmıştır. Türkiye, Suriyeli sığınmacıların yaralarının sarılması ve yeniden hayata tutunmaları için BM standartlarında 25 milyar ABD Doları’nı aşkın bir kaynak harcamıştır. Uluslararası toplumun, Türkiye’nin bu fedakârlığına katkısı 526 milyon ABD Doları olmuştur.
Türkiye, 2011’den buyana Suriyeli sığınmacılara gösterdiği cömertliği, kendi vatandaşına; işçisine, memuruna, emeklisine, yoksuluna, yaşlısına, çiftçisine, işsizine de göstermelidir. Suriyeli sığınmacılar öz evlat da Türk vatandaşları üvey evlat mıdır?

Küresel Terör Ne Durumda?

0


2004 yılından bu yana ABD Dışişleri Bakanlığı (Department of State), Terörizm Üzerine Ülke Raporu (Country Reports on Terrorism) adı altında oldukça ayrıntılı bir rapor hazırlıyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın web sayfasından tüm dünyaya servis edilen bu rapor, genellikle ertesi yılın ilk 4 ayı içerisinde (Nisan) yayımlanıyordu. 2015 yılına ait rapor 2016 yılı Haziran ayı ilk haftasında yayımlandı. 2016 yılına ait rapor hala yayımlanmadı. Nedeninin bilmiyorum ama bu bilgileri bekleyenlerden biriyim. Tabii bilgiye bir yerden ulaşamıyorsak, başka yollar da aranır. Arayan da genellikle bulur!
Dünya çapında bu tip güvenlik politikası üzerine yıllık rapor hazırlayan bazı düşünce kuruluşları ve üniversitelerin enstitü ya da araştırma merkezleri var. Tabii ki çoğunlukla devlet ve istihbarat birimlerinden de destek alıyorlar.
Bu araştırma merkezlerinden ABD’nin başkenti Washington’daki ABD Barış Enstitüsü ile Wilson Merkezi. IŞİD’le mücadeleyi gelecekte 6 senaryo ihtimalli bir çalışmayla incelemeye çalışmışlar. 2007-2011 arasında Irak çöllerinde yeniden tehdit haline gelmesi ve suikast taktikleri incelenmiş. Tabii devamında Avrupa ile ABD’ye yapmış oldukları terör saldırıları da…
Araştırmacılara göre el-Kaide, IŞİD’in sayesinde uzun vadede pragmatik bir oyuna sahip olarak, militanları üzerinde kaybetmiş olduğu prestij ve pozisyonunu iyileştirme fırsatı buldu. Başlangıçta IŞİD’in giderek yükselen performansı ve imkânları ile hüküm sürdüğü alanları kaybeden el-Kaide, yeni 3. nesil elemanlarının vahşet tanımayan yaklaşımıyla tekrar yükselişe geçti.
Terör ve güvenlik politikaları üzerine çalışanların önemli bir kısmı, Irak ve Suriye’deki IŞİD’le mücadele başarıyla tamamlandıktan sonra, bu küresel terörün azalacağını umuyorlar. Peki gerçekte bu mümkün mü?
Ancak bu konuda herkes iyimser değil. IŞİD sayesinde saldırgan bir “hiber millet” oluşturulduğunu ileri sürenler bile var. Oysa bunlar devamlı evrimleşiyorlar. Üstelik bu “hiber millet” bir yerde değil, aksine dünyanın dört bir yanına dağılmış durumda. Avrupa’da IŞİD veya el-Kaide türevi örgütlere katılmak için ayrılan en az 5.000 “terörist savaşçı”dan söz ediliyor. Bu saldırgan teröristler tekrar ülkelerine döndüklerinde kuzuya dönüşmüyorlar…
İşin ilginç tarafı küresel bağlamda terör konusunda IŞİD ile el-Kaide arasındaki rekabet de devam ediyor. Bu rekabet taraflardan birini zayıflatmaktan çok, her ikisinin de daha fazla dehşet ve vahşet yaratacak uçlara kaymasına sebebiyet veriyor.
Irak ve Suriye’de gerileyen IŞİD, bir taraftan Avrupa’da terör olayları ile etkinliğini sürdürmeye çalışırken, diğer taraftan da Güney Asya’da yerini sağlamlaştırmak maksadıyla daha derinleştirerek ataklarını sürdürmektedir. Böylelikle “Cihatçı” grupları etrafında toplamayı sürdürmektedir.
Bir başka görüşe göre de IŞİD ve el-Kaide benzeri terörist grupların mitoz bölünmeyle tüm dünyaya yayılarak dallanıp budaklanacağı şeklinde.
Global BrokingCentre tarafından da 2017 yılı terör risk haritası çıkarıldı. “2017Risk Maps, Aon’sguidetoPolitical Risk,Terrorism&PoliticalViolence” başlıklı çalışma da benzer öngörülerle yaklaşıyor.
En riskli coğrafya Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Afrika’nın Sahara bölgesi. Yani genellikle İslam Dünyası! Tabii Afrika’nın doğusunda (Somali, Sudan) ve batısındaki riskli cepler de var.
Son Söz: Çalışmalarda Türkiye ve Avrupa’da artan küresel tehdide dikkat çekilirken, ABD Başkanı Trump’ın yaklaşımı da eleştirilmektedir. Serbest seyahatlere yasak getirilmesi, terör konusunda umursamaz veya çaresiz kalan ülkelere yaptırımlar uygulanması da dünya ticaretine verdiği zararlar açısından gündeme getirilmiş. Küresel terörle bir süre daha yaşayacağız ne yazık ki! Zira “hiber millet” denilen küresel terör militanları hala çoğalıyorlar!

MİSYONUMUZU YENİDEN ŞEKİLLENDİRİYORUZ

0

Çelik -İs Sendika Genel Başkanı Yunus Degirmenci,Genel Mali sekreteri Bayram Altun Genel Teşkilatlandirma Sekreteri Recep Akyel Genel Eğitim Sekreteri Ferhan Öner ve Çelik -İs Sendikası İskenderun Şube yönetimi ile birlikte İskenderun Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti.
İGC Başkanı Veysel Cıncık ileYönetim Kurulu üyeleri tarafından karşılanan Değirmenci, çalışmalarla ilgili bilgi verdi.
Göreve geldiklerinde 18 bin olan üye sayısının İSdemir’de yetki alınmasından sonra bugün 40 bine çıktığını, bu bölgede kalıcı olmak için sorunlarını çözmüş, dürüst, çalışkan, uzlaşıcı, özverili, herkesle barışık bir sendika olarak geldiklerini söyledi.
Kimseyle kavga etmeyeceklerini ve işlerine bakacaklarını da belirten Değirmenci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha düzgün ve güvenilir yapımızla İskenderun Bölgesi’ne katkı sağlamaya geldik. Burada hepinize ihtiyacımız var. STK’lara, Siyasi partilere, Basına, esnafa, işçiye, işverene ihtiyacımız var. Bu bölgenin insanının mutluluğuna, refahına katkı yapacak çalışmalar içinde bulunacağız. Makam, mevki, şan, şöhret için sendikacılık yapmayacağız. Koltuktan destek almayacağız. Toplu iş sözleşmesi yetkimizle geldik ve 60 günlük süreç başladı. Teklifimizi sunduk. İnşallah en iyi şekilde sonuçlandıracağız. İşçilerimizin sorunlarının çözümünde yanlarında olacağız. İşverenden de anlayış bekliyoruz. 2,5 yıllık işçimizin ücret farklarını almak istiyoruz. Ben bu bölgenin yeni simasıyım. Bilmeye, tanımaya çalışıyorum. Protokolü, STK’lari, Siyasi partileri gezerek kendimizi anlatıyoruz. İşçimizin refahını arttırmak, kardeşlik duygularını arttırabilmek için çalışıyor ve ülkemiz insanına bir sendika olarak, bir STK olarak hizmet için gayret ediyoruz.”
Değirmenci basın mensuplarına “biz sizden eksiğimizi, yanlışımızı yazmayın demeyiz. Dostluğumuza istinaden bunları bize aktarı ki, düzeltme yoluna gidelim’’ dedi.
Çelik İş Sendikası’nın son 3 yılda İsdemir’deki hengame nedeniyle bu bölgede beklenen atağı yapamadığına da dikkat çeken Değirmenci, şu anda 40 bin olan üye sayısının 100 binlere ulaşmasının beklediğini ifade etti. Değirmenci, “bizim üst kuruluşumuz 500 bin üyeli Hak İş. Oranın gücünü yeni kullanmaya başladık. Toplu sözleşmemiz olan işyerlerinin patronlarıyla aramızda sorun yok. İşçimizin sorunlarıyla bire bir ilgileniyoruz.Misyonumuzu yeniden şekillendiriyoruz. Çelik İş büyüyor, büyüyecek. Başkanlar Kurulumuzda, bu işi yapamayanların sendikacılığı bırakmasını söyledim. Bizim alanımızda 1 milyon 400 bin metal işçisi çalışıyor. Bu alanda o kadar boşluk var ki, metal işçisi bizi bekliyor. Bizim farklılığımızı ortaya koymamız gerekiyor. Sendikacılık farkımızı ortaya koyacağız. Sendikacılıkla ilgili yeni proje hazırlayacağız. Sendikalar arası kavgalarda biz olmayacağız. “ dedi.
Yeni misyon ve vizyon çalışmasıyla ilgili olarak da, “ne söylediği, duruşu belli olmayan bir sendika olmayacağız. Metal İş kolundaki işçiler bizi beklediğimiz için yeni bir duruş ortaya koyacağız. Çelik İş’in parası var ve harcayacağız. İşçimizin hastalığında, düğününde, derdinde yanında olacağız. Bize ait mal varlıklarını düzenleyeceğiz. İşçinin kutsal parasını saçtırmayacağız.Haklı ihtiyaçlarını karşılayacağız.” Şeklinde konuştu.
Değirmenci işçilerin bir bölümünün birbiriyle küs olduğunu belirten bir soru üzerine de, “bu işçinin nasıl olur da bölündüğünü bilemiyorum. Diğer sendikaya giden arkadaşımızı da dinliyorum. 3,5 yıldır ayrışmış insanları bir araya getiriyoruz. Hepsi Genel Başkan olarak beni bekliyordu ve onlarla konuştuk. Bu işçinin kaynaşması için görev bize düşüyor. Geçmişi bir kenara bırakıp, çalışacağız.İşçi bizi bağrına basıyor. Bu bizi mutlu ediyor. Tüm işçi arkadaşlarımızı daha güzel bir ortamda buluşturacağız. Bize düşüyor bu görev.”dedi.
İskenderun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veysel Cıncık da ziyaret için teşekkür ederek, “biz daima işçimizin yanında olacağız. Haklı eleştirilerimiz tabi ki olacak. Ama önemli olan işçimizin refahı. Önceki gün mitinge gazetecilerin alınmaması bizleri çok üzdü. İsdemir yönetiminin davranışına şaşırdık. Beklemiyorduk. Gazeteciler sadece görev yapacaklardı.”
Değirmenci, mitingle ilgili şunları söyledi.
“Güvenlik nedeniyle mitingin yapılıp yapılmamasını çok düşündük. Ama yaptık. Giriş-çıkışlarda bir aksama oldu. Hepimizin eksiği, hatası olabiliyor. Biz de hatamızı gördük, bir daha olmaz.”dedi.
Çelik İş Sendikası Genel Başkanı Değirmenci,”toplu iş sözleşmesi 60 gün içinde kesin biter demiyorum ama bitmesi için gayret edeceğiz. İsdemir ve Erdemir yönetiminin olumlu yaklaşımları bizi memnun ediyor” dedi.
Bu arada İGC Başkanı Veysel Cıncık Genel Başkan Değirmenci ile Mali Sekreter Altun’a birer armağan verdi.

Kılıçdaroğlu’na Hakaret Eden Yönetici CHP’den İhraç Edildi!

0

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile geçtiğimiz dönem Erzin’den CHP Milletvekili Aday Adayı olan Av. Mehmet Akif Özer’e hakaretlerde bulunan CHP Erzin ilçe yönetim kurulu üyesi Ahmet Faik Özaslan, Hatay İl Disiplin kurulu tarafından CHP’den ihraç edildi.

16 Mart 2017 tarihinde CHP Erzin Kadın Kolları tarafından düzenlenen “Çanakkale Zaferi ve Şehitlerini anma” gecesinde CHP Erzin İlçe Yönetim kurulu üyesi Ahmet Faik Özaslan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile geçtiğimiz dönem Erzin’den CHP Milletvekili Aday Adayı olan Av. Mehmet Akif Özer’e ağır hakaretler içeren bir konuşma yapmıştı. Av. Mehmet Akif Özer’de bu konuşma üzerine CHP İl Disiplin Kuruluna şahit göstererek kesin ihraç istemiyle müracaatta bulunmuştu.

CHP Erzin İlçe Yönetim kurulu üyesi Ahmet Faik Özaslan’ın 7 Temmuz 2017 Cuma günü Av. Erhan Biner başkanlığından toplanan Hatay İl Disiplin Kurulu tarafından, tüzüğün 70/A-b maddesine göre oy birliği ile partiden ihraç edildiği yönünde bilgiye ulaşıldı.

15 TEMMUZ’U ASLA UNUTMAYACAĞIZ, UNUTURMAYACAĞIZ

0

“GÜCÜMÜZ MİLLİ İRADE, HEDEF BÜYÜK TÜRKİYE”
İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nda Sivil toplum Kuruluş Temsilcileri ile birlikte düzenlenen ortak basın toplantısında ‘15 Temmuz’u asla unutmayacağız. “Gücümüz Milli İrade, Hedef Büyük Türkiye’ denildi.

İTSO Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmasında, “Türkiye’nin sivil toplumunu temsil eden, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Türkiye kanadı olan; Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK), Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN), HAK- İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye KAMU-SEN), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) olarak buradayız. Bugün bizler de burada; İskenderun Esnaf Odaları Birliği, İskenderun Ziraat Odası, Hak-iş İskenderun Şubesi,
Çelik İş İskenderun Şubesi,Türk Metal-sen İskenderun Şubesi,
TİSK İskenderun Şubesi, İMEAK Deniz Ticaret Odası İskenderun Şubesi,
Ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası olarak bulunuyoruz.
Bu masada oturan demokrasi sevdalısı kurumlar olarak bu ortak açıklamayı 81 ilde aynı anda yapıyoruz.
Tarihimizin en zor günlerinden biri olan 15 Temmuz’un yıldönümüne giriyoruz.
İki hafta boyunca, farklı etkinliklerle, hazırladığımız afişlerle ülkemizin tamamında 15 Temmuz ruhunu canlı tutacağız.
15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız.
15 Temmuz’un Türkiye için bir milat olduğuna inanıyoruz.
Çünkü bu alçak saldırı, darbenin ötesinde bir işgal girişimiydi.
15 Temmuz, İstiklal Harbinden bu yana ülkemizin karşılaştığı en büyük tehlikeydi.
O gece Fetullahçı terör örgütü, “devleti” ele geçirmeye, milleti tahakküm altına almaya kalkıştı.
Darbe girişiminin asıl amacı; ülkemizi tarihimizde görülmemiş bir kaosa sürüklemek, kardeş kavgası başlatmak, Türkiye’yi iç savaş ortamına sokmaktı.
Darbe teşebbüsünün nihai amacı; Türkiye Cumhuriyetini bir daha ayağa kalkamayacak duruma düşürmekti.
Allah’a şükürler olsun Milletimiz, cesareti ve feraseti ile bu belayı, bu fitneyi durdurdu.
Milletimiz demokrasimize ve özgürlüğümüze kasteden bu saldırı karşısında dik durdu, canı pahasına değerlerini savundu.
Bu masadaki kuruluşların tamamı da, ilk andan itibaren, devletimizin ve milletimizin yanında yer aldı.
Darbe girişimine karşı verdiğimiz bu mücadelede, 250 vatandaşımız şehit oldu.
2.301 vatandaşımız gazi oldu.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz./ Gazilerimizi şükranla anıyoruz.
Milletimiz onları daima minnetle ve rahmetle anacaktır.
Dünyada çok az millet, bu bedeli ödeyebilir.
Siyasi görüşü fark etmeksizin Türkiye’nin geleceğine sahip çıkan 15 Temmuz ruhu demokrasinin sigortasıdır.
Bir daha böyle hain girişimlerin yaşanmaması için FETÖ ile mücadele her alanda etkin ve kararlı şekilde sürdürülmelidir.
Yargı kurumları, darbecilere ve onların destekçilerine hak ettikleri en ağır cezayı vermeli, milletimizin vicdanını rahatlatmalıdır.
.
Üzerine basarak bir kez daha ifade ediyoruz: Türkiye’nin sivil toplumu olarak 15 Temmuz’u asla unutmayacağız, unutturmayacağız.

İSDEMİR DE SIKIYÖNETİM DÖNEMİ Mİ?

0


İskenderun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Veysel Cıncık, yeni İsdemir yönetiminin katı tutumuyla ilgili açıklamalar yaptı. Cıncık “İsdemir Genel Müdürlüğü’ne Toker Özcan’ın atanmasından sonra olumsuz yönde değişimler dikkat çekmeye başladı.” Diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çelik İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci İsdemir işçileriyle bir araya geldiği şenlik niteliğindeki mitinge gazeteciler içeri alınmadı.. İsdemir kapısına giden ve tek görevi habercilik olan gazeteciler güvenlik görevlileri tarafından engellendi. sürpriz şekilde içeri alınmadılar.

Bugüne kadar demokratik şekilde yönetilen İsdemir’de yeni yönetim ile birlikte olumsuz gelişmeler gözlenmeye başlandı.

Konuyla ilgili görüştüğümüz Çelik İş Sendikası yöneticileri “yönetime, içeri alınsınlar diye herhangi bir gazeteci listesi vermedik, herkesin başımızın üstünde yeri var “derken, İsdemir görevlileri böyle bir listenin varlığını öne sürdüler.

İsdemir’in iletişim birimi bunun güvenlik nedeniyle alınan bir karar olduğunu savundu.

Gazetecilerden bugüne kadar ne gibi bir güvenlik suistimali gördülerini bilmek isteriz… Gazeteci, bölgemiz halkının kendi malı olarak gördüğü İsdemir’deki her gelişmeyi gururla dünyaya duyurmak ister. Ama, binlerce işçiyi ilgilendiren yetkili sendika konusundaki önemli haberi maalesef duyuramadı.

Uzun yıllardır geleneksel hale getirilen Ramazan ayı içindeki basınla iftar yemeğinde buluşmayı iptal eden yönetimin bu kararlarının nedeni merak ediliyor.

İsdemir sıkıyönetim dönemi mi başladı?”

İTSO VE LİMAN YETKİLİLERİ İLE BİRARAYA GELDİLER

0


Sequa Türkiye ve İTSO arasında imzalanan protokole istinaden devam etmekte olan TAMEB (Türk Alman İşbirliğinde Mesleki Beceri Geliştirme Projesi) kapsamında, İskenderun Liman Lojistiği konusunda Mesleki Eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi amacıyla 10.07.2017 tarihinde toplantı düzenlendi.
İskenderun Ekonomisine yön veren, istihdama katkı sağlayan işverenlerle sürekli irtibat halinde olan, Sosyal amaçlı projeleri önemseyen, iş kurmak isteyen girişimcilerin yanında olan İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası, yine önemli bir projeye daha imza atmanın hazırlığını yapıyor.
Hatay’da yaşayan Mülteciler ve Türk vatandaşlarına Mesleki Eğitimlerin verilmesi ile ilgili başlatılan proje de İTSO yer alacak.
Hatay’da yaşayan mülteci ve Türk vatandaşlara yönelik Mesleki Eğitim ve iş imkanı sunulması amacıyla yürütülen proje kapsamında Sequa Türkiye Direktörü Aynur Kuytu, Hamburg Ticaret Odası Danışmanı, Birgit Schweberg, Sequa Almanya proje yöneticisi KerstinSchulz ve Sequa Hatay Koordinatörü Bülent Yüce, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret ederek, İTSO Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, İTSO Meclis Başkanı Servet Ugutmen, İTSO Genel Sekreteri Figen Gül Dönmez ve İskenderun Liman İşletmeleri yetkilileri ile biraraya gelerek, Liman Lojistiği konusunu görüştüler.
İTSO Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, İTSO Meclis Başkanı Servet Ugutmen ve İTSO Genel sekreteri Figen Gül Dönmez ile görüşen Alman Sequa yetkilileri, Limanda çalışabilecek elemanların yetiştirilmesi için Türk vatandaşları ve Mültecilere yönelik verilecek eğitimlerle ilgili karşılıklı fikir alış verişinde bulundular.
Alman heyetinin taleplerinin değerlendirilmesi sonrasında protokol imzalanması ve Liman Lojistiği konusunda kursların başlatılması öngörülen Ziyarette, İTSO yetkilileri, Mülteciler ve Türk vatandaşların eşit oranda Mesleki eğitim verilmesini ile bölgede işsizlik ve istihdama daha fazla katkı sunulması için projeyi önemsiyor. İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Levent Hakkı Yılmaz’a ziyarette projenin detayları ve Liman Lojistiği konularında, Hamburg Ticaret Odası Danışmanı, Birgit Schweberg, bilgiler verdi. İskenderun’da Mesleki Eğitim sonrası kalifiye eleman yetiştirilmesi ve istihdamın önemine vurgu yapan İTSO Başkanı Levent Hakkı Yılmaz; “İskenderun Limanları ve iskelelerinde istihdam edilmek üzere açılacak kurslarda, Türk ve mültecilere yönelik meslek sahibi olmaları bizimde ortak dileğimiz. İskenderun Limanında Lojistik konusunda açılacak kurslara destek verebiliriz. Bu konuda daha önce ön görüşme yapıldı. Bölgemizde yaşayan Mülteciler ve Türk vatandaşlarımıza yönelik mesleki eğitim kursları verilmesi ve istihdama katkı sunulması, işsizliğin azalması için önemli. İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası olarak biz hazırız. Zaten odamız bünyesinde birimlerimiz de mevcut” dedi.
Gün içerisinde Alman Sequa Heyeti, İskenderun Liman yetkilileri ile de bir araya gelerek, Liman lojistiği konusunda karşılıklı fikir alış verişinde bulundular.
İTSO Meclis Başkanı Servet Ugutmen toplantıda yaptığı konuşmasında, “Projenin Çözüm odaklı olmasının daha faydalı olacağına inanıyorum. Oda olarak bizim talebimiz yüzde 50 Türk vatandaşlarımız, yüzde 50 de mültecilere yönelik eğitim verilmesi. Taleplerimize yönelik verilecek Mesleki eğitim Konularında ise odamızdan istifade edebilirler. Liman Lojistiği konusunda bu gün, İskenderun Liman yetkilileri ile birlikteyiz. İhtiyaca göre Limanda istihdam edilmesi düşünülen iş kollarının belirlenmesi için buradayız” dedi.
Hamburg Ticaret Odası Danışmanı, Birgit Schweberg Liman yetkilileri ile yaptığı toplantıda ise; “Bu gün İskenderun Ticaret ve Sanayi Odasında bulunmaktan dolayı memnuniyetimizi dile getirmek istiyoruz. Mültecilere ve İskenderun bölgesinde Mesleki eğitim almak isteyenlere yönelik verilecek eğitimlere destek vereceğiz. Kurs süresince kursiyerlere teşvik amaçlı ücreteler de ödenecek. Sorunların çözümüne yönelik karşılıklı işbirliği içerisinde bu projeyi hayata geçirmek ve Lojistik konusunda İTSO ve Liman yetkilileri ile bir araya gelerek meslek konularını ve talepleri belirlemek istiyoruz. Tabi bu proje işbirliği protokolü dahilinde olacak. Hamburg ve İskenderun iki Liman şehri, Biziler daha öncede bu konularda bir çok projelere destek verdik. İskenderun Limanları ve iskelelerinde Liman Lojistiği konularında eleman yetiştirilmesi ile bölgede gerek mülteci gerekse Türk vatandaşlarına iş imkanı ve meslek edinmelerine katkı sunmak istiyoruz” dedi. İskenderun Liman yetkilileri de,Alman Sequa heyetinin taleplerini dinlediler ve yapılan toplantıda Liman da çalışabilecek Sapancı, puantör ve teknik eleman yetiştirilmesi konularında kurslar verilebileceği noktasında mutabakata varıldı.

İSKENDERUN’DA MİLLİ BİRLİK YÜRÜYÜŞÜ DÜZENLENECEK

0


İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil,15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında tüm Türkiye’de olduğu gibi İskenderun’da çeşitli etkinlikler düzenlendiğini belirtti.
Belediye Başkanı Seyfi Dingil, yaptığı açıklamada, 15 Temmuz Cumartesi günü saat 19.00’da düzenleneceğini söyledi.
Milli Birlik Yürüyüşünün Anıt alanından başlayacağını ifade eden İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil,”Anıt alanından başlayacak olan yürüyüş şehit Pamir caddesinde bulunan çok katlı otoparka kadar devam edecek. Ardından ulu camii caddesine dönülerek, merkez bankasının önünden tekrar anıta geçilecek. Program yürüyüş sonunda anıt alanında devam edecek. Düzenlenen yürüyüşe tüm halkımızı davet ediyoruz. Halkımızı ellerinde Türk bayrakları ile anıt alanında 15 Temmuz akşamı anıt alanına davet ediyoruz” dedi.
İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil,”Vatanımız sahipsiz değil. Bu bayrak uğruna nice şehitler verildi. Yüce rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü tehlikelerden korusun. Bu vesile ile 15 Temmuz akşamı anıt alanında düzenlenecek olan anma programına halkımızı davet ediyorum. Bizlere düşen en büyük görev birlik ve beraberliğimizi korumaktır” diye konuştu.

Arsuz, bu tesisle futbolda atağa geçecek

0

DCIM100MEDIADJI_0021.JPG
Karaağaçspor Tesisleri, Arsuz’un sportif başarıdaki çıtasını daha da yükseltecek
Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, sportif yatırımlar kapsamında büyük önem verdiği Karaağaçspor Tesislerinin son durumunu inceledi. İlçenin sportif başarıdaki çıtasını daha da yükseltecek olan tesisi başkan yardımcısı Sedat Deveci, Fen İşleri Müdürü Aşkın Yetimoğlu ve teknik ekiple birlikte inceleyen Başkan Nazım Culha, peyzaj çalışmaları tamamlanma aşamasına gelen tesisin muhteşem bir görüntüye kavuşacağını ifade etti. Yapımı tamamlanan idari bina ve diğer bölümleri tek tek inceleyen Başkan Culha, FİFA standartlarında modernize edilen sahanın sporcuların başarılarına ciddi anlamda katkı sunacağını dile getirdi.
Belediye olarak Arsuz’da sporun gelişmesi adına futbolun yanı sıra tüm branşlara imkanlar ölçüsünde destek verdiklerini ve destek olmaya da devam edeceklerini ifade eden Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, “Bir adet suni çim futbol sahası, 500 kişilik tribünü, iki adet soyunma odası, hakem odası, tesis amiri odası, kafeterya, ısıtma merkezi, gece maç ve antrenmanları için saha aydınlatması tamamlanan ve etrafı tel çitle çevrilen Karaağaçspor Tesisimizde peyzaj çalışmaları da tamamlanma aşamasındadır. İdari bina ve saha dışındaki alanların tamamında devam eden parke döşeme çalışmalarının tamamlanmasıyla hoş bir görüntüye kavuşacak olan Karaağaçspor Tesisimiz, gençlerin geleceğine katkı sunmanın yanı sıra futbolcu potansiyeli oldukça yüksek olan ilçemizdeki potansiyeli en iyi şekilde değerlendirecek, Türk Futbolu’na daha bir çok sporcu kazandıracak ve birçok sportif başarıya ev sahipliği yapacaktır” dedi.

Kaçakçılık Operasyonları

0
HATAY’DA İL JANDARMA EKİPLERİNİN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ OPERASYONLARDA ÇOK SAYIDA KAÇAK ÜRÜN ELE GEÇİRİLDİ. (ADEM KARAGÖZ/HATAY-İHA)

Hatay’da yılın ilk altı ayında jandarma ve emniyetin sorumluluk bölgesinde meydana gelen 702 kaçakçılık olayında 949 kişiyle ilgili işlem yapılırken, 137 bin 123 kök Hint keneviri, 25 gram takoz esrar, 249 gram toz esrar olmak üzere çok sayıda uyarıcı hap, sigara, silah ve tarihi eser ele geçirildi.

Valilik internet sitesinde yer alan açıklamada, kentte yılın ilk altı ayında yapılan kaçakçılık operasyonlarında ele geçirilen malzemelerle ilgili bilgi verildi.

Güvenlik güçleri tarafından 702 olaya müdahale edildiğinin belirtildiği açıklamada, operasyonlarla ilgili 949 kişiyle ilgili işlem yapıldığı kaydedildi.

Operasyonlarda, 137 bin 123 kök Hint keneviri, 25 gramın üzerinde takoz esrar, 250 grama yakın toz, 328 gramın üzerinde kubar esrarla 5 bin 947 adet cinsel uyarıcı hap, 203 bin 39 paket sigara, bir el bombası, 12 tabanca, 1 kaleşnikof, 213 bin 405 uyuşturucu hap 5 bin litre petrol ürünü, 412 tarihi eserle çok miktarda sahte para, cep telefonu, tıbbi ilaç ele geçirildiği bildirildi.

Açıklamada 3-11 Temmuz tarihleri arasında da meydana gelen 35 kaçakçılık olayında ise 47 kişiyle ilgili işlem yapıldığı, operasyonlarda 19 gram eroin, bin 496 Hint keneviri 4 bin 994 sentetik uyuşturucu hap, bin 960 metamfetamin ile 102 sentetik ecza ele geçirildiği belirtildi.

Körfez İskenderunspor’da Yeni Yönetim…

0

Kenti yıllarca 2. Ligde başarıyla temsil eden, ilgisiz ve sahipsizlikten süper amatöre kadar düşerek kaderine terk edilen Körfez İskenderunspor yeniden ayağa kaldırmak için işadamı İsmet Kulu Başkanlığında yeni yönetim oluşturuldu.

Sahipsizliğe terk edilen Körfez İskenderunspor için kent esnafının da içinde bulunduğu gönüllü bir ekip takıma sahip çıkmak için harekete gerçi. Körfez İskenderunspor’un tek takımı olarak kalan ve süper amatör liginden üst liglere çıkması için kongreye gidilerek, işadamı İsmet Kulu başkanlığında yeni bir yönetim oluşturuldu.

Körfez İskenderunspor’un Kulüp Başkanlığına getirilen işadamı İsmet Kuru, yeni yönetim kurulunu oluşturduklarını belirterek “İskenderun’unuz Türkiye genelinde 81 il varsa 50 ilden büyük bir kent, ancak baktığımızda İskenderunspor’umuz nereden nereye geldi? Amatör kulübe düştü! Yönetim kurulu arkadaşlarımızın el birliği, basının da yardımıyla İskenderunspor’umuzu tekrar canlandırıp, güzel bir yere getirmek istiyoruz. Başta valimiz, Büyükşehir Belediye başkanımız, İskenderun Belediye Başkanımız, Kaymakamımız olmak üzere büyüklerimizin yardımıyla İskenderunsporumuzu tekrar canlandırmak arzusundayız” diye konuştu.

Kulüp Başkanı İsmet Kulu, başkanlığındaki yeni yönetim ve görev dağılımı şöyle; As Başkanvekili Dr. Yavuz Selim Yıkıcı, As Başkanlar Selim Baysal, Dr. Akın Çan, Şube Sorumlusu Onur Gökçe, Mali Sekreter Hüseyin Boğa, Genel Kaptan Ali Ergüven, Tesisler sorumlusu Ömer Özsüren, Futbol Şube Sorumlusu Ahmet Sürer, Altyapı Sorumlusu yardımcısı İrfan Aksoy.

Emniyet Müdürü Karabörk Şehit Komiser Güler in evini ziyaret etti

0

Hatay Emniyet Müdürü Kamil Karabörk, FETÖ’nün darbe girişimi sırasında Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına düzenlenen saldırıda şehit olan Özel Harekat Komiser Yardımcısı Gülşah Güler’in Kırıkhan ilçesinde bulunan ailesini ziyaret ederek, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen mektubu teslim etti.

Emniyet Müdürü Karabörk, eşi Zuhal Karabörk ile şehit Güler’in Kırıkhan ilçesindeki ailesini ziyaret ederek başsağlığı diledi.

Ziyarette şehitler için Kur’an-ı Kerim okundu ve dua edildi.

İl Emniyet Müdürü Karabörk, daha sonra Güler’in babası Hüseyin Güler’e Emniyet Genel Müdürlüğünce gönderilen mektubu teslim etti. Karabörk ayrıca, baba Güler’e emniyet teşkilatının “15 Temmuz Şehitleri” adlı kitabını ve Özel Harekat Daire Başkanlığı bahçesine şehit Gülşah Güler adına dikilen fidanın fotoğrafını verdi.

Ziyaretten dolayı Karabörk’e teşekkür eden baba Hüseyin Güler, “Bu tür ziyaretler bizleri mutlu ediyor. Allah devletimize zeval vermesin.” dedi.

Teog’da Başarı Gösteren Öğrencilere Bisiklet

0

Hatay’da, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavında başarı gösteren öğrencilere Altınözü Kaymakamlığı tarafından bisiklet ve kask hediye edildi.

Altınözü Kaymakamı Bülent Uygur, kaymakamlık bahçesinde düzenlenen törende, 15 Temmuz hain darbe girişimini kınayarak başladığı konuşmasında, o gece hayatını kaybeden şehitleri rahmet ve minnetle andı.

Göreve geldikleri günden bu yana eğitimin birinci öncelikleri olduğunu belirten Uygur, şöyle devam etti:

“Bütün çocuklarımız altın değerindedir ama başarılı çocuklarımızın da ayrı bir yeri vardır. En büyük ödül güzel bir lise kazanmalarıydı. İnşallah bu çocuklarımız güzel bir liseye gidecekler. İyi bir lise iyi de bir üniversitenin anahtarı. Bu noktada ödülü de kullandık, öğretmenlerimizi, idarecilerimizi bu konuda motive ettik, kendileri de Allah’a şükür gayretliydiler. Hepsine teşekkür ediyorum ama en büyük teşekkür uzun ve stresli bir dönem geçiren sevgili öğrenci kardeşlerime, yolunuz da bahtınız da açık olsun, bu bisikletler de annenizin ak sütü gibi helal olsun.”

Uygur, başarılı öğrencilere ağustos ayı içerisinde Çanakkale gezisine göndereceklerinin müjdesini de verdi.

Aydınlık ve aklı, vicdanı, fikri hür gelecek nesillere ihtiyaç olduğunun altını çizen Uygur, “Bizim kendi düşünen, kararını kendisi veren, sorgulayan nesillere ihtiyacımız var. Bu noktada da gençlerimizden ümitvarız.” diye konuştu.

Türkiye Bisiklet Federasyonu Hatay Temsilcisi Hasan Tahsin Bakan, törende kaymakam Uygur’a da bisiklet hediye etti.

Hediye karşısında duygulanan Uygur, “Rahmetli babamı 8 yaşında kaybetmiştim. Ben babamdan hep bir bisiklet istedim ama garibim işçiydi, bana bir bisiklet dahi alamadı, bugün ilk defa bu hayalim de gerçekleşmiş oldu.” dedi.

Konuşmaların ardından TEOG’da 100 ve üzerinde net yapan 160 öğrenciye bisiklet ve kask dağıtıldı.

Öğrencilerin hediyelerini aldıktan sonra yaşadıkları mutluluk ise kameralara yansıdı.

Vali Ata, Saldırıda Yaralanan Polisi Ziyaret Etti

0


Hatay Valisi Erdal Ata, 2 polisin şehit olduğu saldırıda yaralanan polis memuru Samet Kılınçsarı’yı hastanede ziyaret etti.

Antakya ilçesi eski İskenderun yolu Anayazı Mahallesi mevkiinde polis kontrol noktasına bir araçtan açılan ateş sonucu 2 polis şehit olmuş, 1 polis de yaralanmıştı. Hatay Valisi Erdal Ata, beraberindeki Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Tekne, Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Jandarma Yarbay Hasan Hüseyin Güzeldal ve İl Emniyet Müdür Yardımcısı Soner Bal ile birlikte Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinde tedavi gören yaralı polis memuru Samet Kılınçsarı’yı ziyaret etti. Yaralı polisin sağlık durumu hakkında başhekimden bilgi alan Vali Ata, polis memurunun bir an önce eski sağlığına kavuşması için büyük çaba gösteren sağlık personeline teşekkür ederek, Kılınçsarı’ya geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Hatay’daki Silahlı Kavganın Zanlısı Yakalandı

0

Hatay’ın Payas ilçesinde geçen yıl 1 kişinin öldüğü, 1 kişinin de yaralandığı silahlı kavganın zanlısı yakalandı.

Alınan bilgiye göre, 2 Nisan 2016 tarihinde meydana olayda, ilçedeki bir gayrimenkul için açılan ihaleye girdikleri öğrenilen Abdulkadir K. ile Hasan Güner’in grubu arasında oluşan anlaşmazlıkta silahlı kavga çıktı. Karşılıklı açılan ateş sonucunda vurulan Hasan Güner hayatını kaybetti, Gürcan G. yaralandı.

Olaydan sonra kaçan zanlılardan K.K. (32) Payas Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yakalandı. Zanlı, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edildi. –

DEMOKRASİ ŞEHİTLERİ ANISINA FUTBOL TURNUVASI DÜZENLENİYOR

0


İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, 15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinlikleri çerçevesinde kurumlar arası futbol turnuvasının düzenlendiğini belirtti.
Belediye Başkanı Seyfi Dingil, belediye brifing salonunda düzenlediği basın toplantısında düzenlenecek turnuva hakkında bilgiler verdi.
TURNUVAYA TÜM HALKIMIZ DAVETLİDİR
15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeni ile çeşitli anma etkinliklerinin düzenlendiğini belirten İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil,”Bizlerde belediye olarak farklı etkinlikler ile şehitlerimizi anmak amacı ile kurumlar arasın böyle bir program düzenledik.15 Temmuz Cumartesi günü 18.30’da belediye spor kompleksinde düzenlenecek olan turnuvaya 27 takım katılıyor. Turnuvaya tüm halkımız davetlidir. Amacımız burada farkındalık oluşturup 15 Temmuz sürecini ve yaşananları asla unutturmamak dedi.
HİÇ UNUTMAYACAĞIZ HİÇ UNUTTURMAYACAĞIZ
Turnuva hakkında da bilgiler veren İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil,”Turnuvaya kamu kurumlarından oluşan takımlar katılıyor. Katılan tüm takımlara başarılar diliyorum. Turnuvayla ilgili olarak gerekli kuralar ve gruplar belirlendi. Amacımız 15 Temmuz’u unutturmamak. Hiç unutmayacağız hiç unutturmayacağız ”diye konuştu.

Arsuz’a tam donanımlı taziye evleri

0

Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, ilçede çadırda taziyeye son verecek olan taziye evleri projelerini teker teker hayata geçiriyor
Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, ilçede cenaze çadırı kültürüne son verecek, cenaze sahiplerinin de daha rahat bir ortamda taziyeleri kabul edebilmelerine imkan sunacak olan taziye evleri projelerini teker teker hayata geçiyor. Madenli Mahallesi’nde tamamlanarak halkın kullanımına açılan taziye evinin ardından Akçalı Mahallesi’nde inşaatı devam eden taziye evini yardımcısı Sedat Deveci ve Fen İşleri Müdürü Aşkın Yetimoğlu ile birlikte inceleyen Başkan Culha, bir diğer taziye evinin de Karaağaç Mahallesi’nde yapıldığını söyledi.
İki kat olarak tasarlanan taziye evlerinin tip proje olduğunu ve her mahallede aynı mimari şekliyle inşa edileceğini ifade eden Başkan Culha, projenin üst katında bulunan salonların çok amaçlı olarak da kullanılabileceğine dikkat çekti.
Taziye evlerinin kullanım şekli ve işlevselliği ile ilçede yaygın olarak kullanılan cenaze çadırı kültürüne son vereceğini ifade eden Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, “Halkımızın birbirlerinin acılı günlerinde bir arada olmalarını ve acılarını paylaşmalarına vesile olması, hava koşullarından etkilenmeden taziyelerini gerçekleştirmelerine imkân sağlayabilmek amacıyla ilçemize kazandırdığımız taziye evleri tip projelerimiz modern yapılarıyla dikkat çekiyor. İki katlı olarak tasarlanan taziye evlerinin zemin katında ofis, bay-bayan wc, morg, teneşir odası(cenaze yıkama odası) ve depo; ikinci katında ise büyük bir salon bulunuyor. Bu salon taziye, mevlid-i Şerif ve Kuran-ı Kerim Hatmi okunmasının yanı sıra çok amaçlı salon olarak da kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştır” dedi.

Fetö’den 50 Gözaltı

0


HATAY’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında meslekten ihraç edilen memurların da aralarında bulunduğu 50 kişi gözaltına alındı.

Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, örgütün haberleşme programı ByLock kullandıkları belirlenen kişilerin adreslerine Emniyet Müdürlüğü Kom Şubesi ekipleri tarafından sabah saatlerinde eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi.

Operasyonlarda aralarında KHK ile meslekten ihraç edilen memurların da bulunduğu 50 kişi gözaltına alınıp emniyete götürülürken, 10 kişinin ise arandığı bildirildi. – Hatay